Forbes dergisi dünyanın en büyük 2 bin şirketini açıkladı. Forbes dergisinin açıkladığı 2 bin şirket arasında, Türkiye'den 14 şirket var. Türkiye'nin en büyüğü Türkiye İş Bankası. İş Bankası'nı, Akbank ve Garanti bankaları izliyor.
Dergide yer alan habere göre, listeye giren 60 ülkeden 2 bin şirket gelirleri, karı, varlıkları ve piyasa değerine göre sıralandı.
Bu şirketler geçen yıl 30 trilyon dolar gelir yarattı ve 2,4 trilyon kar etti. 119 trilyon dolar varlık ve 39 trilyon dolar piyasa değerine sahip bu şirketler, bütün dünyada 72 milyon kişiye istihdam sağlıyor. Listeye en fazla şirket ABD'den girerken, Çin, Hindistan ve Brezilya listeye bu yıl daha fazla şirket sokmayı başardı. Hindistan, 2004 yılında listeye 27 şirket sokarken, geçen yıl bu sayı 48'e yükseldi.
Listede bankacılık sektöründe faaliyet gösteren şirket sayısı 315 ile başı çekerken, bunu petrol ve doğal gaz alanında faaliyet gösteren 123 şirket izledi.
DÜNYANIN EN BÜYÜĞÜ HSBC
Listeye göre dünyanın en büyük şirketi, bankacılık sektöründe faaliyet gösteren İngiltere'den HSBC olurken, onu ABD'den General Electric ve Bank Of America takip etti.
LİSTEDEKİ TÜRK ŞİRKETLERİ
Forbes dergisinin açıkladığı listeye göre, Türkiye'den ise 12,89 milyar dolar piyasa değeriyle Türkiye İş Bankası, listede 371'inci sırada yer alıyor.
Türkiye İş Bankası'nı, 16,26 milyar dolar piyasa değeriyle 384'üncü sırada yer alan Akbank takip ediyor. Garanti Bankası 12,69 milyar dolar piyasa değeriyle listenin 405. sırasında bulunuyor.
Listeye giren Türk şirketleri ve piyasa değerleri ise şöyle: -371. sırada Türkiye İş Bankası (12,89 milyar dolar)
-384. sırada Akbank (16,26 milyar dolar)
-405. sırada Garanti Bankası (12,69 milyar dolar)
-605. sırada Koç grubu (6,69 milyar dolar)
-690. sırada Sabancı grubu (8,27 milyar dolar)
-879. sırada Turkcell (22,03 milyar dolar)
-893. sırada Türkiye Halk Bankası (8,07 milyar dolar)
-909. sırada Vakıflar Bankası (5,96 milyar dolar)
-990. sırada Tüpraş (6,48 milyar dolar)
-1185. sırada ENKA (13,85 milyar dolar)
-1280. sırada Doğan Holding (1,92 milyar dolar)
-1424. sırada Erdemir (6,08 milyar dolar)
-1836. sırada Petrol Ofisi (2,36 milyar dolar)
-1844. sırada Ford Otomotiv (3,37 milyar dolar)
Not: Derginin sıralaması, piyasa değerinin yanı sıra gelirler, kar ve varlıkları da içeriyor.
IMF: "Türkiye revizyonda geç kaldı"
IMF Türkiye Temsilcisi Hossein Samiei, enflasyondaki yeni hedeflerin, bütçe çalışmalarından önce belirlendiğine işaret ederek, revizyonun zamanlamasında geç kalındığını vurguladı. Para politikasının, gıda ve enerji şoklarına yeteri kadar yanıt veremediğini bildiren Samiei, enflasyonda devam eden artış süreci nedeniyle, para politikası kredibilitesinin tehlike altında olduğunu söyledi.
Samiei, para politikası kredibilitesinin korunması ve tesisinin önemine dikkat çekerek, enflasyonun kontrol edilmesinde para politikasına destek gerektiğinin altını çizdi. Samiei, mali disiplinde ise bu yıl bozulma beklenmediğini belirtti. Türkiye Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı'nın düzenlediği İş Yatırım Zirvesi'ne katılan IMF Türkiye Temsilcisi Hossein Samiei, Türkiye'deki varlıklarını ve çalışmalarını sürdüreceklerini söyleyerek, Türkiye ekonomisinin birçok alanda büyük ilerleme kaydettiğini dile getirdi. Samiei, enflasyonun yedi yılda önemli
oranda düştüğünü belirtirken, işsizliğin de yüksek oranda seyretmeye devam ettiğine işaret etti. İnsanların iyi politikanın fark yarattığını artık bildiklerini anlatan Samiei, bunun ise siyasi istikrar ve küresel ortamın uygunluğundan kaynaklandığını ifade etti.
"KISA DÖNEMLİ DIŞ BORÇLA İLGİLİ REZERVLER HALA DÜŞÜK"
Samiei, dış çapaların önemine değinerek, "Zorlukların arttığını görüyoruz. Global büyümede zayıflama, güven aralığında düşüş var. Büyümenin 2-4.5 arasında olmasını bekliyoruz. Türkiye'de büyümede yavaşlama var. Büyüme yüzde 4. Enflasyonda yükselme var. Buna, esas olarak gıda ve enerji şokları neden oldu" diye konuştu. Para politikasının, bu değişimlere yeterince yanıt veremeğinin altını çizen Samiei, cari açığın devam ettiğini ve global kredide daralmanın olduğunu kaydetti. Samiei, bankacılık sektöründe sağlam ve iyi bir düzenleme olduğunu söyleyerek, "Bankacılık sektörü büyük gelişme gösterdi. Fakat bir takım riskler, kamu borç ve risk primleri hala yüksek. Kısa dönemli dış borçla ilgili rezervler hala düşük. Kurumsal sektör ve özel sektör, yüksek dış borç ve açık taşıyor. Bunları çözmek için güçlü bir politikaya ihtiyaç var" dedi.
Samiei, enflasyondaki yeni hedeflerin, bütçe çalışmalarından önce belirlendiğine işaret ederek, revizyonun zamanlamasında geç kalındığını vurguladı. Para politikasının, gıda ve enerji şoklarına yeteri kadar yanıt veremediğini bildiren Samiei, enflasyonun artışıyla, para politikası kredibilitesinin tehlike altında olduğunu söyledi. Samiei, bu kredibilitenin korunması ve tesisinin önemine dikkat çekerek, enflasyonun kontrol edilmesinde para politikasına destek gerektiğinin altını çizdi. Mali disiplinde bu yıl bozulma beklenmediğini aktaran Samiei, doğrudan yabancı yatırımlarının Türkiye'deki iyi politikalardan kaynaklandığını ve Türkiye'nin yabancı yatırımcılar için daha cazip bir ülke olduğunu söyledi.
Samiei, doğruda yabancı yatırımların daha istikrarlı olduğunu bildirerek, bu etkinin makro ekonomik politikayla yayılmasının önemine değindi.
05.06.2008 -MynetFinans
Türkiye büyümede Hindistan'ı sollayacak
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ile Dünya Tarım Örgütü (FAO)’nün ortak hazırladıkları “2008-2017 Tarımsal Görünüm Raporu”nda Türkiye’nin gelecek yıllarda Çin ve Hindistan’ın ardından en yüksek büyüme sağlayan ülke olacağı, 2017 yılına doğru, Hindistan’ı da sollayıp ikinciliğe yerleşeceği tahminine yer verildi.
“2008-2017 Tarımsal Görünüm Raporu”nun özet bölümüne göre, Türkiye 2002-2006 arasında yılda ortalama yüzde 7.2 büyüdü. 2008 yılı için yüzde 5.4, gelecek yılda ise yüzde 5.7 büyüme öngörüldü. Raporda Türkiye’nin 2010-2017 yılları arasında ise yıllık ortalama yüzde 5.5 büyüme sağlayacağı tahmin edildi.
Bu rakamlara göre, Türkiye önümüzdeki 10 yılda batılı parlamenter rejimle kalkınma yolunu seçmiş OECD ülkeleri ve Çin arasında yapılan sıralamada, Çin ve Hindistan’dan sonra en fazla büyümeyi sağlayacak ülke olacak. Hindistan 2014’e kadar yıllık ortalama olarak Türkiye’nin üzerinde bir büyüme sağlayacak ancak ondan sonra büyümesi yıllık yüzde 5.3’e inecek yani Türkiye daha yüksek rakamla büyümesini sürdürecek. Türkiye’yi büyüme artışında Rusya izleyecek.
Çin’in reel GSYİH büyümesinin 2010’dan sonra yüzde 10’lu rakamlardan yüzde 8.2’e ineceği tahminine de yer verildi.
KALKINMA REKORTMENİ ÜLKELERDE ÇOCUK YAPMA AZALACAK
Raporda 2017’ye kadar nüfus artış oranları tahminleri de yer aldı. Buna göre kalkınma rekortmeni ülkelerde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “üç çocuk yapın” önerisini tartıştıracak nüfus artış hızı düşüşleri olacağı tahmin edildi. Kalkınma ve nüfus rekortmenlerinden Hindistan’da bu yıl yüzde 1.50 olan nüfus artış hızı, 2017’de yüzde 1.22’ye düşecek. Çin’de ise yüzde 0.63’lük artış hızının arada küçük yükselişler kaydetmekle birlikte 2017’de de aynı düzeyde olacağı tahmin edildi. En çarpıcı nüfus artışı düşüşlerinden biri de Kore’de yaşanacak. Korede binde 36’lık nüfus artış hızının 2017’de binde 9’a düşeceği tahmini yapıldı.
Türkiye’nin bu yıl yüzde 1.28 olacağı tahmin edilen nüfus artış oranı giderek azalacak ve 2017’de yüzde 1.01’e inecek.
03.06.2008 -MynetFİnans
İhracatın şampiyonu Ford
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) himayesinde Turkishtime Araştırma Ekibi tarafından, ihracatın liderlerini belirlemek amacıyla gerçekleştirilen “İhracat 1000 Araştırması” sonuçlandı.
TİM’den yapılan açıklamaya göre, 2007’de iç pazarın daralma eğilimine girmesi ve kur avantajının tekrar ihracatçının lehine dönmesiyle ihracat artışı yüzde 20’nin üzerine çıkarken, Ford Otosan, ihracatın zirvesine yerleşti.
Otomotiv ana sanayisinin ihracatı geçtiğimiz yıl yüzde 29 artarken, Ford Otosan, ihracatını bir önceki yıla göre yüzde 40 artırarak 2 milyar 441 milyon dolardan, 3 milyar 413 milyon dolara çıkardı.
Firmanın adet bazında hepsi ticari araç olan ihracatı, 2006’da 185 bin iken, 2007’de 222 bine çıktı. Bu miktarın 135 bini, Transit modelinden kaynaklanırken, Transit ihracatındaki adet bazlı yüzde 32’lik bu artışta AB ülkelerinin otomotiv pazarındaki canlılık etkili oldu. Euro/dolar paritesindeki değişim sayesinde Ford’un adet bazında ihracatı yüzde 20, dolar bazında yüzde 40 arttı.
İkinci Tüpraş
2006’nın ihracat birincisi Tüpraş ise 2007’de ihracatını yüzde 9 artırarak ikinci sırada yer aldı. Tüpraş’ı, ihracatını yüzde 13 artıran Toyota takip ederken, dördüncü sıradaki Vestel, yüzde 8’lik artışla 2 milyar 553 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi.
Beşinci sırada da geçen yıl yüzde 16 artışla 2 milyar 529 milyon dolarlık ihracat yapan Oyak Renault yer aldı.
TİM Başkanı Oğuz Satıcı, Türkiye’de ihracat yapmayan il kalmadığını, sayıları 46 bini bulan firma ve yaratılan değerleri üreten milyonlarca çalışanın, Türkiye’nin ekonomik refaha ulaşması ve çağdaş bir uygarlık olabilmesi için var güçleriyle çalıştıklarını belirtti.
Beşte biri 10 firmadan
Araştırmaya göre, ihracat 1000 listesinde ilk 10 firmanın ihracatlarının toplamı bütün listenin yüzde 30’unu oluştururken, bu, Türkiye’nin toplam ihracatının da yüzde 21’ine denk geldi.
1000 firmanın ihracatı yüzde 21.1 oranında arttı ve diğer firmaların toplam ihracat artışı yüzde 29.2 oldu. Bu oran, ihracat artışında KOBİ’lerin daha başarılı olduğunu gösterdi.
Milliyet EKONOMİ SERVİSİ 01.06.2008
İpotek krizi ABD ve İsviçre bankalarının Özerk Servet Fonlarından (SWF) taze sermaye girişi talep etmesine yol açtı. Citigroup, Suudi Prens El Velid Bin Tallal'dan aldığı 1 milyar doların yanı sıra Abu Dhabi Investment Authority'den (ADIA) 7.5 Milyar dolar, Government of Singapore Investment'dan (GIC) 6.88 milyar dolarlık taze kaynak girişi sağladı. İsviçre bankası UBS'e GIC'den 9.75 milyar dolar ve Ortadoğulu bir yatırımcıdan 1.77 milyar dolar gitti. Merrill Lynch Singapurlu Temasek Holdings'den 4.4 milyar dolar; Morgan Stanley, Chine Investment'dan 5 milyar dolar alırken Çin'in Citic Securities şirketi ile Bear Stearns arasında yaklaşık 1 milyar dolarlık karşılıklı yatırım anlaşması imzalandı. Bu Asyalı fonlar, küresel ağlara sahip bankalara uzun vadeli yatırımlar yapıyor.
ABD ve Avrupa; IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO) kanalıyla gelişmekte olan ülke pazarlarını dışa açtı. Çin WTO'ya katıldı. Bu daha düz dünyada Çin ve Hindistan, Japonya ile dört Asya kaplanının (Güney Kore, Tayvan, Hong Kong, Singapur) 1970 ve 80lerde kendi kalkınma süreçlerinin erken safhalarında tecrübe ettiklerine benzer yüksek büyüme oranlarına ulaşmayı başardı.
UBS Global Wealth Management&Business Banking başekonomisti Klaus W. Wellershoff şirketinin yıl sonunda yayınladığı Essentials 2008 başlıklı raporda şöyle yazmış: "Arkeolojik kanıtları bile temel alsak, Asya'nın İsa'nın doğumundan çok önce dünyanın en zengin ve en medeni bölgelerinden biri olduğu sonucuna ulaşmamız gerekir. Geçen bin yılın erken dönemlerinde Çin dünya ekonomisinde üretim ve ticarette hakim bir role sahipti. Toplam dünya nüfusu ve üretiminin yaklaşık dörtte üçünü elinde bulunduruyordu. Rönesansın başlarında bu hakimiyet erimeye başladı. Yine de 18'inci yüzyıla dek Asya, dünya ekonomisinin üçte ikisini oluşturmaya devam etti. 19'uncu yüzyıl başlarında sanayileşmenin saldırısıyla bütün bu durum değişti. Geçen yüzyılın ilk yıllarında küresel gelir içinde Asya'nın nazari ağırlığı üçte birin altına gerilemiş ve 1950'de de yüzde 15 kadar düşük bir noktaya inmişti."
Lee Kuan Yew, (Singapur Hükümetinde Danışman/Rehber Bakan)
HABERLER
Türkiye Shell dünyasında ilk 3’e girdi İstanbul’daki kara çarşaflı şaşırttı
Küresel enerji devi Shell’in Global Perakende Başkan Vekili Josef Waltl, Türkiye’nin en başarılı üç Shell ülkesinden biri olduğunu söyledi ve çok ilginç bir gözlemini de açıkladı. Waltl, “20 yıldır Türkiye’ye gelip gidiyorum. Son ziyaretlerimde İstanbul’da kara çarşaflı bayanları görmek beni şaşırttı. Kara çarşafı Anadolu’da bile görmemiştim” dedi.
100 yıllık geçmişe sahip olan enerji devi Shell’in Global Perakende Başkan Vekili Josef Waltl, performansıyla en başarılı üç Shell ülkesinden biri olan Türkiye’ye 20 yıldır gelip gittiğini belirterek, “Ancak son birkaç yılda, İstanbul caddelerinde gördüğüm türbanlı kadınların sayısındaki artış dikkatimi çekiyor. Son ziyaretlerimde kara çarşaflı bayanları görmek ise beni şaşırttı” dedi.
Diğer kentlerde görmedim
Waltl, Shell’in Türkiye için çok önemli bir ülke olduğunun altını çizerek, “Aradan geçen yıllara baktığımda, Türk toplumunda bir değişim yaşandığını düşünüyorum. Bu değişim iyi mi kötü mü karar veremedim” yorumunu yaptı. Shell olarak Turcas ile çok başarılı bir ortaklığa imza attıklarını vurgulayan Waltl, şunları söyledi: “Bu ortaklık sürecinden dolayı, 2005 yılından beri neredeyse her ay Türkiye’yi ziyaret ediyorum. İstanbul dışında Ankara’da ve başka şehirlerde de bulundum. Ancak kara çarşafı Anadolu’da bile görmemiştim.”
AB’nin size ihtiyacı var
Türkiye’nin dünyadaki en dinamik pazarlardan biri olduğunu söyleyen Waltl, “İniş çıkışlara rağmen en hızlı büyüyen ülkeler arasındaki Türkiye’de arz artığında enerji tüketimi de artacaktır. Türkiye sadece akaryakıt değil, tüm sektörler için yatırım açısından en heyecan verici bir ülke” diye konuştu. Türkiye’nin AB’ye (Avrupa Birliği) üye olacağına inandığını da vurgulayan Waltl, “Çünkü bu Türkiye’den çok, Avrupa’nın yararına olacak. AB’nin Türkiye’nin genç nüfusuna ihtiyacı var” dedi.
Yüzde 24 pazar payı
Türkiye akaryakıt dağıtım sektöründe, 2006 yılında Shell-Turcas ortaklığına imza attıklarını hatırlatan Waltl, çok başarılı ve kárlı bir perakende işi kurduklarını söyledi. Turcas ve Shell birleştiğinde zaten yüksek bir pazar payıyla çalışmaya başladıklarını ve daha sonra da işlerini geliştirdiklerini anlatan Waltl, perakendede yüzde 24’ün makul ve başarılı bir pazar payı olduğunu söyledi.
Gurur duyuyorum
Akaryakıt dağıtım sektöründe operasyonel mükemmellik ilkesiyle hareket ettiklerine dikkat çeken Waltl, şöyle konuştu: “Perakende sektörde insan kaynağı, temizlik ve misafirperverlik büyük önem taşıyor. Türkiye’de yaptıklarımızdan gurur duyuyorum. İstasyonlarımız temiz, insan kalitesi çok iyi ve müşterilerimiz sunulan hizmetten oldukça memnun.”
En iyileri seçmek için 48 ülke İstanbul’a geldi
SHELL Global Perakende Grubu olarak bu yıl Türkiye’de çok önemli bir etkiliği gerçekleştirdiklerini söyleyen Josef Waltl, şunları söyledi: “En iyi bayilerimizin katıldığı etkinliği, bu yıl İstanbul’da düzenliyoruz. 40 farklı dilin konuşulduğu 48 ülkeden en başarılı 850 bayimizi kültür, tarih ve modern yaşamın birleştiği İstanbul’a getirdik. Türkiye’den ise 28 bayimiz katılıyor. Bu yıl üçüncüsü yapılan ’En iyilerin En İyisi’ni seçtiğimiz organizasyonun en büyüğü İstanbul oldu. Daha önce Umman ve Kanada’nın Toronto kentinde yapılan organizasyonda, performans ve hedeflere göre en başarılı bayiyi seçeceğiz.”
Türkler promosyona alışmış, Alman bedava yıkamayı bilmez
TÜRKİYE’de tüketicilerin çok talepkár olduğunu vurgulayan Josef Waltl, şöyle konuştu: “Akaryakıt kalitesi ve miktarı açısından, istasyonun planı, yapısıyla ilgili, ayrıca servis, hizmet kalitesi açısından çok duyarlı. Çoğu istasyonda pompadan kendisi almıyor müşteri, müşteriye hizmet veriliyor. Bu Avrupa’da çok yaygın değil, self servis yaygın. Türkiye’de promosyonlara çok alışkın bir tüketici kitlesi hakim. İstasyonda müşteri hediye, ufak tefek şeyler bekliyor. Araç yıkama da böyle. Bize o kadar tuhaf geliyordu ki. Hatta bir Alman müşteriye sorun; ’benzin alıyorsun aracını da bedavaya yıkatıyorsun, böyle bir şey mümkün mü’ inanamazdı.”
Türkiye, Shell’e heyecan veriyor
DÜNYA genelinde 90’dan fazla ülkede faaliyet gösterdiklerini belirten Josef Waltl, “Shell’in yaklaşık 45 bin akaryakıt istasyonu var. Bu istasyonlarda günde 350 milyon litre akaryakıt satılıyor. Günde 10 milyon müşteri ağırlıyoruz” dedi. En önemli ve başarılı operasyonlardan birinin de Türk pazarında uygulandığını belirten Waltl, şöyle konuştu: “En başarılı olduğumuz ülkelerden biri Türkiye, ilk üçte yer alıyor. Türkiye çok heyecan verici bir ülke. Çünkü pazar çok büyük ve hızla büyüyen bir pazar.”
Türkiye en kárlısı değil
SHELL Global Perakende Başkan Vekili Josef Waltl, “Vergi açısından Türkiye’nin, akaryakıt satışının kárlı bir iş olup olmadığı” yönündeki soru üzerine, Türkiye’nin son 5-10 yılda gelişmekte olan pazarlar içinde en üst sıralarda yer aldığını, perakende akaryakıt satışları açısından en hızla büyüyen ülkelerden biri olduğunu söyledi. Waltl, şöyle konuştu: “Türkiye benzersiz bir pazar, çünkü istasyonların çoğunun bayi mülkiyetinde. Biraz sıra dışı bir durum. Böyle bir ülke de Brezilya. Türkiye’deki kárlılık seviyesi iyi ama istisnai düzeyde değil. Türkiye en kárlı ülke diyemeyiz, işinizi iyi yaparsanız kárlı ama hataya yer yok. Çünkü, çok rekabetçi bir maliyet yapısı var.”
HÜRRİYET 07/05/2009
Mobilyacı Doğtaş’tan Tatlıses’in otellerine 3 milyon liralık haciz
Doğtaş’ın patronu Davut Doğan, İbrahim Tatlıses’ten 3 milyon liralık alacaklarını tahsil edemediklerini söyledi ve “Kuşadası ve Bodrum’daki otellerine haciz koydurduk. Kuşadası’ndaki otelin satışından 1 gün önce 1 milyon TL’lik ödeme yapıldı. 2 milyon TL karşılığında da Bodrum’daki otele haciz koydurduk ve haciz işlemi devam ediyor” dedi.
ŞARKICI İbrahim Tatlıses’in 3 milyon liralık borcunu ödemediği gerekçesiyle Kuşadası ve Bodrum’daki iki oteline Doğtaş Mobilya tarafından haciz konuldu. Doğtaş Mobilya Yönetim Kurulu Başkanı Davut Doğan, Tatlıses’ten alacaklarını tahsil edebilmek için otellerine haciz koydurduklarını söyledi ve “Kuşadası ve Bodrum’daki otellerine haciz koydurduk. Kuşadası’ndaki otelin satışından 1 gün önce 1 milyon TL’lik ödeme yapıldı. 2 milyon TL karşılığında da Bodrum’daki otele haciz koydurduk ve haciz işlemi devam ediyor” dedi. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Sektör Meclisi Başkanlığını da yürüten Doğan, Çanakkale’de gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında “İbrahim Tatlıses’in DOĞTAŞ aleyhine açtığı dava”nın sorulması üzerine şöyle konuştu: “Tatlıses aleyhimize açtığı davayı kaybetti. Kendisine yaptığımız işler karşılığında aldığımız çekleri icraya verdik ve şarkıcının Kuşadası ile Bodrum’daki otellerine haciz koydurduk. Kuşadası’ndaki otele 1 milyon TL’lik haciz koydurduk. Satış gününden bir gün önce 1 milyon TL ödendi ve haciz işlemi sona erdi. Yaklaşık 2 milyon TL’lik alacağımız için de Bodrum’daki otele haciz koydurduk ve bu haciz işlemi devam ediyor. Bu otelin satış işlemi de başladı.”
“Tatlıses, Bodurm’daki otelin satış gününden önce ya bize parayı ödemeli ya da otelin satışıyla biz paramızı temin ederiz” diyen Davut Doğan, önce Tatlıses’in kendilerini mahkemeye verdiğini ve ’borcu olmadığını, gecikme olduğunu iddia ettiğini’ anlattı. Doğan şöyle devam etti: “Bizden tazminat da talep etti. Bu talepleri, mahkemece reddedildi. Bodrum’daki otelin bilirkişi raporu çıktı. Ekspertiz raporuna göre 6.5 milyon TL değer tespit edildi. Bu değere itiraz ettiği için karar, mahkeme tarafından inceleniyor. Bir kez daha itiraz hakkı olmadığı için mayıs ayı içinde satış günü bekliyoruz. Otele talip olma konusunda bir kararımız yok ama ben paramızı ödeyeceğini sanıyorum.”
Davut Doğan, Doğtaş olarak her yıl yüzde 50 ile 70 arası büyüyen bir şirket olduklarını söyledi. Doğan, 2009 yılı için de krize rağmen yüzde 10 büyüme hedefi koyduklarını kaydetti. Mobilya sektöründe yüzde 25’lik daralma olmasına rağmen, yılın ilk 4 ayında yüzde 20’lik büyüdüklerini de belirten Doğan, “Kriz süresince işçi de çıkarmadık. Cumartesi de dahil olmak üzere tam kapasite çalışıyoruz” dedi.
HÜRRİYET 07/5/2009
Balda garip bir ihracat öyküsü
İzmir’den bal ve zeytinyağı ihracatı yapan Ege NKM AŞ Yönetim Kurulu Başkanı ve Türkiye Bal Sanayicileri ve Üreticileri Birliği Başkanı Nedim Kalpaklıoğlu, ihracatını yaptıkları balın bir bölümünü geri çekmek amacıyla başladıkları bürokratik işlemlerin 2 yıllık süreçte tamamlanamadığını öne sürdü.
Kalpaklıoğlu, markalı bal ihracatı konusunda yeni pazarlara girmek için yaptıkları çalışma çerçevesinde 2 yıl önce KKTC’de bir bayiyle anlaşarak bu ülkeye 50 bin liralık bir bağlantıyla bal gönderdiklerini, ancak ürünün kış koşullarında iyi saklanmaması nedeniyle bin 500 kilogramlık bölümünün kristalize olduğunu söyledi.
Kristalize balın ‘kötü bal’ anlamına gelmediğini, bir işlemle tekrar eski haline gelebildiğini kaydeden Kalpaklıoğlu, oradaki bayiyi mağdur etmemek amacıyla, mecbur olmadıkları halde ürünü geri çekerek Türkiye’de eski haline getirip tekrar göndermeye karar verdiklerini dile getirdi.
İzmir Limanı’na geri gelen malın iç piyasaya girerken ithalat muamelesi gördüğünü belirten Kalpaklıoğlu, ürünün yaz aylarına rastlayan nakliye sürecinde uzun süre güneşte bekletilmesi nedeniyle HMF (Hidroksi Metil Furfurol) değerinin Gıda Kodeksinde belirlenen 40 mg/kg sınırının üzerine çıkarak 43 mg/kg’ye yükseldiğini belirtti.
Bunun üzerine incirde aflatoksin sorununun çözümü için yapıldığı gibi Ege Serbest Bölgesi’ne gönderecekleri taze ürünle bu ürünü karıştırıp HMF değerini aşağı çekmek istediklerini kaydeden Kalpaklıoğlu, buna Tarım Bakanlığı Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü’nün uzun bir inceleme sonucunda olumsuz yanıt verdiğini belirtti.
Konuyu izah ettikleri Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker’in sorunun çözümü konusunda direktif verdiğini belirten Kalpaklıoğlu, Bakan Eker’in yönlendirdiği yetkililerle 9 aylık süreçte 19 kez Ankara’ya giderek görüştüklerini, bir uzmanın olumsuz görüşü nedeniyle sonuçta yine olumsuz yanıt aldıklarını ifade etti.
ATLARA YEDİRME VE DENİZE DÖKME TEKLİFLERİ
Bürokratlara sorunlarını anlatmakta yetersiz kaldıklarını aktaran Kalpaklıoğlu, şunları söyledi:
“O zaman biz bu malı yurt içine sokmamızın mümkün olmadığını anlayıp pes ettik. Ürünün arı yemi yapılması için arıcılara verilmesini istedik. Olumlu yanıt verdiler ancak üniversiteden ‘yem olabilir’ diye rapor istediler. Rapor getirdik, bu rapora güvenmediklerini, TÜBİTAK raporu istediklerini belirttiler. Ürünü ülkeye sokmak için yaptığımız mücadelede harcadığımız para, ürünün değerini aşmaya başladı. Ürünün mahrecine iadesinin de mümkün olmadığını belirttiler. Bunun üzerine balın atlara yedirilmesini hatta denize dökülmesini bile önerdik. Bu öneriler için de rapor getirilmesi gerektiğini ifade ettiler. Ne yapacağımızı şaşırdık.”
Olayı çözmeye çalışırken ürünün gümrükte bekleme süresini aşması nedeniyle satışa çıkarıldığını belirten Kalpaklıoğlu, ihaleye katılmak üzere kendilerinin de davet edildiğini iddia etti.
Kalpaklıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kendi malımızı biz yurt içine sokamadık, bunun mümkün olmadığını gördük. Ancak sonraki süreçte aynı ürünün gümrükte bekleme süresinin dolması nedeniyle ihaleyle satılacağını, üstelik bu ihaleye bizim de katılabileceğimizi belirttiler. Çileden çıkmış bir halde bu satışı durdurmak için kendi ürünümüzü ihbar etmek zorunda kaldık. Yaptığımız HMF ihbarı sonucu ürünün satışı iptal edildi. Sorun halen çözülmüş değil. Biz artık kızma ve ağlama aşamasını geçtik gülüyoruz. Yaklaşık 2 yıldır uğraşıyoruz. Halen İzmir Limanında bekleyen malımızı geri çekemedik. Malımızdan vazgeçtik, yalnızca depo parasının ne kadar çıkacağını
düşünüyoruz.”Bu tip sorunların artık yaşanmamasını umut ediyoruz” diye konuştu.
HÜRRİYET 07/05/2009
Koç: İhracat pazarı açılmadıkça, 2009 karamsar geçer
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, 2009 yılının ihracat pazarlarında düzelme olmadığı ölçüde karamsar geçeceğini söyledi. Koç, “Kriz ABD’de başladığı, ABD’de sona erecek” yönündeki görüşlere de katılmadığını açıkladı.
KOÇ Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç, bu yıla ilişkin beklentilerinin ihracat pazarlarına göre şekilleneceğini ifade ederek, “2009 yılı aslında ihracat pazarlarımızda düzelme olmadığı ölçüde karamsar geçecektir” dedi.
Başladığı yerde bitmez
Marmara Grubu Vakfı’nın düzenlediği 12’inci Avrasya Ekonomi Zirvesi’nin açılışında yaptığı konuşmada, yaşanan küresel ekonomik krize değinen Rahmi Koç, şu an krizin daha ne kadar yayılacağı ve süreceğinin kestirilemediğini söyledi. Kimilerinin krizin ABD’de başladığını, ABD’de sona ereceğini düşündüğünü dile getiren Koç, “Ben böyle olduğu kanaatinde değilim” dedi.
Ciddi daralma yaşanıyor
Güvenin geri kazanılmasının önemine vurgulayan Koç, 2012 yılında toparlanmanın başlayabileceğinin düşünüldüğünü, bazılarının ise eski güzel günlere dönülemeyeceği görüşünde olduğunu aktardı. Türkiye’nin son yıllarda kalkınmakta olan önemli bir pazar olarak ortaya çıktığını hatırlatan Koç, “Küresel ekonomide Türkiye’nin de mevcut krizden etkileneceğini söylemek gerekiyor. Geçen yıldan bu yana ciddi anlamda daralma yaşanıyor. Tüketici güveninde azalma oldu” diye konuştu.
Yeni dengeler zaman alacak
Bankaların 2002 yılında yapılan yeniden yapılanma çalışmalarıyla, krizden pek etkilenmediğini dile getiren Koç, sözlerine şöyle devam etti: “Ekonomideki yavaşlama, sanayideki üretimi ve kapasite kullanımını azaldı. Buradaki aksaklığın ölçüsü herkesi şaşırttı. 2009 yılı aslında ihracat pazarlarımızda düzelme olmadığı ölçüde karamsar geçecek. İş hayatında güven dünya mali piyasalarındaki gelişmelerde yatıyor. Ekonomik, siyasi, sosyal ve diplomatik alanlardaki girişimlere bağlı. Yeni dengelerin kurulması zaman alacak olsa da genç nüfusu olan ülkeler, dünya büyümesini sağlayacak ülkelerdir.”
Potansiyel geçmişte değil gelecekte
TÜRKİYE’nin öneminin artacağını ancak Türkiye’nin 70 milyon genç nüfusu ile avantajlı şartlara sahip tek ülke olmadığını dile getiren Rahmi Koç, Türkiye’nin stratejik konumu ile farklılaştığını anlattı. Koç Grubu olarak 80 yıldır bu pazarda bulunduklarını ifade eden Rahmi Koç, şöyle konuştu: “Rakamlarımız ortada. Biz bu ülkeye, potansiyeline inanarak yatırımda bulunduk. Aynı zamanda başarılı bir uluslararası oyuncu olduk. Türkiye güçlü bir aday olarak 21’inci yüzyılın büyük mimarlarından biri olarak ortaya çıkacaktır. Demokratik reformlara devam edecektir. Potansiyel, yetenek, niyet, sabır, metanet. Bunların hepsi Türk halkında vardır. Bizim potansiyelimiz geçmişte değil, gelecekte.”
HÜRRİYET 07/05/2009
Alkim Káğıt cirosunu yüzde 30 artırdı
OFSET kuşe kağıt üreticisi İzmirli Alka Alkim Kağıt, küresel krize rağmen bir önceki yıla göre üretim ve satışlarını artırdığını açıkladı. Krize rağmen işçi çıkarmadıklarını ve üretime ara vermediklerini söyleyen Alka Alkim Kağıt Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ferit Kora, şunları söyledi: “Bu yılın ilk üç aylık döneminde satış miktarımız geçen yıla göre yüzde 20, ciromuz da yüzde 30 artış gösterdi. Geçen hafta yapılan Milli Eğitim Bakanlığı ders kitapları ihalesinden pay alan firmalarla ilk partide 11 bin ton ofset kağıt kontratı imzaladık. Önümüzdeki günlerde ders kitapları ve yardımcı kitaplar ile ilgili toplam miktarı 20-22 bin tona çıkartmayı hedefliyoruz.”
HÜRRİYET 07/05/2009
Altınbaş, Dünya Mücevher Konfederasyonu yönetiminde
TÜRK Mücevherciler Birliği Başkanı İmam Altınbaş, Dünya Mücevherat Konfederasyonu (CIBJO) yönetim kuruluna seçildi. İstanbul’da 69 ülkeden sektör temsilcilerinin katılımıyla yapılan Dünya Mücevherat Kongresi’nin son gününde yapılan yönetim kurulu seçimlerinde Altınbaş, 20 kişilik yönetim kuruluna giren ilk Türk oldu. Oy birliği ile CIBJO Yönetim Kurulu Üyeliğine getirilen Altınbaş, şöyle konuştu: “Mücevherin tüm dünyada üretim, dağıtım ve pazarlama standartlarının oluşturulmasında ve sektörün global vizyonun belirlenmesinde artık Türkiye de masada olacak ve karar alıcılarla birlikte söz söyleyecek. İki yıl öncesine kadar bu örgüte üye bile değildik. Dünya genelinde yaklaşık 130 milyar dolarlık ticareti temsil eden CIBJO’ya yeni vizyonu gereği üye olduk.”
HÜRRİYET 07/05/2009
Demsa ve Beymen yarıştı Harvey Nichols ’Kanyon’dan taşınmam’ diyeni seçti
Unitim’in lüks mağaza zinciri Harvey Nichols’ın Demsa’ya devri sırasında Beymen’den de teklif aldıklarını söyleyen Harvey Nichols CEO’su Joseph Wan “Unitim Demsa’yı önermişti. Beymen Kanyon’dan taşımayı öngörüyordu. Bunu istemedik. Asıl belirleyici olan da bu oldu” dedi.
DÜNYANIN önde gelen lüks mağaza zincirlerinden Harvey Nichols’ın Türkiye partnerini değiştirirken alışveriş merkezi Kanyon’a bağlılığı dikkate aldığı ortaya çıktı. Harvey Nichols’ın CEO’su Joseph Wan, çok hızlı büyüdüğü için tek markalı mağazacılığa odaklanmaya karar veren Unitim’in Harvey Nichols’ı Demsa’ya devretmeyi önerdiğini, aynı zamanda Beymen’den de teklif aldıklarını söyledi.
Unitim önerdiği için Demsa’ya daha sıcak baktıklarını belirten Wan, “Ayrıca Demsa mağazamızın Kanyon’da devam etmesi gerektiğini söyledi. Beymen’in teklifinde ise gelecekte mağazanın taşınmasının daha iyi olacağı belirtiliyordu. Bu bizim açımızdan kilit bir noktaydı. Kanyon’a çok inandığımız için bu belirleyici oldu” dedi.
İkinci mağaza bekler
Barselona’da düzenlenen, 50’den fazla ülkeden 800 civarında yöneticinin katıldığı en büyük global perakende organizasyonu Dünya Perakende Kongresi’nde sorularımızı yanıtlayan Wan, ikinci mağaza için biraz daha zamana ihtiyaç olduğunu söyledi. “Ekonomik krizle ilgili rahatlama sağlanmadan ve yeni lisansörümüz Demsa ile işleri oturtmadan yeni mağaza açmak doğru olmaz” diyen Wan, İstanbul’la ilgili heyecanını koruduğunu, İstanbul’un performans ve potansiyeline inandığını belirtti. Wan, “İstanbul’a inanmasam kontratı yeni bir şirketle yenilemez mağazayı kapatıp giderdik” dedi.
Unitim hızlı büyüdü
Türkiye’ye gelmeden önce ev ödevlerini çok çalıştıklarını vurgulayan Wan, “Unitim lisansörümüz olurken çok seçici davrandık. İşler çok iyi gitti. Oldukça profesyonellerdi. İstanbul Harvey Nichols çok önemli bir dizayn ödülü bile aldı” dedi. Unitim’in Harvey Nichols’ın ardından lüks kategorisine yöneldiğini Hakkasan ve Polo Ralph Laurent gibi markaları da Türkiye’ye getirdiğini belirten Wan şunları söyledi: “Diğer moda markalarına lüksü de eklediler. Çok hızlı büyüdüler. Bu kadar hızla büyürken global krizin çıkması Unitim üzerinde baskı yarattı. Nakit akışında sıkıntı çıktı. Stratejilerini yenilerken bize karşı son derece şeffaflardı. Bizi de çağırdılar ve artık mono-brand (tek markalı) mağazacılıkta ilerlemeye karar verdiler. Ben de bu kararı yerinde buldum.”
Doğru çözüm geldi
Her şeyi yapmaya çalışmanın herkesi sıkıntıya sokacağını dile getiren Wan, Unitim’in Demsa’yı yeni lisansör olarak önererek, herkes için doğru olacak bir çözüm önerdiğini belirtti. Wan, Demsa konusunda değerlendirme yapmak için erken olduğunu ancak şu ana kadar gösterdikleri performanstan memnun olduklarını söyledi.
Global ekonomik krize kadar her şey iyi gitti
HARVEY Nichols İstanbul’un ekonomik krize kadar çok iyi performans gösterdiğini belirten Joseph Wan, “Paris, Londra, New York her yer ve herkes krizden etkilendi. Elbette İstanbul’da etkilendi. İngiltere dışında krizden en çok etkilenen mağazamız kriz başında açtığımız Jakarta mağazası. En iyi olan ise Dubai mağazası” diye konuştu.
HÜRRİYET 07/05/2009
GİSAD’dan Morgan Stanley’e 200 milyon euro’luk dava
GİSAD Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Özdoğan, krizle birlikte kredilerini geri çağıran ve çalıştığı firmalara, ‘GİSAD iflas etti’ diyerek faks çeken Morgan Stanley’e 200 milyon euro’luk dava açtı
Hukuk ve ticaret dışı haksızlığa uğradıklarını söyleyen Özdoğan, manevi tazminat davası da açacaklarını belirtti. Özdoğan şunları söyledi:
“Morgan Stanley’e biz gitmedik, onlar bize geldi. 3 anlaşma yaptık. Krizle birlikte kendisine ödeme yapmadığımız gerekçesiyle, hem kredileri geri çağırdı hem de çalıştığımız firmalara iflas ettiğimizi içeren bir faks yolladı. Biz hesaplarımızı açtık ‘Gelin konuşalım’ dedik. Ama onlar gayri hukuki yol seçti.”
‘74 milyon lira faiz ödedik’
İlk ödeme tarihi olan 5 Ocak’tan önce 74 milyon lira faiz ödediklerini ifade eden Özdoğan, “Diğer ödememiz 5 Nisan’daydı ama Morgan Stanley, 27 Ocak’ta kredi ödememizi yapmadığımız gerekçesiyle iflasımızı açıkladı” dedi. Özdoğan şu bilgileri verdi:
“Anlaşma gereği, vade tarihine kadar ortak havuz hesabında ödeme tutarı kadar para olması gerekiyor. 6 Şubat’ta havuz hesabında 540 bin pound vardı. Ancak, onlar nisana kadar süre olmasına rağmen havuzda para olmadığını ifade ederek bunu ikinci bir iflas gerekçesi olarak gösterdi.”
Özdoğan, “Türk üreticilerin hakkı olan para 2 aylık çalışmalarımız sonucunda yerini buldu. Gerçekleşen 402.5 milyon dolarlık tahsilatın yanı sıra yurt dışından Türkiye’ye gelmesi gereken 1.5 milyon dolar para kaldı” diye konuştu.
MİLLİYET 07/05/2009
Konut kredisinde hayat sigortası şartı kalkıyor
Tüketicinin korunmasıyla ilgili kanun taslağına göre, tüketici ve konut kredileri sözleşmelerinin imzalanması aşamasında hayat sigortası gibi isteğe bağlı sigortaların yaptırılması zorunlu tutulamayacak. Ayrıca mevsim sonu indirimli satışlar, 15 Ocak-1 Mart ve 15 Temmuz-1 Eylül tarihleri arasında yapılacak. Taslak, Bakanlığın internet sitesinde Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün imzasıyla yayımlandı.
4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da değişiklik içeren tasarı Başbakanlığa sevk edildi. AB müktesebatına tam uyum sağlanması için yapılan değişikliklere göre açık ayıpta 30 günlük ihbar süresi kaldırıldı. Tüketici, 2 yıllık zamanaşımı süresi boyunca ayıbı tespit ettiği anda seçimlik haklarını kullanabilecek. Ancak, ilk 6 ayda, satıcının malın ayıplı olmadığını, 6 aydan sonra ise tüketicinin malın ayıplı olduğunu ispatlaması zorunluluğu getirildi. İkinci el satışlarda satıcının ayıplı maldan sorumluluğu en az bir yıl olacak. Tüketiciye kredi sözleşmesi kurulmadan en az bir gün önce sözleşme öncesi bilgi formu verilmesi zorunluluğu getirildi. Tüketiciye, kredi sözleşmesinden 14 gün içinde cayma hakkı tanındı. Sözleşmede belirtilmek suretiyle tüketici kredilerinde faiz oranı sabit, değişken veya aynı kredi için her iki yöntem esas alınarak belirlenebilecek. Ön ödemeli sözleşmelerde tüketiciye 14 gün içinde sözleşmeden cayma hakkı tanındı. Kapıdan satış yapan firmaların en az 50 bin TL sermayeli olması koşulu getirildi. Kredi kartlarından yıllık ücretin 3 yılda bir alınacağına ilişkin düzenleme yapıldı. Kart ücretlerinin azami tutarı ise Merkez Bankası tarafından belirlenecek. Ürün üzerindeki açıklayıcı bilgilerin de Türkçe olması zorunlu hale getiriliyor. Tüm radyo televizyon kuruluşlarına tüketiciyi eğitici ve bilgilendirici programlar yapma zorunluluğu getirildi.
ZAMAN 07/05/2009
Bank Asya’nın kârı tahminleri aştı
Bank Asya, yılın ilk çeyreğinde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 41 artışla 52,7 milyon lira net kâr elde etti. Asya Katılım Bankası AŞ’nin 31 Mart 2009 tarihli konsolide olmayan malî tabloları İMKB’de yayınlandı.
Bankanın, ekonomide devam eden olumsuz gelişmelere rağmen 2009 yılında da kârlı bir şekilde büyümeye devam ettiği ifade edilen şirket açıklamasında, Bank Asya’nın 2008 yılı ilk 3 ayında 37,3 milyon lira olan net kârının, bu yılın aynı döneminde yüzde 41 artışla 52,7 milyon liraya yükseldiği kaydedildi. Yıl sonuna göre Bank Asya’nın öz kaynaklarının yüzde 4 artışla 1,457 milyon liraya, aktif toplamının yüzde 13 artışla 9,120 milyon liraya, cari ve katılma hesapları yoluyla topladığı fonların da yüzde 16 artışla 6,787 milyon liraya yükseldiğine işaret edilen açıklamada, bankanın nakdî krediler toplamının 6,672 milyon lira, gayri nakdî krediler toplamının ise 9,615 milyon lira olarak gerçekleştiği ifade edildi. Açıklamada, Bank Asya’nın aynı dönem içinde şube sayısının 149 ve personel sayısının da 3 bin 812 kişi olduğu bildirildi.
İş Yatırım, Bank Asya’nın 1. çeyrek kârı ile ilgili yaptığı değerlendirmede kârın piyasa beklentilerinin üzerinde olduğunu belirtti. Yapılan değerlendirmede beklenenden yüksek gelen net kâr payı ve kur farkı gelirlerinin beklentilerin sapmasının ardındaki temel nedenler olarak görülebileceği ifade edildi. Katılım bankasının ‘DIT’ kartı, bu yıl ilki düzenlenen ‘Visa Avrupa 2009 En İyi Kart & Ödeme Sektörü’ yarışmasında ödül almıştı.
ZAMAN 07/05/2009
Milli Piyango bugün ihaleye çıkıyor
Milli Piyango İdaresine ait şans oyunlarının özelleştirilmesi ihalesinde, nihai pazarlık görüşmesi bugün yapılacak. Talih Kuşu özelleştirmesinde 2 grup teklif verdi. Bu gruplar, DAF Araştırma Geliştirme AŞ (Doğuş Holding/Alarko Holding/Fina Holding) - OPAP-S.A. ortak girişim grubu ve Şans Oyunları Yatırım Yatırım Holding AŞ oldu.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Talih Kuşunun, “şans oyunları lisansının 10 yıl süreyle verilerek özelleştirilmesine” ilişkin ihalede, nihai pazarlık görüşmesi saat 14.00′de gerçekleştirilecek. Milli Piyango’nun özelleştirilmesi süreci, “Şans Oyunları Lisansının Verilmesi, Lisansa Konu Faaliyetlerin Düzenlenmesi ve Denetlenmesi Hakkında Yönetmeliğin” 15 Ekim 2008 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla başladı. Söz konusu Yönetmelikle, özelleştirmeye ilişkin hukuki altyapı tamamlandı ve 5 Kasım 2008′de ihaleye çıkıldı. Milli Piyango özelleştirmesinde teklif verme süresi de 15 Nisan 2009 tarihinde sona erdi.
Talih Kuşu özelleştirmesinde 2 grup teklif verdi. Bu gruplar, DAF Araştırma Geliştirme A.Ş. (Doğuş Holding/Alarko Holding/Fina Holding) - OPAP-S.A. ortak girişim grubu ve Şans Oyunları Yatırım Yatırım Holding AŞ oldu. Turkcell’in sahip olduğu Turktell tarafından kurulan Şans Oyunları Yatırım Holding’de Tepe Grubu yer aldı.
İhalede ön yeterlik başvurusunda bulunan Doğan Şirketler Grubu Holding A.Ş - Lottomatica S.P.A Ortak Girişim Grubu ise daha sonra konjonktürün uygun olmaması nedeniyle teklif vermeyeceğini açıkladı.
Aynı şekilde ön yeterlilik başvurusunda bulunan, Österreichische Lotterien Gesellschaft m.b.H, Intralot S.A. Integrated Lottery Systems and Services (Intralot A.Ş-Şans Oyunları Entegre Bilişim Sistemleri ve Hizmetleri) de Piyango özelleştirmesinde teklif vermedi
REFERANS 07/05/2009
TMO, 102 bin ton fındık satıp 130 milyon lira zarar etti
Stoklarındaki fındığı eritmek amacıyla iç satışlarını artıran ve satışlarını 60 bin tondan 102 bin tona çıkaran Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), bu nedenle 130 milyon lira zarar etti.
TBMM KİT Komisyonu’nda dün, TMO’nun 2007 yılı hesapları görüşülerek ibra edildi. TMO Genel Müdür Vekili Mesut Köse, 2008-2009 kampanya döneminde 27.5 bin ton hububat, 632 bin ton mısır, 501 ton çeltik, 9 bin 849 ton haşhaş ve 367 bin ton fındık alındığını, üreticilere toplam 1 milyar 873 milyon lira ödeme yapıldığını söyledi. Bu dönemde alım bedellerinin ödenmesi ve ithalatın finansmanı amacıyla 400 milyon dolar yurt dışından, 400 milyon lira yurt içinden kredi kullandıklarını, ayrıca 1.6 milyar lira Hazine’den kaynak sağlandığını açıklayan Köse, Türkiye’deki hububat pazarlama altyapısının güçlendirilmesi, arzın zamana yayılması için, lisanslı depoculuk sisteminin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.
2008 ürünü fındığın TMO’ya ortalama maliyetinin 4.82 lira olduğunu ve şimdiye kadar iç piyasaya 102 bin ton ürün sattıklarını söyleyen Köse, bu nedenle karşılaştıkları zararın 130 milyon lira olduğunu açıkladı.
Köse, “Dünyada yıllık fındık talebi, 500 bin ton. 100 bin ton da iç talebi düşünürseniz 600 bin tonun üzerindeki fındık üretimi arz fazlası demektir. Stoklarda 3 yıl tutulan fındık, normal olarak sanayide tüketilebiliyor. Şu anda 67.5 bin ton fındık yağa dönüştürülecek. Önümüzdeki üretim döneminde fındık üretiminin 450 bin-500 bin ton arasında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. TMO’nun elindeki fındığa talebin artmasını bekliyoruz. Ancak, 600 bin ton fındığın tamamını satıp depoları süpürmenin mümkün olacağını sanmıyorum” dedi.
Stoklarındaki fındığı eritmek amacıyla iç satışlarını artıran ve satışlarını 60 bin tondan 102 bin tona çıkaran Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), bu nede…
REFERANS 07/05/2009
ING’de kredi satan birimler, artık batık kredi takibine yöneldi
Kriz öncesinde kredi satışı yapan departmanların artık takibe yönelik çalıştıklarını belirten ING Bank Genel Müdürü Hakan Eminsoy, varolan yapılanmalarının dışına çıkmak zorunda kaldıklarını söyledi.
Krizle birlikte sorunlu kredilerinde yaşanan artış bankaların kredi departmanlarının mevcut yapılanmalarını da değiştirdi. Sorunlu kredilerin takibiyle ilgili mevcut yapılanmanın dışına çıkmak zorunda kaldıklarını belirten ING Bank Genel Müdürü Hakan Eminsoy, kriz öncesinde kredi satışı yapan departmanların artık kredi takip ve toplamaya yönelik çalıştıklarını söyledi.
Krizin hızlı gelmesi ve çabuk derinleşmesinin sorunlu kredileri artırdığına dikkat çeken Eminsoy, “Kredi pazarlamasından sorumlu olan departmanlarımızı tahsilatlarda problem oluşması nedeniyle takip ve toplama kısmına yönelttik” diye konuştu. Konutta problemli kredi miktarının çok yüksek olmadığını ifade eden Eminsoy, “Buna karşılık küçük işletmeler ile kredi kartları kısmında sorun yüksek. Büyük şirketlerin sorunlu hale dönüşmüş kredileri daha az” diye konuştu.
KGF herkesi kapsamalı
Kredi Garanti Fonu’nun (KGF) bir an önce hayata geçmesini istediklerini ifaden eden Eminsoy, “Ancak tartışmalı olan kısımlar var. Mesela Kredi Garanti Fonu, problemli müşteriye de garanti verecek mi. Bu ülkenin hem vatandaşı hem bir bankacısı olarak vermek durumunda olduğunu kanısındayım. Bu fon, kucaklayıcı olmalı” dedi. Bankaların ilk çeyrek kârlarının iyi geleceğine inandığının da altını çizen Eminsoy, bu durumun sürdürülebilir olmadığını da kaydetti.
2009 beklenenden iyi
Nisan 2009 itibari ile mortgage kredi bakiyelerinin 2008 yılı sonuna göre yüzde 6,6 büyüdüğünü belirten Eminsoy, “Aynı dönemde sektör ise binde 3 küçülme yaşadı. Yine de 2009′un ilk üç ayı hem bizim, hem de sektör açısından da iyi geçti. Faizlerdeki hızlı düşüş bizi rahatlattı. Ayrıca bu durum geçen yılın etkilerinden de korudu” dedi. 2009 yılının başlarında bankaların krediler konusunda biraz tereddütlü davrandığına dikkat çeken Eminsoy, “Ancak iyileşmenin başlamasıyla birlikte sektör de hareketlendi. Kredi kullandırmada öncelik gelir ve teminat. Bu konuda şikayetlerin gelmesi normal, çünkü hiç birşey eskisi gibi değil” dedi. Uzun vadeli ve TL cinsi teminatlara önem verdiklerine dikkat çeken Eminsoy, “Beklentimizin aksine yıl olumlu başladı. İlk çeyrekte, toplam kredi hacmimiz 11 milyar TL’ye geldi. Mortgage kredilerinde sektörde bazen 5. bazen de 6. sırada yer alıyoruz” diye konuştu.
Eminsoy, Türkiye’de uzun vadede pazar payının ikiye çıkarılması hedefini kriz nedeniyle gözden geçirebileceklerini vurguladı. Konut finansmanının ING’nin iyi bildiği bir iş olduğunu belirten Eminsoy, “Öyle ya da böyle biz bu ürüne odaklanacağız. Sektör küçülürken biz yüzde 6′nın üzerinde büyüdük” dedi.
Emlakçılar finansman yapacak
Mortgage kredilerin kapsamında emlakçıların bankacılık sektörü ile olan ilişkilerine de değinen Eminsoy, “Bugün emlakçı dediğimiz insanlar, yakında tüketiciyi finansmanla ilgili de yönlendirecek. Konutta da otomobilde olduğu gibi finansal ürünün satışı aynı ortamda gerçekleşebilir” dedi.
Tüketcinin konut fiyatına daha hassas davrandığını belirten Eminsoy, konut fiyatlarında normal seviyelere gelindiğini söyledi. Fiyatların biraz değerinin altına indiğini ifade eden Eminsoy, “Stok eriyene kadar fiyatların artması gecikebilir. Bunun bir yıl sürmesi mümkün. Konut fiyatlarında yaklaşık bir yıl fiyat artışı beklememek lazım” dedi. Merkez Bankası faiz oranlarını düşürmesine karşın, bankaların faiz düşürmesindeki gecikme nedenlerinden de bahseden Eminsoy, bankaların riskinin daha fazla olduğunu söyledi. Merkez Bankası faiz indiriminin çok kısa vadeli ve yüksek teminatlı olduğunu, bankaların uyguladıkları faiz oranlarının ise daha uzun vadeli ve teminatın daha zayıf olduğunu ifade eden Eminsoy, “O nedenle gecikmenin olması normaldir. Para piyasasındaki hareket, kısa sürede reel sektöre yansımayabilir. Ancak bu yansımadaki gecikmenin bir diğer nedeni, küçük işletmelerde yaşanan mali sıkıntıdan da kaynaklanıyor. Kredi riskleri yüksek seyrediyor” dedi.
Mortgage Zirvesi’nin ilkini düzenledi
ING Bank Türkiye, bu yıl ilk kez düzenlediği ING Bank Türkiye Mortgage Zirvesi ile emlak sektörünün profesyonellerini, emlak danışmanlarınını ve acenteları biraraya getirdi. Zirveyi, gayrimenkul sektörüne biraz daha belirginlik kazandırmak amacıyla düzenlediklerini ifade eden ING Bank Genel Müdürü Hakan Eminsoy, bugüne kadar Türkiye’de gayrimenkul sektörünü oluşturan kurumların, bireysel yapılar olarak kaldığını söyledi. Eminsoy, krize karşın mortgage konusundaki yatırımlarını, desteklerini değiştirmediklerini ve değiştirmeyeceklerini belirtti.
REFERANS 07/05/2009
Çukurova’nın temyiz başvurusu reddedildi
Pamukbank’a el konulmasından bu yana sahiplik sorunu çözülümeyen Türkiye’nin GSM devi Turkcell’de yeni bir belirsizlik daha doğdu. Çukurova Holding’in, Rus Alfa Grubu’nun Cukurova Telekom Holdings Limited’e (CTH) ait hisselere el koyma girişimine karşı yaptığı temyiz başvurusu, Birleşik Krallık’ın Privy Council Yüksek Mahkemesi tarafından reddedildi. Çukurova Grubu’na 3.3 milyar dolarlık finansman sağlayan Rus Alfa Grubu, ödemelerin zamanında yapılmadığı gerekçesiyle Çukurova aleyhine dava açarak, teminal olarak aldığı Çukurova Telekom’daki hisselerin kendisine verilmesini talep etmişti. Turkcell tarafından önceki gün yapılan açıklamada, Privy Council Yüksek Mahkemesi’nin, Alfa’nın teminat olarak elinde tuttuğu ve mülkiyeti Çukurova’ya ait olan CTH hisselerine el koymak için yaptığı işlemlerin, şayet ilerde Alfa’nın söz konusu teminata el koyma hakkının bulunduğu tespit edilecek olursa, usulu açıdan geçerli olacağını belirttiği ifadie edildi. Açıklamada, “Bu durumda, British Virgin Adaları nezdinde görülecek davanın esası açısından bekletici mesele olan bu husus sona ermiş olup, davanın esasının görülmesine başlanacaktır. Çukurova’nın kredi sözleşmesi altında herhangi bir temerrüdü olmayıp, davanın esasına yönelik duruşmalarda da Alfa’nın CTH hisselerine kötü niyetle el koyma girişimine karşı tüm gerekli adımlar atılmaya devam edilecektir” denildi.
Temerrüde karar verilecek
Virgin Adaları nezdinde görüşülecek davanın esası açısından bekletici unsur olan bu konuda karara verilmaş olmasıyla, davanın esasının görülmesine başlanarak, Çukurova’nın temerrüdü bulunup bulunmadığına karar verilecek. Çukurova, herhangi bir temerrüdü olmadığını, Alfa’nın CTH hisselerine el koyma isteğinin böyle bir iddiaya neden olduğunu iddia etmişti. Turkcell İletişim’in yüzde 51′ini elinde bulunduran Turkcell Holding’in ortaklarından Çukurova Grubu 2005′te Alfa ile yaptığı anlaşma ile toplam 3.3 milyar dolarlık bir finansman temin etmişti. Bu finansmanın 1.7 milyar dolarını Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na Pamukbank’tan kaynaklanan borçlarını kapatmakta kullanan Çukurova, 1.6 milyar dolarlık kaynak karşılığında da o zaman Yapı Kredi’de bulunan yüzde 13,2 hisseyi alıp, daha sonradan Alfa’nın Altimo birimine devretmişti. Turkcell Holding’in yüzde 52,91′ine Çukurova Telecom Holding, yüzde 47,09′una da TeliaSonera sahip bulunuyor. Çukurova Telecom Holding’in yüzde 51′ine Çukurova Finance International ve yüzde 49′una da Alfa Telecom Turkey şirketleri sahip bulunuyor. Turkcell’de Altimo’nun yüzde 13,2′lik payının yanı sıra doğrudan ve dolaylı olarak TeliaSonera’nın yüzde 37, Çukurova’nın yüzde 13,5, MV Holding yüzde 2,3 paya sahip bulunuyor. Şirketin yüzde 34′ü halka açık bulunuyor.
REFERANS 07/05/2009
Kredi şartlarında sıkılaşma bekleniyor
TCMB Beklenti anketi sonuçları Bankaların kredi standardlarında sıkılaştırmanın önümüzdeki dönemlerde de devam etmesini beklediklerini ortaya koydu.
Merkez Bankası tarafından hazırlanan “Banka Kredileri Eğilim Anketi” sonuçlarına göre, bankaların Nisan-Haziran 2009 dönemine ilişkin beklentileri başta uzun vadeli krediler olmak üzere, yine tüm kredi türlerinde standartların sıkılaştırılacağı, ancak sıkılaştırma oranlarında bir gevşeme gözleneceği yönünde oldu.
Merkez Bankası tarafından hazırlanan 2009 yılı Ocak-Mart dönemine ilişkin “Banka Kredileri Eğilim Anketi” sonuçları açıklandı.
Buna göre, işletmelere verilen kredilere uygulanan standartları sıkılaştırma yönündeki eğilimin güçlenerek sürdüğü ve tüm kredi türlerinde standartların beklentilerin oldukça üzerinde bir oranda sıkılaştırıldığı görüldü.
2009 yılının ilk çeyreğinde bankaları standartları sıkılaştırmaya yönelten en etkili faktörler, 2008 yılı son döneminde olduğu gibi, endüstri ya da firmalara ilişkin görünüm ile genel ekonomik faaliyetlere ilişkin beklentiler oldu. Daha önceki dönemlerde standartların sıkılaştırılmasında belli bir ağırlığa sahip olan diğer bankaların rekabeti faktörünün öneminin bu dönemde oldukça azaldığı gözlendi.
İşletmelere verilen kredilerin koşul ve kurallarını 2008 yılı boyunca sıkılaştırmaya devam eden bankaların bu eğilimi 2009 yılının ilk çeyreğinde de sürdü. Ancak bankaların koşul ve kuralları, özellikle vade koşullarını geçen döneme göre daha az sıkılaştırdıkları, krediler üzerindeki kar marjını da önceki dönemlere göre daha az artırdıkları görüldü.
İşletmelere verilen krediler
2008 yılının üçüncü çeyreğinde yavaşlamakla beraber tüm yıl boyunca artış gösteren işletmelere verilen kredi talebinde, Ocak-Mart 2009 döneminde ilk kez düşüş yaşandı. Genel talepteki düşüşün asıl kaynağı uzun vadeli kredilere yönelik talepteki azalış oldu.
Diğer kredi türlerinde ise talep artışı gözlendi ve özellikle geçen dönemde düşmüş olan küçük ve orta ölçekli işletmelere verilen kredilerde bu dönem beklentilerin çok üzerinde bir artış gerçekleşti.
Nisan-Haziran 2009 dönemine ilişkin beklentiler, genel olarak ve uzun vadeli kredilerde talepteki azalmanın, diğer kredi türlerinde ise talep artışının süreceği yönünde. İşletmeler bu dönemde en fazla borcun yeniden yapılandırılmasına bağlı olarak ortaya çıkan finansman ihtiyacı nedeniyle kredi talebinde bulundu.
Bireysel krediler
Bireysel kredilere uygulanan standartlar açısından, 2008 yılı son döneminde önemli oranlarda artan sıkılaştırmanın, azalarak da olsa bu dönemde de tüm bireysel kredilerde devam ettiği görüldü.
Bu dönemde standartlarındaki sıkılaştırma oranı beklentilerin altında kalan tek kredi türü konut kredileri olurken, bankalarca gelecek dönem için de yine en az konut kredileri standartlarının sıkılaştırılması beklenmekte.
Konut kredilerinde daha önce standartların sıkılaştırılması yönünde etkisi olan rekabet baskısının bu dönemde kalktığı, genel ekonomik faaliyetlere ilişkin beklentiler ile emlak piyasasına ilişkin beklentilerin yine sıkılaştırmada en etkili faktörler olduğu gözlendi.
Taşıt kredilerinde sıkılaştırma yönündeki baskı geçen döneme göre hafiflerken, genel ekonomik faaliyetlere ilişkin beklentilerin sıkılaştırıcı etkisi yarı yarıya azaldı.
Diğer bireysel kredilerde de geçen dönem tüm bankalarca sıkılaştırmanın en önemli nedeni olarak bildirilen genel ekonomik faaliyetlere ilişkin beklentiler ile tüketicilerin kredi itibarına bankalarca bu dönemde sıkılaştırma anlamında daha olumlu yaklaşıldığı görülmekte.
Tüm kredi türlerinde kredilere uygulanan koşullarda sıkılaştırma sürmekte ancak koşulların çoğu geçen dönemdeki kadar ağır değil.
2008 yılının son döneminde yaşanan tüm bireysel kredi türlerindeki şimdiye dek gözlenen en büyük talep daralmasının ardından, 2009 yılı ilk çeyreğinde taşıt kredileri ile diğer bireysel kredilerde talep azalışındaki ivme oldukça yavaşladı ve talepte beklentilerin altında bir düşme gözlendi.
Konut kredilerinde ise beklentilerin aksine, 2008 yılı boyunca gözlenen düşüşün ardından ilk kez bu dönemde talepte artış kaydedildi. Konut piyasasına ilişkin beklentilerin bu dönemde eskisi kadar talebi azaltıcı etkisi kalmadı.
DÜNYA 07/05/2009
Anadolubank ev kredilerinin ilk yılında yüzde 0.99 faiz alacak
Banka, beş yıl vadeli kredide ilk yıl yüzde 0,99 olan faiz oranı, sonraki yıllarda yüzde 1,34 olarak sabitleyeceğini açıkladı
Anadolubank, “Fırsat Konut Kredisi” ile beş yıl vadeli kredide ilk yıl yüzde 0,99 faiz oranıyla düşük taksitli ödeme imkanı sundu.
Anadolubank’tan yapılan açıklamaya göre, beş yıl vadeli kredide ilk yıl yüzde 0,99 olan faiz oranı, sonraki yıllarda yüzde 1,34 olarak sabitleniyor.
Anadolubank Perakende Bankacılık ve Hazine Genel Müdür Yardımcısı Recep Atakan, yeni krediyi, “Yatırım amaçlı, uygun fiyatlı konut almak isteyenler ve ilk yıl aylık taksitlerini düşük ödemeyi tercih edenler için, Fırsat Konut Kredisi tam bir fırsat. Konut kredisi ürünlerimizle ev hayallerini gerçeğe dönüştürmekten büyük mutluluk duyuyoruz” şeklinde değerlendirdi.
Fırsat Konut Kredisi ile 5 yıl vadeli, 60 bin lira tutarında kredi kullanıldığında, ekspertiz dahil toplam dosya masrafı için 2 bin 120 lira ödenirken, aylık toplam faiz oranı yüzde 1,42, yıllık toplam maliyet oranı ise yüzde 17,09 olarak gerçekleşiyor.
DÜNYA 07/05/2009
Kapanan şirket sayısı 4 ayda yüzde 2,25 azaldı
Nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre kapanan şirket sayısı yüzde 0,71 azaldı
Türkiye’de, bu yılın Ocak-Nisan döneminde, yeni kurulan şirket sayısında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 29,26, kapanan şirket sayısında ise yüzde 2,25 azalma oldu.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin ”2008 ve 2009 Yılları Nisan Ayı ve (Ocak-Nisan) Dönemi Kurulma, Tasfiyeye Girme ve Kapanma İstatistikleri”ni açıkladı.
Buna göre, geçen yılın ilk 4 ayında 20 bin 45 olan yeni kurulan şirket sayısı, bu yılın aynı döneminde yüzde 29,26 oranında gerilemeyle 14 bin 179′a düşerken, kapanan şirket sayısı da 4 bin 6′dan yüzde 2,25 azalışla 3 bin 916′ya geriledi.
Ocak-Nisan döneminde yeni kurulan kooperatif sayısı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 41,82 düşüşle 338′e, gerçek kişiler tarafından kurulan ticari işletmelerin sayısı da yüzde 14,93 gerilemeyle 15 bin 970′e indi.
Aynı dönemler karşılaştırıldığında tasfiye edilen şirket sayısı yüzde 16,52 artışla 4 bin 287′den 4 bin 995′e çıkarken, tasfiye edilen kooperatif sayısı da yüzde 17,67 gerilemeyle 713′den 587′ye düştü.
Bu yılın Nisan ayında geçen yılın aynı ayına göre yeni kurulan şirket sayısı yüzde 24,22 gerilemeyle 4 bin 575′den 3 bin 467′ye, kooperatif sayısı yüzde 54,55 gerilemeyle 165′den 75′e, gerçek kişiler tarafından kurulan ticari işletmelerin sayısı da yüzde 25,08 düşmeyle 4 bin 613′den 3 bin 456′ya düştü.
Nisan ayında bir önceki yılın Nisan ayına göre kapanan şirket sayısı yüzde 0,71 azalışla 709′dan 704′e, gerçek kişiler tarafından kurulan ticari işletmelerden kapanmak zorunda kalanların oranı yüzde 45,04 azalışla 4 bin 740′dan 2 bin 605′e düştü. Kooperatif sayısı ise yüzde 20,56 artışla 107′den 129′a çıktı.
Nisan ayında bir önceki yılın söz konusu ayına göre tasfiyeye giren şirket sayısı yüzde 19,04 artarken, kooperatif sayısında ise yüzde 14,51 düşme gözlendi.
DÜNYA 07/04/2009
Piyasalarda ’stres’li bekleyiş
Yarın açıklanması beklenen ABD banka stres testi sonuçları öncesinde dolar iç piyasada 1.57′nin üzerine çıktı.
Yarın açıklanması beklenen ABD banka stres testi sonuçları öncesinde Bank of America’nın 34 milyar dolar ek sermayeye ihtiyaç duyduğu yönündeki gelişmelerle global piyasalarda yaşanan kayıplara paralel dolar/TL güne hafif yükselişle 1.5690 TL ile başladı.
İstanbul serbest piyasada kapanış saatlerinde doların satış fiyatı 1e5720 liraya yükselirken, euro’nun satış fiyatı 2.0880 liraya geriledi.
Piyasanın kapanışı itibariyle Kapalıçarşı’da 1.5660 liradan alınan dolar 1.5720 liradan, 2.0830 liradan alınan euro ise 2.0880 liradan satılıyor.
Serbest piyasada önceki kapanışta 1.5660 lira olan dolar güne 1.5730 liradan, 2.0950 lira olan euro güne 2.0850 liradan başlamıştı.
BORSA, YÜZDE 2,13 DAHA YÜKSELDİ
İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında (İMKB) işlem gören hisse senetleri günlük bazda ortalama yüzde 2,13 oranında değer kazandı.
Böylece endeks üst üste son 5 işlem gününü de artışla tamamlamış oldu. Endeksteki son beş günlük artış oranı yüzde 15,51′e ulaştı.
İMKB Ulusal 100 Endeksi, ikinci seansta 568,65 puan artarak 33.716,92 puandan kapandı. Hisse senetlerinin ikinci seanstaki ortalama değer artışı yüzde 1,72 oldu.
Böylece Bileşik Endeks dünün ardından bugün de 33.000 puanın üstünde kapanış yapmış oldu.
İlk seanstaki 134,04 puanlık artış dikkate alındığında, Borsa endeksi günün tamamında 702,69 puan yükseldi.
Hisse senetleri günlük ortalama yüzde 2,13 değer kazandı.
SABAH 07/05/2009
Turcas, kriz çıkınca rafineri izni alamadığına sevindi
Ceyhan ve Petkim’de iki rafineri yapmak için başvuran ancak Ceyhan için izin alamayan Turcas’ın Başkanı Aksoy “Allah’tan…
Turcas Petrol Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Aksoy, Olağan Genel Kurul toplantısında krizin yatırımlarına hiçbir negatif etkisinin olmadığını tersine menfaatlerini gördüklerini kaydetti. 1 yıl, hatta 6 ay önce bunların maliyeti 10 milyar dolar ise bugün o maliyetlerin 7 milyar dolara indiğini hatta 6 milyar dolarlara doğru gittiğini dile getiren Aksoy, Turcas’ın bunu fırsat bilerek piyasaların kendisine sağladığı bu yeni, uygun fiyatlarla yatırımlarını daha ucuza getirme gayreti içinde bulunduğunu söyledi. Aksoy, “Bizim milyar dolarlık tasarruflarımızın yanında 20-30 milyon lira az kâr etmişiz, çok kâr etmişiz hiç mühim değil” dedi. Ceyhan’da rafineri izni çıkmaması ile ilgili de konuşan Aksoy, “Her işte bir hayır vardır. Allah’tan kriz çıktı. Rafineri izni almış olsaydık, bu krizde iki rafineriyi birden yapmak durumunda kalabilirdik. Bu da bir şirketin kolay yapabileceği bir şey değil. Ceyhan’daki projeyi şimdilik uyutuyoruz” diye konuştu.
1000 SHELL BAYİSİ TÜRKİYE’DE
Bankalardan kredi istemeye en erken 2010′un ikinci yarısından sonra gidebileceklerini dile getiren Aksoy, Shell & Turcas’ın operasyonlarının dünyada Shell içinde en başarılı operasyon seçildiğini ifade etti. Aksoy bu nedenle 70 ülkeden seçkin 1000 Shell bayisinin Türkiye geldiğini ve buradaki uygulamaları incelediğini kaydetti. Aksoy ayrıca Denizli’de Alman RWE ile yapacakları 800 megawattlık gaz çevrim santrali için lisans aldıklarını toplantıda açıkladı.
Azerilerle sıkıntımız yok
Erdal Aksoy gazetecilerin sorularını yanıtlarken de, “Ermenistan’la yakınlaşmada size yansıyan bir sıkıntı yaşadınız mı?” sorusuna, “Bize yansıyan sıkıntı olmadı ama bize düşen bir görev oldu. Gerek Azeri kamuoyunu gerekse Türk kamuoyunu yanlış bilgilendirmemek için elimizde olan bilgileri hemen açıkladık. Galiba bir tatil günüydü ‘gaza zam yapılacak’ diye… İlk tepkiyi veren ben oldum” cevabını verdi. Bunun bir anlaşmanın devamı olduğunu ve bundan farklı bir durum olmadığını dile getiren Aksoy, “1 senedir müzakere edilen fiyat maddesinin revize edilmesinden başka bir durum değildi” diye konuştu.
45.2 milyon net kâr etti
Genel Kurul Toplantısı’nda verilen bilgiye göre, Turcas, 2008 yılı mali döneminde 49.1 milyon lira operasyonel kâr ve 45.2 milyon lira net kâr elde etti. Operasyonel kâr ve net kâr rakamları 2007 ile karşılaştırıldığında sırasıyla yüzde 55.3 ve yüzde 58 oranlarında düştü. Karlılıktaki düşüşün nedenleri arasında “Turcas’ın iştiraki Shell & Turcas’ın üçüncü çeyrekte petrol fiyatlarında görülen sert düşüşler”, “Petkim’deki çoğunluk hisseleriyle bağlantılı olarak Petkim’in zararlarından kaynaklanan 12.5 milyon lira ile sınırlı zarar”, “Turcas Gaz’da yıl boyunca gaz ithalat fiyatının yurtiçindeki referans gaz satış fiyatına oranla çok yüksek kalması” gösterildi.
SABAH 07/05/2009
EÜAŞ Genel Müdürü Bütün görevden alındı
EÜAŞ Genel Müdürü Bütün, POAŞ’ın ceza almasına yol açan fuel-oil alım ihalesi soruşturması sonucu görevinden uzaklaştır…
Elektrik Üretim AŞ (EÜAŞ) Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkanı Sefer Bütün, Petrol Ofisi AŞ’nin (POAŞ) kamu ihalelerinden 1 yıl süreyle yasaklanmasına yol açan fuel- oil alım ihalesi kapsamında yürütülen soruşturma uyarınca görevden alındı. Bütün, EÜAŞ’ta başlatılan soruşturmada açığa alınmıştı.
Enerji Bakanlığı Teftiş Kurulu, EÜAŞ’ın Ambarlı Santrali’nde kullanılmak üzere gerçekleştirilen fuel-oil alımıyla ilgili soruşturmayı tüm hızıyla sürdürüyor. Müfettişler, soruşturma kapsamında POAŞ’tan alımı gerçekleştirilen ikinci parti 500 bin tonluk fuel-oil ile ilgili de çarpıcı bazı bulgulara ulaştı. Müfettişler, POAŞ’ın, ilk parti alımda olduğu gibi ikinci parti alımda da şartnamede öngörülen çevreye daha duyarlı fuel-oil 5 yerine kükürt oranı yüksek fuel-oil 6 verdiğini belirledi. SABAH’ın güvenilir kaynaklardan edindiği bilgiye göre POAŞ, bu partide de teslimatın yüzde 80′ini fuel-oil 6 olarak yaptı. Müfettişlerin, soruşturmayı 15 güne kadar tamamlayarak, raporlarını yazması bekleniyor.
Bütün’ün Passat otomobil sevdası
MÜFETTİŞLER, EÜAŞ Genel Müdürü Sefer Bütün’ün, görev yaptığı dönemde makam aracı olarak 2 adet Volkswagen Passat marka araç kiraladığını belirledi. Araçların, her birinin yıllık maliyetinin 25 bin TL düzeyinde olduğu hesaplanıyor. Müfettişler, Bütün’ün bir yerine neden iki araç kiraladığını ve araçlardan birini kimin kullandığını araştırıyor.
SABAH 07/05/2009
‘Krizde ülkeyi Halkbank regüle etti’
Halk Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, “2001 krizinde bir gecede yüzde 7500 faiz ödemek…
Halk Bankası Genel Müdürü Hüseyin Aydın, “2001 krizinde bir gecede yüzde 7500 faiz ödemek zorunda kalan Halkbank, bu krizde ülkeyi regüle etmiştir’’ dedi. Aydın, Gazi Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi (İİBF) tarafından, fakültenin toplantı salonunda düzenlenen “Kariyer Model’’ toplantısında yaptığı konuşmada, bazı bankalar kredi vermeyi durdururken, kendilerinin kredi geri çağırmadığını ve edinimlerini yerine getiren hiçbir firmanın kredisini kısmadıklarını belirtti. Aydın, “Böyle yapınca da reel sektörde diğer oyuncularda da bir rahatlama oldu. Kriz de bir gün biter diyerek paniklemedik, bu yüzden reel sektör kan ağlarken, bizde yüzde 38’lik kârlar gözükmeye başladı’’ dedi. Aydın, ayrıca Halkbank’ın yakın zamanda bankacı almak üzere sınav açacağını bildirdi.
SABAH 07/05/2009
Aktif Bank ‘Şehir Bankacılığı’ konseptini Kayseri’de başlattı
AKTİF Bank geliştirdiği “Şehir Bankacılığı” konsepti ile hizmet verecek olan ilk şubesini dün Kayseri’de…
AKTİF Bank geliştirdiği “Şehir Bankacılığı” konsepti ile hizmet verecek olan ilk şubesini dün Kayseri’de açtı. Aktif Bank Genel Müdürü Önder Halisdemir, açılış töreninde yaptığı konuşmada, bankacılık alanında yeni bir hizmete başladıklarını, müşterinin bankaya gelme zorunluluğunu asgariye indirdiklerini belirtti. Genç bir banka olduklarını, 15 ay önce yeni yapılanma programını uygulamaya başladıklarını kaydeden Halisdemir “Doğrudan bankacılık felsefemizle, hizmeti ve ürünü şubeler aracılığı ile değil, doğrudan müşteri nerede ise orada hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Yatırımlarımızı şubelere değil, bilgiye ve teknolojiye yapacağız. Alternatif dağıtım kanalları tamamlayıcı değil, ana kanallarımız olacak’’ dedi. Önümüzdeki aylarda Aktif Bank’ın Bursa ve Gaziantep şubelerinin de hizmete açılması planlanıyor
SABAH 07/05/2009
Birko, 3 günde uyarı aldı
ORTAK sayısı 250’yi geçtiği için Kurul kaydına alınan ve ardından da İMKB’de işlem görmeye…
ORTAK sayısı 250’yi geçtiği için Kurul kaydına alınan ve ardından da İMKB’de işlem görmeye başlayan Birko Birleşik Koyunlular hisseleri 3 günde yüzde 83 değer kazanınca, şirketten açıklama istendi. Şirketten İMKB’ye yapılan açıklamada, olağanüstü fiyat hareketini gerektirecek özel bir durumun olmadığı belirtildi. Şirket hisseleri 30 Nisan’da 64 kuruş baz fiyattan işlem görmeye başlamış, ilk gün 79 kuruşa, 4 Mayıs’ta 96 kuruşa çıkmıştı. Birko hisseleri dün 1 lira 17 kuruşa yükseldi.
SABAH 07/05/2009
Kimyevi madde uzmanı Alışan, boru hattını koruyacak
1985′den bu yana uluslararası taşımacılık faaliyeti gösteren ve kimyevi madde taşımada uzmanlaşan Alışan Lojistik,…
1985′den bu yana uluslararası taşımacılık faaliyeti gösteren ve kimyevi madde taşımada uzmanlaşan Alışan Lojistik, savunma sanayisine yatırım yaparak boru hattı koruma işine girdi. Sualtı ve su üstünde de koruma yapabilen firma insansız deniz aracı da üretti. 43 sıvı kimyevi madde tankeri ve 6 adet toz kimyevi madde silobası bulunan firma, kimyevi madde taşıyan TIR’ların temizlenmesinde de uzmanlaştı. 2008′de 100 milyon dolarlık ciro yapan firma 2009′da da yüzde 15′ik bir büyüme hedefliyor. Grubun Başkan Yardımcısı Damla Alışan Türkiye’de taşımacılık sektörünün 2009′da yüzde 30 daralcağını tahmin ettiklerini söyledi.
İran’ın yeni otomobili Runna Temmuz’da Türkiye’ye geliyor
İran’ın Khodro Company (IKCO) firmasının “Samand”ın ardından ürettiği ikinci otomobilolan ve geçen hafta İran’da tanıtımı yapılan “Runna”nın Temmuz ayında Türkiye’de satışına başlanacağı bildirildi.
IKCO’nun Türkiye Distribütörü MYS Otomotiv Genel Müdürü Yiğit Seskır, IKCO tarafından yapımı tamamlanan “Runna”nın 18 Nisan’da İran’da Sanayi ve Maden Bakanı Ali Ekber Mehrabian’ın da hazır bulunduğu törenle görücüye çıktığını belirtti.
İran’da “Samand”ın ardından üretilen ikinci otomobil modeli olma özelliğini taşıyan “Runna”nın 1.4, 1.6 ve 1.7′lik motor seçenekleriyle Temmuz ayından itibaren Türkiye’ye ihraç edileceğini vurgulayan Seskır, “İran’ın dışında ilk olarak Türkiye’de satışa sunulacak Runna’nın çok sevileceğine inanıyorum” dedi.
Seskır, “Runna”da ABS fren sistemi, hava yastığı, klima, merkezi kilit, xenon ve ledli farlar, radyo, CD ve mp3 çalar, uzaktan kumandalı ve alarmlı merkezi kilit, akıllı anahtar, ısıtmalı aynalar, elektrikli camlar gibi donanımların bulunduğunu ifade ederek, “Her türlü donanıma sahip Runna’yı 16 bin TL gibi uygun bir fiyatla satmayı planlıyoruz” diye konuştu.
2008 yılının başından itibaren Türkiye’de satışına başlanan Samand’ın kısa süre içinde Türkiye’de sevilen bir otomobil olduğunu anlatan Seskır, hedeflerinin “Runna” ile bu çıtayı daha da yükseltmek olduğunu kaydetti.
“SIRADA HAFİF TİCARİ ARAÇ PROJESİ VAR”
Seskır, şu an Türkiye’de 22 ilde bayilikleri bulunduğunu, 2009 yılının sonuna kadar bu sayıyı 45′e, 2010 yılının sonuna kadar da 81 ile çıkarmayı istediklerini ifade ederek, şunları söyledi:
“Türkiye’de bu donanımlarda hem kaliteli hem de en ucuz otomobili satıyoruz. Bayiliklerin yanı sıra satış sonrası servis ağımıza da büyük önem veriyoruz. İran, otomobiliyle Türkiye’de bulunmaktan sonra derece mutlu. IKCO’nun Samand, Runna’nın ardından sırada hafif ticari araç projesi var. Bu yılın sonunda aracın tanıtımının yapılması sonrasında da Türkiye’de de satışına başlanması gündemde. IKCO hafif ticari araçta da iddialı olacak.”
HÜRRİYET 23/04/2009
İkinci elde hareket başladı
Yaşanan küresel krizin etkisiyle zor günler geçiren galerici esnafı, ÖTV indiriminin ardından yetkili firmalarda araç bulunmaması üzerine ikinci ele artan talepten memnun.
Özellikle üst model ile 1-3 yaş arası araçların talep gördüğü galeri sahipleri, fiyatların sıfır araçlara göre çok daha düşük olması nedeniyle satacak araç bulmakta zorlandıklarını belirtiyor.
Adana Oto Galericiler Odası Başkanı Ali Çırak, kış aylarında siftahsız günler geçiren esnafın, yaklaşan yaz ve ÖTV indirimleri ile bahar havası yaşadığını söyledi.
Büyük firmaların ÖTV indirimi ve cazip seçenekler sunmasıyla gelen taleplere yetişemediğini belirten Çırak, “Firmalarda araç bulamayan tüketici esnafa yöneldi. Uzun bir aradan sonra yeniden satışlara başlayan esnaf, adeta bayram yapıyor” şeklinde konuştu.
Galerilerden her marka ve modelde uygun fiyatta araçların alınabildiğini, gelen taleplerin ise genellikle yenilerine göre çok daha uygun fiyatla satılan 1-3 yaş arası üst model araçlardan yana olduğunu bildiren Çırak, taleplere yetişmek için ise araç sıkıntısı yaşadıklarını kaydetti.
Hareketliliğin yaz ayları boyunca sürmesini beklediklerini ifade eden Çırak, “ÖTV indirimin kalkmasının ardından fiyatlarda artışlar yaşanabilir, araç sahibi olmak isteyenler fırsatı kaçırmasın” dedi.
Adana’da ikinci el araç satışı yapan galeri sahibi Hasan Kelebek de her yaz öncesi yaşadıkları hareketliliğin, bu yıl ÖTV indirimleri nedeniyle daha fazla olduğunu söyledi.
İndirim öncesi haftada bir aracı ancak satabildiklerini belirten Kelebek, “Bayilerde yeni araç bulunamaması nedeniyle ikinci ele talep arttı. Uzun süre beklemeyi göze alamayan tüketici bize geliyor” dedi.
HÜRRİYET 23/04/2009
Sendika 1400 işçiyi krize kurban etmedi 7025 çalışanın maaşı yüzde 35 indi
Oyak ve sendika yöneticileri ortak bir karar alarak, Erdemir’de 7 bin 25 çalışanın maaşını indirme yoluna gitti. Buna göre üst düzey yöneticiler, beyaz yakalılar ve işçiler 16 ay boyunca maaşlarını yüzde 35 eksik alacak. Böylece 1400 Erdemir işçisi, krize kurban edilmeyecek.
TÜRKİYE’nin en büyük yassı çelik üreticisi Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (Erdemir), ekonomik krizden daha az etkilenmek amacıyla işçi ücretlerinde yüzde 35 oranında indirime gitti. Toplam 7 bin 25 işçinin ücretlerinde yaptığı yüzde 35’lik indirim, 16 ay süreyle geçerli olacak. 1400 işçinin ekonomik krizde mağdur edilmemesi için alındığı belirtilen bu karar, İskenderun Demir Çelik İşletmeleri’nde de (İsdemir) uygulanacak.
Sendika ile ortak karar
Oyak bünyesindeki Erdemir yöneticileri ile işçileri temsil eden Türk Metal Sendikası, Oyak ve işveren sendikası Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) yöneticileri dün İstanbul’da biraraya gelerek, ’işçi çıkarma yerine, aylık ücretlerde indirime gitme’ kararı aldı. Türk Metal Sendikası Ereğli Şubesi Yönetim Kurulu, Erdemir’deki 5 bin 220’si sendikalı toplam 7 bin 25 çalışan ile İskenderun Demir Çelik İşletmeleri’nde çalışanları da kapsayan ücret indirimini kamuoyuna yazılı bir açıklama ile duyurdu.
Türk Metal Sendikası’nın Türk demir çelik sektöründe, ekonomik kriz nedeniyle görülen büyük daralmanın sıkıntısını çektiğinin belirtildiği açıklamada, şöyle denildi: “Türk sanayisinin en önemli kuruluşlarından biri olan Erdemir ve İskenderun Demir Çelik İşletmeleri, bu daralmanın etkisi altındadır. Sendika olarak ekonomi ve sanayi dalında uzmanlaşmış bilim adamlarıyla yapmış olduğumuz görüşmeler, daralma tespitini doğrulamıştır. Dolayısıyla Türk Metal Sendikası olarak içinde bulunduğumuz süreçte, neler yapılabileceği konusunda Erdemir yetkilileriyle görüşerek bir karar aşamasına geldik.”
Ücret indiriminin 16 aylık bir süreyi kapsadığı belirtilen sendikanın açıklamasında şu ifadeler de yeraldı: “Varılan noktada halen yürürlükte olan toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikamız ile Erdemir işvereni (Oyak) arasında, yürürlükteki toplu sözleşmenin maddelerinde, bir sonraki sürecin başlangıcı olan 31 Ağustos 2010 tarihine kadar, yani 16 aylık süre için tadilat yapılması konusunda mutabakata varıldı. Varılan bu mutabakat sonucu, Erdemir’de çalışan üst düzey yöneticiler dahil, beyaz yakalılar ve sendikamız üyesi metal işçileri 31 Ağustos 2010 tarihine kadar ücretlerini yüzde 35 oranında bir azalma ile alacak. Bu mutabakat, Ereğli ve İskenderun Demir Çelik İşletmeleri’nde çalışan ve işten çıkarılmaları söz konusu olan 1400 metal işçisinin ekonomik daralmaya kurban edilmemesi içindir.”
218 milyon liralık maliyet avantajı
ÇALIŞANLARIN yüzde 10’unun işine son verilmesi de dahil birkaç opsiyonu değerlendiren şirketin, ücretlerde indirime gitmesi maliyetler açısından olumlu olarak nitelendirildi. Erdemir’in 2008’de maaş ödemeleri için 829 milyon lira harcadığı belirtilen İş Yatırım’ın konuyla ilgili raporunda, ikinci çeyrekten itibaren yapılacak yüzde 35’lik indirimin 2009’da 218 milyon lira civarında maliyet avantajı getireceği hesaplandı.
İşçi çıkarmak vicdani gelmedi
KRİZ döneminde iş bulmanın çok zor olduğunu dile getiren Erdemir yetkilisi, şöyle konuştu: “Bu kararı alırken çok düşündük. Çünkü işçileri çıkarmak ve onları kapı dışına koymak bize vicdani gelmedi. Firmalar işçi çıkarıp ya da ücretsiz tatillerle sorunu çözdü. İşçi çıkarmak hiç iyi değil. İşsizlik artarken iş bulma ortamı da ortadan kalkıyor.”
HÜRRİYET 23/04/2009
Garanti 1 milyar doları gördü Rus Rublesi’yle işleme geçti
Rusya’da Türk ihracatçısının birikmiş 1 milyar dolarlık alacağı ve Rusya ihracatını canlandırmak için İHKİB’in önerdiği Rus Rublesi ile ticarete ilk yeşil ışık Garanti Bankası’ndan geldi. İlk 3 ayda Rusya ihracatı yüzde 53 gerileyen Türkiye’nin ihracatı yeniden artırması, turizmin canlanması bekleniyor.
GARANTİ, Türkiye’de, Rus Rublesi ile işlem yapmaya başlayan ilk banka oldu. Rusya ihracatında 2009’un ilk 3 ayında yüzde 53 civarında kayıp yaşayan Türkiye’nin trendi tersine çevirerek haziran ayından sonra pozitife dönmesi bekleniyor. Rublenin ticari para kabul edilebilmesi için büyük çaba harcayan İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, Rusya’da Türk ihracatçısının birikmiş 1 milyar dolara yakın alacağı olduğunu söyledi.
Laleli’de Lale Devri
Büyük sıkıntı yaşayan Türk ihracatçısının dar boğazdan kurtulmasında ’ruble ile ticaret’in çıkış yolu olacağını belirten Tanrıverdi, “Karalar bağlamış Laleli’de ’Lale Devri’ bekliyoruz. Sadece Laleli değil, hazır giyim ve konfeksiyon başta tüm ihracatımızı ve turizmi olumlu etkileyecek” dedi. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de Rusya ziyareti sırasında ruble ile ticareti gündemine almıştı. Türk Parası’nın Kıymetini Koruma Hakkında 32 sayılı kararın değiştirilmesini sağlayan Kanun Hükmündeki Kararname’nin mart ayı başında Resmi Gazete’de yayınlanarak ruble ile ticaretin önü açılmıştı.
İyi duyurmak lazım
Rusya’da ekonomik krizle birlikte önemli sıkıntılar yaşandığını, ülkede dolar bulmanın güçleştiğini anlatan Tanrıverdi, rubleyle alışveriş ve ticaret yapabilmenin Rus işletmeleri cesaretlendireceğini söyledi. Bir Rus’un yaptığı alışveriş veya ticaretle ilgili olarak Garanti’ye ruble ile havale yapabileceğini belirten Tanrıverdi şöyle konuştu: “Bize, Rusya ile ticaret yapanlara düşen Türkiye’de rubleyle ticaret yapıldığını Rusya’da duyurmak. İTKİB olarak Rusya’da bunun duyurulması için çalışacağız. Türkiye için çok önemli bir açılım. Krizden çıkışın önemli yollarından biri.” Rusya’ya ihracatta bazı sektörlerde yüzde 70’e varan oranda düşüşler yaşandığına değinen Tanrıverdi, hazirandan itibaren Rusya’ya ihracatta ibrenin artıya dönebileceğini söyledi. Bağımsız Devletler Topluluğu’nun da ruble ticaretine katılacağını ve hacmin her geçen gün büyümesini beklediğini vurgulayan Tanrıverdi “Rus turist cebinde ruble ile gelip harcayabilecek. Bankada bunu bozdurmak mümkün olacak” dedi.
Başka bankalar yolda
Başından beri Garanti Bankası ile görüştüklerini belirten Tanrıverdi, “Bir an önce bir bankanın aracılık etmesini istiyorduk. Pek çok ekonomist bu iş olmaz diye olumsuz konuşuyordu. Biz özel sektör tarafından daha pratik yapılabileceğini söyledik. Garantiye çok teşekkür ediyoruz; pratik bir çözüm oldu. Başka bankalar rubleyle işleme 15-20 gün içinde başlayacaklar” diye konuştu.
Garanti Rusya’da danışmanlık da yapıyor
GARANTİ Bankası, rubleyle gerçekleştirilen ihracat ve ithalat işlemlerine aracılık ediyor. Firmalar, Rusya’dan rubleyle yaptıkları ihracatın bedelini Garanti Bankası aracılığıyla tahsil edebiliyor, Garanti’de ruble döviz hesabı açtırabiliyor veya ruble bozdurabiliyor. İhracatçı firmalar, Laleli piyasasında özel fatura kapsamında ticaret yapan şirketler ve Rusya pazarında rubleyle alışveriş yapan firmalar, işlemlerini Garanti üzerinden yapabiliyor. Garanti Bankası, Rusya’ya gerçekleştirilecek ticari işlemlerde de danışmanlık hizmeti sunuyor.
Yine biz öncü olduk
GARANTİ Bankası Genel Müdürü Ergun Özen ise konuyla ilgili şu bilgileri aktardı: “Moskova’daki iştirakimiz GarantiBank Moscow, 1995’ten buyana, Rusya’daki yatırımcıların ihtiyaçlarına yönelik etkin hizmetler sunuyor. Şimdi de Türkiye’de, Rus Rublesi üzerinden iş yapan firmaların hayatını kolaylaştıran bir yapı kurduk. Tüm teknolojik altyapımızı ve bilgi birikimimizi bu yönde seferber ettik. TPKK’da bankalara, konvertibl olmayan dövizlerle de işlem yapma imkanı getirilmesinden sonra, ruble ile yapılacak her türlü bankacılık işleminin Garanti üzerinden gerçekleştirilmesi için hazırlıklarımızı tamamladık. Garanti bu konuda da öncülüğünü sürdürüyor.”
HÜRRİYET 23/04/2009
Flo Mısır’a mağaza açıyor
Türkiye’nin en büyük entegre ayakkabı üretim tesislerine sahip olan Ziylan Grup, “Flo” ve “Polaris” mağazalar zincirini yurt dışında yayıyor.
Orta Doğu ülkeleri ve Türk Cumhuriyetleri’nde organize ayakkabı perakendeciliğinde büyümeyi hedefleyen Ziylan Grup, yurt dışında ilk Flo mağazasını bir ay içinde Mısır’da açacak.
Polaris olarak Bulgaristan’da 2, Almanya’da 3 ve Tunus’ta 3 mağazası bulunan Ziylan Grup’un, Bulgaristan’da bir Polaris mağazası daha hizmete girecek.
Yabancılardan ortaklık teklifleri alan Ziylan Grup, ekonomik krizden büyüyerek çıkmak istiyor.
Ziylan Ayakkabı AS Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ziylan, Gaziantep’te 1955 yılında küçük bir atölyede temeli atılan grubun bugün çatısı altında 12 şirket bulunduğunu, yaklaşık 2 bin kişiye istihdam sağladıklarını söyledi.
“KRİZ DİBE VURDU”
2009 yılında yurt içinde 3 tane Polaris ve 3 tane Flo açtıklarını belirten Ziylan, “Bu yıl açacağımız Polaris olarak 4 tane, Flo olarak 6 tane mağazamız daha var. 2009′da toplam 40 mağaza planımız vardı, kriz nedeniyle 20 olarak revize ettik ve bunu rahat yakalayacağız. Türkiye’de önümüzdeki 5-6 yıl içinde 150 tane Flo ve 250-300 tane Polaris açacağız” dedi.
Mehmet Ziylan, satışla ilgili bir sorunlarının olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:
“Satış miktarlarımızı ve ciromuzu zaten geçiyoruz, 2008′deki sorunumuz karlılıkla ilgili. Biz zaten kriz ortamlarında kar gütmüyoruz. Toprağı nadasa bırakırsınız, ağacı budarsınız ya biz bu dönemi ona benzetiyoruz. Biz bu yıl budanıyoruz, ama budanan ağaç daha gür çıkar, nadasa bırakılan toprağın karşılığını birkaç yıl sonra misli misli alırsınız. Ne yapalım böyle bir kriz var, dünyanın sonu değil…Türkiye krizi daha ufak geçiriyor. 2010 ve 2011′e çok pozitif bakıyoruz. Bize göre kriz dibe vurdu ve yavaş yavaş çıkmaya başladı.”
2009 yılında cirolarının yüzde 2-3 oranında büyüyeceğini belirten Ziylan, “2010′dan sonra yüzde 10-15 büyümeye devam edeceğiz” dedi.
“AVRUPA İHRACATINDAKİ DÜŞÜŞÜ ABSORBE EDECEĞİZ”
Kriz yüzünden Avrupa’dan talebin düştüğünü ifade eden Ziylan, şöyle devam etti:
“Avrupa’daki müşterilerimize sattığımız mal miktarında yüzde 40 civarında düşüş var. Bu düşüşü, biz Ortadoğu ülkelerine asılarak, Tunus, Mısır, Cezayir’e açılarak kapatacağız. Polaris olarak Bulgaristan’da 2, Almanya’da 3 ve Tunus’ta 3 mağazamız var. Bulgaristan’da bir mağaza daha açıyoruz. Flo’nun ilk yurt dışı mağazasını da bir ay içinde Mısır’da açıyoruz. Mısır’da 3 tane mağaza anlaşması imzaladık. Oradan Tunus’a geçeceğiz. Oralarda çoğalarak Avrupa’daki kaybımızı absorbe edeceğiz. Hedefimizde Azerbaycan ve Kazakistan var. Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetleri’nde büyüyeceğiz, oralarda organize ayakkabı perakendeciliğinde yapacağımız çok iş var.”
Ziylan, 2008 yılında aralarında Almanya, İtalya, İngiltere, ABD, Japonya, İsrail, Kırgızistan, Yunanistan, Rusya ve Suudi Arabistan’ın da bulunduğu 27-28 ülkeye 12 milyon dolar ihracat yaptıklarına dikkati çekti.
“BİR TÜRK OLARAK KANIMA DOKUNUR…”
Türkiye’de organize ayakkabı perakendeciliğinde daha çok potansiyel olduğunu vurgulayan Mehmet Ziylan, şunları kaydetti:
“Ayakkabı sektörünün en büyüklerindeniz, senelerimizi sektörün gelişmesine verdik. Benim senelerin emeğini verdiğim pazarı, bir başkasının gelip alması bir Türk olarak kanıma dokunur. Türkiye’de daha çok yolumuz var. Biz, Türkiye oluşumumuzu tamamladıktan sonra esas yurt dışına başlayacağız.”
Türkiye genelinde 62 Polaris ve 56 Flo mağazaları bulunduğunu hatırlatan Ziylan, her bir Flo mağazasına 500 bin ve Polaris mağazasına 150-200 bin TL yatırım yaptıklarını belirtti.
Yabancılardan ortaklık teklifleri aldıklarını bildiren Ziylan, “Ama, ortaklık teklifler hep kendilerine yontarak oldu. Bizim markamızın bilinirliği çok yüksek, dünyanın yatırımı yaptık. Bizi kullanmak istediler, buna müsaade etmedik. Ahlaklı olduğu müddetçe yabancılarla da Türklerle de rekabete varız. 120 mağaza ile Türkiye’nin en büyük zincir mağazasıyız, yolumuza hızla devam ediyoruz” dedi.
HÜRRİYET 23/04/2009
Bilim İlaç, ABD’ye Gebze’den açılacak
Bilim İlaç, Çerkezköy’deki üretim tesisinin ardından 120 milyon euro’luk yatırım yaptığı Gebze projesini tamamladı
Yeni yatırımla hedefin dışarı açılımı artırmak olduğunu belirten Bilim İlaç Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Karaağaç, “43 ülkeye 12 milyon TL’lik ihracat yapıyoruz. Hedefimiz 30 milyon TL. Bu fabrikaya yaptığımız yatırım sonucunda AB ve ABD pazarlarına da girmeyi planlıyoruz” dedi.
Karaağaç, yapılan yatırımla ilgili şu bilgileri verdi: “51 bin metrekare kapalı alana sahip fabrika yılda 250 milyon kutu ilaç üretim kapasitesine sahip. Burada 420 kişi çalışıyor. 10 kişinini çalıştığı Ar-Ge bölümü için 15 milyon dolar yatırım yaptık. İlaç sektöründeki en büyük Ar-Ge tesisi için bu yıl içinde 5 milyon dolar daha yatıracağız.”
13 milyar TL’ye ulaşan Türk ilaç pazarında Bilim İlaç’ın yüzde 4.5 pay ile 4’üncü sırada yer aldığını anlatan Karaağaç, “Bilim İlaç yılı 98 milyon kutuyla 3’üncü sırada tamamladı. Bilim İlaç yazılan her 100 reçetenin 6’sında yer alıyor” dedi.
Depo robotlara emanet
4 milyon euro yatırımla Türkiye’nin en büyük akıllı deposuna sahip olduklarını dile getiren Karaağaç, “11 bin 400 palet kapasiteli akıllı depoda insan çalışmıyor. Böylece insanlardan doğacak hatalar ve iş kazaları sıfıra iniyor. Palete yükleme yapılıyor. Sensörler aracılığıyla her yer doğru yere yerleşiyor. Şu an 6 bin palet dolu” diye konuştu. 10 kişilik bir ekibini depoyu teknik anlamda izlediğini dile getiren Karaağaç, “Depolardaki sistem hem buradan hem Almanya’dan izleniyor. Teknik bir hatanın oluşması tamamen engelleniyor” dedi.
MİLLİYET 23/04/2009
Kaddafi yatırım için kesenin ağzını açtı, müteahhitler yeniden Libya’da
Küresel kriz sebebiyle yurtdışı işlerinde daralma yaşayan iş dünyası rotayı yeni pazarlara çevirdi. 200 kişilik işadamı heyeti Dış Ticaret’ten sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’le birlikte Libya’ya çıkarma yaptı.
Heyetin yaptığı temaslarda Libya’yla ticaret hacmini önemli ölçüde artıracak serbest ticaret anlaşması imzalanması hususu masaya yatırıldı. Tüzmen, söz konusu anlaşmanın devrimin 40. yılının kutlanacağı önümüzdeki eylül ayında imzalanabileceğini kaydetti. Libya’nın önümüzdeki 6 yılda 180 milyar dolar alt ve üstyapı yatırımı yapacağını belirten Tüzmen, “Ticaret anlaşması Türk işadamlarının Libya’daki yatırımdan alacağı payı önemli ölçüde artıracak.” dedi. Malların ve hizmetlerin serbest dolaşımını içeren anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte gümrük vergileri düşürülürken bazı ürünlerdeki koruma uygulaması son bulacak.
İşadamları ile birlikte Libya’da temaslarda bulunan Bakan Tüzmen, Sanayi, Ticaret ve Yatırım Bakanı Muhammed Ali al Huvej ile bir araya geldi. Görüşmede Huvej, altı yıl boyunca her yıl 20 milyar doları devletin alt ve üstyapı yatırımları, 10 milyar doları ise özel yatırımların teşviki kapsamında 30 milyar dolarlık yatırım yapılacağını aktardı. Huvej, toplamda 180 milyar doları bulacak olan yatırımlar için gerekli kaynağın hazır olduğunu bildirdi. Libyalı bakan iki ülke arasındaki ilişkilerin serbest ticaret anlaşması ile başlamasını önerdi. Anlaşmanın Başbakan veya Cumhurbaşkanı’nın huzurunda imzalanması gerektiğine dikkat çeken Huvej, Türkiye ile Libya’nın Afrika ülkelerine yönelik yatırımlarda ortak hareket edebileceğini de kaydetti. Türkiye’nin son yıllarda yakaladığı siyasî ve ekonomik istikrarla Arap dünyasındaki etkinliğinin arttığına dikkat çeken Huvej, Libya’nın bu durumdan memnun olduğunu aktardı. Bakan Huvej, Türk firmaları için serbest sanayi bölgesi kurulması teklifinde bulundu. Oluşturulacak Bingazi Türk Sanayi Bölgesi’nin kurulması için finans desteği sağlayabileceklerini kaydetti. Huvej, bu bölgenin Afrika pazarına girişte kapı olarak kullanılabileceğini kaydetti.
Öte yandan Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı Başkent Doğalgaz Dağıtım ihalesini kazanan Elektromed Rus Gazprom’un ardından ortaklık için Libya’da nabız yokladı.
Türk firmalar petrol buldu
Ulusal Petrol Şirketi Başkanı Şükrü Gahnem ile yapılan görüşme sonrası açıklama yapan Bakan Kürşad Tüzmen de, Türk firmalarının bu ülkede araştırdığı kuyulardan birinde petrol bulunduğunu, diğer araştırmaların ise sürdüğünü aktardı. Libyalı başkan ise Türk işadamlarınn enerji sektörünün yanı sıra inşaat alanında da yatırım yapabileceğini kaydetti. İki ülke arasındaki kültürel ilişkilerin varlığına dikkat çeken Gahnem, karşılıklı olarak öğrenci mübadelesi yapılması önerisinde bulundu.
ZAMAN 23/04/2009
Kriz Volkswagen’i kötü vurdu
Alman otomotiv devi Volkswagen’in ilk çeyrek karı yüzde 74 düşerek 243 milyon avro oldu.
Merkezi Wolfsburg’da bulunan Volkswagen, bu yıl ilk çeyrekte karının geçen yıla göre yüzde 74 azalarak, 243 milyon avro olduğunu açıkladı. Şirket geçen yıl aynı dönemde 929 milyon avro kar etti.
Volkswagen, geçen yıl ilk çeyrekte 27 milyar avro olan gelirlerinin ise bu yıl aynı dönemde yüzde 11 gerileyerek 24 milyar avro olduğunu kaydetti.
Şirketin karının düşmesinde, küresel ekonomik kriz yüzünden araçlarına olan talebin düşmesi etkili oldu.
STAR 23/04/2009
TKB’den enerjiye 180 milyon dolarlık kaynak sağlayacak
Türkiye Kalkınma Bankası (TKB) Genel Müdürü Abdullah Çelik, yenilenebilir enerji ve enerji yatırımları konusunda 180 milyon dolarlık kaynağı yakında kullanıma açacaklarını söyledi. Çelik, kullandırılacak kredinin 150 milyon dolarının Dünya Bankası’ndan, 30 milyon dolarının ise Temiz Teknoloji Fonu’ndan sağlandığını açıkladı. TKB’nin dün yapılan genel kurulunun açılışında konuşan Çelik, yenilenebilir enerjinin öncelikli sektörleri olduğunu belirterek “Devletin alım garantisi olduğu için banka açısından da risk taşımıyor” dedi. Enerji ile ilgili olarak firmalara şimdiye kadar 195,9 milyon lira kredi tahsis ettklerini belirten Çelik, yenilenebilir enerji yatırımları için yılın ilk üç ayında ise 375,9 milyon lira kredi başvurusunun geldiğini söyledi.
Kredilendirme faaliyetlerinde, yurt dışından sağladıkları fonları yurt içindeki verimli yatırımlara aktarmaya önem verdiklerini vurgulayan Çelik, “2006′da 137 milyon lira olan kullandırılan kredi miktarı, 2007′de 188 milyon liraya, 2008′de 240,4 milyon liraya yükseldi. Kredilerin aktif içindeki payı da sırasıyla aynı yıllarda yüzde 37′den, yüzde 48 ve yüzde 57,53′e çıktı. Bu yılın Ocak-Mart döneminde ise 104,7 milyon lira kredi kullandırdık” dedi.
Türkiye Kalkınma Bankası (TKB) Genel Müdürü Abdullah Çelik, yenilenebilir enerji ve enerji yatırımları konusunda 180 milyon dolarlık kaynağı yakında k…
( KB)
REFERANS 23/04/2009
Bin ortaklı Aşkale Çimento, 15 yılda 10 kat büyüdü
Dönemin başbakanı Süleyman Demirel’in 1968 yılında hizmete açtığı Aşkale Çimento’nun 40 yıllık hikayesi, kolektif bilincin bir türlü egemen olamadığı Türkiye’de “ben” yerine “biz” demenin nelere kadir olabileceğini ortaya koyuyor. Özelleştirme kapsamına alındıktan sonra 1993 yılında bölge insanlarından oluşan bin ortaklı ER-ÇİM-SAN tarafından satın alınan Aşkale Çimento, 250 bin tonluk üretim kapasitesini 15 yılda 3 milyon tona taşıdı. Bugün itibarıyla üretiminin yüzde 10′unu ihraç eden Aşkale Çimento, Trabzon, Gümüşhane ve Erzincan’da da üretime geçerek Doğu Anadolu Bölgesi’nin lider çimento üreticisi konumuna geldi.
2008′in yapı malzemeleri alanındaki En Hızlı Balığı, Aşkale Çimento’nun Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik, Hızlı Balık ödülünü almanın kendileri için önemli olduğunu belirterek, çok zor şartlarda ve çok zor bir iklimde üretim yapmalarına rağmen bu ödülü kazanmanın gururunu yaşadıklarını söylüyor. Yücelik, “Amacımız geliştikçe gelirimizi bölgemize sunmak. Bölgemizin kalkınması için Doğu’yu merkeze alacak bir teşvik politikasına ihtiyacımız var” diyor.
Aynı zamanda Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı’nı da yürüten Lütfü Yücelik, söz konusu başarının tesadüf değil azmin ve sabrın eseri olduğunu belirterek, “Türkiye’de en zor şey ortak iş yapmak. Ülkemizde ortaklık kültürü çok zayıf. Oysa ülkemizin ve geri kalmış bölgelerimizin gelişebilmesi için ortaklık kültürünün çok büyük önemi var. Biz Aşkale Çimento olarak bunu başardık. Kolektif çalışarak, sermayelerimizi birleştirerek ve profesyonel bir yönetim ekibi kurarak 15 yılda 10 kat büyüdük” diyor. Yücelik, gelecek için de çok iddialı:” Hedefimizi Türkiye’nin en büyük 100 firması içine girmek olarak belirledik. Bu asla hayal değil. Biz 1993 yılından bu yana ortaklarımızla birlikte hayalleri gerçeğe çevirdik. Aşkale Çimento’yu 16 yıl önce dibe vurmuş bir halde aldık. Bugün Türkiye’nin en büyük 296′ıncı firması olduk.”…
İlk 5 yıl sadece borç ödediler
Yolları Aşkale Çimento’da kesişen toplumun her kesiminden yaklaşık bin kişi, yatırım açlığı çeken doğuda bir “başarı hikayesi” yazmış olmanın mutluluğunu yaşıyor. Çünkü memur, emekli, esnaf, öğrenci ve işadamlarından oluşan kalabalık bir ailenin oluşturduğu Aşkale Çimento, 41. yılında “41 kere maşallah” dedirtecek bir performansın altına imza atıyor. Ancak Aşkale Çimento’nun 15 yıl içinde ulaştığı nokta bugün tüm ortaklarını fazlasıyla mutlu etse de şirketin bugünlere gelmesi hiç de kolay olmadı. Lütfü Yücelik, o günleri özetlerken “Çok zor zamanlar yaşadık” diye konuşuyor.
Erzurumlular, 1993 yılında 31 milyon dolar muhammen bedelle satışa çıkarılan Aşkale Çimento’yu satın almaya karar veriyorlar vermesine ama bin kişinin topladığı para 2,5 milyon doları ancak buluyor. Geriye kalan 29 milyon dolar için günlerce banka kapılarında yatıp kalktıklarını anlatan Yücelik’in sözleri fabrikayı yaşatmak için ödenen bedeli de gözler önüne seriyor: “Elimizdeki para, almak istediğimiz fabrikanın yüzde 10′u bile etmiyordu. Kimse bize kredi vermeye yanaşmıyordu. Sonunda kredi sorununu çözdük. Ama 1998′de borcumuz bitene kadar, kredi faizleri ile birlikte Aşkale Çimento’ya 63 milyon dolar ödemiş olduk. İlk 5 yıl nefes almadan çalıştık ama kimseyi de işten çıkarmadık. Kimse bize inanmazken, biz fabrikayı sıfırdan yarattık.”
Trabzon Çimento ile gücüne güç kattı
Borçlarını sıfırlayıp “Artık yatırım zamanı” diyen Aşkale Çimento, 1999′dan itibaren üretim kapasitesini artırmak için harekete geçti. Öncelikle yeni bir üretim bandı açıldı ve üretim kapasitesi yıllık 300 bin tondan 650 bin tona çıkarıldı. Daha sonra Erzurum ve Ağrı’da birer hazır beton tesisi kuruldu. 2005 yılında ise “sınırları zorlamaya” karar verildi. 2005 yılında Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından satışa çıkarılan Trabzon Çimento’yu alma kararı verirken çok düşündüklerini anlatan Lütfü Yücelik, “Trabzon Çimento bizi bölgemizin ötesine taşıyacak bir potansiyel içeriyordu. Üretim ve ihracat kapasitemiz bir anda fırlayacaktı. Gözümüzü kararttık, Trabzon Çimento’ya talip olduk” diyor. Gerçekten de Aşkale Çimento’nun Trabzon Çimento’yu satın alması ile yıllık çimento üretimi üç kat artarak 1 milyon tona ulaştı. Kent merkezinde yer alan Trabzon Çimento’nun tüm teknolojik altyapısı yenilendi, Türkiye’de ilk kez çimento üretiminden kaynaklanan tozların kentin üzerine salınmasını engellemek için 1.5 milyon dolarlık filtre yatırımı yapıldı. Bünyesine Trabzon Çimento’yu kattıktan sonra daha güvenle yoluna devam eden Aşkale Çimento, 2006′da 27 milyon euroluk kapasite artırımı yatırımına start verdi. 2008 yılına gelindiğinde Aşkale Çimento ve Trabzon Çimento’nun toplam üretimi 1.5 milyon tona, üretim kapasitesi ise 3.5 milyon tona ulaştı.
İş hayatında “gözü karartmanın” meyvelerini kısa sürede toplamaya başlayan Aşkale Çimento, 2007 yılında Türkiye’nin en çok vergi ödeyen 100 firmasından biri oldu. Yine aynı yıl Anadolu Kaplanları içinde “İhracat Şampiyonu” seçilen şirket, İSO’nun “En büyük 500 Şirket” sıralamasında ise 2008 yılında 296. sıraya oturdu.
Kriz vız geldi, 2 yeni fabrika yolda
Doğu ve Güneydoğu’daki pazar payını yüzde 40′a çıkaran Aşkale Çimento, küresel krizin hem iç hem dış pazarda yarattığı talep darlığına rağmen, yeni yatırım yapmakta kararlı. Şirket, Erzincan ve Gümüşhane’de de iki yeni çimento fabrikası kurmak üzere kolları sıvadı. Toplam 38 milyon dolara mal olacak ve nisan ayı sonunda faaliyete geçecek bu iki fabrika ile işsizlikten kıvranan doğu kentlerindeki gençlere bir nebze olsun umut aşılamak istediklerini vurgulayan Lütfü Yücelik, “Bölgede ve Türkiye’de, Aşkale Çimento bir güç haline geldi. Bu ve benzeri girişimlerimiz, kapasite artırımlılarımız, yatırımlarımız ihracata yönelmemizde güçlü bir dayanak olacak. Aynı zamanda daha fazla üretim, daha fazla, istihdam ve daha fazla katma değer imkânı bulacağız. İlk etapta iki fabrikada toplam 200 kişiyi istihdam edeceğiz. Yakın zamanda Van ve Iğdır civarlarında da yeni yatırım planlıyoruz” diye konuşuyor.
Yeni teşvik politikası gerekli
Yücelik’e “Peki ya kriz? Hiç mi endişeniz yok?” diye soracak oluyoruz. “Biz buralarda zaten kriz dışında bir yaşam bilmiyoruz ki… Bu da diğer krizler gibi geçecektir elbet” diyor Yücelik ve ekliyor: “Bu dönemde hepimiz kenetlenmeli ve daha çok çalışmalıyız. Herşeye rağmen ihracat rakamlarımızı artırmalıyız. İç pazarı canlandırmalı ve birbirimize moral vermeliyiz. Birçoğu teşviklerle ayakta kalmaya çalışan doğulu tüccar ve sanayici krizin etkisiyle iyice sarsıldı. Biz asla ayrıcalık istemiyoruz. Ama doğudaki esnaf krizin ötesinde sorunlar yaşıyor. Mevcut teşvik sisteminin, doğuya özel hale getirilmesini istiyoruz.”
Çimento sektöründe
binden fazla şirket var
1980′li yıllardan itibaren ciddi gelişme kaydeden yapı malzemeleri sektörü, son yıllarda konut sektöründe yaşanan canlılık ile birlikte büyük ivme kazandı. Sektör başta çimento ve seramik olmak üzere seramik, prefabrik beton, tuğla ve kiremit üretimi üzerinde yoğunlaşıyor. Şu anda bu alanlarda faaliyette bulunan şirket sayısı binin üzerinde. Türkiye yıllık 50 milyon tonluk çimento üretimi ile dünyada yedinci, Avrupa’da ise üçüncü sırada bulunuyor. Sektörün imalat sanayi içindeki payı da yüzde 5,7 düzeyinde. Hazır beton üretimi ise her geçen yıl artan bir ilgi ile büyüyor. 2003-2007 arasında yüzde 175 artan hazır beton üretimi, sektördeki çalışan sayısında da yüzde 17 artışa yol açtı. Türkiye, hazır betonda İspanya ve İtalya’nın ardından dünyanın üçüncü büyük üreticisi konumunda, yıllık üretim 74 milyon metreküp.
NASIL HIZLI BALIK OLDU?
· Şirket yönetiminde kolektif bilinci hakim kıldı.
· Kriz dönemlerinde üretimden ve yatırımdan vazgeçmedi.
· Bölgesindeki işsizliğe karşı savaş açtı.
· Çevreye ve insan sağlığına duyarlı hareket etti.
Rakamlarla Aşkale Çimento:
· Klinker üretim kapasitesi 2 milyon ton/yıl.
· Çimento üretim kapasitesi 3.5 milyon ton/yıl.
· Hazır beton üretim kapasitesi 540 metreküp/saat.
· 15 yılda ödenen enerji bedeli 62 milyon dolar.
· 15 yılda ödenen toplam vergi 47 milyon dolar.
· Fabrikaya giren kamyon sayısı 100 bin adet/yıl.
· 15 yılda üretilen çimento miktarı 8.2 milyon ton.
· 15 yıllık yatırım bedeli 200 milyon dolar.
· Dağıtılan temettü 36 milyon dolar.
· Çalışan sayısı 1010.
REFERANS 23/04/2009
Koyun etinin fiyatı 4 ayda yüzde 80 oranında arttı
Koyun eti fiyatları 4 ay içerisinde ortalama yüzde 80 oranında arttı. Kilosu 15 liradan satılan kemiksiz koyun eti 25 liraya, canlı koyunun kilosu ise 4.5 liradan 8 liraya yükseldi. Sakatat olarak adlandırılan ciğer, yürek, kelle, paça, işkembe, mumbar, beyin, kokoreç fiyatları da yüzde 60 ile 80 oranında yükseldi.
Kayseri Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı ve pastırma sucuk üreticisi Şaban Ünlü, koyun üretiminin azalması sonucu fiyatların yükseldiğini, küçük kuzu kesiminin de fiyat artışını tetikleyeceğini ifade etti. Şaban Ünlü, önceki yıl koyun fiyatlarının düşük olması nedeniyle dişi koyunların beslenmesi yerine kesilmesinin tercih edildiğini, bunun sonucu olarak koyun sayısının giderek azaldığını belirtti. Ünlü, kuzuların doğumuyla birlikte koyun sayısının artmasının, dolayısıyla fiyatların düşmesinin beklendiğini, ancak 1 veya 2 aylık süt kuzularının bile talebin fazla olması nedeniyle kesilmeye başlandığını belirterek, “Hükümetin bu konuda acil önlem almasını istiyoruz” dedi.
Koyun eti fiyatları 4 ay içerisinde ortalama yüzde 80 oranında arttı. Kilosu 15 liradan satılan kemiksiz koyun eti 25 liraya, canlı koyunun kilosu ise…
( KB)
REFERANS 23/04/2009
Pamuk üreticisinden hükümete acil çağrı
Pamuk üreticilerini temsil eden oda, borsa ve birlikler, hükümete “acil çağrı” yaparak, pamuk ekimi öncesi 2008 yılı primlerinin ödenmesini istedi.
İzmir, Aydın, Denizli, Söke, Manisa, Nazilli ve Akhisar Ticaret Borsaları, Bergama ve Söke Ziraat Odaları, Ege Çiftçiler Derneği, Ulusal Pamuk Konseyi, Ege Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği, Ege Bölgesi pamuk ve tekstil üreticisinin sıkıntılarının aktarılması ve pamuk üretiminin teşvik edilmesi amacıyla ortak bildiri yayımladı. Düzenlenen basın toplantısında “Pamuk Üretimi ve Tekstil-Konfeksiyon Sektörü İçin Hükümete Acil Çağrı” başlığıyla hazırlanan 6 maddelik bildiriyi okuyan İzmir Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı Barış Kocagöz, 2009 yılı prim miktarının ekim döneminden önce açıklanmasını olumlu bir gelişme olarak değerlendirdiklerini, ancak henüz 2008 yılı primlerinin ödenmediğini söyledi.
Üretim yüzde 50 düştü
2008 yılı ürünü prim miktarında yapılan yüzde 10 kesintinin iptal edilerek pamuk ekimlerinden önce ödenmesini istediklerini belirten Kocagöz, 42 krş/kg olarak belirlenen 2009 yılı prim miktarının 55 krş/kg’a yükseltilmesi gerektiğini ifade etti.
Kocagöz, maliyetler, tekstil sektörünün durumu ve üretim göz önüne alındığında pamukta “üretim denklemi”nin tutmadığını, son 6 yılda pamuk üretiminin yüzde 50 azalarak 950 bin tonlardan 450-500 bin tonlara gerilediğini dile getirdi. Pamuk ekiminin 1 hafta-10 gün sonra başlayıp 15 Mayıs’ta sona ereceğini hatırlatan Kocagöz, “Bu nedenle Ankara’ya bu acil çağrıyı yapma zorunluluğu doğmuştur” dedi.
SEKTÖRÜN TALEPLERİ
* Mazot ve gübre gibi girdi destek katsayıları yeniden düzenlensin.
* Mazot ve gübre fiyatları üzerindeki ÖTV ve KDV yüzde 1′e indirilsin.
* Pamuk satışına getirilen yüzde 8 KDV yüzde 1′e düşürülsün.
* Kredi takibine düşen üreticilerin borçları yeniden yapılandırılsın.
Pamuk üreticilerini temsil eden oda, borsa ve birlikler, hükümete “acil çağrı” yaparak, pamuk ekimi öncesi 2008 yılı primlerinin ödenmesini istedi. İz…
( KB)
REFERANS 23/04/2009
Hububatta yüksek rekolte düşük fiyat endişesi yarattı
Hububatta 35 milyon tonluk rekor üretim beklentisi yüzleri güldürürken, bazı kaygıları da beraberinde getirdi. Çiftçiyi, ‘Yüksek rekolte hububat fiyatını düşürebilir’ endişesi sardı.
Yağışların iyi gitmesi nedeniyle hububatta bu yıl 35 milyon tona yakın bir rekolte bekleniyor. Ancak yüksek rekolteye bağlı olarak fiyatların gerileme ihtimali gübre ve tohumu pahalı alarak ekim yapan çiftçileri endişelendiriyor. Konya Ticaret Borsası Meclis Üyesi Mehmet Kara, fiyatların dengede kalması için Toprak Mahsülleri Ofisi’nin (TMO) piyasaya zamanında müdahale etmesi gerektiğini söylerken, Konya Ziraat Odası Başkanı Hasan Hüseyin Motuk ise ithalatın durdurulması gerektiğini ifade etti.
Kara, çiftçinin fiyat konusunda sıkıntı yaşamaması için TMO’nun hasat dönemi başlar başlamaz fiyat belirleyip alım yapması gerektiğini belirtti. Geçen yıl kuraklığa karşın fiyatların gerilediğine dikkat çeken Kara, TMO’nun regülasyon görevini satın alma, depolama ve satışla yapması gerektiğini anlattı. Daha önce TMO’nun yüksek enflasyondan dolayı rahat hareket ettiğini kaydeden Kara, “Şimdi ekonomik koşullar değiştiği için TMO eski politikalarını değiştirerek bugünün koşullarına göre yeni düzenlemeler getirmeli” dedi.
İthalat fiyatları düşürüyor
Çeşidine göre buğdayın kilogram fiyatının 42-55 kuruş aralığında olduğu bilgisini veren Kara, son aylarda makarnalık buğdayın fiyatının 85 kuruştan 50 kuruşa, ekmeklik buğdayın fiyatının ise 65′ten 45 kuruşa düştüğünü ifade etti. Fiyat gerilemesinin en önemli sebeplerinden birinin DİR (dahilde işleme rejimi) kapsamında ithal edilen hububat olduğunu aktaran Kara, şu değerlendirmede bulundu: “Olayı yalnız buğday olarak değerlendirirsek doğru neticeye varamayız. Dışarıdan kepek, mısır gibi hammaddeler de geliyor. Bu yıl Türkiye’nin toplam hububat üretimi 35 milyon ton civarında olacak. Bu bizim hem hayvan yemi hem de ekmeklik ihtiyacımızı karşılar. TMO devreye girerse piyasaya kendiliğinden düzelir. Yoksa endişe içinde insanlar ellerindeki malı çıkarmaya çalışırlar. Çiftçi zarar eder.”
Hükümetin dışarıdan buğday alımını yasaklayıp ürün kalitesinin artırılması için uğraşması gerektiğini belirten Ziraat Mühendisleri Odası Konya Şube Başkanı Hasan Hüseyin Motuk da, yetiştirilen buğdayın yüzde 70′inin kalitesinin düşük olduğunu öne sürdü.
Fiyat maliyetleri karşılamaz
Fiyatların şu anda dip yaptığını belirten Şanlıurfa Ticaret Borsası Genel Sekreteri Mehmet Durmuş, mevcut durumun çiftçinin üretim maliyetlerini karşılamayacağına dikkat çekti. Buğday fiyatının düşük olmasının yeni mahsul için çiftçiyi endişelendirdiğini dile getiren Lüleburgaz Ziraat Odası Başkanı Mehmet Seven ise çiftçinin geçen yıl buğdayın kilogramını 48-50 kuruştan sattığını, bu yıl ise fiyatın 43 kuruşa gerilediğini anlattı. Buğdayın satış fiyatının geçen yılki fiyatın altında olduğunu belirten Seven, “Buğdayı ekerken gübrenin tonunu vadeli olarak bin 350 TL’den aldık. Ekimden 2 ay sonra ise gübrenin tonu yarı yarıya düşerek 650 TL oldu. Çiftçinin kullandığı gübre ile istenildiği gibi oynanıyor. Çiftçi krizin de etkisiyle her geçen gün daha güç duruma düşüyor” şeklinde konuştu.
KURAKLIK GEÇEN YIL ÜRETİMİ DÜŞÜRDÜ
Tarımsal üretimin yarısından fazlasını oluşturan hububatta 2008′de kuraklık nedeniyle beklenen üretim rakamları yakalanamadı. TÜİK rakamlarına göre 2007 yılında 29 milyon 256 bin ton olan toplam üretim 2008′de yüzde 0,2 artış ile 29 milyon 311 bin tona çıktı. 2007′de 17 milyon 234 bin ton olan buğday üretiminin ise 2008′de yüzde 3,4 artışla 17 milyon 821 bin tona, mısır üretiminin de yüzde 18,4 artış ile 3,5 milyon tondan 4 milyon 185 bin tona çıktığı tahmin ediliyor. 2006 yılında 9 milyon 551 bin ton ile rekor düzeyde gerçekleşen arpa üretimi 2008′de hızla geriledi. 2007′de 7 milyon 306 bin tona düşen arpa üretimi, 2008′de yüzde 18,4 azalma ile 5 milyon 959 bin tona kadar geriledi.
REFERANS 23/04/2009
Visa’nın Avrupa’daki işlem adedi yüzde 9 arttı
İşlem adedi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 oranında artarak, 1,49 milyardan 1,62 milyara yükseldi
Visa markalı kartların Avrupa’daki işlem adedinin yüzde 9 oranında arttığı bildirildi.
Visa Europe’den yapılan açıklamada, 1 Ocak–31 Mart 2009 döneminde Avrupa’da Visa markalı banka ve kredi kartların işlem adedinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9 oranında artarak, 1,49 milyardan 1,62 milyara yükseldiği belirtildi.
Açıklamada, 2009 yılının ilk çeyreğinde gerçekleştirilen tüm Visa Europe işlemlerinin değerinin ise 2008 yılının aynı dönemine göre yüzde 2 oranında arttığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:
“Verilere göre, kart kullanımındaki en yüksek artış yüzde 36 ile elektrik, gaz, su ve sağlık hizmetleri ödemelerinde gerçekleşirken, restoranlarda kartlarla yapılan işlemler yüzde 16, süpermarketler ve diğer gıda mağazalarında ise yüzde 13 oranında arttı.
Online yapılan işlemler 2009 yılında güçlü büyümesini sürdürerek yüzde 26 gibi önemli bir oranda artış kaydetti. Banka kartları ile yapılan işlemler ise yüzde 14′lük bir oranla oldukça güçlü bir artış gösterdi.”
Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Visa Europe Ticari Direktörü Dr. Steve Perry, “Birçok Avrupa ülkesinde ekonomik durgunluktan dolayı tüketicilerin harcamalarında yaşanan düşüş, kartlarla yapılan işlem değerlerinin de azalmasına neden oldu. Kullanım adedinde güçlü büyümenin devam etmesi ise tüketicilerin yaptıkları işlem sayısının artışının bir göstergesi. Alışverişte kart kullanımının nakite oranla daha güvenli ve pratik bir ödeme aracı olduğunu anlayan tüketiciler ise kartla daha rahat harcama yapıyor” ifadelerini kullandı.
DÜNYA 23/04/2009
Erdemir: Mamul fiyatları gerilemeye devam ediyor
ERDEMİR Genel Müdürü Özgen, tonu 1200 dolar seviyesinde olan mamul fiyatlarının, 400 dolar seviyelerine kadar gerilediğini söyledi
Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde kurulu Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) TAŞ Genel Müdürü Oğuz Özgen, kriz dönemi başlarında tonu 1200 dolar seviyesinde olan mamul fiyatlarının, 400 dolar seviyelerine kadar gerilediğini, gerilemeye de devam ettiğini bildirdi.
Özgen, ERDEMİR çalışanlarına yönelik yayımladığı genelgede, şu anda dünyanın son yüzyılın en büyük ekonomik krizi ile karşı karşıya kaldığını, ABD’de başlayan ve önce finans sektörünü vuran krizin dalga dalga reel sektörü de etkisi altına aldığı belirtti.
Türkiye’de 2008′in üçüncü çeyreğinden itibaren de dalga dalga hissedilen krizin eylül-ekim aylarından itibaren sanayiyi de etkisi altına aldığını anlatan Özgen, şunları kaydetti:
“Otomotiv sektörü başta olmak üzere beyaz eşya, boru, makine ve teçhizat sektörlerini tam olarak etkilemiştir. Müşterilerimiz olan bu sektördeki daralma şirketimize de yansımıştır. Kriz dönemi başlarında tonu 1200 dolar seviyesinde olan mamul fiyatlarımız, 400 dolar seviyelerine kadar gerilemiş olup, gerilemeye de devam etmektedir.
Ülkemizdeki birçok işletme krize karşı üretimlerini durdurmuş, toplu işçi çıkarma ve benzeri tasarruf tedbirlerini uygulamaya başlamıştır. Ülkemiz yüzde 15,5 ile işsizlikte dünya rekoru kırmış ve maalesef bu konuda 1. sırada bulunmaktadır. Bir yılda 1 milyon 59 bin kişi işsizler ordusuna katılmıştır. ERDEMİR de gerekli tasarruf tedbirlerini uygulamaya koymuştur. Ancak, şirketimiz krizin başladığı ekim ayından bu yana 6,5 aydır eleman çıkarmayı gündeme getirmemiş, bunun yerine maliyetlerin düşürülmesi ve krizden çıkışımızı sağlayacak diğer alternatif önlemleri hayata geçirmeyi tercih etmiştir.”
Bu bağlamda, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizdeki demir çelik sektöründe de gittikçe genişleyen, derinleşen ve süresi kestirilemeyen genel ekonomik krizin oluşturduğu zararların etkilerinin şirketimiz açısından en alt düzeye indirilmesine yönelik olarak; ERDEMİR TAŞ’de ve en önemli iştiraki İskenderun Demir ve Çelik Fabrikaları AŞ’de, alınan ve alınmakta olan tüm önlemlerin yanı sıra toplu iş sözleşmelerinin tarafı işçi sendikaları ile işverenler arasında yaşanılmakta olan koşullar çerçevesinde, sizlerden gelen çözüm önerileri de dikkate alınarak, toplu iş sözleşmesinin bazı maddelerinin 16 aylık süre için tadil edilmesi konusunda anlaşma sağlanmıştır.”
DÜNYA 23/04/2009
AB Volvo, 1543 personeli işten çıkaracak
AB Volvo, ağır vasıtalara olan talebin düşmesi nedeniyle İsveç’te 1543 personeli işten çıkaracak
İsveçli kamyon üreticisi AB Volvo, ağır vasıtalara olan talebin düşmesi nedeniyle maliyeti kısmak için İsveç’te 1543 personeli işten çıkaracak.
Gotebörg merkezli AB Volvo, istihdam azaltmadan toplam 1543 personelin etkileneceğini, küresel krizin inşaat ekipmanları ve motor birimlerindeki işleri de etkilediğini açıkladı.
Volvo sözcüsü Stefan Johnsson, işten çıkarmalarla ilgili olarak sendika temsilcileriyle görüşmelerin başladığını söyledi. Küresel kriz yüzünden geçen yıl binlerce çalışanı işten çıkaran şirket, kamyonun yanı sıra otobüs ve uçak motoru malzemesi yapıyor.
AB Volvo, ABD’li otomotiv şirketi Ford’un sahibi olduğu Volvo Cars şirketinden ayrı bir şirket.
DÜNYA 23/04/2009
Mektup krizini Türk Arap Bankası çözecek
Libya’daki Türk müteahhitlerin teminat mektubu sıkıntısının, ortakları arasında İş Bankası’nın da bulunduğu Arap-Türk Bankası aracılığıyla aşılması planlanıyor..
Türkiye ile Libya arasında yıllardır devam eden teminat mektubu sorununun çözümü için ilk adım atıldı. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 200 işadamıyla çıkarma yaptığı Libya’da Maliye Bakanı Abdulhafiz Zlitni’nin teminat mektuplarının Arap Türk Bankası üzerinden alınmasını teklif ettiğini söyledi. Geçmişte yaşanan sorunlar nedeniyle Türk bankalarının teminat mektubunu kabul etmeyen Libya, sermayesi artırılacak Arap- Türk Bankası’ndan gelecek mektuplara vize verecek. Arap Türk Bankası’nda, Libya devletinin yüzde 57, İş Bankası’nın yüzde 43′lük payı bulunuyor. Türk müteahhitler, Libya’dan 2007 yılında 5 milyar dolarlık iş aldı. Rakam, 2008 yılında 2.2 milyar dolara geriledi. Bakan Tüzmen, İdari Merkezlerin Kalkınması ve Geliştirilmesi Teşkilatı Başkanı Ali İbrahim Dubeyba ile de görüştü. Dubeyba, 2009 yılında 20 milyar dolarlık yatırım yapacaklarını belirterek, Türk şirketlere kapılarının her zaman açık olduğunu söyledi.
SABAH 24/04/2009
Credit Suisse’den şaşkınlık yaratan kâr
İsviçreli Credit Suisse, 2009′un ilk üç ayında beklentilerin oldukça üzerinde bir kâr açıklayarak yatırımcıları şaşırttı. Vergiler düşüldükten sonra 2 milyar İsviçre Frangı (1.7 milyar $) kâr elde ettiğini açıklayan banka yönetiminin bu başarısı bir diğer İsviçreli finans devi UBS’yi oldukça üzdü. Zira UBS geçen hafta 1.75 milyar dolar zarar açıklamıştı.
SABAH 23/04/2009
İş makinesi yüzde 50 daraldı, umudu KDV indirimine bağladı
İMDER Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral, iş makineleri sektörünün yüzde 8’e indirilen KDV’nin ’3 aylık süre için yüzde 1’e inmesi’ talebini dile getirirken, alış-satış arasında ortaya çıkan yüzde 10 KDV farkını da devletin vermesi gerektiğini savundu.
SATIŞLARIN çoğunlukla leasing ile yapıldığı iş makineleri sektöründe bazı ürünlerde yüzde 18’den yüzde 8’e inen KDV oranları sektörün beklentilerini karşılamaya yetmedi. İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Derneği (İMDER) Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral, 2008 ve 2009 yıllarında kriz nedeniyle sektörün yüzde 50 oranında daraldığını kaydederek, taleplerini ’KDV’nin 3 aylığına yüzde 1’e indirilmesi’ olarak iletti.
Yüzde 8 KDV yetmedi
Paris’teki Intermat 2009 Fuarı’nda, sorularımızı yanıtlayan Rızanur Meral, krizin iş makineleri sektörüne olan olumsuz etkilerini anlatırken, hükümetten bazı alanlarda anlayış ve yardım beklediklerini kaydetti. “Bir ara kapımızı çalan yoktu. Firmalar yeni yeni fiyat sormaya başladı” diyen Meral, alımların ise KDV indirimi beklentisiyle ertelendiğini anlattı. Meral, hükümetin iş makinalürıyla ilgili olarak KDV’yi yüzde 18’den 8’e indirdiğini ancak bunun sektörü tetiklemediğini vurguladı.
3 aylık indirim yeter
“Üç aylık süre için KDV’nin yüzde 1’e inmesini talep ediyoruz” diyen Meral, şöyle konuştu: “3 ay için böyle bir fırsat gerekli. Piyasada likiditenin dönmeye ihtiyacı var. Aynı bölgedeki hafriyat şirketlerinden biri makinesini değiştirse bile bu olumlu etki yapar. Onun değiştirdiğini gören ve geride kalmak istemeyen rakip firmalar da değiştirir ve bu da pazara hareketlilik getirir.”
Yerli sanayicinin bu dönemde daha çok desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Meral, bir başka talebi de şöyle aktardı: “Firmalar tüm girdileri yüzde 18 KDV ile satın alınıyor. Meydana gelen son ürün ise yüzde 8 KDV ile satılıyor. Her üründe yüzde 10’luk KDV birikmesi söz konusu. Biriken KDV’nin devletten alınması gerekiyor ama alamıyoruz. İhraç amaçlı ürünlerde KDV geri alınıyor ama bunda da aksamalar oluyor.”
Tek umut Kuzey Afrika
Dünya genelinde de büyük bir daralma yaşandığına da değinen Meral, şunları söyledi: “İspanya’da yüzde 90, Rusya’da yüzde 95 daralma yaşanıyor. Şu anda sektör için Kuzey Afrika dışında ihracat yapılabilecek bir bölge yok. Sektörün beklentisi 2010’un ikinci çeyrekten itibaren düzelme bekliyor.”
Avrupa’da yenileme Türkiye’de tamir ucuz
TÜRKİYE’de pazarda 80 bin iş makinesinin bulunduğunu kaydeden Rızanur Meral bu makinelerin 40 bininin çalışır durumda olduğunu, ancak Amerika’daki 400 bin, İtalya’da 350 bin makine ile karşılaştırınca makine parkının son derece küçük olduğunu belirtti. Türkiye’de makinelerin kullanım süresi daha önce 30 yıla kadar çıkabildiğini, ekonomik gelişmeyle önce 20, sonra 15 yıla düştüğünü söylerken, Avrupa’da ise makine ömrünün 7-10 yıl arasında olduğuna dikkat çekti. Meral, bu farkı da faizler ile açıkladı. Avrupa’da tamir ve bakım daha masraflı, faizler daha düşük olduğu için eskiyen makine yerine hemen yenisi alınıyor. Türkiye’de ise tamir ucuz, faizler yüksek olduğu için daha uzun süre kullanılıyor.
Satışlar 4’te 1’e indi istihdam yüzde 30 düştü
KRİZ öncesinde 2007’de 11 bini bulan yıllık iş makinesi satışlarının 2009’da 2 bin 500’e inmesi bekleniyor. Sektörün istihdamında da yüzde 30’a varan azalma oldu. Rızanur Meral, sektörün canlanması için özellikle kamu yatırımlarına ağırlık verilmesi gerektiğini ancak, hükümetin bütçe açığı endişeleri ile birlikte yeni projelerin gelmeyeceği görüşünde. Türkiye’den 20 firmanın katıldığı fuarda, Intermat ve İMDER ortak bir etkinlik de düzenledi. Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Osman Korutürk’ün, Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Yatırım Kalkınma Ajansı temsilcilerinin de katıldığı etkinlikte Türkiye’deki yatırım imkanları ve fırsatları katılımcılara anlatıldı.
Ziraat Ataşehir’e, Akbank Şekerpınar’a üs kuruyor
Ziraat Bankası İstanbul Ataşehir’de inşa edilecek genel müdürlük binası için kolları sıvadı. Akbank da Şekerpınar’da dev bankacılık merkezinin temelini attı
ZİRAAT Bankası’nın İstanbul’a taşınma takvimi işlemeye başladı. Banka, yeni finans merkezi Ataşehir’de yapılacak genel müdürlük binasının yapımının proje yöneticiliği hizmet alımı ihalesi için ön yeterlilik çağrısı yaptı. En ileri teknolojilerin kullanılacağı dev bankacılık merkezi için düğmeye basan Akbank ise Gebze Şekerpınar’daki 80 dönümlük arazide yeni merkezinin temelini attı.
KONGRE SALONU DA VAR
Ziraat Bankası’nın İstanbul Ataşehir’de 54 bin 384, metrekare arsa üzerine inşa edilecek genel müdürlük binasının toplam inşaat alanı yaklaşık 135 bin metrekare olacak. Bu kompleksin, banka ve iştirakleri için ofis alanları ile konferans merkezi, sergi alanları, sağlıklı yaşam merkezi ve alışveriş merkezini kapsaması öngörülüyor.
AKBANK’TAN 125 MİLYONLUK YATIRIM
AKBANK’IN Şekerpınar’da temeli atılan bankacılık merkezine Akbank Banking Center (ABC) adı verildi. Akbank, 1 yılda tamamlanması planlanan ABC için, büyük bölümü 2009 yılı içinde olmak üzere, toplam 125 milyon TL yatırım yapacak. Akbank Genel Müdürü Zafer Kurtul, ABC’nin Akbank ve ülkemiz için çok önemli ve büyük bir yatırım olduğuna dikkat çekerek, ‘2010 yılında hizmete girecek olan ABC’nin Türkiye ve çevresindeki bölgede en yüksek işlem hacmine sahip bankacılık merkezi olmasını amaçlıyoruz. Gebze Şekerpınar’da ileri teknoloji kullanılarak inşa edilecek merkez; operasyon ve bilgi teknolojilerini kapsayan bir kompleks olacak. Hem hizmet kalitemizi hem de verimliliğimizi daha da yükseltmemize katkıda bulunacak. Merkezin ayrıca çalışanlarımızın motivasyonunu yükseltecek, çevreye duyarlı bir bina olmasını hedefliyoruz’ dedi.
7 futbol sahası büyüklüğünde
KORAY İnşaat tarafından inşa edilecek olan merkez, toplam 7 futbol sahası büyüklüğündeki 52 bin 300 metrekare kapalı alanda 6 katlı binadan oluşacak. Akbank Bankacılık Merkezi, yaklaşık 5 bin kişinin çalışabileceği bir kapasiteye sahip olacak. Merkezde, ilk aşamada, Akbank Operasyon Merkezi’nin yanı sıra Bilgi Teknolojileri iş birimi ile destek ekipleri faaliyet gösterecek. Merkezde ayrıca çalışanların her türlü günlük ihtiyacını karşılayacak fitness center, market, cafe, kuru temizleme, lostra, doktor, eczane, posta ofisi ve kurye gibi birçok hizmet sunulacak.
AKŞAM 21.04.2009
Petkim, İran’la ortak fabrika kuruyor ’küresel güç’ olma yolunda yürüyor
Petkim Petrokimya Holding küresel bir oyuncu olmak için dışa açılıyor. Petkim’deki yüzde 51’lik kamu hissesini balık satış yöntemiyle 2 milyar doların üzerinde bir bedelle satın alan Socar&Turcas ortaklığı, İran’la işbirliğine hazırlanıyor.
Yüzde 50’şer ortaklık
Petkim, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na (İMKB), İran’la bir ön anlaşma imzaladığını bildirdi. Buna göre, Petkim, İran devletinin şirketi olan Nataional Petroleum Company (NPC) International Ltd. ile yüzde 50’şer eşit ortaklıkla bir tesis kuracak. Bu tesiste de polietilen ve metanol üretimi yapılacak. Bu açıklamanın ardından sorularımızı yanıtlayan Turcas Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Aksoy, “Petkim prensip olarak bölgede güçlü bir duruma gelebilmek için, bölgedeki pozisyonu çok iyi değerlendirmek istiyor” dedi.
Rekabet yerine sinerji
Petkim’in bölgede rekabet yerine bir sinerji yaratmayı amaçladığını dile getiren Aksoy, bu bölgedeki ucuz hammadde avantajı ile Petkim’in avantajlarını birleştirme yoluna gittiklerini anlattı. Aksoy, şu bilgileri verdi: “Petrokimya sektöründe özellikle İran Körfezi’nin etrafındaki ucuz hammadde avantajını değerlendirmek istiyoruz. Doğalgazın, enerji fiyatlarının orada hesaplı olması ciddi bir avantaj.”
Mısır ve Arabistan
Petkim’in ’büyümeye mecbur’ olduğunu dile getiren Aksoy, halen Mısır ve Suudi Arabistan ile görüşmelerin sürdüğünü açıkladı. Petkim’in işbirlikleri ile büyümesini sürdüreceğini vurgulayan Aksoy, “Petkim’in devralalı 10 oldu, kapasitemiz yüzde 90’ın üzerinde arttı. Bölgenin ötesinde, global bir oyuncu olmayı hedefliyoruz.”
Petkim, 2 üretim merkezli olacak
İRAN ile yapılacak işbirliği her iki taraf için de yararlı olacağını dile getiren Erdal Aksoy, sözlerine şöyle devam etti: “Fizibilite çalışmamız sonuçlandıktan sonra amaç, İran’da üretebileceğimiz ürünleri orada üretmek, daha özellikli ürünleri ise Petkim’de üretmek. Böylece iki üretim merkezli hale geleceğiz. Bir yandan maliyet avantajı sağlarken, bir yandan da kıymetli ürünlerle Petkim iç pazar kadar Avrupa’ya yakınlığını, liman üstünlüğünü de değerlendirecek.”
HÜRRİYET 21.04.2009
Mado’nun keçisi marka oldu
Türkiye’nin önemli dondurma markası Mado, 12 milyon dolarlık yatırım yaparak modern bir keçi çiftliği kurdu. Saanen keçisini melezleştiren firma, bu keçiye de ‘Madobeyazı’ adını verdi.
Mado, Maraş dondurmasındaki lezzetin sırrı olarak gösterilen keçi sütünü üretmek için harekete geçti. Türkoğlu ilçesine bağlı Kılılı beldesinde toplam 600 dönüm alan üzerine modern bir çiftlik kuran Mado, ilk etapta 10 bin keçiye ulaşmayı hedefliyor.
Mado Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kanbur, dondurmanın vazgeçilmezi olan keçi sütünün sektör için stratejik bir ürün haline geldiğini belirtti.
Keçi sütü tesisi de kuracak
Çiflikte yaklaşık 1000 keçinin bulunduğunu ifade eden Kanbur, amaçlarının, yetiştirdikleri Madobeyazı keçisini bölgede yaygınlaştırmak olduğunu dile getirdi.
Kanbur, “Buradaki yavru keçileri ailelere dağıtacağız. Bunun için başlangıçta bir ücret almayacağız. Her aileye 25 Madobeyazı keçisinin yanında 5 yıl süt alım garantisi de veriyoruz. Hedefimiz ise yılda 1000 keçiyi vatandaşlarımıza verebilmek. Böylelikle, kırsaldaki vatandaşlarımız için önemli bir geçim kaynağı oluşturmuş olacağız” diye konuştu.
Keçi sütünün besin ve mineral değerleri açısından anne sütüne en yakın süt olduğunu anlatan Kanbur, ileriki aşamalarda Kahramanmaraş’a keçi sütü paketleme tesisi de kuracaklarını kaydetti. Yabancı ortaklıkların önemine dikkati çeken Mehmet Kanbur şöyle dedi:
“Hiç kimse artık pastayı tek başına yiyemiyor. Onun için Uzakdoğu’ya açıldık. Yabancı ortaklıklara önem veriyoruz. Bu keçi projesinde de yabancı sermaye ile görüşüyoruz. Sütten peynire, sucuktan diğer ürünlere komple bir sistem geliştirmeyi planlıyoruz.”
MİLLİYET 21.04.2009
Piyasalar, ABD’nin stres testiyle gerildi
ABD bankalarının tabii tutulduğu stres testlerinin kötü çıkacağına yönelik endişeler ve euro/dolar paritesindeki aşağı yönlü hareketin etkisiyle dolar 1.65 TL’nin üzerine çıktı.
Dolar, bankalararası piyasada cuma günü 1.6100 TL’den kapanmıştı. İstanbul Borsası ise yüzde 3 kayıpla günü 28 bin 548 puandan tamamladı.
Avrupa Merkez Bankası, yetkililerinin ekonomiyi korumaya yönelik yeterli önlemleri almayacağına yönelik tedirginliklerle euro, dolar karşısında 1.30’un altına gerileyerek son bir ayın en düşük seviyesine geriledi. Uzmanlar, Euro Bölgesi’ndeki ekonominin zayıfladığına yönelik işaretler euro’nun üzerindeki baskıyı artırdığına dikkat çekti.
Avrupa’da kayıpta
Öte yandan, Bank of America, Merrill Lynch’i satın almasının ardından birinci çeyrek kârını bir önceki yıl aynı döneme göre yüzde 150’nin üzerinde artırmasına rağmen, takipteki kredilerdeki büyük artış yatırımcıları hayal kırıklığına uğrattı.
Hem ABD’den hem de Avrupa’dan gelen olumsuz haberler Avrupa borsalarında yüzde 3’ü aşan oranda kayıplara neden oldu. ABD borsası ise yüzde 2.5 kayıpla açıldı.
İMKB’deki düşüşü değerlendiren Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Onur Mutlu, “Düşüş yurtdışı kaynaklı. ABD’deki 19 bankaya ilgili kötümser beklentiler söz konusu. Bazı bankaların ilk çeyrek sonuçlarının beklenenden iyi olmasına karşın, bilançolarındaki iyileşmede menkul kıymetlerinin piyasa değerlerindeki hızlı yükseliş etkili oldu. Oysa bankalardaki sorunlu krediler devam ediyor” dedi.
Mutlu, İMKB’deki düşüşte ayrıca gelen kâr satışlarının da etkili olduğunu söyledi.
MİLLİYET 21.04.2009
PO’ya kamu ihaleleri yasağı 17 kişiye suç duyurusu geldi
Enerji Bakanlığı, Ambarlı Santrali’nin fuel-oil alımında usulsüzlük nedeniyle POAŞ’a 1 yıl kamu ihalesinden men kararı aldı..
‘POAŞ ile EÜAŞ yetkilileri birlikte hareket etti’
Doğan Grubu’na Maliye’nin vergi cezasının ardından ikinci kötü haber enerjiden geldi. Enerji Bakanlığı, Doğan’a bağlı Petrol Ofisi (POAŞ) hakkında, Elektrik Üretim AŞ’nin (EÜAŞ) Ambarlı Santrali’nde kullanılmak üzere yapılan fuel-oil alım ihalesinde belirlenen ‘usulsüzlük’ nedeniyle 1 yıl kamu ihalelerinden yasaklama kararı verdi. SABAH’ın aldığı bilgiye göre yasaklama kararı şöyle gelişti:
HAVAYI KİRLETİYOR
“EÜAŞ, İstanbul’daki Ambarlı santralinde kullanılan 6 no’lu fueloil içindeki ‘kükürt’ emisyonunun, çevre ve insan sağlığını etkilediği şeklindeki haberler ve İstanbul Valiliği’nin uyarısı üzerine, fuel-oil 6 ile maliyeti aynı ancak kükürt oranı daha düşük fuel-oil 5′in kullanılmasına karar verdi. Bu karar kapsamında ilki Mart 2008′de 500 bin ton, ikincisi Aralık 2008′de 350 bin ton olmak üzere iki ayrı ‘5 no’lu fuel-oil’ alım ihalesi yapıldı. İhalelere, sadece POAŞ girdi ve kazandı. Enerji Bakanlığı’na, ‘şartnameye aykırı akaryakıt alındığı ve ürünlerin hava kirliliğine neden olduğu’ yönünde ihbar mektupları geldi. Bakanlık, EÜAŞ’de soruşturma başlattı. Müfettişler, Aralık 2008′de sözleşmesi yapılan ve halen teslimatı süren 350 bin ton 5 no’lu fuel-oil alımıyla ilgili çarpıcı sonuçlara ulaştı.
SORUŞTURMA AÇILDI
Edinilen bilgiye göre müfettişler, şartnamede açıkça ‘fuel-oil 5′ alımı yapılacağının belirtildiğini, buna karşın POAŞ’ın, ‘dilediğinde 5, dilediğinde 6 numaralı fuel-oil teslimatı’ yapmak üzere teklif verdiğini belirledi. İhale Komisyonu’nun, bu teklifi reddetmek yerine değerlendirmeye aldığı saptandı. Bakanlık, soruşturmadaki tespitler çerçevesinde POAŞ hakkında 1 yıl kamu ihalelerine girme yasağı getirdi. Bakanlık, usulsüzlük nedeniyle POAŞ hakkında savcılığıa suç duyurusunda bulunmak için gereken işlemleri de başlattı
SABAH 21.04.2009
500 bininci Hyundai’yi İzmit’te ürettik, artık Türk markası olduk
Hyundai’nin denizaşırı ilk üretim merkezi İzmit’te üretilen 500 bininci araç Çekler’e gönderilecek..
İzmit’te 1997′de üretime başlayan Hyundai Türkiye Fabrikası’nda üretilen 500 bininci araç törenle banttan indirildi. Beyaz renkli Accent Era 1.4 Select modelindeki aracın Çek Cumhuriyeti’ne ihraç edileceği bildirildi. Hyundai Türkiye Başkanı ve CEO’su Kwang Heum Um, bu başarının yakalanmasında emeği geçen Türk işçilerine teşekkür etti. Um, şöyle konuştu: “Kore’nin ebedi dostu olan Türkiye’nin bölgedeki önemini ve iç pazarda oluşan bu yüksek talebi göz önünde bulundurarak da Kore dışındaki denizaşırı ilk üretim merkezimizi Türkiye’de kurmaya karar verdik. Bugün o kararın aldığımız en iyi kararlardan biri olduğunu görmek bizi daha da mutlu kılıyor. Türkiye’de üretime 1997 Temmuz’unda başladık. Henüz çok genç bir marka olmamıza rağmen bugün 500 bininci aracımızın üretimine ulaştık.” Um, 2007′de üretim kapasitesini 100 bin adede yükselttiklerini, 11 yıl 9 ayda ürettikleri araçların 270 bin adedini iç pazara verdiklerini, 230 bin adedini de 60′tan fazla ülkeye ihraç ettiklerini anlattı. Fabrikada saatte ortalama 17 araç, günde ise yaklaşık 255 araç üretiliyor. Accent’te çeyrek milyon sayısına ulaşılırken, İzmit fabrikası Accent Era’nın bölgedeki tek üretim ve ihracat merkezi oldu.
SABAH 21.04.2009
TT’nin geliri arttı kârı düştü
Türk Telekom’un 2009 yılı ilk çeyrek net kârı yüzde 27 düşüşle 291.1 milyon lira oldu. Şirketin ilk çeyrek net satış gelirleri ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.48 artarak 2.5 milyar liraya ulaştı. Türk Telekom’dan yapılan açıklamada şirketin mobil iştiraki Avea’nın gelirlerinin ilk çeyrekteyüzde 10 artarak, 532 milyon TL olduğu belirtildi. Türk Telekom’un ADSL gelirlerinin 34 artış gösterdiği ve ADSL hattı sayısı 6 milyona ulaştığı kaydedildi.
SABAH 21.04.2009
Kriz günlüğü
Porsche Çinliler’e 20 bin otomobil satacak
Porsche, Avrupa ve Kuzey Amerika’dan sonra lüks sedan modeliyle Çin pazarına da hızlı girdi. Otomotiv satışlarının yüzde 10 arttığı Çin’den beklenilenin üzerinde talep gördüklerini kaydeden Porsche Satış ve Pazarlama Başkanı Klaus Berning, “Zor bir zamanda yeni bir pazara giriş yapma kararı aldığımızın farkındayız ancak bir yılda satmayı hedeflediğimiz 20 bin aracı kolayca yakalayacağımız bir sipariş rakamı elde ettik, bu bizi rahat ve iyimser kıldı” dedi.
‘Kâhin’ Sun’da gelecek gördü
Kriz öncesinde satın almalarla adından söz ettiren Oracle, Sun Microsystems ile anlaşmaya vardı. IBM ile anlaşmaya çok yakınken direkten dönen Sun Microsystems, dünyanın üçüncü en büyük kurumsal yazılım firması Oracle tarafından satın alındı. Oracle, Sun’ı hisse başına 9.5 dolar fiyatla almak üzere anlaştığını açıkladı. Satın almanın toplam tutarı 7.4 milyar doları buluyor. Sun’ın borçları ve nakit varlıkları düşüldüğünde ise 5.6 milyar net fiyat ortaya çıkıyor.
İlaç devi GSK cilt bakımına da el attı
İngiliz ilaç şirketi devi GlaxoSmithKline, ABD’li cilt bakımı uzmanı Stiefel Laboratories şirketini 3.6 milyar dolara satın almayı kabul etti. ABD’li yatırım fonu Blackstone Group’un kısmen sahibi olduğu dünyanın en büyük bağımsız dermatoloji şirketi Stiefel Laboratories için GlaxoSmithKline, 2.9 milyar dolar nakit ödeyecek ve şirketin 400 milyon dolar borcunu üstlenecek.
Kamunun parasını kara deliğe atmam
ABD Başkanı Barack Obama, stres testi sonuçlarına göre ek hükümet yardımına gereksinim duyacak bankalardan “hesap verebilecek” durumda olmalarını isteyeceğini söyledi. Obama, Trinidad ve Tobago’daki zirveden sonra düzenlenen basın toplantısında “Elimizden geldiğince hafif müdahalede bulunacağız, vergi verenlerin parasını sistemden çıkış stratejisi olmayan kara deliğe atmayacağım” dedi.
Beyaz Saray’dan kart hacizlerine karşı adım
ABD Başkanı Barack Obama, ABD’li tüketicilerin gayrimenkul hacizlerinden sonra kredi kartı hacizleri ile karşılaşmaması ve ekonominin başka bir darbe almaması için şimdi de kredi kartı şirketlerine el atacak. Beyaz Saray Ulusal Ekonomik Konsey Başkanı Lawrence Summers, senatonun kredi kartı şirketlerinin faiz ve harç miktarlarını artırmasına engel olmak için yeni düzenlemelerle kısıtlamaya gitmeyi planladıklarını belirtti. Summers, perşembe günü kredi kartı şirketlerinin üst düzey yöneticileri ile bir araya gelecek.
SABAH 21.04.2009
Haber turu
Dardanel kârsız levrekten çıktı
Dardanel Önentaş Gıda, orkinos işine yoğunlaşmak için kârlılığını düşük bulduğu levrek-çipura işinden çıkma kararı aldı. Borsaya yaptığı açıklamada, bu işini 13.8 milyon TL’ye Egemarin Su Ürünleri AŞ adlı şirkete devrettiğini belirtti. Satışın yüzde 15.7’si peşin, kalanı Nisan 2010′dan itibaren 13 ayda tahsil edilecek. Şirketin 75 milyonluk cirosu içinde levreğin payının 96 bin lira (yüzde 1.3) olduğu açıklandı.
Bossa çağrı ilanına çıkıyor
Akkardan Sanayi, Sabancı Grubu’ndan 22 Ekim 2008′de devraldığı Bossa’da çağrı için bugün ilana çıkıyor. Borsaya açıklama yapan Akkardan Grubu’nun, yüzde 73.10′luk hisse alımı sonrası kalan yüzde 26.90′lık hisse için çağrı yapma yükümlülüğü bulunuyordu. Açıklamada, gazete ilanlarının bugün verileceği 22 Nisan’da da başvuruların alınacağı kaydedildi. Çağrının, 22 Ekim 2008′de 1.4120 TL’lik dolar kuru çarpılması sonucu elde edilen TL bedelden az olmaması ve bugünkü gösterge dolar kuru esas alınarak hesaplanması kararı alındığı belirtildi.
Koç’ta CEO vekili Durak oldu
Koç Holding CEO Vekilliği’ne Turgay Durak atandı. Holding’in açıklamasında, 17 Nisan tarihli yönetim kurulunda kararları doğrultusunda, Otomotiv Grup Başkanı Durak’ın CEO Vekili olarak atandığı ve Otomotiv Grubu Başkanlığı görevini de sürdüreceği bildirildi. Tayfun Bayazıt, Bankacılık ve Sigorta Grubu Başkanı olarak atanırken Dış Ticaret ve Turizm Grubu Başkanı Hasan Bengü’nün emekli olması nedeniyle bu grup Ömer Bozer’e bağlandı.
SABAH 21.04.2009
Pet şişe su satışları yüzde 23 arttı
Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkanı Adnan Çavuş, “Geçtiğimiz yıl 2.5 milyar lira ciro yapan sektör yıl sonunda yüzde 10 büyüme hedefliyor” dedi. Çavuş, ambalajlı su tüketiminin her geçen yıl arttığını kaydederek, bu durumun sektör temsilcilerini memnun ettiğini bildirdi. 4 yıl önce 6.7 milyar litre ambalajlı su tüketildiğini ifade eden Çavuş, şunları söyledi:
8.5 milyar litre
“Bu rakam geçen yıl 8.5 milyar litreye çıktı. Büyümenin 6.1 milyar litresini, bir önceki yıla göre yüzde 4′lük büyüme ile damacana, 2.4 milyar litresini de yüzde 23′lük büyümeyle de pet şişe satışları oluşturdu.”
TAKVİM 21.04.2009
BİM’den Fas’a 10 mağaza
Türkiye perakende sektörünün önde gelen kuruluşlarından BİM, Türkiye’de milyonlarca tüketicinin beğendiği ve tercih ettiği başarılı ürünlerini Fas’a taşıdı. Fas’taki ilk 10 mağazasını geçen hafta açan BİM’in yüksek kaliteli, düşük fiyatlı ürünleri Faslılardan büyük ilgi gördü. Mağazaların faaliyete başlaması ardından açıklama yapan BİM CEO’su Jos Simons, gördükleri ilgiden duyduğu memnuniyeti vurgulayarak şunları söyledi: “BİM’in yüksek kalite-düşük fiyat yaklaşımı Türkiye’de müşterilerimizin beğenisini kazandı. İlk işaretler Fas’ta da ürünlerimizin takdir göreceğini gösteriyor. Dünyanın her yerinde akıllı tüketici, yüksek kaliteli ürünleri en uygun fiyatlarla alabileceği mağazaları tercih ediyor. Mağazalarımızı açmaya Fas’ın gelişmiş kentlerinden Kazablanka’da başladık. Hedefimiz bu ülkede bir mağazalar zinciri oluşturarak, ürün ve hizmetlerimizi Fas’lıların beğenisine sunmaktır” dedi. 2008 yılını krize rağmen 4.2 milyar TL ciro ve 114.2 milyon TL net kâr ile kapayan BİM, bu yıl sonu itibari ile Türkiye’de 350 yeni mağaza açmayı planlıyor.
TÜRKİYE 21.04.2009
Yabancı merkezler BDDK gözetiminde
Yabancı bankaların merkezlerindeki gelişmeler de artık BDDK tarafından birebir takip ediliyor. Paranın merkezi BDDK, “likidite, faiz, kredi, kur riski”nin ardından “merkez riski”ni de sıralamaya aldı.
Kriz Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nu (BDDK) yabancı bankaların merkezlerini de izlemeye zorunlu bıraktı. Küresel krizden önce likidite, kur gibi riskleri yakından takip eden BDDK, özellikle geçen eylül-ekim aylarında finans piyasalarında yaşanan gelişmelerden sonra bakış açısını değiştirdi.
İŞTE RİSKLER…
BDDK artık riskleri sıralarken, “likidite, faiz, kredi, kur riski”nin ardından “merkez riski”ni de sıralamaya başladı. BDDK yetkilileri, Türkiye’de bankacılık sistemi içerisinde sayıları 6 yıl önce yüzde 3′ler seviyesinde olan, bugün ise yüzde 42′lere ulaşan yabancı bankaların sermaye, know-how, kredi terbiyesi getirme anlamında önemli katkılar sunduğuna dikkat çektiler.
ANA MERKEZ RİSKİ
Yabancı bankaların, ekonominin iyi günlerinde sermaye aktarımı şeklindeki finansal desteğine rağmen, ekonomideki dalgalanma dönemlerinde ise hızla kaçabildiklerini anlatan yetkililer, bunu merkezlerinin talimatı ile yaptıklarını vurguladılar. Yetkililer, şu değerlendirmeyi yaptılar: “Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı bir banka var. Çok sağlam, gayet iyi. Ama, ana merkezdeki bir gelişim, gazete manşetlerinde yer aldığı zaman burada bir tedirginlik doğabiliyor. Biz buna ‘merkez riski’ diyoruz. Dolayısıyla, yeni global sistemde, merkezin durumunu bilememenin bize getirdiği dezavantajların bir şekilde bertaraf edilmesi lazım. Yabancı bankaların bu getirisi ve götürüsünün artı ve eksi yönlerini ortaya koyup, ekonomik güvenlik kavramı anlamında politikasının olması gerekiyor. Mali Program’da da bu güvenlik kavramına yer verildi.”
Milyar dolarlık aktarım
Yabancı bankaların, Türkiye’ye satın alma ve yeni sermaye getirme yöntemiyle yaklaşık 15 milyar dolarlık bir sermaye aktarımı gerçekleştirdiğini kaydeden yetkililer, bu nedenle BDDK’nın, bankacılık sisteminde yer alan kur, likidite, faiz, kredi riskleri gibi pek çok riskle birlikte son dönemde ‘merkez riski’nin de üzerinde durmaya başladığını anlattı. Yetkililer,üstelik bu bankaların ana merkezden yönlendirilmeleri nedeniyle, ekonomideki en iyi kredileri de topladıklarını belirttiler. Yetkililer bu durumun Güney Amerika’da, Doğu Avrupa’da ve Güneydoğu Asya’da gözlendiğini belirttiler.
Tüm tarım kredileri de acil izlemeye alındı
Tarımsal krediler alanında yaşanan boşluğun artık özel bankalar tarafından doldurulduğuna dikkat çeken BDDK yetkilileri, “Bizim burada en büyük endişemiz, çiftçinin finansal enstrümanları bilememezliğinden kaynaklanabilecek, borca ek borç, faize ek faiz gibi gelişmelerle mağdur edilmeleridir. Bu anlamda, dönem dönem bu kredilerin nasıl verildiği, nerelerde yoğunlaştığı, ne amaçla verildiği, teminat olarak ne alındığı, borcun borçla mı kapattırıldığı gibi hususlarda inceleme yapmaktayız” dediler. Yetkililer, bu konuda uygulamada bir yanlışlık tespit ettikleri zaman ilgili mercilere bunu iletmenin de kendi görevleri olduğunu belirttiler.
YENİ ŞAFAK 21.04.2009
İndirimde TOFAŞ sattı Honda ve Ford seyretti
ÖTV indirimi mart ayında bir önceki aya göre otomobil satışlarını yüzde 180 artırdı. Hafif ticari araçlarda yüzde 100 artış yaşanırken, en çok satış yapan firma 20 bin araçla TOFAŞ oldu
Hükümetin dördüncü paket olarak açıkladığı otomotiv sektörüne ÖTV indirimleri sektörü ihya etti. ÖTV indirimi mart ayında bir önceki aya göre otomobil satışlarını yüzde 180 artırdı. Hafif ticari araç satışlarında yüzde 100 artış olurken, vergi indiriminin etkisiyle mart ayında otomotiv pazarındaki genel daralma yüzde 0.5′te kaldı.
İHRACATTA DÜŞÜŞ SÜRÜYOR
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Otomotiv Sanayii 2009 Yılı Ocak-Mart Dönemi Özet Sonuçlarını açıkladı. Mart ayında ihracatta büyük düşüşler sürerken, ÖTV indiriminin yarattığı etki pazarı kurtardı. Bu satışlar stokları eritirken, üretimi de ciddi şekilde etkiledi. Mart ayında geçen yılın aynı ayına göre üretim toplamda yüzde 52.7, otomobilde yüzde 42.9; ihracat toplamda yüzde 47.4, otomobilde yüzde 33.5 düşüş gösterdi.
FORD TİCARİDE ÇÖKTÜ
Pazar toplamda yüzde 0.5 daralırken, otomobilde yüzde 19 büyüme görüldü.Genel araç satışlarına bakıldığında, ticarilerde 2009 yılının mart ayında en az satış kamyonda 85 ve kamyonette de 6 bin 96 ile FORD OTOSAN’da görüldü. Ancak kamyonet satışları şubata göre yaklaşık 2 bin artış göstererek 6 bin 96′ya yükseldi.
HONDA DİBE VURDU
Isuzu ise şaşırtıcı bir satış grafiği sergiledi. Isuzu ticari araçlarda şubat ayında hiç satış yapmazken martta sadece midibüste 96 satışta kaldı. Mart döneminde bir başka çöküş de Honda’da yaşandı. Honda otomobil satışları, şubatta 2 bin 507 iken martta 579′a düştü.
HYUNDAİ ZİRVE YAPTI
ÖTV indirimi bu firmaları es geçerken Hyundai’e yaradı. Şubatta 2 bin 300 araç satışı olan firma mart ayında bunu ikiye katlayarak 4 bin 200′e çıkardı. Ayrıca Accent 1.4 modelde ise 804 olan şubat satış rakamı, martta 2 bin 623′e yükseldi.
Satış kadar üretim de fırladı
Otomobil pazarında şubat ayına göre 26 bin artışa karşılık üretimdeki artış 7 bin adet oldu. Toplam satışlardaki 33 bin artış ise üretimde de 14 bin adet artış sağladı. Ocak-Mart döneminde üretim, küçük kamyonda yüzde 91, büyük kamyonda yüzde 88, midibüste yüzde 85, kamyonette yüzde 68, minibüste yüzde 64 ve otobüste yüzde 15 oranında azaldı. Traktör üretimi ise yüzde 56 azalarak, 3 bin 266 adet oldu.
Zirve MCV’nin…
ÖTV indirimiyle en çok satışı TOFAŞ yaptı. MCV 1.6 modelinde bin 960 adetten 4 bin 885′ artan satış rakamıyla zirve yapan firma, şubatta 12 bin 525 araç çıkışı yaptırırken martta ise bu 19 bin 365′e çıktı.
İkinci Renault!
Oyak Renault, satış grafiğinde mart ayında TOFAŞ’tan sonra ikinci sıraya otururdu. Şubat ayında 15 bin 743 adet satış yapan firma, martta ise satışını 17 bin 394′e çıkardı.
Toyota ilk üçte
Mart ayında Auris 1,3 motor aracında şubatta bin 40 adet satışa karşılık martta sadece 315 adet satılan Toyota’da genel durum iki kat satışla yankılandı. Şubatta 4 bin 32 satış yapan firma martta 8 bin 278 ile rekor kırdı.
YENİ ŞAFAK 21.04.2009
IMF’den Meksika’ya 47 milyar $
Uluslararası Para Fonu (IMF), Esnek Kredi Hattı’ndan 47 milyar dolar tutarında kredi isteyen Meksika’nın başvurusunu onayladı.
Meksikalı yetkililerin, bu anlaşmayı ihtiyatlı olarak değerlendirmeyi düşündüğü ve kredi hattından para çekme niyetinde olmadığını söyledikleri belirtildi. IMF Birinci Başkan Yardımcısı John Lipsky, “Bugün tarihi bir durum. IMF Yönetim Kurulu, ilk Esnek Kredi Hattı düzenlemesini ve aynı zamanda Fon’un tarihindeki en büyük finansal düzenlemesini onayladı.” dedi.
ZAMAN 21.04.2009
Fitch, Akbank ve Garanti’nin notlarını onayladı
Kredi derecelendirme kurulu Fitch Raitings, Garanti Bankası ve Akbank’ın kredi notlarını onayladı.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Raitings tarafından yapılan açıklamada Garanti Bankası ve Akbank’ın notlarının onaylandığı ve notların görünümünün durağan olarak belirlendiği duyuruldu.
Fitch, Türkiye Garanti Bankası A.Ş.’nin yabancı para cinsinden uzun dönemli IDR notunu “BB” uzun dönemli yerel para cinsinden notunu “BBB-”, yabancı para cinsinden kısa vadeli IDR notunu “b” ve kısa vadeli yerel para cinsinden notunu “F3″ olarak onayladı.
Fitch ayrıca Garanti’nin ulusal uzun vadeli notunu ‘AAA(tur)’, şahsi notunu “C”, destek notunu 4 ve destek notu tabanını ‘B+’ olarak onayladı. Uzun dönemli IDR notlarının ve Ulusal notun görünümü durağan olarak açıkladı.
Akbank’ın notları
Fitch Ratings Akbank T.A.Ş.’nin uzun vadeli yabancı para cinsinden IDR notunu ‘BB’, uzun vadeli yerel para cinsinden IDR notunu ‘BBB-’, kısa vadeli yabancı para cinsinden notunu ‘B’ ve kısa vadeli yerel para cinsinden notunu ‘F3′ olarak onayladı.
Fitch ayrıca bankanın Ulusal uzun vadeli notunu ‘AAA(tur)’, şahsi notunu ‘C’, destek notunu ‘4′ destek notu tabanını ‘B+’ olarak açıkladı. Uzun dönemli IDR notlarının ve ulusal notunu görünümü durğan olarak belirlendi.
DÜNYA 21.04.2009
TMMOB, Koza aleyhine yeniden dava açtı
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Bergama altın işletmesinde değişen hiçbir şey olmadığını ve bu nedenle Koza Altın aleyhine yeniden dava açtıklarını söyledi.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Bergama altın işletmesinde değişen hiçbir şeyin olmadığını belirterek, bilim ve hukuku savunmaya devam edileceğini bildirdi.
TMMOB’a bağlı odaların ortak açıklamasında, İzmir ili Bergama ilçesi Ovacık - Çamköy - Narlıca köyleri sınırları içinde Altın ve Gümüş Madeni İşletmesi için Koza Altın İşletmeleri A.Ş lehine tesis edilen 18 Şubat 2009 tarihli ÇED Olumlu işleminin yürütülmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Çevre ve Orman Bakanlığı aleyhine, bağlı odalarla birlikte bugün, İzmir Nöbetçi İdare Mahkemesi Başkanlığında dava açıldığı kaydedildi.
Açıklamada şöyle denildi:
“Bergama-Ovacık-Çamköy mevkiinde bulunan siyanür liçi yöntemi ile çalışan altın madeninin işletilmesine ilişkin idari işlemler Mahkemelerce defalarca iptal edilmiş, AİHM tarafından AİHS;nin ihlal edildiğine karar verilmiştir.
Son olarak, ÇED Yönetmeliğinin geçici 6. maddesi çerçevesinde hazırlanmış Nihai Çevresel Durum Değerlendirme Raporu uygun görülerek yeniden ÇED Olumlu görüşü ile faaliyetine devam eden işletmeyle ilgili Danıştay bir karar daha vermiştir. Danıştay 6.Dairesinin Çevresel Etki Değerlendirme Yönetmeliğinin geçici 6.maddesini iptal eden kararında yönetmeliğin ilgili maddesinin Çevre Kanunu ve ÇED Yönetmeliğinin amacına uymadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Danıştay kararı, maden işletmesinin faaliyetinin ÇED sürecinden muaf olarak yürütüldüğünü bir kez daha tescil etmiştir.
Danıştay 6.Dairesi, ÇED Yönetmeliği;nin Geçici 6.maddesi hakkında Yürütmeyi Durdurma kararı verdikten sonra Koza Altın İşletmesi;ne verilen Nihai Çevresel Durum Raporu ile ilgili ÇED Olumlu Görüşü hakkında açılan 2008/6795 Esas sayılı davada da 03/11/2008 tarihinde Yürütmeyi Durdurma kararı vermiştir.”
Bergama-Ovacık Altın Madeni ile ilgili geçmiş hukuksal süreç özetlenerek verilen kararda, bir kez daha mahkemeler maden işletmesinin faaliyetini hukuka aykırı bulduğu kaydedilen açıklamada, bunun üzerine Çevre ve Orman Bakanlığı bir yandan işletmenin kapatılması için yazışmalar yaparken diğer taraftan KOZA Altın Şirketine ikinci kez ÇED olumlu görüşü vermiş ve yargı kararından sonra durdurulan faaliyetin yeniden başlamasını sağladığı hatırlatıldı.
“Kazanılan onlarca yargı kararına rağmen, Bergama Ovacık Altın Madeni, faaliyetlerine her türlü hukuksuzluğu göze alarak ve yargı kararlarını çiğneyerek yeniden başlamıştır” denilen açıklamaya şöyle devam edildi:
“Çevre ve Orman Bakanlığı, dava konusu işlem ile yargı kararlarını yok sayarak, işletmeci firmanın karını kamu yararından üstün gören, maden işletmesine süresiz olarak her türlü hukuksal denetimden muaf olarak faaliyette bulunma olanağı yaratan, hiçbir hukuk devletinde kabul edilemeyecek bir idari tasarrufta bulunmuştur.
2004 yılında sunulan Nihai Çevresel Durum Değerlendirme Raporunun iptal edilmesi üzerine, bu defa birkaç ek yapılıp adı ‘ÇED Raporu’ olarak değiştirilen aynı rapora ‘ÇED Olumlu’ görüşü verilmiştir. ÇED Raporu tamamen eski, güncelliğini yitirmiş, yargı kararlarıyla açıkça aykırılığı kanıtlanmış konuların ortadan kaldırıldığına dair yeni rapora eklenen birkaç yeni sözden ve uzatılan taahhüt süresinden başka hiçbir inandırıcı ve ikna edici veri içermemektedir. Özetle, Danıştay 6. Dairesinin 1997 yılındaki örnek kararında belirtildiği gibi, işletmecinin iyi niyeti, önlemlerin titizce denetlenmesi gibi kavramlara bağlı kalınarak, yapılacak faaliyet sonucunda elde edilecek ekonomik değerin, doğada ve doğrudan veya dolaylı olarak insan yaşamı üzerindeki risk faktörünün gerçekleşmesi halinde kamu yararının öncelikle insan yaşamı lehine değerlendirilmesi doğaldır.
Doğrudan veya çevrenin bozulması ile dolaylı olarak insan yaşamını etkileyeceği kesin olan siyanür liç yöntemi ile altın madeni işletilmesine izin verilmesi yolundaki dava konusu işlemde kamu yararına uygunluk bulunmamaktadır gerekçesi hala devam etmekte olup değişen hiçbir şey yoktur. Bu karardan sonra yapılan işlemlerin tamamı mahkeme kararının arkasından dolanma işlemleridir. Çünkü aynı yerde aynı yöntemle, siyanür liçi yöntemiyle maden-kimya tesisi işletilmektedir. Değişen hiçbir şey bulunmadığı için Koza Altın İşletmeleri A.Ş lehine tesis edilen 18 Şubat 2009 tarihli ÇED Olumlu işleminin yürütülmesinin durdurulması ve iptali istemi ile yeniden dava açmış bulunuyoruz.”
DÜNYA 21.04.2009
Aktif sigortalı sayısı 2 ayda 271 bin 127 azaldı
İşten çıkarmalar nedeniyle sosyal güvenlik kapsamındaki aktif sigortalı sayısı yılın ilk 2 ayında 271 bin 127 azaldı. 2008 sonunda 1,90 olan aktif-pasif sigortalı oranı 1,85′e geriledi.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun şubat ayı verilerine göre, 2008 itibariyle 15 milyon 258 bin 608 olan aktif sigortalı sayısı şubat itibariyle 14 milyon 987 bin 481′e düştü. Aktif sigortalı sayısında 2 aylık azalma 271 bin 127′yi buldu. Aktif sigortalı sayısındaki azalmaya karşılık pasif (aylık alanlar) sigortalıların sayısında artış oldu. 2008 itibariyle 8 milyon 746 bin 703 olan pasif sigortalı sayısı şubat itibariyle 8 milyon 812 bin 210′a yükseldi. Pasif sigortalı sayısı 65 bin 507 arttı. Bu arada Kocaeli Sanayi Odası’nın (KSO) düzenlediği ve 89 sanayi kuruluşunun katıldığı anketin sonucuna göre, kriz nedeniyle toplam 2 bin 359 çalışanın iş akdi feshedildi.
REFERANS 21.04.2009
Dördüncü kuşak, Yıldız Entegre’yi bölge lideri yapıyor
Cumhuriyetten önce Trabzon’da bir kereste atölyesiyle temelleri atılan Yıldız Entegre, bugün mobilya ve orman ürünleri alanında Rusya ve Ortadoğu’da lider olmayı hedefleyen yaklaşık 1 milyar TL cirolu bir dev oldu.
Türkiye Cumhuriyeti 1923 yılında kuruluşunu ilan ederken Osmanlı’dan kalma pek çok kurumu ve alışkanlığı gerisinde bırakmaya hazırlanıyordu. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş yalnızca siyasi arenada deprem etkisi yaratmakla kalmayacak, ekonomik yaşam ve üretim biçimi de bu değişim rüzgârından payını alacaktı. Bu süreçte Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren Osmanlı dönemindeki birçok meslek ve işkolu yok olurken kuşaklar boyunca aynı işi yapmış aileler de gelişen ekonomi ile farklı alanlara yöneliyordu.
Anadolu coğrafyasında yaşanan bu değişim rüzgârını doğru değerlendiren Trabzonlu bir aile ise 1890′da kereste tüccarlığı ile adım attığı iş hayatında 120. yılını kutlamaya hazırlanıyor. Bir ailenin 4 kuşak boyunca emek vererek yeşerttiği bir şirketin, nasıl ülke sınırlarını aşan bir başarıya ulaştığı ise Yıldız Entegre’nin hikâyesinde vücut buluyor.
Trabzon’da 1890′lı yılların başında mütevazı bir kereste atölyesi ile iş hayatına adımını atan Hasan Yıldız, ailesini kerestecilik yaparak geçindirmeyi kafasına koyuyor. Oğlu Salih’i de bu alanda eğitiyor. Tıpkı babası gibi iyi bir kereste tüccarı olan Salih Yıldız babasından bir adım öteye geçerek 1920′de aileyi dönemin ticaret merkezlerinden biri olan Bafra’ya taşıyor. O dönem Karadeniz’in göz bebeği olan, sigara fabrikası nedeniyle bölge ekonomisini sırtlayan Bafra, Yıldız Ailesi’nin işlerini büyütmesi için bulunmaz fırsatlar sunuyor.
Salih Yıldız’ın ardından artık iyiden iyiye bir aile şirketi haline gelen Yıldızların başına 3 oğlu, Ahmet Yıldız, Fehmi Yıldız ve Mehmet Yıldız geçiyor. 1960′a gelindiğinde ise Yıldız kardeşler hızla sanayileşen genç Cumhuriyet’in genç girişimcileri olarak soluğu Samsun’da alıyor. Samsun’da kereste tüccarlığının yanına sunta ticareti de ekleniyor. Ancak Yıldız kardeşler, yalnızca ticaret yapmanın kendilerine yetmeyeceğine karar veriyor ve 1975′te Bursa İnegöl’de bir sunta tesisine yüzde 30 ortak olarak ilk kez üretici kimliğini kazanıyor. Kısa sürede üretici olmanın avantajlarını fark eden kardeşler, Bursa’daki tesisin yüzde 90 hissesine sahip oluyor. Ardından, İstanbul Kartal ve Gaziantep’te birer fabrika daha Yıldızlar bünyesine katılıyor. Ancak yıllar ilerledikçe talep çoğalıyor, mevcut tesislerin kapasitesi talebi karşılayamaz hale geliyor.
Dünyanın en büyük tesisi
Ve askeri darbenin ardından hızla Batı’ya adapte olmak isteyen Türkiye’de, Özallı yılların başladığı 1980′li yıllar.. Bu dönemde Yıldızlar da üreticilikten sanayici kimliğine geçiş yapmaya başlıyor. Önce bir tutkal tesisi kurarak, hammadde üretimine başlıyorlar. Kartal ve Gaziantep tesisleri artık “ömürlerini doldurdukları için” kapatılıyor. Ancak bu arada 1990′lı yılların başında üç kardeş, ticaret hayatında yollarını ayırmaya karar veriyor. Ortanca kardeş Fehmi Yıldız ve oğulları, Yıldız Entegre’yi 2000′li yıllara hazırlamak için kolları sıvıyor.
Yıldız Ailesi’nin dördüncü kuşak temsilcisi, Fehmi Yıldız’ın oğlu, Yıldız Entegre Yönetim Kurulu Üyesi Hakkı Yıldız, o günlere ilişkin olarak şunları söylüyor: “Dünyadaki büyüme trendini izledik ve Türkiye’nin bunu takip edeceğini düşündük. Türkiye’de mevcut kurulu MDF tesisinin yaptığı üretimi tek başına karşılayan bir üretim tesisi kurduk. Türkiye, büyüyen ve gelişen bir ülke. Kapasitemiz belki o gün için fazlaydı ama kısa sürede ülke ekonomisinin kat edeceği mesafe sonucunda tam kapasite çalışmaya başlayacağımıza inandık.”
Şirketin bu öngörüsü 2001 krizine gelindiğinde de doğru çıkıyor. MDF fabrikası tam kapasite ile çalışmaya devam ediyor. Yıldız, “Bunu 1994-98′de ve daha önceki yıllarda da gördük. Yine tam düşündüğümüz gibi oldu ve Türkiye 2001 krizi sonrasında ciddi bir büyüme trendine girdi” diyor.
Şirket 2004′ten sonra ikinci ve üçüncü üretim hattını da devreye sokarak, günde 3500 metreküplük kapasite ile dünyanın tek çatı altındaki en büyük tesisi haline geliyor. Yıldız Entegre, şu anda Türkiye’nin ihtiyacı olan MDF’nin yüzde 45′ini tek başına üretiyor. Kocaeli Aslanbey’deki tesisiyle dünyanın en büyük MDF fabrikası unvanını alan Yıldız Entegre, bünyesinde 1200 kişiye istihdam sağlıyor. Bugün 1 milyar TL’ye yaklaşan ciroya sahip Yıldız Entegre, işte bu öyküsü ve başarısıyla mobilya ve orman ürünleri alanında “Hızlı Balık” olmaya hak kazanıyor.
Krize rağmen büyümeye devam
Yıldız Entegre, Türkiye’nin yaşadığı tüm krizlerde olduğu gibi 2009 global krizinde de büyümeye devam ediyor. 2009′un ilk 2 ayında yüzde 3.5 büyüyen şirketin yıl sonunda hedefi yüzde 8′lik bir büyüme. 2008 yılında 926 milyon TL’lik ciro yapan Yıldız, üretim kapasitesi, satış ve kârlılık açısından sektörde önemli bir oyuncu. Hakkı Yıldız, son 3 yıldır İSO’nun düzenlediği ilk 500 büyük şirket sıralamasında kendi sektörlerinin lider olduklarını vurguluyor. 2001 yılından 2009′a kadar 500 milyon euronun üzerinde yatırım yaptıklarının altını çizen Yıldız, ham MDF, MDF lam, parke, kapı, profil, tutkal gibi üretimlerle Türkiye’de ve dünyada sektörde ürün gamını bu kadar geniş tutan tek şirket olduklarına dikkat çekiyor. Bugün Kocaeli’nde 2, Samsun’da 1, Kütahya 1 adet olmak üzere toplam 4 fabrikaya sahip şirket, orman ürünleri alanında, 500 bin metrekare açık alan, 270 bin metrekare kapalı alan, 13 ayrı marka altında 13 ayrı ürün üreten bir entegre şirket. Toplam 1 milyon 200 bin metreküp/yıl, üretim yapan Yıldız Entegre’nin bir de duvar kâğıdı üretimi bulunuyor. Vario markası altında 5 adet desen kâğıdı kaplama tesisi bulunan, 20 milyon metrekare laminat parke üretim kapasitesi, 1 milyon adet MDF (dolu) kapı tesisi, 11 milyon adet panel kapı üretim kapasitesi, 40 milyon adet profil üretim kapasitesi bulunuyor. Vario markası ile konsept mağaza sayısı ise 30′a ulaşmış.
İran, Rusya ve Ukrayna’ya yatırım başlıyor
Geçen yıl satışların yüzde 20’sinin ihracattan geldiğini belirten Yıldız, komşu ülkeler başta olmak üzere hem Doğu Avrupa hem de Avrasya ülkelerine satış yaptıklarını kaydediyor. Yıldız, Türkiye’nin sektörde gelecek 15 yılda satış hacmini 5′e katlayabilecek bir imkâna sahip olduğuna dikkat çekiyor. Yurtdışında, İran’da yeni bir yatırıma devam ettiklerini anlatan Yıldız, bu ülkede ilk etapta şirket kurduklarını, 40 milyon dolara mal olacak fabrika yatırımının ise en geç 2009 sonunda faaliyete geçmesini beklediklerini söylüyor. Yıldız, 100 bin metrekare bir arazi üzerinde 50 bin metrekare kapalı alanda faaliyet gösterecek fabrikada, parke ve profil gibi ürünleri üreteceklerini ifade ediyor. Bunun yanında Rusya’da MDF üretimi üzerine çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğunu kaydeden Yıldız, “Güney Rusya’da bin metreküp/gün kapasiteli bir tesis kuracağız. Bu fabrikamıza da 2009′un ikinci yarısında start vereceğiz. 140 milyon dolarlık bir yatırım olacak. Bir de Ukrayna’ya yatırım hedefimiz var. Orada bir tesis kurarak hammaddeyi orada forma sokacağız. Bundan sonraki en büyük hedefimiz Doğu Avrupa, Ortadoğu ve Avrasya bölgesinde sektöründe lider olmak” diyor.
2011′e kadar halka açılmayı hedefliyor
“Halkımızın ortak olduğu, bölgesinde lider olan bir şirket haline gelmiş olmak istiyoruz” diyen 2011′e kadar bu hedefi gerçekleştirmek istediklerini kaydediyor. Küresel krizden çok fazla etkilenmediklerini belirten Yıldız, şöyle konuşuyor: “Çünkü Türkiye genç nüfusu sahip bir ülke. Son veriler nüfusun yüzde 50’sinin 30 yaş altında olduğunu gösteriyor. Yani 35 milyon genç insan var. Öte yandan, Türkiye’de insanlar aile birliğine önem veriyor, ev hayatını seviyor. Bu yüzden hiç yoksa her yıl 500 bin yeni konut ihtiyacı doğuyor. Bu da ortalama 100 metrekare bir evde, 500 milyon metrekare parke, 500 bin mutfak seti, masa, koltuk, gardırop demek… Yani düşününce, sektörümüzün krizden etkilenmesi zor. Türk insanının zaruri ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra, parasını harcadığı ilk yer evi.”
Bu arada Türkiye’nin ormanlaşması konusunda da elinden geleni yapan grup bugüne kadar binlerce ağaç dikmiş. Özellikle orman yangınlarının bol olduğu Akdeniz Bölgesi’ne odaklanıyor. TEMA’nın aktif bir üyesi olan Yıldız Entegre, 2004 yılından bu yana Ar-Ge’ye de 15 milyon euroluk yatırım yaptı. Artık müşterinin iyi ürün istediğine dikkat çeken Hakkı Yıldız, “Biz de geç kaldık biraz ama Ar-Ge’nin değerini anladık” diyor.
SAYILARLA YILDIZ ENTEGRE…
· Kocaeli’nde 2, Samsun’da 1, Kütahya 1 adet olmak üzere toplam 4 fabrika.
· Orman ürünleri alanında, 500 bin metrekare açık alan, 270 bin metrekare kapalı alan.
· Kurum bünyesinde 13 ayrı marka, 13 ayrı ürün.
· Toplam 1 milyon 200 bin metreküp/yıl, Türkiye’nin en büyük MDF üreticisi.
· Dünyanın tek çatı altında en büyük MDF üreticisi.
· 5 adet desen kâğıdı kaplama tesisi, VarioLam.
· 20 milyon metrekare laminat parke üretim kapasitesi, VarioClic.
· 1 milyon adet MDF (dolu) kapı tesisi, VarioDor.
· 11 milyon adet panel kapı üretim kapasitesi, VarioPanel.
· 40 milyon adet profil üretim kapasitesi, VarioProfile.
· 240 bin ton/yıl, tutkal üretim kapasitesi, Türkiye’nin en büyük tutkal üreticisi, VarioUFC.
· Ko-Jenerasyon tesisleri ile kendi elektrik ihtiyacını karşılıyor.
NASIL HIZLI BALIK OLDU
· 4 kuşak boyunca sürekli bir büyüme hamlesi gerçekleştirdi.
· Entegre üretime yönelik sektörün en modern ve yüksek kapasiteli tesisini kurdu.
· Hızlı ve kesintisiz ürün ve hizmete önem verdi.
· Müşterilerle kurulan ilişkide, güven unsurunu ön plana çıkardı.
· Ar-Ge ve yenilikçi çalışmaları destekledi.
· Kaliteli ve yenilikçi ürünler sunmaya önem verdi.
1 yılda ihracatını
yüzde 50 artırdı
Gelir Tablosu (Bin TL)
200520062007
Yurtiçi Satışlar452.596608.073666.990
Yurtdışı Satışlar34.51225.95238.851
Diğer Satışlar274706
REFERANS 21.04.2009
Halka açık şirketlerden haberler
PETKİM Petrokimya Tesisleri, İran’da yüzde 50-50 ortaklıkla tesis kurmak için ön anlaşma imzaladı. Petkim’den İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na (İMKB), İranlı NPC International ile yüzde 50-50 ortaklıkla polietilen ve metanol tesisi kurmak için ön anlaşma imzaladıklarını bildirdi. (FİNANS SERVİSİ)
GARANTİ BANKASI’nın 500 milyon TL’lik serbest fonu Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından kayıt altına aldı. SPK’nın haftalık bültenin yer açıklamada, Garanti Bankası’na ait olan 500 milyon lira tutarlı serbest fonunun pay ihracının kayda alınmasına karar verildiği belirtildi. (FİNANS SERVİSİ)
TURCAS PETROL, ortaklarına hisse başına net 0.17 lira nakit temettü dağıtma kararını 5 Mayıs’taki genel kuruluna teklif edecek. Turcas Petrol’den yapılan açıklamada, genel kurulun onaylaması halinde 2008 yılı kârından yasal yedekler ayrıldıktan sonra kalan toplam 27.3 milyon TL’yi, hissedarlarına nakit temettü olarak dağıtacak. (FİNANS SERVİSİ)
REFERANS 21.04.2009
FATİH YEĞENOĞLU 21.04.2009
TCMB’nin faiz indirimiyle düşen TL getirisi ve Bank of America tedirginliğine bağlı olarak 1,66′yı deneyen USD/TL’nin ABD, Avrupa ve Asya işlemlerini aşağıdaki linkten 24 saat canlı takip edebilirsiniz. Türkiye piyasaları açılmadan kurun düzeyini anlık izleyebilirsiniz.
Bank of America’nın sorunlu kredilerinin artış eğiliminde olması global krize yönelik tedirginliklerin artmasına neden oldu. Bankacılık sektörüne yönelik tartışmaların yeniden güçlenmesine neden olan bu gelişme sonrasında zaten kırılgan bir durumda bulunan global borsalarda satış baskısı artarken, Dow Jones’un 78000’e kadar gevşediğini gözlemledik. Dow Jones’taki bu sert satışların bugün Avrupa endekslerinde de etkili olması beklenmelidir. Ancak dün %4 civarında düşüşler kaydetmiş olan Avrupa borsalarında düşüşler düne oranla daha sınırlı bir oranda gerçekleşebilecektir. Gün içinde gelecek olan Almanya’nın ZEW datası özellikle Avrupa borsaları için bugün belirleyici olacaktır. Paritelerde ise resesyon endişelerinin standart algoritması etkisini göstermiştir. Yeniden dolara yönelim yaşanması nedeniyle özellikle EUR/USD’de sert bir geri çekilme kaydedilmiştir.
IMKB’de dün dış piyasaların etkisini gözlemledik. IMF konusunda haber gelmemesi sonrasında Bank of America’nın sorunlu kredilerinin de artış eğiliminde olması IMKB’de satışları güçlendirirken borsanın 28500 desteğine kadar gerilemesine neden oldu. 30000’deki direncinden dönüşün de etkisiyle gerileyen borsada satışlar bugün de devam edebilecektir. Borsada bugün için 27800 desteği önemli olacaktır. Açılıştaki satışlar sonrasında Avrupa borsalarını takibe alacak olan IMKB’de Almanya’nın ZEW endeksi önemli olacaktır. ZEW datasının beklentilerin altında oluşması durumunda satışların güçlenebileceği Avrupa borsalarına paralel olarak IMKB’de olumsuz görünüm kuvvetlenebilecektir. Aksi durumda ise toparlanma yaşanabilir.
Öngördüğümüz gibi dip seviyelerine yaklaşan faizlerde dün dış tedirginlik ve tepki hareketi yaşandı. Faizlerdeki yükselişin bugün de devam etmesi beklenebilir.
USDTL – Dolarda Beklediğimiz Çıkış
IMF konusunda haber gelmemesi sonrasında Bank of America’nın sorunlu kredilerinin de artış eğiliminde olması ve özellikle geçtiğimiz hafta T.C. Merkez Bankası’nın faiz indirimi ile iyice azalan gösterge faizler sonucunda beklentilerimiz doğrultusunda sert bir çıkış yapan dolar kurunda 1,66 seviyesi test edildi. Dolar kurundaki bu çıkış hareketini doğal karşılamak gerekmektedir. Nitekim, global ekonomide kırılganlığın devam ettiği özellikle dolara yönelimin sürdüğü bir dönemde TL gösterge faizlerinin tek haneli rakamlara inmesi dolar kuru için yukarı hareket için başlı başına bir neden oluşturmaktadır. Bununla birlikte IMF konusu bu ortamda kritik bir konu olarak durmaktadır. Nitekim, IMF ile olası bir anlaşmayı fiyatlayan piyasalarda anlaşma sürecinin uzaması yukarı baskıyı kuvvetlendirebilecektir. Bu bilgiler ışığında yukarı hareketin devam edebileceği dolar kurunda 1,65’in üzerindeki seyrin korunup korunamayacağı önemlidir. 1,65’in üstünde tutunulması durumunda dolar kurunda ilk hedef noktası 1,68 olacaktır. Makro görünüme ilişkin olarak ise bugün gelecek olan Almanya’nın ZEW datası önemli olacaktır. ZEW datasının resesyon endişelerini yumuşatması durumunda dünkü sert çıkışın düzeltmesini yaşayabilecek olan dolar kurunda 1,6250 destek seviyesi olarak durmaktadır.
EURUSD – Bank of America Euroyu Eritti:-%0,90
ABD bankacılık sektöründen gelen haberlere bağlı olarak parite 1,30 desteğinin altına sarktı. Özellikle, Bank of America’nın bilançosunda sorunlu kredi rakamının yükseliş eğilimine devam etmesi piyasada endişeleri artırırdı. Nitekim, gün içinde 1,2889-1,3076 seviyeleri arasında hareket yaşanan piyasada euro dolar karşısında yaklaşık %0,89 oranında değer kaybetti. Bugün, Almanya ZEW yatırımcı güven endeksinin yanı sıra Fed yetkililerinden gelecek olan açıklamalar piyasada yakından takip edilecektir.Teknik olarak, günlük göstergelerinde sat sinyallerinin oluştuğunu, haftalık göstergelerinde ise bekle sinyallerinin devam ettiğini gözlemliyoruz. Göstergelerdeki sinyallerin birbirini desteklememesine bağlı olarak piyasada temkinli seyrin korunması beklenmelidir. İşlem hacminin günlük bazda bir önceki güne göre düşük kaldığı ve paritedeki satışları desteklemediğini gözlemliyoruz. Hem piyasaya katılımın düşük olması hem de sinyallerin satışları desteklememesi nedeniyle paritedeki düşüşlere temkinli yaklaşılmalıdır. Özellikle, bollinger alt bandının geçtiği 1,2960 direncinin kırılması durumunda satış baskının hız kesmesi beklenmelidir. Bugün gün için destek direnç seviyeleri yakından takip edilmeli ve bu seviyelere göre kısa vadeli pozisyon alınmalıdır. Gün içinde ise 1,27 ve 1,2835 seviyeleri destek noktası olarak belirirken olası yükselişlerde 1,3020 ve 1,3150 direnç seviyeleri yakından takip edilmelidir.
GBPUSD – Bankacılık Sektörü Endişeleri Artırdı:-%1,78
Bankacılık sektörüne yönelik endişelerin piyasada güçlenmesi paritede satış baskısının güçlenmesinde etkili oldu. Özellikle, Bank of America’nın sorunlu kredilerinin artış eğiliminde olması global krize yönelik tedirginliklerin piyasada artmasında belirleyici oldu. Nitekim, gün içinde 1,4501-1,4814 seviyeleri arasında hareket gözlenen paritede sterlin dolar karşısında yaklaşık %1,78 oranında değer kaybetti. Bugün, İngiltere mart ayı çekirdek tüketici fiyat endeksinin yanı sıra Fed yetkililerinden gelecek olan açıklamalar piyasada yakından takip edilecektir. Teknik olarak, günlük göstergelerinde sat sinyallerinin oluştuğu, haftalık göstergelerinde ise al sinyallerinin devam ettiğini gözlemliyoruz. Göstergelerdeki sinyallerin birbirini desteklememesine bağlı olarak piyasada temkinli seyrin korunması beklenmelidir. İşlem hacminin ise günlük bazda bir önceki güne göre düşük kaldığı ve satışları desteklemediğini gözlemledik. Hem piyasaya katılımın düşük olması hem de sinyallerin farklı olmasına bağlı olarak paritedeki satışlara temkinli yaklaşılması beklenmelidir. 1,4660 seviyesinden geçen 20’li hareketli ortalaması aşılmadıkça kısa vadeli satış baskısının sürmesi söz konusu olabilir. Bugün yine gün için destek direnç seviyeleri yakından takip edilmeli ve bu seviyelere göre kısa vadeli pozisyon alınmalıdır. Gün içinde ise 1,4215 ve 1,4435 seviyeleri destek noktaları olarak belirirken olası yükselişlerde 1,4640 ve 1,4860 seviyeleri direnç olarak belirmektedir.
ALTIN – Global Endişeler Yeniden Alım Getirdi
Bankacılık sektörüne yönelik endişelerin piyasada artmasına bağlı olarak haftanın ilk gününde altına talebin arttığını gözlemledik. Özellikle, Bank of America’nın sorunlu kredilerindeki artış global krize yönelik tedirginliği artırırken altın tepki alımlarıyla birlikte yükselişe geçti. Nitekim, gün içinde 865-888,70 ons/dolar seviyeleri arasında hareket gözlenen piyasada altın fiyatları %1,87 oranında değer kazandı. Bugün Almanya ZEW yatırımcı güven endeksinin yanı sıra Fed yetkililerinden gelecek olan açıklamalar piyasada yakından takip edilecektir. Teknik olarak, günlük göstergelerinde al sinyallerinin oluştuğu, haftalık göstergelerinde ise sat sinyallerinin devam ettiğini gözlemliyoruz. Göstergelerdeki sinyallerin birbirini desteklememesine bağlı olarak piyasada temkinli seyrin devam etmesi beklenmelidir. İşlem hacminin ise günlük bazda bir önceki güne göre yükseldiği ve alımları desteklediğini gözlemledik. Piyasada katılımın yüksek olmasına rağmen sinyallerin alımları desteklememesine bağlı olarak altında temkinli seyrin devam etmesi beklenmelidir. 898,85 ons/dolar seviyesinden geçen 20’li hareketli ortalaması hedef seviye olarak belirmektedir. Bugün gün için destek direnç seviyeleri yakından takip edilmeli ve bu seviyelere göre pozisyon alınmalıdır. Gün içinde ise 858,80 ve 876,25 ons/dolar seviyeleri destek noktaları olarak belirirken olası yükselişlerde 894,50 ve 911,95 ons/dolar direnç seviyeleri yakından takip edilmelidir.
1.5 trilyon dolarlık Körfez fonları gayrimenkul için ’açık çek’le geldi
Körfez ülkelerinden 27 firma, toplam 1.5 trilyon dolarlık fonun gücüyle gayrimenkulde yatırım fırsatlarını araştırmak için İstanbul’a açık çekle geldi.
İçinde Suudi Arabistan Prensi Talal’ın aile şirketinin de bulunduğu bu şirrketler 40’tan fazla Türk inşaat şirketiyle ikili görüşmelere katıldı. Özellikle ucuz konut projelerine odaklanan bu fonların en az 10’u ile altı ay içinde somut iş bağlantıları kurulması hedefleniyor. Urban Land Institute (ULI) ve Finans Dünyası’nın düzenlendiği Türk Gayrimenkul Yatırımları Körfez Sermayesi Buluşması’nın ilk etapta 15 milyar dolar, uzun vadede ise 200 milyar dolarlık yatırıma önayak olması bekleniyor.
Zorlu Center’da hoş görüntü verilmedi
ULI Türkiye Başkanı Haluk Sur, “Uluslararası dış yatırımcılar daha önce de 2005-2006 yılları arasında Türkiye’ye geldi. Ancak bugün Sama Dubai, Tamiyad, Galata Port ve en son Zorlu Center olmak üzere pek çok şirket projelerini durdurmak zorunda kaldı. Çuvaldızı biraz da kendimize batırmalıyız. Örneğin son olarak Zorlu Center’da yaşanılanlar, yatırımcılara hiç hoş bir görüntü vermedi Küresel arenada bugün kuralları iyi oynayan, yatırımcıyı ürkütmeyen ülkeler öne çıkacak” dedi.
Aydınlı’ya ortak olduk gıdada alım yapacağız
DUBAİ merkezli Investment House’un Başkanı Musab Jassim, İstanbul’a hiç yabancı değil. Acarkent’te bir evi olduğunu söyleyen Jassim, “İstanbul benim ikinci evim” diyor. Türkiye’de Aydınlı Grup’un alt şirketlerinden SHM ile ortaklıkları olduğunu belirten Jassim, “Buraya yatırıma geldim. Türkiye’de adını açıklamak istemediğimiz bir gıda şirketinde yüzde 20 hissemiz var. Türkiye’nin en büyüklerinden olan bu şirketteki hisselerimizi yüzde 50’lere çıkartacağız” dedi.
Alarko ile 30 milyon dolara ortaklık kurdu
DÜNYADA 8 milyar dolarlık fon yöneten Dubaili Deyaar CEO’su Markus Giebel, yatırımlarını riskli ve gelişmekte olan ülkelere yayan politika izliyor. Bu aşamada Türkiye’yi gelişmekte olan piyasa olarak yorumladıklarını dile getiren Giebel, şunları söyledi: “Alarko ile 30 milyon dolarlık bir ortaklığımız var. İki hafta önce konut projeleri gerçekleştirmek için anlaştık. Arsa ve paramız var, yatırımları da ekonomik konjonktüre bağlı şekillendireceğiz.”
Türkiye, imparatorluk yatırımımızın ucu açık
DÜNYADA 3 milyar dolara yakın büyüklükte fon yöneten Suudi Arabistan Prensi Talal Bin Abdulaziz’in şirketi Prince Talal Bin Abdul Aziz Al Saud Sons Group Holding (PTA)’nın CEO’su Abdulaziz Al Hassan, hálá bir imparatorluk olarak gördüğü Türkiye’de ucu açık bir yatırım hedeflediklerini söylüyor. Al Hassan, “Türkiye’de sadece gayrimenkule yatırım düşünüyoruz. Konut odaklıyız ama İstanbuk odaklı değiliz. Tüm Türkiye ile ilgileniyoruz” diye konuştu.
500 milyon dolar yatırıp TOKİ’yi Katar’a taşırız
KATAR’ın Toplu Konut İdaresi (TOKİ)i olarak anılan Qatari Diar, Türkiye’ye en az 500 milyon dolarlık yatırım planlıyor. Sadece bununla da kalmayarak Türkiye’nin TOKİ’sinin bilgi birikimini Katar’a kadar taşıyacak sinerji arıyor. Qatari Diar CEO’su Mehmet Fatih Kara, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapısından dolayı belki gelip direk yatırım yapamayabilir. Ancak, TOKİ, Katar’a know-how taşıyacak. Katar’dan da önemli ölçüde yatırım hevesi var.”
Dünya ideal olsa bize gerek olmazdı
TÜRKİYE Yatırım Tanıtım Destek Ajansı Başkanı Alparslan Korkmaz, dünya ideal olsa yatırım ajansına gerek duyulmayacağını söyledi ve “Hazılanan bir rapora göre Türkiye 2008-2010 yıllarında en fazla ilgi çeken 15’inci ülke olacak. 2009-2010 zor geçecek. Ama bazı ülkelerin potansiyelini görme zamanıdır. Özellikle tarım çevre teknolojileri ve enerji alanında yeni yatırımlar gelecek. Tarımda GAP bölgesine ilgi var” dedi.
Yerel şirketlerle büyüme hedefliyoruz
UNICORN Varlık Yönetimi’nin Sorumlu Yöneticisi Mohammed Marei, Türkiye’de rezidans, ofis ve karma projelerle ilgilendiklerini açıkladı. kendi şirketleri aracılığı ile cazip koşullarda yatırım yapmak isteyen Körfez ülkelerinin parasını Türkiye’ye getirmeyi hedeflediklerini kaydeden Marei, “Inter’i satın alarak Türk pazarına girdik. Bordum bölgesinde bazı villa ve resort projeler aldık. Türkiye’de yerel şirketlerle büyümeyi hedefliyoruz” dedi.
1 milyar dolar yatırdık Türkiye’de de olmalıyız
SUUDİ Arabistan merkezli Akwaan Properties’in CEO’su Mohammed S. Akhalil, Türkiye’de özellikle konut odaklı gayrimenkul projeleriyle ilgilendiklerini söyledi ve şöyle devam etti: “Projeye göre yatırımdan kaçmayız. Kriz umut demek. Akwaan da çok sayıda uluslararası yatırımı bulunan bir şirket. Şu anda dünyada hayata geçmiş 1 milyar dolarlık projelerimiz var. Birçok ülkede faaliyetteyiz. Türkiye’de de olmak istiyoruz.”
Yabanarısı sokmuş deli dana gibi koşturuyor
TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye Yatırım Tanıtım Destek Ajansı Başkanı Alparslan Korkmaz’ın ardından Körfez’den gelen konuklara bir tanıtım yaptı. Türkiye’deki yatırım fırsatarını heyecanla anlatan Korkmaz için “Yabanarısı sokmuş deli dana gibi koşturuyor” benzetmesi yapan Erdoğan, “Para ceylandan daha ürkek. Çok kolay kaçabilir. Kriz iyi yönetilebilirse, Türk ve Körfez ülkeleri de iyi bir yatırım fırsatına dönüştürülebilir” dedi.
Türkiye gülmüyor Ankara gülüyor
SERMAYE Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray, kriz nedeniyle Türkiye’nin yüzü gülmezken Ankara’nın yüzünün güldüğünü belirtti ve şöyle devam etti: “Ankara krizi hissetmiyor. Orada maaşlar değişmedi. İnsanlar rutin hayatlarını sürdürüyor. Şimdi yatırımın tam zamanı. Hem kapısını çaldığınız kuruluşlar hem de şirketler ile pazarlık şansı daha yüksek. Biz SPK olarak bu dönemde özellikle düzenleme konusuna ağırlık vermek istiyoruz. Çünkü düzenli bir yapıyı denetlemek zaten çok kolay.”
Konuttan otele hazır projelere ilgi yoğun
GELİŞMEKTE olan ülkelerle ilgili uluslararası piyasalara bilgi kaynağı sağlayan, uluslararası 300 partneri bulunan ve Hong Kong, Dubai, Londra gibi ülkelerin yanı sıra Türkiye’de de bir ofis kuran REIDIN şirketinin CEO’su Ahmet Kayhan, “Fiyatlar Türkiye’de çok cazip bir seviyeye ulaştı. Türkiye ile ciddi bir şekilde ilgilenen Kuveytli yatırımcıların taleplerinin dengeli dağıldığını gözlemliyoruz. Türkiye’de konut, alışveriş merkezi, otel, ofis ve lojistik gibi gayrimenkulün tüm alanlarıyla ilgileniyor. Arsa ve arazi araştırıyorlar. Ancak yatırım riskinin düşüklüğünden ötürü hazır projelere yoğun bir ilgi gösteriyorlar” diye konuştu.
HÜRRİYET 14/04/2009
Hazır giyimde 44 bin kişi işsiz kaldı
Mayıs 2008’den Ocak 2009’a kadarki 9 aylım süreçti tekstil ve hazır giyim sektörerinde kapanan şirket sayısı 5 bin 121’i buldu.
Bu, yüzde 9.9’luk gerileme anlamına gelirken, aynı dönemde sigortalı sayısındaki azalma ise yüzde 16 ile 143 bin 614 kişiye ulaştı. İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, kan kaybına dikkat çekerek ’sesimizi duyun’ mesajı verdi. Tanrıverdi, bu rakamların sadece üretim tarafını kapsadığını, toptan ve perakendeyi kapsayan Laleli, Merter ve Osmanbey’in dahil edilmesiyle sektörde çalışan sayısının 1.5 milyonu bulduğunu söyledi. Tanrıverdi, Mayıs 2008’den Ocak 2009 döneminde tüm sektörler ele alındığında toplam kapanan işyeri sayısının 50 bin 827 olduğunu vurgulayarak “Bu rakam toplam işyeri sayısının yüzde 4.2’sine denk geliyor. Bu dönemde işsiz kalan sigortalı işçi sayısı 1 milyon 222 bin 711. Bu, yüzde 12.6 azalışa denk geliyor” dedi. Konfeksiyon ithalatının geçen yıl 2 milyar 122 milyon dolar olduğunu ve bunun bu yıl 3 milyar doların üzerine çıkacağını tahmin ettiklerini ifade eden Tanrıverdi, bu ürünlerin hepsinin rekabet şartları sağlanmış olsa Türkiye’de yapılabileceğini, rekabet edememeleri nedeniyle ithalatın hızla arttığını söyledi. 2008 yılını hazır giyim sektörünün 15.7 milyar dolar ihracatla kapadığını belirten Tanrıverdi, hükümete yaptıkları öneri ve taleplerin karşılık bulması halinde sektörün yeniden ülkenin lokomotifi haline gelebileceğini, aksi halde 2009’da ihracatın yüzde 30 gerileyebileceğine dikkat çekti.
HÜRRİYET 14/04/2009
16’sında ’fleksiglas’la patron oldu, akaryakıt istasyonuyla 100 milyon doları yakaladı
Erzincan’ın Kemah ilçesinden İstanbul’da çalışan babasının yanına gelen Yavuz Peker, önce bir sıhhi tesisatçının yanına çırak girdi. Perşembe Pazarı’nda yetişti ve 1963’te ’fleksiglas’ üretmeye başladı. Shell, Pirelli, BP, Petrol Ofisi, Mercedes gibi devlerin güvenini kazandı. Peker’in şirketi Sibirya’dan Cezayir’e kadar akaryakıt istasyonları kuruyor, 100 milyon dolar ciro yapıyor.
SİSTEM Reklamcılık A.Ş.’nin (Sistem Reklam) patronu Yavuz Peker, 1959’da 12 yaşındayken, Erzincan’ın Kemah ilçesinden, İstanbul’da çalışan babasının yanına geldi ve Sirkeci’de bir sıhhi tesisat ustasının yanına ’eti senin kemiği benim’ düsturu ile çırak verildi. 1 yıl içinde çok iyi usta olmayı başaran Yavuz Peker, ardından Perşembe Pazarı’nda soğuk demirci bir atölyede iş buldu. Burada da çok iyi yetişen Peker, iki musevi işadamının ’fleksiglas’ imalatı için kendisine destek vermesi üzerine kendi işini kurdu. Bu imalat sayesinde dünya devleri Shell ve Pirelli ile tanıştı ve akaryakıt istasyonları, servis ve satış dükkanları, zincir ofisler kurmaya başladı. BP; Petrol Ofisi, Mercedes’in de aralarında bulunduğu çok sayıda küresel markanın kurumsal yenilenme projelerinde anahtar teslimi projeler gerçekleştirdi. Peker’in Sistem Reklam çatısı altındaki firmalarında 600 kişilik istihdamı bulunuyor ve bu firmalar Sibarya’dan Cezayir’e kadar anahtar teslimi akaryakıt istasyonları kuruyor. Grubun cirosu ise 100 milyon dolara ulaştı.
İstanbul sevdası
Yavuz Peker, şöyle başlıyor anlatmaya: “İstanbul’a ekmek parası için geldim. 5 kardeşiz. Babam bir bankada çalışıyor, kardeşim okuyordu. Benim köydeki eve bakacak gücüm yoktu. İçimde İstanbul sevdası da vardı. İstanbul’a gelince babamdan biraz zılgıt yedim, sonra Sirkeci çevresinde su tesisatı işi yapan bir musevi ustanın (Serkis usta) yanına ’eti senin kemiği benim’ diye çırak verdiler. Hocapaşa, Sirkeci çevresinde oteller, restoranlar, hatta vilayet binası her yere tesisat hizmeti veriyorduk, soba kurup kaldırıyorduk. 1 yıl sonra ustam dükkana uğramaz oldu çünkü beni çok iyi yetiştirmişti ama bu meslek de beni sıkmaya başlamıştı. Sağa sola ’iş arıyorum’ diye haber gönderdim. Dayım, Perşembe Pazarı’nda saç işleri yapıyordu. Kalafat yerinde bir soğuk demirci ’gelsin bakalım’ demiş. Serkis ustayı bırakıp Perşembe Pazarı’na gittim.”
Kalafat yeri okul oldu
Yeni ustası Talat Güngör’ün Perşembe Pazarı’nda gemilerin yanaşıp iş yaptırdığı kalafat yeri çevresinde iyi tanınan bir usta olduğunu belirten Peker şöyle konuşuyor: “Talat usta iyi ustaydı. Mesela, Türkiye’de otoyol korkuluklarını ilk yapan odur. Orası benim için okul oldu. 1962 başında iki musevi tüccar Albert ve İshak beyler geldiler ve fleksiglas imalatına başlamak için takım tezgah yapmamızı istediler. Fleksiglas, reklamcılıkta kullanılan akrilik malzemeden yapılan bir ürün ve Türkiye’de üretilmiyordu. Beni ustamdan ödünç aldılar sonra bana iş teklif ettiler.”
İlk fabrikamı 94 krizi aldı Çorlu’ya yine yapıyorum
SİSTEM Reklam’ın sahibi Yavuz Peker, şöyle konuşuyor: “BP bizi zıplattı ve hem kadromuz, hem de işimiz büyüdü. Büyükçekmece’de 37 dönümlük yerime fabrika yaptım. Ancak 1994 krizinde onu satmak zorunda kaldım. Beylikdüzü’nde kiralık yer buldum ve ölmümüne çalıştık. Bu yerleri satın almayı da başardık. Şu anda Sibarya’dan Cezayir’e kadar akaryakıt istasyonları kurmaya devam ediyoruz. Türkmenistan’daki tek bir istasyon için buradan 7 TIR malzeme yükledik. Mercedes’in bütün showroom’larını, Fiat’ın Avrupası’nı yapıyoruz. Demirbank’ı, HSBC’yi, Oyakbank’ı, Fortis’i, Pamukbank’ı yaptık. Araç Muayene İstasyonları’nın büyük bölümünü de biz yaptık. Şu anda Çorlu’da 40 bin metrekarelik bir fabrika projesi için yine düğmeye bastım. Çelik fabrikamız ve kompozit panel üretimimiz oraya gidecek.”
BP’nin 350 istasyonunu 1 yılda teslim ettik
YAVUZ Peker, Shell ile başlayan akaryakıt zinciri tecrübesinin, BP, Mobil, Petrol Ofisi ile devam ettiğini belirtiyor ve “1985’ten sonra uluslararası zincirlerde kurumsallaşma hızlanmıştı. BP’nin Avrupa’da bu kapsamda tüm istasyonlarını yenilediğini duydum. Sonra buradaki BP’lerin de aynı şekilde yenileneceğini öğrendim. Gittim ’bu işi yapabilirim’ diye baskı yaptım” diyor. Peker, BP yetkililerinin önce güvenmediklerini ve sorumluluk vermediklerini anlatıyor. Peker, şöyle devam ediyor: “Sonra Topkapı’da güzel bir BP istasyonunun tadilatı için istasyon sahibini ikna ettim. BP’nin Avrupa işini yapan Almanlar geldi, bu istasyona onay verdiler. BP de beni çağırdı ve ’350 istasyonu 1 yılda istiyoruz’ dedi. Üç firma birleşip 350 istasyonu 1 yılda tamamladık.”
’Patron ol’ teklifi gelince ustayı bırakıp gittim
YAVUZ Peker, Albert ve İshak beylerle ilişkisini şöyle özetliyor: “Ben onlara imalat için gerekli ekipmanı ve tezgahları yapınca peşimi bırakmadılar. 60 lira haftalıkla çalışıyordum, 800 lira teklif ettiler. Ustamı çok seviyordum, teklifi geri çevirdim. ’Sana bir dükkan alırız, imalatı kurarız, bize çalışırsın’ dediler. Bu çok cazip geldi. Çünkü kendi işimi kurabilecektim. Ama Talat usta 3 yıl benle konuşmadı. Sonra barıştık ve yine baba evlat gibi olduk. İlk müşterilerimizden biri Shell, diğeri Pirelli oldu. İkisi de hálá müşterimdir. 1966’da musevi ortaklarla yolumuzu ayırdık. Askere gittim geldim. 1978’e kadar yüksek maaşlı çalışıp mutlu oldum. Sonra kardeşim tekrar Reklam İş’e çağırdı, adını Sistem Reklam’a çevirip yola devam ettik, bugünlere geldik.”
HÜRRİYET 14/04/2009
BİM, Fas’ta mağaza açtı
BİM Birleşik Mağazaları A.Ş, Fas’ta mağaza açtı. BİM’den İMKB’ye gönderilen yazıda, Fas’da yüksek indirimli gıda perakendeciliği sektöründe faaliyette bulunmak amacıyla şirketin yüzde 100 iştiraki ile kurulan BİM Stores Sarl şirketinin Fas’ın Kazablanka şehrinde ilk mağazasını açarak faaliyetlerine başladığı bildirdi.
HÜRRİYET 14/04/2009
ABD’de yüksek faizci bankalara soruşturma
ABD’de devlet yardımı alan bankaların kredi kartı ücretlerini artırması ve tüketici kredileri için yıllık yüzde 120’e varan oranlarda faiz talep etmesi Kongre’yi harekete geçirdi. ABD Kongresi, tüketici şikayetleri üzerine, 700 milyar dolarlık TARP’tan (Sorunlu Varlıklardan Kurtarma Programı) yararlanan bankalar hakkında, vergi mükelleflerinin parasından sağlanan kaynağı vatandaşa kullandırırken yüksek faiz istedikleri gerekçesiyle soruşturma başlattı. Tüketici avukatları tarafından hazırlanan raporlara göre, TARP kapsamında 45 milyar dolar yardım alan Bank of America, kredi kartı faizlerini yüzde 14’e yükselterek, yaklaşık iki katına çıkardı. Bazı yerel bankaların ise tüketici kredilerin uyguladığı yıllık faiz oranı yüzde 120’e ulaştı.
HÜRRİYET 14/04/2009
Karşılıksız çek sayısı ilk çeyrekte yüzde 32.7 arttı
Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan toplam karşılıksız çek sayısı, bu yılın ilk üç ayında, geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde 32.7 artarak 515 bin 970’e çıktı.
Merkez Bankası verilerine göre, karşılıksız çek sayısı 2008 yılının ilk üç ayında 388 bin 912 adet idi.
Merkez Bankası tarafından bankalara duyurulan birikimli karşılıksız çek sayısı 2009 yılının ilk üç ayında, geçen yılın aynı dönemi kıyaslandığında ise yüzde 39.7 artış göstererek 756 bin 471’den 1 milyon 56 bin 806’ya çıktı.
Aynı dönemde, mahkemeler tarafından yapılan bildirimlere göre, Merkez Bankası’nca duyurulan yasaklanan çek sayısı da yüzde 1.2 artarak 19 bin 471’den 19 bin 704’e yükseldi. Yine mahkemelerin bildirimleriyle Merkez Bankasınca duyurulan yasaklanan birikimli çek sayısı, 2009 yılının ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.9 azalarak 38 bin 261 olarak belirlendi.
Bankalarca Merkez Bankası’na yapılan bildirimlere göre, Merkez Bankası’nca duyurusu yapılan karşılıksız kaldıktan sonra ödenmiş çek sayısı 2009 yılının ilk üç ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8,3 artarak 259 bin 608’den 281 bin 257’ye çıktı.
MİLLİYET 14/04/2009
Vestel’den 408 milyon lira zarar
Vestel, 2008 sonunda 408 milyon lira zarar etti. Aynı dönemde şirketin satış gelirleri ise 4,69 milyar lira olarak gerçekleşti. Bu rakam 2007′de 4,63 milyar lira olmuştu. İş Yatırım’ın yaptığı değerlendirmede , “Son çeyrekteki güçlü ihracat performansı TL’nin değer kaybetmesinden kaynaklanmaktadır. Çeyrek bazda, ciro mevsimsellik ve kriz döneminde ucuz mallara yönelişin etkisiyle yüzde 82 arttı. Net ihracatçı olması sebebiyle, faaliyet marjları kurun etkisiyle dördüncü çeyrekte 2007 aynı dönemine göre ve üçüncü çeyrek 2008′e kıyasla yükseldi” denildi.
YENİ ŞAFAK 14/04/2009
Limak’lı LGM Sabiha Gökçen ile büyüyor
Limak Holding (Limak), GMR Infrastructure Ltd. (GMR) ve Malaysia Airports Holdings Berhad (MAHB), bir servis şirketi kurdu. “LGM Havalimanı İşletmeleri Ticaret ve Turizm A.Ş.” isimli servis şirketi, yiyecek içecek alanları, CIP hizmetleri, eğlence merkezleri, otel ve otopark alanlarının işletilmesi gibi ticari faaliyetlerde bulunacak. LGM, İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı Yatırım Yapım ve İşletme A.Ş., İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı’nda mevcut terminallerin işletme hakkının yanı sıra otopark işletmesi, yer hizmetleri, kargo, uçak yakıt ikmal operasyonlarını ve havalimanı oteli ile CIP tesislerinin 20 yıl süre ile işletme hakkını 1 Mayıs 2008′de devralmıştı.
YENİ ŞAFAK 14/04/2009
70 bin kişi, kartını koruma altına aldı
Dolandırıcılık, gasp gibi risklerin artması kredi kartı sigortasına olan ilgiyi artırdı. Kredi kartı sigortasında İngiltere’nin pazar lideri CPP, Türkiye’de ilk üç ayda yaklaşık 40 bin poliçe sattı. Krizin etkisiyle hedeflerini aştıklarını belirten CPP Türkiye Genel Müdürü Duray, toplam 68 bin olan poliçe sayısının yıl sonuna kadar 150 bine ulaşabileceğini öngörüyor
Kredi kartınız çalınırsa ihbar öncesi 24 saat içinde gerçekleşen zararlarınızın 150 liralık bölümünü bankanız yasal olarak karşılıyor. Ancak bunun üzerindeki harcamalar için kredi kartı sigortası yaptırmanız gerekiyor. Bu konuda hizmet vermek için 3 yıl önce Türkiye’de faaliyete geçen İngiliz sigorta şirketi CPP (Card Protection Plan), özellikle bu yılın ilk çeyreğinde yoğun bir taleple karşı karşıya. Şirket, ilk üç ayda 40 bin poliçe satarak şimdiden hedeflerini aştı.
Yaklaşık 1.5 yıl önce poliçe kesmeye başladıklarını belirten CPP Türkiye Genel Müdürü Recep Duray, bugüne kadar toplam poliçe sayısının 68 bini bulduğunu belirterek, ‘Yaklaşık bir poliçeden ortalama iki kişinin yararlandığını düşünürsek Türkiye genelinde150 bin kişiyi koruma altına alıyoruz. Hedeflerimizin yüzde 50 üzerinde performans sergiledik. Yaklaşık olarak yılsonunda 150 bin poliçeye ulaşmış, yani 300 bin kişiyi koruma altına almış oluruz’ dedi. AKŞAM’a yaptığı açıklamada, CPP Türkiye’nin faaliyetleri hakkında bilgi veren Recep Duray, kriz dönemlerinde gasp, kapkaç gibi adi suçların tüm dünyada arttığına dikkat çekti. Duray, ‘Krizde dolandırıcılık olaylarına maruz kalmanın çok daha yıkıcı etkileri olabiliyor. Cüzdanımızın her an çalınma, kaybolma riski var. Türk insanı bu ürünü sevdi ve alıyor. Her gün çağrı merkezimize gelen yüzlerce çağrı bize bilgi kaydettirmek, hizmetlerimizden yararlanmaya yönelik. Kimi çilingir hizmeti istiyor, kimi kartlarını iptal ettiriyor. Kimi yurtdışında kaldım nakit avans gönderir misiniz diyor’ dedi.
KİMLİK DE GÜVENCEDE
Cebimizde birden fazla sayıda kredi kartı taşıdığımızı, kaybolması halinde belirli riskler taşıdığına değinen Recep Duray, ‘Genelde cüzdanınız kaybolduğunda kartların iptali için ayrı ayrı hangi bankanın kartıysa ulaşıp iptal etmeniz gerekiyor. Bunları tüm dünyada geçerli olmak üzere tek bir numaradan iptalini sağlayan bir hizmet sunuyoruz. Kartlarınızla birlikte para, kimlik gibi eşyalarınızın da belli bir bedeli var. Bunları da karşılıyoruz’ dedi.
Yılda 70 liraya kredi kartlarınız sigortalanıyor
CPP Türkiye’nin bireysel ve aile paketi olmak üzere iki tür poliçesi var. Bu poliçelerin prim ve teminat tutarları şöyle:
l BİREYSEL POLİÇE: Yıllık primi 70 lira. Primi peşin veya 10 ay taksitle ödemek mümkün. Kredi kartlarının çalınması halinde ihbar öncesi 2 bin TL, ihbar edildikten sonra da 50 bin liraya kadar olan hasarları karşılıyor. Ayrıca 200 lira cüzdan yenileme, 400 lira kimlik yenileme masrafı ödüyor. Bagajın kaybolması halinde 200 lira teminat var. Müşterinin CPP’ye ulaşmak için yaptığı iletişim masrafları 100 liraya kadar karşılanıyor.
l AİLE POLİÇESİ: Aynı adreste yaşayan 5 kişiye kadar olan 18 yaşından büyük kişilerin cüzdanlarını ve kredi kartlarını teminat altına alıyor. Yıllık primi 100 lira. Bireysel poliçedeki teminatların hepsi aile bireyleri için de tek tek geçerli oluyor.
Yurtdışında parasız kalanlara 1000 lira
CPP Türkiye Genel Müdürü Recep Duray, Kart Koruma Planı kapsamında yurtdışında cüzdanını çaldıranlara çeşitli asistans hizmetleri de sunduklarını belirterek şu bilgileri verdi: ‘Diyelim ki, yurtdışına çıktınız, siz plajda güneşlenirken cüzdanınızı, çantanızı ve kimliklerinizi çaldırdınız. Eğer CPP’yi ararsanız nakit avans hizmetimiz var. Hemen size ulaşıp adresinizi alıp kurye ile avans olarak o andaki nakit ihtiyaçlarınızı karşılamak üzere 1000 lira gönderiyoruz. Müşterinin direkt ayağına kadar parayı imza karşılığı gönderiyoruz, yurda döndükten sonra 15 gün içinde siz parayı ödüyorsunuz. Bu hayatınızı kolaylaştıran bir hizmet oluyor. Sadece yurtdışında geçerli bir teminat. Yurtiçinde geçerli olan hizmetler de var. Örneğin arabanız var yolda kaldınız, çekici hizmeti var. Kapıda kaldınız çilingir hizmeti var. Ambulans ve 24 saat tıbbi danışmanlık hizmeti var.’
Dünyada 11 milyon kişinin 45 milyon kartı güvencede
CPP, yaklaşık 30 yıl önce İngiltere’de faaliyete geçmiş. İngiltere’de RBS, Barclays gibi dünya lideri bankalar iş ortakları arasında. PP, İngiltere’de pazar lideri ve her 10 kişiden 4′ü bu sigortaya sahip. Dünyada toplam yaklaşık 11 milyon müşterisi olan CPP, yaklaşık 45 milyon adet kartı güvence altına aldı. 14 ülkede hizmet veren şirketin,Türkiye pazarındaki en önemli ürünü Kimlik Kart Koruma Planı. Bankalar aracılığıyla bu ürünü tüketiciye ulaştırdıklarını anlatan Recep Duray, ‘Şu anda iki banka ile işbirliğimiz var. Yakında bir banka ile daha bir araya geleceğiz’ dedi.
AKŞAM 14/04/2009
Domestosla çamaşır suyu pazarı yüzde 170 büyüdü
Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Zeynep Yalım Uzun 1998′de Türkiye pazarına giren Domestos’un, “Ultra Çamaşır Suyu” kategorisini yarattığını vurgulayarak “Domestos ile çamaşır suyu pazarı 10 yılda yüzde 170 büyüdü” dedi.
Domestos Ultra Yoğun’un dün yapılan tanıtım toplantısında, Unilever Global Hijyen Başkanı Carolyn Jones Türkiye’deki kadınların hijyen bilinçlerinin Avrupa’dan ileride olduğunu söyledi. Jones Domestos’un dünya üzerinde bir milyardan fazla kişiye ürün ve pratik öneriler sunduğunu ve kamuoyunu hijyenik temizlik konusunda bilinçlendirmeyi misyon olarak üstlendiğini dile getirdi.
Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Uzun da 1998′da Türkiye pazarına giren Domestos’un, “Ultra Çamaşır Suyu” kategorisini yarattığını vurgulayarak şöyle konuştu: “Domestos ile çamaşır suyu pazarı 10 yılda yüzde 170 büyüdü. 1999 yılında 59 milyon lira değerinde olan pazar büyüklüğü, 2008′e gelindiğinde 159 milyon liraya ulaştı. Türkiye’de yaklaşık 6 milyon haneye giren Domestos, 2008 yılını yüzde 45 pazar payıyla açık ara lider konumda tamamladı” dedi.
Türkiye’nin 2008 yılındaki yüzde 25′lik büyüme oranıyla “En hızlı büyüyen Domestos ülkesi” unvanını elde ettiğini söyleyen Uzun Domestos’un Türkiye’nin en büyük 20 ev bakım markası arasında hızlı bir yükseliş göstererek, 2008′de dokuzuncu sıraya yükseldiğini bildirdi. Uzun, Unilever Türkiye olarak, Türk Cumhuriyetlerine Domestos ihracatı yaptıklarını ve Türkiye’deki Ar-Ge merkeziyle bölgesel üs konumunda bulunduğunu vurguladı.
Unilever Türkiye Ev Kategorisi Pazarlama Direktörü Kasia Özgen de Türk halkının tuvalet hijyeni konusunda “hassas” olarak nitelendirilebileceğini belirterek şunları kaydetti: “Türk halkının sadece yüzde 42’si ‘temiz görünen yüzeylerin mikropsuz olabileceğini’ düşünüyor. Bu oran, Avrupa’da daha yüksek. Türkler’in yüzde 89′u tuvalet hijyeni konusunda hassas” dedi.
Unilever Türkiye Ev Bakım Kategorisi Ar-Ge Müdürü Ayşegül Yanık Kızıltepe ise Domestos’un Ar-Ge’ye her yıl 868 milyon harcadığını belirterek, bu oranın Unilever’in global cirosunun yüzde 2’sine tekabül ettiğini açıkladı.
Unilever Türkiye Ev ve Kişisel Bakım Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Zeynep Yalım Uzun 1998′de Türkiye pazarına giren Domestos’un, “Ultra Çamaş…
( KB)
REFERANS 14/04/2009
Kastaş’tan Avrupa atılımı
Almanya’da açtıkları ofisle pazar payını ikiye katlamayı planlayan Kastaş Kauçuk’un Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Atılgan, kriz deneyimleri ile Avrupa’da panik yaşayan rakiplerinin pazarından pay kapmayı hedeflediklerini söyledi.
Almanya’nın Hamburg kentinde ofis açan hidrolik pnömatik sektörünün önde gelen firmalarından Kastaş Kauçuk AŞ, pazardaki payını 2011 yılına kadar 2 katına çıkarmayı planlıyor. Conta gibi sızdırmazlık elemanları üreten ve alanında dünyada ilk üç arasında yer alan şirket, daha önce yaşadığı kriz deneyimleri ile Avrupa’da panik yaşayan rakiplerinin pazarından pay kapmayı hedefliyor.
Hidrolik, pnömatik sızdırmazlık ve teknik kauçuk parçalar üretimi yapan Kastaş Kauçuk AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Atılgan, 66 ülkede 200′ün üzerinde müşterilerinin bulunduğunu söyledi. İhracatın yüzde 70′ini Avrupa ülkelerine yaptıklarını belirten Atılgan, “Avrupa pazarına yönelik çalışmalarımız vardı, bu doğrultuda Hamburg’da ofis açtık. 2006′da yaptığımız stratejik plan sonuncu Orijinal Ekipman Üreticisi (OEM) firmalara doğrudan ürün satmaya karar verdik. 3 yıllık çalışma sonucunda çok ciddi yol aldık. Kurduğumuz bu ofis bugüne kadar Avrupa’da yaptığımız çalışmaların daha da hızlı yürümesine, büyümesine ve olgunlaşmasına önemli katkı sağlayacak. Ofis Avrupa merkezimiz olacak. Sektörün iki büyük firması da Avrupa’da bulunuyor, böylece onlara daha yakın olacağız” diye konuştu.
Toplam 7-8 sektöre ürün verdiklerini belirten Atılgan, şirketin adının dünyada üç büyük üretici ile beraber anıldığını, ilk iki rakiplerinin yüzde 60 pazar payının bulunduğunu söylerek, Kastaş’ın pazar payının ise yüzde 10 olduğunu aktardı. Yüksek kalite beklentisi olan müşterilerine ürün vererek, rakiplerinin pazarından pay almayı hedeflediklerini aktaran Atılgan, 2011 yılına kadar pazardaki paylarını yüzde 20′ye çıkaracaklarını, açılan ofisin bu hedefe ulaşma noktasında önemli bir katkısının olacağını belirtti.
Küresel ekonomik krizle ilgili de değerlendirme yapan Atılgan, 1998 ve 2001 krizlerinden söz ederek, “Bu krizler Türkiye’nin krizleriydi. Alınan çeşitli tedbirler ile o kriz ihracatla aşıldı. Bu kez dünya genelinde kriz yaşanıyor. Bu krizden tek çıkışımız rakiplerimizin pazarından pay kapmak olacak. Avrupa’daki firmalar krizden bizden daha çok etkilenmiş durumda. Kriz tecrübeleri olmadığı için panik halindeler. Masraf olmasın diye pazarlama faaliyetlerini durduruyorlar. Biz de kullandığımız teknoloji ve maliyet avantajlarıyla rakiplerimizin pazarından pay alacağımızı düşünüyorum” ifadesini kullandı.
Pazar yüzde 50 daraldı
Kriz nedeniyle satışlarda yüzde 30′lara varan düşüşlerin yaşandığını aktaran Atılgan, şöyle devam etti: “Almanya’da açtığımız ofis ve bu ay katılacağımız Hannover Endüstri Fuarı ile azalan satışlarımızı kapatacağız. Pazarda yüzde 50′lik bir daralma var. Geçen yıl yüzde 25′lik büyüme ile kapattık. Bu yıl kriz nedeniyle mevcut durumumuzu korumayı planlıyoruz. Yılın ikinci yarısında azalan satışlarımızı artırmayı planlıyoruz.”
Almanya’da açtıkları ofisle pazar payını ikiye katlamayı planlayan Kastaş Kauçuk’un Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Atılgan, kriz deneyimleri ile Avrupa…
( KB)
REFERANS 14/04/2009
İzmir motosiklet üretim üssü oluyor
Türkiye’nin önde gelen motosiklet üreticilerinden Motoran, Hyundai’nin Tayvan’daki üreticisi ve dünyaca ünlü motosiklet markası Sym ile ortak üretime başladı.
Yılda 1 milyon adet motosiklet üretim kapasitesi olan ve bugüne dek 12 milyon motosiklet üreten Sym ilk kez kendi fabrikaları dışında bir tesiste üretim yapmaya başladı. Motoran Yönetim Kurulu Başkanı Serhan Ünsal, bu işbirliğiyle Türkiye’de ilk defa üst segmentte motosiklet üretimine başlanacağını belirtti.
2 yeni model daha eklenecek
Sym’nin yıllık cirosunun 1.2 milyar dolar düzeyinde gerçekleştiğini belirten Ünsal, ürün yelpazelerine 2010 yılında, en az 2 yeni model daha ekleyeceklerini dile getirdi.
Motoran’a ait 20 bin metrekarelik alanda, yıllık üretim kapasitesi 40 bin adet olan fabrikanın üretim ölçeğinin büyütülmesi, kriz ortamında yeni istihdam olanakları yaratması bakımından da sevindirici bir gelişme olduğunu dikkat çeken Ünsal, “Dünya üzerinde defalarca çeşitli kalite ve performans ödülleri alan Sym’nin Motoran ile yaptığı işbirliği, kuşkusuz motosiklet meraklılarını da heyecanlandırıyor. Bu üretim kararı, tüketicinin artık üst segment motosikletlere de uygun fiyatlarla sahip olabileceği anlamına geliyor. Özellikle Sym scooter’larının çok yaygın olduğu, İtalya, İspanya, Fransa, Yunanistan gibi ülkeler ile Türki cumhuriyetler ve Kuzey Afrika ülkelerine de İzmir’de üretilmiş motosikletlerin satılması önemli bir gelişme olarak göze çarpıyor” dedi.
Sym Yönetim Kurulu Başkanı Chou Ken Yuan da müşteri gereksinimlerini öncü ürünler üreterek karşılamayı planladıklarını belirterek Türkiye’de motosiklet sektörüne lokomotif olabileceği düşünülen Motoran AŞ ile bu amaç doğrultusunda el sıkıştıklarını söyledi.
Türkiye’nin önde gelen motosiklet üreticilerinden Motoran, Hyundai’nin Tayvan’daki üreticisi ve dünyaca ünlü motosiklet markası Sym ile ortak üretime …
( KB)
REFERANS 14/04/2009
DenizBank, mevduat faizlerini değiştirdi
25 bin liranın altındaki mevduat hesabı faiz oranı aylık yüzde 15,50′den yüzde 11′e çekildi
DenizBank, TL, döviz ve euro cinsinden mevduat vadeli faiz oranlarını yeniden düzenlendi.
DenizBank’tan yapılan yazılı açıklamada, 25 bin liranın altındaki mevduat hesabı faiz oranının günlük 13,50′den yüzde 8,75′e, 1 aylık yüzde 15,50′den yüzde 11′e, 3 ay vadede yüzde 15,50′den yüzde 10,25′e, 6 ay ve 1 yıl vadede ise yüzde 15′den yüzde 9,75′e indirildiği belirtildi.
Bankanın 25 bin dolar altındaki mevduat hesabı 1-3 ay vadede yüzde 3,25′den yüzde 3′e, 1 yıl vadede yüzde 2,75′den yüzde 2,50′ye düşürülürken, 6 ay vadede yüzde 2,75′ten yüzde 3′e yükseltildiği kaydedildi.
25 bin euronun altındaki mevduat hesabı faiz oranlarının 1-3 ay vadede yüzde 3,75′den yüzde 3′e , 6 ay ve 1 yıl vadede 3,50′den yüzde 3′e çekildiği bildirildi.
Bu arada, kredi kartı faiz oranlarında kredilendirme ve nakit avans faizinin yüzde 4,39′dan yüzde 3,96′ya, gecikme faizinin yüzde 5,14′den yüzde 4,71′e indirildiği belirtildi.
DÜNYA 14/04/2009
Global Yatırım Holding’den 66.8 milyon TL zarar
Holding 2008 yılında gelirlerini yüzde 2 artırarak 192.5 milyon liraya çıkardı
Global Yatırım Holding, 2008 yılı için 66,8 milyon lira net konsolide zarar yazdı.
Holding’den yapılan yazılı açıklamada, holdingin 2008 yılında gelirlerinin bir önceki yıla göre yüzde 2 artış göstererek, 192,5 milyon liraya ulaştığı belirtildi.
Açıklamada, “Ancak başta kur zararları ve finans bölümünden gelen gelirlerdeki azalış gibi nedenlerden dolayı net konsolide zararı 2008 yılı için 66,8 milyon TL olmuştur. Şirket zararı, 2008 yılının özellikle son çeyreğinde yaşanan ekonomik kriz sonucu oluşmuştur” denildi.
Şirketin brüt operasyon gelirlerinin yüzde 78′inin enerji bölümü (2007′de yüzde 52), yüzde 19′unun liman işletmeleri bölümü (2007′de yüzde 16), yüzde 2’sinin de holding ve finans bölümleri (2007′de yüzde 31) gelirlerinden oluştuğu kaydedildi.
Açıklamada, 2008 yılının genel olarak tüm dünyada zor bir yıl olduğu, dünyadaki likidite krizinin, birçok projesinde finansman kredisi kullanan Global Yatırım Holding’i de etkilediği ifade edildi.
Bu doğrultuda kredi krizinden dolayı oluşan finansman zorluklarının etkilerinin 2009 sonrasında da görülmeye devam edeceğinin düşünüldüğü vurgulanarak, bunun sonucu olarak 5 yıl ve daha uzun bir surelik yatırımı gerektiren “Hidroelektrik Üretim Projeleri”nden çıkma kararının alındığı, gayrimenkul portföyünün de 2009 yılı sonuna kadar azaltılacağı belirtildi.
Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman, 2009 yılı beklentilerine yönelik olarak, yılın ilk yarısında değişik varlık satışlarından ciddi bir kar beklentileri olduğunu ve bunların sonucunda 2009 sonu Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Karının (FAVÖK) beklentisinin piyasa koşullarında yeniden bozulma olmaması halinde 150 milyon TL civarında olacağını kaydetti.
DÜNYA 14/04/2009
Banka bilançoları piyasalara yön verecek
Borsa günü 391 puan eksiyle 28.446 puandan kapattı, dolar ve faizde de görünüm sakindi
Dengeli seyrin etkili olduğu İMKB’de haftanın ilk işlem günü 391 puan düşüşle (%-1.36) 28.446 puandan tamamlandı. Dolar, 1.57-1.58 TL bandında işlem görürken, gösterge faiz yüzde 13′ün altında hacimsiz görüntü çizdi.
Yurtiçi piyasa, Avrupa’nın kapalı olması ve bilanço beklentileriyle sakin bir gün geçirdi. ABD’de ise yarından itibaren açıklanmaya başlanacak banka bilançoları öncesinde satıcılı seyir izlendi. İMKB’de 28.367 - 29.097 aralığında dengeli görünüm etkili oldu. Öğleden sonra 29 binin üzerinde kalmaya çalışan borsa ABD’deki satış baskısı nedeniyle bunda başarılı olamadı. Gün, 28.400 bölgesinden kapanırken gün sonunda 1.2 milyar TL’lik işlem hacmi oluştu.
ABD’den gelecek banka bilançoları, piyasaların seyri açısından önemli görülüyor. İlk bilanço yarın Goldman Sachs’tan gelecek ve perşembe günü JP Morgan, cuma günü de Citigroup bilançolarını açıklayacak. Diğer yandan geçen hafta ilk çeyrek için 3 milyar dolar kar beklediğini duyuran Welss Fargo ise bilançosu 22 Nisan’da duyuracak.
Dış piyasaları takip eden borsada bir yandan da IMF’yle ilişkiler yakın mercek altına alınmış durumda. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Wall Street Journal gazetesine telefonla verdiği demeçte 3 yıllık stand-by anlaşmasına ilişkin görüşmelere yol gösterecek prensipler konusunda mutabakat sağladığını, ancak iki tarafın henüz bir ön anlaşmaya varmadığını bildirdi.
Bu arada öğleden sonra Devlet Bakanı Nazım Ekren 2009 yılı başta olmak üzere 2012 yılına kadar hükümetin ekonomiye dair hedeflerinde yaptığı revize rakamları açıkladı. Bütçede %4 olarak öngörülen büyüme, Katılım Öncesi Ekonomik Programda (KEP) yüzde 3.6 daralma şeklinde güncellendi. İMKB’de 27.700, 28.000, 28.300, 28.500 destekler ve 28.800, 29.000, 29.300, 29.500 dirençler olarak takip ediliyor.
Dolar ve faizde yön yatay
Para piyasasında da borsaya paralel sakin hava hakim oldu. ABD bankalarından gelecek bilanço ve MB’nin perşembe günkü faiz toplantısı öncesinde gösterge faiz yüzde 13 seviyelerini korudu. 2 Şubat 2011 vadeli gösterge tahvilde bileşik faiz yüzde 12.96 seviyesinden günü tamamlarken, yarına valörlü işlemler yüzde 12.92 bileşikten geçildi.
Döviz cephesinde ise dolar ve euro cuma kapanışlarının üzerinde yer aldı. Gün sonuna doğru kapalıçarşıda dolar 1.5750, euro 2.0900 TL’den el değiştirdi. Dolarda bankalararası işlemlerde en iyi alış/satış ise 1.5740/1.5765 TL düzeyinde
DÜNYA 14/04/2009
Plastik sektörünün ilk çeyrek ihracatı 646 milyon dolar
Türk plastik sektörünün mart ayında 224 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi
Türk plastik sektörünün ilk çeyrek ihracatının 646 milyon dolar gerçekleştiği bildirildi.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfının (PAGEV) açıkladığı verilere göre, toplam kimya sektörü ihracatının, ton bazında geçen yılın ilk üç ayına göre yüzde 56 düşerken, plastik ihracatındaki düşüş sadece 3,7 seviyesinde kaldığı, yılın ilk 3 ayında toplam 1 milyar 723 milyon dolar olarak gerçekleşen kimya ihracatının 646 milyon dolarlık kısmını, yani yüzde 38′ini plastikçilerin gerçekleştirdiği belirtildi.
Verilere göre, Türk plastik sektörünün mart ayında 224 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdiği, böylece plastik sektörünün yılın ilk çeyreğindeki ihracatı, dolar bazında 646 milyon dolara, ton bazında ise 277 bin tona ulaştığı kaydedildi.
Plastik sektörü ihracatının ilk üç aylık dönemdeki rakamlarını değerlendiren PAGEV Başkanı Selçuk Aksoy, kriz nedeniyle iç pazarda sıkıntı yaşayan plastikçilerin ihracata ağırlık verdiklerini vurguladı.
Aksoy, sektörün ilk çeyrek ihracatının 2008 yılının aynı dönemine göre, miktar bazında yüzde 3,75, değer bazında ise yüzde 20 gerilediğini, buna rağmen kimya ihracatının yüzde 38′ini gerçekleştirerek, ihracat lideri olmayı sürdürdüklerini dile getirdi.
Selçuk Aksoy, değer bazındaki gerilemenin ise küresel kriz nedeniyle, ham madde fiyatlarındaki düşüşten kaynaklandığını belirterek, “2008 yılının ilk üç ayında plastikte ortalama ihracat fiyatı kilogram başına 2,82 dolarken, 2009 yılının ilk üç ayında 2,33 dolara düştü ve ortalama ihracat fiyatı yüzde 17 azaldı. Aynı dönemde ham madde fiyatları da yüzde 50 geriledi” ifade etti.
DÜNYA 14/04/2009
Mart bilançosundan sonra krediler açılır
DÜNYA’ya konuşan Ziraat Bankası Genel Müdürü Çağlar, bankaların “bekle-gör” döneminde olduğunu söyledi
Ziraat Bankası Genel Müdürü Can Akın Çağlar, bankaların kredi konusunda ‘bekle-gör’ dönemine girdiğini beliterek, “Şirketlerin mart ayı bilançolarını gördükten sonra kredi genişlemesi olur” dedi. DÜNYA’ya konuşan Çağlar, “Biz bankacılar bir firmayla kredi ilişkisine girerken, firmadan 3 yıllık bilançosunu isteriz. Üç yıllık performansına bakarak, gelecekteki bilançosunu hesap eder ve kredi tahsis ederiz. Öyle bir kriz yaşadık ki, kimin bilançosunda ne hasar oluşturduğunu göremediğimiz bir döneme geldik. Bugün firmaların geleceklerini tahmin ederek onlarla kredi ilişkisine giriyoruz. Geleceklerini görmemiz için de yıl sonu ve mart bilançolarının çıkmasını bekledik” dedi.
Likidite kamu kağıdına kaydı
Çağlar, “Kredi isteyen firmanın kur riskinden ne kadar zararı oluştu, satışlarında ne kadar yavaşlama oldu gibi verileri almamız için krizden sonraki bir veya iki bilançolarını görme mecburiyeti içine girdik” dedi. Çağlar, “Bir bekle-gör dönemi oldu. O dönemde tabii ki bankalar ellerindeki likiditeyi kamu kağıtlarına yönlendirdiler. Şirketlerin mart ayındaki bilançolarının açıklanmasının ardından kredi genişlemesinde önemli ölçüde ivmelenmeolacağını göreceksiniz. Mart bilançosunda daha bütünüyle krizin yansımasını göreceğimiz için bankacılarımız bundan sonraki süreçte firmaların bu krize nasıl reaksiyon verdiğini net bir şekilde görecekler” diye konuştu.
DÜNYA 14/04/2009
Derbiden gol sesi çıkmadı, borsacı Kartal’ın şampiyonluğuna oynadı
Fenerbahçe ile Galatasaray’ın önceki gün oynanan derbide berabere kalması Beşiktaş’a yaradı. Rakipleri ile arasındaki puan farkını 7′ye çıkaran Beşiktaş’ın hisseleri tavan yaptı..
Turkcell Süper Ligi’nde son haftalara yaklaşılırken heyacan doruğa çıktı. Önceki gün oynanan Fenerbahçe- Galatasaray derbisinden gol sesi çıkmayınca, Beşiktaş ve Sivasspor şampiyonluk yarışında bir adım daha öne geçti. Derbiden galip çıkmayınca, Beşiktaş ezeli rakipleri ile arasındaki puan farkını 7′ye çıkardı. Yeşil sahalardaki başarı, Beşiktaş’ın hisselerini borsada tavan yaptırdı. Derbi öncesinde 2.59 TL seviyesinden kapanan Beşiktaş hisseleri dün yüzde 17.37 arttı. Şampiyonluk yarışında ağır darbe alan Fenerbahçe hisseleri yüzde 0.59, Galatasaray hisseleri ise yüzde 0.83 değer kaybetti.
EN KÖTÜSÜ FENERBAHÇE
Yılbaşından bu yana performanslar incelendiğinde Beşiktaş hisselerinin, rakiplerinin üzerinde bir performans gösterdiği dikkat çekiyor. Halka açık dört futbol kulübü arasında en kötü performansı ise Fenerbahçe’nin hisseleri gösterdi. Beşiktaş hisseleri yılbaşından bu yana yüzde 120 değer kazandı. Aynı dönemde Fenerbahçe hisseleri yüzde 6.11, Galatasaray hisseleri ise yüzde 0.83 değer yitirdi. Son maçında Hacettepe’yi 4- 1 yenen Trabzonspor şampiyonluk potasına girince hisseleri de dün borsada yükseldi. Günü yüzde 1.06 yükselişle 31.03 TL seviyesinden kapatan Trabzon hisseleri yılbaşından bu yana yüzde 31 değer kazandı. İMKB’de işlem gören futbol kulüplerinin hisselerinin genel performansı, İMKB 100 endeksinin altında kaldı. Futbol hisselerinin hareketsiz ve dar bir bantta hareket ettiği gözlenirken, Spor Endeksi’nin yılbaşından bu yana getirisi yüzde 4.3 oldu. Aynı dönemde İMKB 100 endeksi yüzde 5.9 yükseldi. İMKB’de en düşük performans gösteren sektörlerden biri olan spor sektöründen daha kötü performans gösteren sektörler Metal Ana ve İletişim sektörleri oldu.
SABAH 14/04/2009
GM’ye hızlı iflas süreci uygulanacak
ABD Hazine Bakanlığı General Motors’tan iflas dosyası için ön hazırlık yapmasını istedi..
ABD Hazine Bakanlığı, otomobil üreticisi General Motors şirketinden, 1 Haziran’a kadar iflas dosyasının hazırlanmasına yönelik ön hazırlıklar yapmasını istedi. Kararın, Başkan Obama’nın otomotiv sektörü ile ilgilenen çalışma grubu ile GM yöneticileri arasında hafta sonu boyunca süren telekonferans görüşmelerinden sonra alındığı bildirildi. Ön hazırlık dosyasının hazırlanma amacı, olası bir iflas kararında daha hızlı ve net bir şekilde hareket edebilmek olarak açıklandı. GM, şu anda ABD devletinden aldığı acil yardım kredileriyle faaliyetini sürdürüyor. New York Times gazetesinin haberine göre, şirketin alacaklılarıyla ve işçi sendikalarıyla anlaşamaması ihtimaline karşılık, Hazine Bakanlığı iflas koruma başvurusu için hazırlıkları başlattı. Haberde, şirkete “cerrahi müdahale” benzeri hızlı bir iflas süreci uygulanmasının planlandığı belirtildi. Bu plana göre, GM’in iflas başvurusu yapmasından hemen sonra kurulacak yeni bir şirket, GM’in verimli ve karlı varlıklarını satın alabilir, eski şirkette kalacak zarar eden “kötü” varlıklar ise birkaç yıl içinde tasfiye edilebilir. Bu aşamada GM’in iflas koruma programına girmesi ve devlet tarafından sağlanacak 5-7 milyar dolar arasından bir kamu kaynağı desteğiyle, iki hafta kadar kısa bir süre içinde de programdan çıkması planlanıyor.
SABAH 14/04/2009
Vakıfbank’tan 55. yılda tüketiciye 1.55′lik kredi
5 Mayıs’a kadar devam edecek özel ihtiyaç kredisi kampanyasında 60 ay vadeli 20 bin TL’lik krediye aylık 1.55 oranında faiz uygulanacak..
Kuruluşunun 55. yılını kutlayan VakıfBank özel kredi kampanyası başlattı. 5 Mayıs 2009′a kadar devam edecek 55. Yıla Özel Taksitli İhtiyaç Kredisi Kampanyası’nda 20 bin TL limitli, 60 ay vadeli krediye aylık 1.55 faiz uygulanacak. 10 bin TL’lik kredi için dosya, istihbarat, haberleşme ve vergiler dahil sadece 367.50 TL masraf ödenecek. 13 Nisan - 13 Mayıs 2009 tarihleri arasında VakıfBank Kredi Kartı ile alışveriş yapan 55 kişiye 5555 TL’lik Worldpuan hediye dağıtılacak.
5555 TL’LİK WOLDPUAN
Kampanya süresince VakıfBank Kredi Kartı ile toplamda yapılacak her 55 TL’lik alısveriş, kart sahibine bir çekiliş hakkı kazandıracak. Talihliler 22 Mayıs 2009 tarihinde duyurulacak.
SABAH 14/04/2009
HSBC üç gökdelenini üç milyar euroya satacak
Avrupa’nın en büyük bankası HSBC, 3 gayrimenkulünü satmayı planlıyor. Fransa’da yayımlanan Le Monde Gazetesi’nin Reuters’a dayandırdığı habere göre banka, New York, Paris ve Londra’daki en önemli 3 gayrimenkulünü satmayı planlıyor. İngiltere’de yayımlanan Sunday Telegraph gazetesinin, bankanın gayrimenkullerini 3 milyar euroya satmayı planladığına ilişkin haberinin ardından Banka Sözcüsü David Hall, yaptığı açıklamada, şu anda piyasa incelemesi yaptıklarını söyledi. Hall, istedikleri fiyata yakın alıcılar olduğunu kaydederek, konuyla ilgili açıklamasında başka bir detaya yer vermedi.
SABAH 14/04/2009
Derviş, Akbank’a danışman oldu
Akbank, Türkiye ve banka için ortaya çıkan koşulları değerlendirmek için Uluslararası Danışma Kurulu oluşturdu. Kurulun başkanı eski Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Başkanı, eski Devlet Bakanı Kemal Derviş olacak. Kurulun diğer üyeleri Dünya Bankası eski Başkan Yardımcısı ve Başekonomisti ve London School of Economics Ekonomi Profesörü Lord Stern; Citigroup Eski Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyesi Sir Win Bischoff; Olayan Financing Company CEO’su Lubna Olayan; Harvard Üniversitesi Ekonomi Profesörü Dani Rodrik; Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Akbank Yönetim Kurulu’ndan Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üye Suzan Sabancı Dinçer; Yönetim Kurulu Üyesi, Yönetim Kurulu Danışmanı ve Şeref Başkanı Erol Sabancı; Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Akın Kozanoğlu; Murahhas Üye Bülent Adanır; Murahhas Üye Hayri Çulhacı ve Akbank Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Üyesi Zafer Kurtul olacak. Yılda iki defa toplanacak Danışma Kurulu’nun ilk toplantısı Temmuz ayında İstanbul’da yapılacak.
SABAH 14/04/2009
Schneider 16 ülkeyi Türkiye’ye bağladı
Fransız elektrik devi Schneider, Asya ve Avrupa’daki 16 ülkeyi Türkiye’ye bağladı. Geçtiğimiz aylarda Demirbağ markasını satın alarak büyüme hedeflerine ivme kazandıran Schneider Electric TürkiyeGenel Müdürü Turhan Turhangil’in sorumluluk alanı, Asya ve Avrupa bölgelerinden toplam 16 ülkeyi kapsayacak şekilde genişletildi. Turhangil, mevcut görevinin yanı sıra Schneider Electric Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan, Bosna, Sırbistan, Karadağ, Kosova, Makedonya, Slovenya ve Moldovya, ayrıca Tacikistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Özbekistan, Gürcistan ve İran’ın sorumluluğunu da üstlendi.
Doğan Grubu Talih Kuşu’ndan vazgeçti
DOĞAN Holding, Lottomatica S.P.A ile birlikte ön yeterlilik aldığı şans oyunları özelleştirme ihalesine, konjonktürün uygun olmaması nedeniyle teklif vermeme kararı aldı. Kararın sadece Doğan Holding tarafından alınmadığı, Lottomatica ile birlikte verilmiş bir karar olduğu ifade edildi. Şirketten yapılan açıklamada, söz konusu kararın grubun vergi borcu veya herhangi başka bir konuyla ilişkilendirilemeyeceği belirtilerek, ‘Şu anın uygun bir zaman olmadığına karar verildi. Karar teklif sürecinin doğal bir sonucudur. Özelliştirmelerde incelemelerinizi yaparsınız. Katılmama kararı doğal bir süreçtir’ denildi. Doğan Holding, şans oyunları ihalesine İtalya’nın önde gelen medya ve finansal hizmetler şirketlerinden Lottomatica ile ortak iştirak edilmesi için mutabakat zaptı imzalayarak Özelleştirme İdaresi’ne ön yeterlilik başvurusunda bulunmuştu.
AKŞAM 10.04.2009
Kriz korkutmadı, Doğuş ‘yatırıma devam’ dedi
OTOMOTİV sektöründe 15 markayı bünyesinde barındıran, 80′den fazla model ve 500′e yakın kontak noktasına sahip olan Doğuş Otomotiv, özellikle otomotiv sektörünü derinden etkileyen ekonomik krize rağmen 2009 yılında yatırım planlarını aksatmadan devam edecek. Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, yaşanmakta olan finansal krizin Doğuş Otomotiv’de de hissedildiğini ancak sektördeki daralmaya rağmen pazar payını 2007 yılı ile aynı seviyelerde tutmayı başardıklarını belirtti.
210 MİLYON DOLAR YATIRIM
Acar şöyle devam etti: Şimdiden 2011- 2012 yıllarına yönelik iş planlarımızı hazırlıyor ve ileriye dönük projelerimizi hayata geçirebilmek için uzun vadeli adımlar atıyoruz. Hedefimiz krizi minimum hasarla şirket ve iştiraklerimizle atlatmaktır. Ancak bu revizyonlar uzun vadeli stratejilerimizi değiştirmeyeceği gibi geleceğe dönük projelerimizi hayata geçirmeye devam edeceğiz. 2010′a kadar gerçekleştireceğimiz 210 milyon dolar yatırım bütçemizin 136 milyon dolarlık kısmını tamamladık.
2009′da pazar payımız artacak
DOĞUŞ Otomotiv’in, Volkswagen Grubu’na bağlı tüm markaları çatısı altında bulunduran dünyadaki tek şirket olduğunu hatırlatan Doğuş Otomotiv CEO’su Ali Bilaloğlu ise ‘Şirket olarak uzun vadeli iş planlarını oluşturduk. Ve bu plan çerçevesinde krize rağmen yatırımlara ara vermeden sürdürüyoruz. 2009 yılında pazar payımızı artıracağız. Geleceğe dönük hedeflerle başlattığımız Krone Treyler Fabrikası, Meiller Damper Fabrikası, TÜVTURK araç muayene istasyonları, İsviçre Porsche Lozan yetkili satış ve servis merkezi ile satış ve servis ağına yönelik yatırımlarımızın yüzde 50′den fazla kısmını tamamladık’ dedi.
Ülkemizin gücüne inancımız tam
2008′DE yapılan tüm yatırımların uzun vadeli vizyonla hayata geçirildiğini vurgulayan Bilaloğlu, ‘Krizde yatırım yapan herkes hasar gördü ancak ülkemizin gücüne, sektörün potansiyeline inancımız tam. Türkiye’deki otomotiv sektörünün potansiyelinin uzun vadede açığa çıkması ile Doğu Bloku ülkelerinin araç sahipliği oranlarını yakalayacağız’ dedi. Kriz koşullarına rağmen yatırımları bu anlayışla sürdürdüklerini belirten Bilaloğlu; ‘Gelecek öngörüsü ile hareket ettik. Yatırımlarımızdan taviz vermedik’ dedi.
AKŞAM 10.04.2009
Zorlu Grubu: İptal kararı nihai değil
DANIŞTAY 6. Dairesi, özelleştirme kapsamında, Zorlu Gayrimenkul Geliştirme ve Yatırım’a 800 milyon dolara satılan Beşiktaş Ortaköy’deki Karayolları arazisinin nazım imar planı değişikliğini Boğaziçi Kanunu’na uymadığı gerekçesiyle oybirliğiyle iptal etti. Karar üzerine açıklama yapan Zorlu Yapı Yatırıml Genel Müdürü Levent Ergül şunları söyledi: ‘Bu Danıştay 6. Dairesi’nin daha önce verdiği yürütmeyi durdurma kararının esastan görüşülmesi sonucunda aldığı bir karardır. Nihai kararı Dava Daireleri Genel Kurulu verecektir.’ Devlet kasasına 800 milyon dolar peşin ödeme yaptıklarını belirten Ergül, yapılması planlanan Zorlu Center inşaatında 3 bin kişiye de istihdam sağlayacaklarını sözlerine ekledi.
AKŞAM 10.04.2009
Tasarı imzaya açıldı, 1 Mayıs tatil oluyor
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 1 Mayıs’ın tatil ilan edilmesi tasarısını Bakanlar Kurulunda imzaya açtıklarını bildirdi.
Önümüzdeki 1 Mayıs’ın tatil olacağını açıklayan Çelik, kutlamaların Taksim’de yapılmasına ise yeşil ışık yakmadı. Erdoğan, muhalefet partileri, sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin ortak talebi olan 1 Mayıs’ın tatil ilan edilmesine karşı çıkıyordu. Ancak Çelik, “Türkiye’de birçok yeniliği siz yaptınız. 1 Mayıs’ın tatil olması bütün çalışanların ve sivil toplum örgütlerinin ortak talebi. 30 yıldır konuşuluyor. Bu tarihi adımı atmak da size yakışır” diyerek Erdoğan’ı ikna etti. Çelik, şunları söyledi: “Geçen yıl 1 Mayıs’ı Emek ve Dayanışma günü ilan ettik. Şimdi de Başbakanımızın dün açıkladığı gibi verdiği talimatla 1 Mayıs’ın tatil olması konusunda gerekli kanun tasarısını Bakanlar Kurulunda imzaya açtık. Önümüzdeki 1 Mayıs tatil olacak. 1 Mayıs’ın nerede, ne şekilde kutlanacağı konusu ise diğer bakan arkadaşlarımız ve mülki amirlerle ilgili bir konu.”
Tatil yetmez bayram gerek
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu: Türk-İş, yıllardan beri 1 Mayıs’ın tatil olmasını ve Taksim yasağı dahil tüm yasaklardan ve korkulardan arındırılarak bir bayram havasında kutlanmasını istiyor.
Hak-İş Yönetim Kurulu: Başbakan Tayyip Erdoğan’ın, 1 Mayıs’ın resmi tatil ilan edilmesi yönündeki talimatı, olumlu bir adım.
DİSK Başkanı Süleyman Çelebi: 1 Mayıs’ın tatil ilan edilmesine ilişkin atılan adım, gelinen yer açısından elbette önemli bir aşama. Ancak, yeterli değil. Taksim kutlamalara açılmalı.
Baykal: 1 Mayıs Taksim’de kutlansın Nevruz da tatil olsun
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, hükümetin 1 Mayıs’ı tatil günü ilan etme girişimine destek verdi ve “Hem 1 Mayıs ve Nevruz tatil olmalı; hem de 1 Mayıs bayram gibi coşkuyla Taksim’de kutlanmalıdır dedi. Baykal, hükümetin 1 Mayıs’ı tatil yapma kararını “yeni dönemin habercisi” olarak değerlendirdi. Başkal’ın açıklaması şöyle: “Yüzde 47 oyun sahibi olan AKP, ’1 Mayıs bayram olmalıdır’ diyen işçilerin üzerine gaz bombası attı. Yerel seçimlerde seçmen frene basıp ’Kendine gel’ deyince ve oyları yüzde 38.5’e düşünce Başbakan 1 Mayıs’ın bayram olması için talimat verdi. Bu da gösteriyor ki her şey artık eskisi gibi olmayacak ve Türkiye yeni bir dönemi yaşayacak. Biz CHP olarak bu konuda daha önce yaptığımız açıklamalar doğrultusunda her türlü desteği vermeye hazırız.”
AKŞAM 10.04.2009
Türk Telekom’dan Turkcell’e, ’fazla ücret’ davası
Türk Telekomünikasyon A.Ş, Turkcell’e alacak davası açtı. Türk Telekom’dan İMKB’ye gönderilen yazıda, Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş.’ye imzaladıkları şebekelerarası irtibat ve işbirliği sözleşmesine ve mevzuata aykırı davranış gösterip “yüksek miktarda çağrı sonlandırma ücreti alması nedeniyle ödenen fazla ara bağlantı ücretlerinin tahsili ve doğan zararın tazminine” ilişkin olarak 8 Nisan 2009’da Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/232 esas sayılı dosyası ile alacak davası açıldığı bildirildi.
Türk Telekom’un İMKB’ye gönderdiği yazıda şunlar dile getirildi: “Söz konusu dava, Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş’nin sözleşmeye ve hukuka aykırı olarak, şirketimize, kendi abonelerine uyguladığı çağrı sonlandırma ücretinden daha yüksek ücret uygulaması ve bu yöndeki eylemini devam ettirmesi sebebiyle, şirketimizin maruz kalınan doğrudan veya dolaylı zararlarının giderilmesi gerekçesiyle açılmış olup, bahse konu davada, fazlaya ilişkin her türlü haklarımız saklı kalmak üzere, fazladan ödenmek zorunda kalınan ara bağlantı ücreti için şimdilik 10 bin lira ve uğranılan doğrudan veya dolaylı zararlar için de şimdilik 10 bin liranın tahsili talep edilmiştir.”
Suistimal var
Türk Telekom Genel Müdürü Paul Doany, bir kez daha Turkcell’in iki cephede kazanamayacağını belirterek şunları vurguladı: “Turkcell, hem istediği biçimde şebeke içi tarifeyi müşterilerine sunup, hem de nispeten yüksek mobil sonlandırma ücretlerini uygulamaya devam edemez. Perakende ücretlerin düşük olmasına izin veriliyorsa, sonlandırma ücretinin mutlaka düşmesi gerektiği gerçeği birçok ülkede düzenleyici kurumlarca kabul edilmeye başlandı. Geçen yıl boyunca önümüzdeki 2-3 senede mobil sonlandırma ücretlerinin en az yüzde 50 düşmesi gerektiğini söyledik. Turkcell’in en düşük şebeke içi ücretine bakıldığında, sonlandırma maliyetinin 3 Kuruş’un çok üzerinde olamayacağı ve kesin surette 4 Kuruş’tan fazla olmadığı tartışılmaz gerçeğinden kaynaklanmaktadır.”
1.5 milyar liralık temettü rekoru
TÜRK Telekom, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda (İMKB) hisse senetleri işlem gören şirketler arasında en yüksek temmettü dağıtan kurumlardan biri olacak. Türk Telekom’dan İMKB’ye gönderilen açıklama şöyle denildi: “Şirketimizin 11 Mayıs’ta yapılacak olağan genel kurulunda 2008 net dağıtılabilir dönem kárının birinci ve ikinci tertip yasal akçeler ayrıldıktan sonra, kalanın yüzde 100’ü olan 1 milyar 490 milyon 156 bin TL’nin nakit temettü olarak dağıtılmasının (1 kuruş nominal değerli beher hisse için brüt 0.42 kuruş-yüzde 42 nakit temettüye tekabül etmekte) teklif edilmesi kararlaştırıldı.”
HÜRRİYET 10.04.2009
Dolarda hızlı düşüş
IMF beklentileri ve olumlu dış piyasalarla dolar güne 1.5610 TL ile başladı…
Bankalararası piyasada dolar global piyasalardaki olumlu hava ve devam eden IMF ile kısa sürede anlaşma sağlanacağı beklentisiyle güne 1.5610 TL seviyesinden başladı.
ABD borsaları, Wells Fargo bankasının ilk çeyrekte rekor seviyede kâr beklediği yönündeki açıklamasının ardından finans sektöründeki bozulmada sona yaklaşıldığı beklentisiyle güçlü bir yükseliş gördü. Dow Jones endeksi günü yüzde 3.14 yükselişle tamamladı.
Wells Fargo hisseleri, mortgage kredilerinde yeniden finansman sayısının son altı yılın en yüksek seviyesine ulaştığı ve bankanın mortgage biriminin iyi performans gösterdiğini açıklamasının ardından yüzde 31.7 artışla 19.61 dolar seviyesinden kapandı. Mortgage kredilerindeki olumlu gelişmeler, bankanın kâr tahminlerinin, analistlerin beklentilerin üzerinde olan 3 milyar dolar seviyesine ulaşmasını sağladı.
Uluslararası Para Fonu (IMF) ile ara verilen görüşmelere yeniden başlanacağının açıklanmasının ardından yönünü aşağı çeviren ve bir aydan kısa sürede 1.80 seviyelerinden 1.60′ın altında gerileyen dolar/TL dün spot kapanışında 1.5690 TL olurken bugün ilk işlemlerde 1.5610/1.5670 TL seviyesine güne başladı.
IMF ANLAŞMASI
Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, IMF ile prensip kararı aldıklarını ve yapılacak anlaşmanın parasal miktarının dış finansman ihtiyacının tamamını karşılayacak boyutta olduğunu söyledi. Gazetelerde yer alan habere göre, Başbakan Erdoğan ve IMF Başkanı Strauss-Kahn’ın, bir program temeli için prensiplerde mutabakat sağladığını söyleyen Şimşek, “Bir takım prensipler üzerinde anlaştık. O çerçevede ümidimiz bahar toplantıları öncesinde en azından anlaşmanın Türkiye ayağını bitirmek” dedi.
SABAH 10.04.2009
Halkbank, 6 günde 100 milyon TL’lik borcu yeniden yapılandırdı
Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın 6 günde 4 bin 119 kişi ile masaya oturup, 100 milyon liralık alacağı yeniden yapılandırdıklarını belirtti..
Halkbank Genel Müdürü Hüseyin Aydın, toplam 57 bin kişi ve işletmeyi kapsayan ’sorunlu kredileri yeniden yapılandırma programının’ büyük ilgi gördüğünü söyledi. Aydın “6 günde 4 bin 119 kişi ile masaya oturduk. Toplam 100 milyon liralık alacağı yeniden yapılandırdık” derken, üç ay sürecek yeniden yapılandırma sürecinde temerrüt faizi almadıklarının altını çizdi.
‘GECİKME FAİZİ ALMIYORUZ’
Halkbank’ın tahsili gecikmiş alacaklarının toplam tutarının 1 milyar 350 milyon TL olduğu bilgisini veren Aydın “Bunun yüzde 45-50’si 2001 öncesine ait. Biz bu borç stokunu varlık yönetimi şirketlerine satmadığımız için sorunlu kredilerimizin toplam tutarı oldukça yüksek görünüyor. Yoksa, 2003′ten sonra Halkbank’ın takibe gitme oranı yüzde 2.5′ler civarında” diye konuştu. Dünya gazetesi, Fransız Kalkınma Ajansı (AFD) işbirliğinde, Halkbank sponsorluğundaki “Küreselleşen Dünyada KOBİ’ler: Fırsatlar-Büyüme İmkânları Konferansı” na katılan Aydın, KOBİ’lerin Türkiye ekonomisinde oynadıkları önemli role işaret etti. Aydın KOBİ’lerin uluslararası ortamda iş ortakları edinmek için işletmelerinde dönüşüm gerçekleştirmesi, yenilikçi bir perspektifle ve küresel sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini anlattı.
SABAH 10.04.2009
Eutelsat 200 bin eve hızlı interneti uydudan taşıyacak
Eutelsat, 10.5 MB internet, telefon servisini ve televizyon yayınlarını Türkiye’de 200 bin eve ulaştıracak..
Türkiye’de 200 bin ev, hızlı internet, telefon ve TV yayınlarını 2010 yılında uydudan alacak. Eutelsat’ın 2010 yılında uzaya göndereceği KA-SAT uydusu ile “tooway” adını verdiği hızlı internet servisi yanında televizyon yayınları ve telefon tek kutu ve tek antenden evlere dağıtılacak. Üstelik uydu anteni ve modem dahil tüm sistem 300 doların altında maliyetle sunulacak. Eutelsat geçtiğimiz hafta sonu uzaya gönderdiği W2A uydusu ile yayın kapasitesini genişletirken 2010 yılında uzaya göndereceği KA-SAT uydusu ile 10.5 MB hızında genişbant internet servislerini de vermeye başlayacak. Türkiye’de de servis verecek uydunun ADSL bağlantısını kullanamayan bölgelerde ihtiyacı karşılaması bekleniyor. Eutelsat Türkiye Genel Müdürü Ali Korur 200 bin adet abonelik alabileceklerini belirtirken sınırlı olmasının sebebi olarak uydu kapasitesini gösterdi. ADSL bağlantısı ile evlere sunulması beklenen tek hat 3 servis hizmetini Eutelsat iki uyduyu takip edecek çift yönlü uydu servisi ile sunacak. Eutelsat’ın şimdilik W2A uydusu ile Türkiye’de test amaçlı internet servisi sunmaya başladıklarını belirten Ali Korur, artık uydu üzerinden internet servislerinin tüketici ulaşabileceğini kaydederek sebebini şöyle açıkladı: “Uydu üzerinden sunulan servisler çeşitlenirken uydu anteni, modem gibi toplam erişim cihazları için bir cep telefonundan daha az ücret ödenecek. Yaklaşık 300 dolar seviyesinde fiyat evlere girmemizi sağlayacak. Sonuçta KA bandı maliyeti 8′de 1′e düşürüyor. Böylece daha farklı pazarlama metodu olacak.”
SABAH 10.04.2009
Uzan hâlâ 7.8 milyar dolar borçlu
İmar Bankası ve Adabank’da dahil Uzan Grubu’nun,7 milyar 812 milyon dolar ana para borcu bulunduğu açıklandı.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, MHP Hatay Milletvekili Süleyman Turan Çirkin’in Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) tahsilatı, kurumun gecikmiş alacak tutarı, tahsilatın Hazine ile paylaşımına ilişkin sorularını yanıtladı.
Ekren’in cevabında, 31 Aralık 2008 tarihi itibarıyla TMSF’ye devredilen bankaların hakim ortaklarından 12 milyar 618 milyon dolar olmak üzere yaklaşık 19 milyar dolar (18.9 milyar dolar) tahsilat sağlandığı kaydedildi. Ekren, TMSF’nin toplam gecikmiş alacak miktarı konusunda da şu bilgileri verdi: “Yönetimi ve denetimi devir alınan bankaların kredi alacaklarının çözümlenmesi kapsamında söz konusu bankalardan 31 Aralık 2008 tarihi itibarıyla toplam 207 bin 530 adet ve 8 milyar 799 milyon TL anapara tutarında kurumsal alacak dosyası devir ve temlik olarak alınmıştır. Yine geçen yılın sonu itibarıyla toplam 189 bin 144 adette ve 147 milyon 53 bin TL anapara tutarında (kayıtlı risk bakiyesi) bireysel alacak dosyası devir olarak alınmıştır.”
TMSF’nin devredilen bankalardan yaptığı tahsilatın ne kadarının Hazine’ye, ne kadarının Maliye Bakanlığı’na verildiği yönündeki soruyu da Ekren, şöyle yanıtladı: “Geçen 2008 yılının Aralık ayı itibariyle TMSF tarafından Hazine’ye yapılan toplam ödeme 9 milyar 284 milyon dolar, Maliye Bakanlığı’na gönderilen tutar ise 3 milyar 487 milyon dolar olarak hesaplandı.”
VATAN 10/04/2009
Ayakkabı pazarı yüzde 55 daraldı
Üretim rakamı beş yılda 400 milyon çiftten 175 milyon çifte gerileyen ayakkabı sektöründe üreticiler çıkış yolunu yeni pazarlar ve markalaşmakta arıyor. Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Ender Yazıcıoğlu, özellikle orta ve düşük kalitede üretim yapan firmaların zorda olduğunu, belirterek moda ve tasarımın büyük önem kazandığını açıkladı.
Pozitif Fuarcılık tarafından bu yıl 41′incisi düzenlenen Uluslararası Ayakkabı Yan Sanayi Fuarı (AYSAF), İstanbul Fuar Merkezi’nde açıldı. Kriz nedeniyle geçen yıla oranla yüzde 20 küçülen fuara 217 firma katıldı. Açılışını Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin yaptığı ve 15 bin ziyaretçinin beklendiği fuar 12 Nisan’a kadar açık kalacak.
Ayakkabı Yan Sanayicileri Derneği (AYSAD) Başkanı Ender Yazıcıoğlu, ayakkabı sektöründe son beş yılda ciddi sorunlar yaşandığını belirterek dünyadaki ayakkabı üretiminin yüzde 80′inin Uzakdoğu ve özellikle Çin’e kaydığını belirtti. Yazıcıoğlu, marka ve tasarım konusunda ise ağırlığın Batı Avrupa’daki İtalya, İspanya ve Portekiz’de olduğunu sözlerine ekleyen Yazıcıoğlu, Türkiye’nin ayakkabı konusunda beş yıl önce önemli bir oyuncu iken rekabete yenik düşmeye başladığını belirtti.
Bu gelişmenin fuarda da somut bir biçimde ortaya çıktığını dile getiren Yazıcıoğlu, temsil edilen İtalyan markalarının Türk markalarını geçtiğini belirterek “Fuara bu yıl 217 firma katıldı. Bunların 82’si Türk. İtalyan firma sayısı ise 107. Yani Türk firmalarını geçtiler” dedi.
Ayakkabıda ÖTV yükü arttı
Türkiye’nin artık düşük kaliteli ayakkabıdan vazgeçmek zorunda olduğunu ve markaya yönelmesi gerektiğini dile getiren Yazıcıoğlu, en büyük sıkıntılarının girdi maliyetlerinden kaynaklandığını kaydetti. Derinin hammaddesinin bütün dünyada aynı fiyattan satılmasına rağmen, bitmiş üründe girdi maliyetleri yüzünden Türkiye’nin fiyatlarının yüksek olduğunu dile getiren Yazıcıoğlu, bu konuda ek yüklerinin azaltılması gerektiğini belirtti ve şöyle devam etti:
“Aynı kalitede ürünü Portekiz bizden daha ucuza satıyor. Rekabet şansımız azalıyor. Bunun yanında bir de ÖTV sıkıntımız var. Otomobil, beyaz eşya, mobilya gibi kritik olan sektörlerde ÖTV indirimi yapılırken bize tam tersi yapıldı ve hammaddelerimize ÖTV yükü bindi. Sanayiciye ÖTV yükü bindirilmesi yanlış” dedi.
Bu arada ihracatta kriz etkisiyle talebin de azaldığını sözlerine ekleyen Yazıcıoğlu, Avrupa Birliği pazarında daralma olduğunu belirterek, “İhracat yüzde 25 daralarak 335 milyon 234 bin dolara geriledi. İthalatta ise yüzde 45 daralma var. İthalat nedeniyle daralan iç piyasayı yerli üretimle doldurmamız gerek. Türkiye kendi sanayisini korumalı. Mesela bizim rakibimiz olan Meksika ve Brezilya gibi ülkelerde kendi iç piyasalarıyla ilgili çok büyük koruma var. Ama bizde böyle bir koruma önlemi yok” dedi.
Bu arada ihracat pazarını çeşitlendirmek gerektiğine işaret eden Yazıcıoğlu krizin etkilerinin daha az yaşandığı Orta Doğu ve Afrika pazarlarında potansiyel olduğunu söyledi.
Üretimi 5 yılda 400 milyon çiftten 175 milyona gerileyen ayakkabı sektöründe üreticiler çıkış yolunu yeni pazarlar ve markalaşmakta arıyor. AYSAD Başk…
REFERANS 10/04/2009
TSKB’de kredi hacminin yüzde 25′i çevreci projelere
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), dünyanın en çevreci finans kuruluşu olan Fransız Kalkınma Ajansı AFD ile Türkiye’de çevreci projeleri desteklemek üzere yeni kredi kaynağının gelmesini kolaylaştıracak bir anlaşma imzaladı. Türkiye’de çevre ve kalkınma konusundaki sürdürülebilir projelerin desteklemesi için öncülük yaptıklarını belirten TSKB Genel Müdürü Halil Eroğlu, “2.5 milyar dolara ulaşan kredi portföyümüz içinde çevre korumayı öngören projelere verilen kredi oranı yüzde 25′e çıktı” dedi. Eroğlu, bu çerçevede, Fransız Kalkınma Ajansı ile Türkiye’de sera gazı emisyonunu azaltmaya yönelik “yeşil projeleri” desteklemek için “Mutabakat Belgesi (Memorandum of Understanding)” imzaladığını söyledi. AFD Genel Müdürü Jean-Michel Severino ise dünyada çevre korumasına yönelik projelere ağırlık verdiklerini söyledi.
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB), dünyanın en çevreci finans kuruluşu olan Fransız Kalkınma Ajansı AFD ile Türkiye’de çevreci projeleri desteklem…
REFERANS 10/04/2009
Eurobank Tekfen 110 milyon euro kredi aldı
Eurobank Tekfen ve EFG Finansal Kiralama Avrupa Yatırım Bankası’ndan 110 milyon euro tutarında kredi aldı. Eurobank Tekfen Genel Müdürü Mehmet Sönmez, küresel ekonomik kriz sürecinde sağlanan bu kredinin, uluslararası bankacılık çevrelerinde, Eurobank Tekfen ve EFG Finansal Kiralama’ya olan güvenin göstergesi olduğunu söyledi. Sönmez, Avrupa Yatırım Bankası’ndan sağlanan 110 milyon euro tutarındaki kredinin, üretime yönelik yatırımlarının finansmanı için KOBİ’lere kullandırılacağını belirtti. Sönmez, söz konusu kredinin 2 yılı geri ödemesiz olmak üzere toplam 8 yıl vadeli olduğu bilgisini verdi. Sönmez ayrıca, perakende bankacılık alanına girişleri ile ilgili alt yapı ve ürün geliştirme çalışmalarına da devam edeceklerini söyledi.
REFERANS 10/04/2009
Ziraat Bankası, hem sigorta hem de bireysel emeklilik şirketi kuruyor
Çarşamba günü, Active Academy’nin düzenlediği Sigorta Zirvesi’nde, Hazine Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş ile öğle yemeğinde sohbet ediyoruz…
Birkaç gündür kulağıma, Ziraat Bankası’nın sigorta şirketi kuracağı yönünde dedikodular
gelmeye başladı. Hatta sadece sigorta şirketi değil, bireysel emeklilik şirketi de kurmak istediği, hem sigorta hem de bankacılık çevrelerinde konuşuluyordu.
Gerçi Ziraat Bankası’nın sigorta şirketi kurmak isteği yeni bir mevzu değil. Geçen sene de gündemdeydi. Ama bildiğim kadarıyla da banka bu projeyi, ekonomik kriz nedeniyle bir müddetliğine rafa kaldırmıştı.
Ben de yemek sırasında Burhanettin Aktaş’a işte bu dedikoduyu sordum. Aramızda geçen, biraz da neşeli sohbeti aynen sizlerle paylaşıyorum:
- Ziraat Bankası sigorta şirketi kuracak mı? Duyduğuma göre bu sefer bireysel emeklilik şirketi de kuracakmışsınız?
BA: Bu konuyu Can Akın Çağlar’a sor.
- Bankanın yönetimindesiniz, hazır sizi bulmuşken size sorayım. Kuracak mısınız?
BA: Sizce kurmalı mıyız?
Dedikodu değil, gerçek
- Ben daha önce de bu konuda yazdım. Evet, Ziraat Bankası, sadece tarım sigortası konusunda uzmanlaşmış bir sigorta şirketi kurabilir. Başka branşlarda faaliyet göstermemek kaydıyla. Hele hele bireysel emeklilik işine bence hiç girmemeli.
BA: Neden?
- Çünkü bireysel emeklilik şirketlerinin fizibiliteleri, en az 7 yıl boyunca bu işten kâr edilmeyeceğini gösteriyor. Ziraat Bankası’nın uzun süre zarar edeceği bir şirket kurmasını, bence kamuoyuna anlatmakta zorlanabilirsiniz. Tabii bunlar benim görüşüm. Sorumu tekrarlıyorum: Ziraat Bankası, sigorta ve bireysel emeklilik şirketi kuracak mı?
(Bu aşamada Burhanettin Aktaş sessiz kalıyor.)
- Bu sessizliğinizden ve kaçamak cevaplarınızdan bu işin dedikodu değil, gerçek olduğunu anlıyorum. Demek ki, Ziraat Bankası’nın sigorta ve emeklilik şirketi kuracağı doğruymuş.
BA: Bu işi ayın 17’sinden sonra konuşalım.
Bu ayın 17’sini bekleyin
Burhanettin Aktaş ile sohbetimizden anladığım kadarıyla; Ziraat Bankası, sigorta şirketi projesini raftan indirmiş. Belki de hiç rafa kaldırmamıştı. Hatta bu sefer yanına da bir de bireysel emeklilik şirketi eklemiş.
Daha sonra başka kaynaklardan da durumu onaylattım. Evet, Ziraat Bankası hem sigorta şirketi hem de bireysel emeklilik şirketi kuracak. Burhanettin Aktaş’ın bahsettiği 17’si tarihi ise yanılmıyorsam bankanın genel kurulunun yapılacağı tarih. Belli ki, genel kurulda da şirket kurma konusu onaylatılacak.
Yukarıda da değindiğim gibi bankanın sigorta şirketi kurma projesi aslında yeni değil. Hazır yeri gelmişken, bu konuda bir hafıza tazeleyelim.
Geçen sene de kurmak istemişti
Geçen yılın mayıs ayıydı… Ziraat Bankası o dönem, kamuoyunun karşısına geçip, yeni bir sigorta şirketi kurmak için Hazine’den izin istediklerini ancak izin alamadıklarını açıklamıştı. Hazine’nin; bankayı, mevcut ve satışta olan şirketlerden birini almaya yönlendirdiği de açıklamada belirtilmişti. Nitekim, o dönemde satışta olan şirket Güven Sigorta’ydı ve sonrasında şirketi, Başak Groupama satın aldı. Şimdi ise ortada satın alınacak şirket kalmadı. Daha doğrusu bu kriz ortamında, Ziraat Bankası’nın ciddi paralar ödeyerek sektörde faaliyet gösteren mevcut bir şirketi alacağına çok ihtimal vermiyorum. Geriye ise Ziraat’in yeniden Hazine’ye müracaat edip, şirket kurma izni alması kalıyor.
İşte bu noktada da merak ettiğim konu, Hazine’nin böyle bir başvuruda bu sefer nasıl tavır takınacağı.
REFERANS 10/04/2009
Kapitan Avdykov römorkörü Rus firmaya teslim edildi
32 yıldır römorkör işletmeciliği, kılavuzluk hizmetleri ve römorkör inşaası alanlarında faaliyet gösteren Sanmar Denizcilik, Sanmar Terminal Serisi römorkörlerin birincisi olan Kapitan Avdykov isimli römorkörü törenle Rus firmaya teslim etti.
Sanmar Pazarlama Müdürü Pınar Gürün Uğural, Kapitan Avdykov’un Sanmar Terminal serisi römorkörlerin ilki olduğu işaret ederek, bu seri römorkör inşaatlarına devam ettiklerini söyledi. Kapitan Avdyukov ismini alan römorkörün, Rusya’da limanlara yanaşan büyük gemilere hizmet vereceğini belirten Uğural, “Sanmar Denizcilik tarafından üretilen 28 metre uzunluğundaki römorkör, Fi Fi 1 tipi, ASD Terminal olarak sınıflandırılıyor. Tasarımı ise Robert Allan Ltd.’ye ait. Römorkör Rusya’daki soğuk hava şartlarında performans edebilecek şekilde donatıldı ve tasarlandı” dedi. Aynı firmaya önümüzdeki 6 ay içerisinde iki adet daha römorkör teslim edeceklerini belirten Uğural,
bunlardan bir tanesinin yine aynı serinin ikinci römorkörü “Sanmar Termınal II”, diğerinin ise “Ulupınar” römorkör serisinden “Ulupınar V” römorkörü olacağını ifade etti.
Gisaş rıhtımında tören
Tuzla’daki Gisaş rıhtımında yapılan törende römorkörün isim anneliğini Rus şirketi adına Natalya Kruglova yaptı. Rus Ortodoks Kilisesi pazarı tarafından kutsanan römorkör, Türk ve Rus milli marşlarının ardından bayrak değiştirilerek alıcı firmaya teslim edildi.
Sanmar Denizcilik Ltd. Yönetim Kurulu Üyesi Cem Seven, denizcilik alanında dünyanın önde gelen ülkelerine çeşitli güç kapasitesinde römorkör satışını gerçekleştirdiklerini söyledi. Seven, ileri düzeydeki tersanelere karşı önemli sayıda ihale kazanma başarısı gösterdiklerine dikkat çekti.
Seven, Kapitan Avdykov römorkörünün yapımına imza atan Pırlant Tersanesi’ne ve çalışanlarına da teşekkür etti.
Arcelor Mittal, Avrupa’da 3 tesisde daha üretimini durdurdu
Şirket, bu yılın 2. çeyreğine ilişkin talep daralmasının şimdilik durduğunu açıkladı
Dünyanın en büyük çelik üreticisi Arcelor Mittal, Avrupa’daki 3 büyük tesisinde daha üretimini durdurdu. Şirket, daha önce yılbaşından bu yana Avrupa’daki 25 tesisinden 11′inde üretimine ara vermişti.
Fransa’da yayımlanan ekonomi gazetesi Les Echos’daki habere göre, Fransa, Almanya ve Belçika’daki 3 tesisinde daha üretimini durduran şirketin, Avrupa’daki tesislerinde gelecek aylarda yüzde 50 kapasiteyle çalışılacak.
Şirket, bu yılın 2. çeyreğine ilişkin talep daralmasının şimdilik durduğunu, küresel ekonomik krizin çelik sektörünü ciddi oranda etkilemesi nedeniyle tesislerde üretime geçici olarak ara verilmesinin gerekli olduğunu açıkladı.
Fransız sendikalar endişeli
Şirketin 3 tesisteki üretimi durdurma kararı nedeniyle Fransa’da çelik sektörü sendikaları endişeli, çünkü Fransa’daki sosyal planda çelik üretim işçilerine yer verilmedi.
Sendikaların özellikle Fransa’daki tesisin süresiz olarak kapatılacağı endişesi taşıması üzerine tesis yönetiminden yapılan açıklamada, üretimin geçici olarak durdurulduğu ve düzenli aralıklarla kararın gözden geçirileceği belirtildi. Açıklamada, pazardaki koşullar düzeldiğinde hızla üretime tekrar başlanacağı, şirketin bu süre içerisinde tesisin bakımını yapacağı kaydedildi.
Bu arada Arcelor Mittal Fransa’nın Genel Müdürü Daniel Soury-Lavergne, küçülmenin pazardaki paylarını yitirdikleri anlamına gelmediğini, 3-4 gün içinde tekrar üretime geçmeye hazır olduklarını söyledi.
Talep artışına ilişkin değerlendirme yapamayacağını ifade eden Soury-Lavergne, ”Kimse bir şey söyleyemez. Belki önümüzdeki yaz faaliyet tekrar artabilir, ancak hiç bir garantisi yok” dedi.
Bu şartlar altında ciddi bir istihdam sorunu bulunduğunu, aralık ve ocak aylarında ücretli izinlilerin sayısının arttığını belirten Soury-Lavergne, bundan sonra şirket, işçi temsilcileri ve yetkililer arasında ciddi pazarlık dönemi başlayacağını bildirdi.
DÜNYA 10/04/2009
TMSF, EGS Finansal Kiralama’yı satışa çıkardı
EGS Finansal Kiralama, kapalı zarf ve açık artırma yöntemiyle satılacak
Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), EGS Finansal Kiralama Ticari ve İktisadi Bütünlüğünü kapalı zarf ve açık artırma yöntemiyle satışa çıkardığını duyurdu.
TMSF’den yapılan açıklamada, EGS Finansal Kiralama Ticari ve İktisadi Bütünlüğü’nün ihalesinin, 29 Nisan 2009 Çarşamba günü, saat 14.00′de, TMSF Binasında yer alan Konferans Salonunda gerçekleştirileceği belirtildi.
Kurulun ihaleye pazarlık yöntemi ile devam etme kararı alması durumunda pazarlık ihalesinin, 1 Mayıs 2009 Cuma günü, saat 14.00′de, aynı adreste düzenleneceği bildirildi.
DÜNYA 10/04/2009
Ünlülerin müteahhidi KDV alacağı için yarı fiyatına daire satıyor
BJK’ye para basacak olan Selenium Twins, cuma günü açılıyor. 200 milyon dolarlık dev projeyi inşa eden Aşçıoğlu, üç gün boyunca 15 daireyi yarı fiyata satacak
BJK’NIN Fulya’daki arazisinde başlayan Selenium Twins projesi üçüncü yılında tamamlandı. 200 milyon dolara mal olan 200 bin metrekarelik dev kuleler, BJK’ya yılda 12 milyon dolar kira getirecek. Rezidans bölümündeki dairelerin metrekaresi 8 bin 400 dolara satılıyor. Dev proje Aşçıoğlu İnşaat imzasını taşıyor. Fulya ve Gayrettepe bölgesinin müteahhidi olarak da tanınan Aşçıoğlu, halen Mehmet Sevigen’i CHP’deki koltuğundan eden Selenium Panorama’nın yanı sıra TOKİ ile ortak Selenium City ile Türkiye’nin en pahalı ve büyük projesi olmaya aday Mecidiyeköy Likör Fabrikası’nın da müteahhidi.
Evlerin aidatı bile 1000 TL
Açılışı yapılacak kulelerde ev sahibi olanlar arasında eski başbakanlardan Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller, Rahmi Koç, Şevket Sabancı, Mehmet Kutman, Ahu Aysal, Şansal Büyüka, Ömer Üründül, Ayten Boyner, Şenes Erzik, Şenol Güneş, Bekir Okan, Ulusoy ailesi gibi isimler var. Çok sayıda doktorun ev sahibi olduğu Selenium Twins’te aylık aidatlar bile 1000 TL ile normal bir ev kirasını buluyor. Proje 2005 yılında 70 milyon dolarlık yatırım ve BJK’ya 1 milyon dolarlık gelir koşullarıyla başlamıştı.
KDV iadesi gelmedi nakit sıkıntısı oldu
AŞÇIOĞLU, Selenium Twins projesinde 8 bin 500 dolar olan metrekare satış fiyatını 9 aydır tek metrekare bile satamadığı ve ödemesi gereken 16 milyon dolarlık KDV biriktiği için metrekaresi 5 bin 300 dolardan satışa çıkardı. Sadece 15 daireyi nakit ihtiyacı için bu fiyattan sattığını ve hatta bunlara telefonla müşteri bulduğunu söyleyen Aşçıoğlu, ‘Hükümet inşaat sektörüne destek vermek ve istihdamı korumak istiyorsa KDV iadelerimizi 4-5 senede değil, 3 ayda ödesin. Bu bizim finansal ayağımızı tamamen kırıyor’ diyor. ‘Benim paramla bana efelik yapmasınlar’ diyen Aşçıoğlu, hükümetin bankaları uyarmasını ve kredi musluklarını açmalarını istediklerini dile getirdi.
RAHMİ KOÇ’a özel renk
RAHMİ Koç’a ait, projenin en pahalı dairesinin şu anda Rahmi Bey’in özel isteği ile çok sevdiği ahşap rengine boyandığını söyleyen Aşçıoğlu, daha sonra şu anısını anlattı: ‘Rahmi Bey evi alırken önce menteşeleri sordu. Ünlü bir marka olduklarını öğrenince beğendi.’ Aşçıoğlu daha önceki bir açıklamasında ‘Koç, alımı dolar üzerinden yaptı. Fiyat sormadı, bedeli kendi belirledi. Yarısını peşin ödedi, daire tamamlanınca da hesabı kapatacak. Koç burayı yaşamak için istiyor. Çünkü helikopter pistinin yerini bile sordu’ demişti.
BJK’nın en önemli geliri
SELENİUM Twins projesi BJK’nın en önemli gelir kaynaklarından biri oluyor. Henüz faaliyete geçmeden futbol takımına önemli oyuncular alınmasına neden olacak gelirler yaratan kulelerin hastane, ofis, çarşı, food court, market ve elektronik market ile otopark kısımları kulübe ait. Buraların yıllık getirisi 12 milyon dolar olacak. Ofis bloğunu, food court alanını yıllığı 4 milyon dolardan olmak üzere 3 yıllığına 12 milyon dolar peşin ödeyerek Aşçıoğlu kiralamış durumda. Projedeki marketi Real, teknoloji marketini Mediamarket, hastaneyi ise Acıbadem Hastaneleri kiraladı.
Likör Fabrikası ihalesini Kiler Grubu’nun elinden kapmasıyla da ünlenen Aşçıoğlu, dün akşam bir grup gazeteci ile buluşarak, soruları cevapladı. Likör Fabrikası ihalesinin hemen öncesinde Kiler’in patronlarından Vahit Kiler ile İsviçre’deki Avrupa Futbol Şampiyonası’na giderken karşılaştığını belirten Aşçıoğlu, şunları söyledi: ‘Vahit Bey bana, ‘pişmiş aşa su katma’ dedi. Ben de İsviçre dönüşü teklifimi 85 milyon TL yükselttim ve ihaleyi aldım. Çünkü Vahit Bey’in sözünde bir tehdit algıladım. Ben de meydan okudum.’
Kuleler ABD tadında
SELENİUM Twins’te eski ABD başkanlarından Bill Clinton’a da bir konferans karşılığı daire teklif eden Aşçıoğlu, ev sahiplerinden Mehmet Kutman’ın örnek gösterdiği metrekaresi 40 bin doların üzerindeki Manhattan’daki Time Warner binasından bile daha kaliteli bina yaptığını iddia etti. Aşçıoğlu, projede tamamen ABD’deki rezidansları örnek aldığını dile getirdi.
Müteahhitlerin ‘ah’ı bankacıların üzerinde
AŞÇIOĞLU, ekonomik kriz bahane edilerek, müteahhitlerin tüm finansal ayaklarının kırıldığını ve onların tamamen satış gelirlerine bırakıldığını dile getirdikten sonra, şunları söyledi: ‘İnşaatçılar Derneği olarak internet sitemizde müteahhitlerin tüm eleştirilerini topluyoruz. Şu kriz dönemi bitip, işler yeniden açıldıktan sonra tüm bankalardan hesap soracağız. Bizi kriz zamanında yalnız bırakan bankalar, bir gün gelip, kapımızda sabahlayacaklar.’
AKŞAM 08.04.2009
İtalya’dan iki yeni zincir daha geliyor
İtalya’nın üçüncü büyük yemek grubu Cir-Food, Pastarito’dan sonra 2 yeni markasını daha Türkiye’ye getirmeye hazırlanıyor
2006′da Pastarito markasıyla Türkiye’ye gelen İtalyan yemek grubu Cir-Food, İstanbul’un yeme-içme potansiyelinden memnun kaldı. Geçen ay İspanya’daki restoranlarını kapatan grup, Türkiye’de ise yeni markalarıyla büyüme kararı aldı. Pastarito CEO’su Gianluigi Contin, ‘Dünyanın çok az yerinde salı günü restoranlar kalabalık olur. İstanbul’da her yer dolu. Türkler hayattan zevk almayı biliyor’ diyor 17 yıl önce Torino’da kurulan Pastarito, İtalya’da 30 şubeli bir zincir. Hırvatistan, Bulgaristan, Çin, Bahreyn ve Türkiye’de şubeleri bulunuyor. Pastarito Türkiye’nin başında ise perakende sektörünün Mavi Jeans’ten tanıdığı Deniz Erda var. Uzun süre Mavi’de genel müdür yardımcılığı görevini üstlenen Erda, geçen yıl Mavi’den ayrılıp, eşi Ebru Erda’nın Türkiye’ye getirdiği Pastarito ile ilgilenmeye başladı. Erda, Pastarito’nun özellikle Akaretler’de açılan şube ile hedefledikleri konuma ulaştığını, kriz döneminde müşteri sayısının sadece yüzde 5 düştüğünü söyledi.
Piazza del Sole sırada
DENİZ Erda, Pastarito’dan sonra Cir-Food’un Piazza del Sole ve Rita markalarını da Türkiye pazarına getirmeyi planladıklarını söylüyor. 2009′da 2-3 şube açmayı planladıklarını söyleyen Erda, yılın son çeyreğinde yeni bir restoran markası yaratma doğrultusunda planlarını da hayata geçireceklerini sözlerine ekliyor.
İtalyanlar İstanbul’a bizden çok inanıyor
‘KRİZDEN fırsat yaratma’ hedefinde olduklarını anlatan Erda, ‘Biz, Türkiye’de yeme-içme sektöründe kurumsallaşan, bu işi en iyi yapan 3 büyük gruptan biri olmayı planlıyoruz. İstanbul’a çok inanıyoruz, İtalyan ortaklarımız bizden daha da çok inanıyor’ diye devam ediyor. Gianluigi Contin ise ekonomik krizin yeme içme sektöründe özellikle lüks segmenti vurduğunu belirterek, ‘İnsanlar artık yemeğe 200 dolar vermek istemiyor, bizim de hedefimiz bu kitleyi memnun etmek’ diye devam ediyor.
AKŞAM 08.04.2009
Segway’in yeni taşıtı PUMA
Ginger adlı ürün ile uzun süre kendinden söz ettiren ABD’li Segway kişisel, kentsel, mobilite ve erişilebilirlik kelimelerinin İngilizce kısaltması olan (Personal Urban Mobility and Accessibility) PUMA adıyla yeni bir taşıtın prototipini New York’ta tanıttı.
İki tekerlekli ve iki koltuklu taşıt elektrik ile çalışıyor. PUMA’nın geliştirilmesinde Segway’a General Motors da destek veriyor.
HÜRRİYET 08.04.2009
Mersin’de Botnos Hatay’da Atakaş vergi rekortmeni
MERSİN’de, 2008 vergilendirme döneminde, İskender Botros menkul sermaye iradı kazancıyla gelir vergisi sıralamasında birinci oldu. Hatay’da 2008 vergilendirme döneminde, menkul sermaye iradıyla Recep Atakaş, tahakkuk eden 2 milyon 468 bin 939 lira ile gelir vergisi rekortmeni oldu. Hatay Vergi Dairesi Başkanı Fehmi Günay, menkul sermaye iradı faaliyetleriyle Recep Atakaş’ın tahakkuk eden 858 bin 776 lira ile birinci olduğunu belirtti. Günay, krom madenciliği yapan Gürkan Boğazlıyan’ın ise 604 bin 466 lira ile ikinci, maden sanayi işletmecisi İlyas Keleş’in ise 569 bin 180 lira ile üçüncü olduğunu söyledi.
HÜRRİYET 08.04.2009
İş Yatırım’ın net kárı 44.7 milyon lira
İŞ Yatırım’ın, konsolide net kárı bir önceki yıla göre yüzde 16.5 artarak 44.7 milyon lira oldu. İş Yatırım Genel Müdürü İlhami Koç, “Küresel kriz ve yurtiçi piyasalardaki dalgalanmalara rağmen elde edilen sonuçlar 2008 yılındaki başarılı performansın göstergeleridir. İş Yatırım, krize rağmen büyümesini ve karlılığını devam ettirmiştir” dedi. İş Yatırım, 2008 yılında İMKB Hisse Senetleri Piyasasında 44 milyar liralık işlem hacmiyle en fazla işlem yapan aracı kurum oldu.
HÜRRİYET 08.04.2009
Zorlu Enerji’den Metro Cash&Carry’ye doğal elektrik
ZORLU Doğal Elektrik Üretimi’nin, Metro Cash&Carry ile yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen doğal elektrik satışıyla ilgili bir sözleşme imzaladığı bildirildi. Zorlu Enerji Genel Müdür Yardımcısı Serhat Şimşek, 2009 yılında Metro Cash&Carry’e ait 13 mağazaya, yenilenebilir enerji yatırımlarından elde edilen 48 milyon kilovat saat elektrik sağlayacaklarını belirtti. Şimşek, şunları kaydetti: “Zorlu Doğal ile, hidrolik ve jeotermal gibi yenilenebilir enerji yatırımlarından sağlayacağımız doğal elektriği, çevreye dost yöntemlerle enerji üretimini destekleyen şirketler başta olmak üzere farklı sektörlerden geniş bir yelpazeye sunmayı hedefliyoruz. 2013 yılına kadar hidroelektrik santrallerimizde 1000 megavat, rüzgar santrallerimizde yurt içinde ve yurt dışında 300’er megavat olmak üzere toplam 600 megavat, jeotermalde ise 100 megavat kurulu güce ulaşmayı hedefliyoruz.”
HÜRRİYET 08.04.2009
Öztürk serbest kaldı, Van Et yüzde 15 çıktı
Borsada dün uluslararası borsalara paralel düşüş yaşanırken, ikinci keriz silkeleme operasyonu nedeniyle başta Van Et olmak üzere hızlı düşüş yaşanan bazı hisselerde yüzde 17’ye varan yükseliş dikkat çekti.
Söz konusu hisselerdeki yükseliş, önceki akşam başta Metro Grubun Başkanı Galip Öztürk olmak üzere, ikinci keriz silkeleme operasyonu sırasında gözaltına alınan kişilerin büyük bölümünün serbest bırakılmasının ardından gelmesine dikkat çekiliyor. Operasyonun ardından yüzde 50’ye yakın değer kaybeden Van Et hisseleri dün yüzde 15.04 oranında arttı. Borsada dün derinliği az olan hisselerden Merko Gıda, yüzde 16.98, Viking Kağıt yüzde 16.67 Söktaş yüzde 10.9 ve Deniz Yatırım Ortaklığı da yüzde 9.78 ile en çok prim yapan ilk beş hisse arasında yer aldı.
Dolar 1.61 TL’yi gördü
Bu arada, ABD bankacılık sektörüne yönelik endişelerin artmasıyla bozulan havasıyla içerde dolar 1.61 TL’yi aştı. Yurtdışı borsalarda yaşanan aşağı yönlü seyri izleyen İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) yüzde 1.02 değer kaybetti. G-20 Zirvesi’nin olumlu etkisi ve içeride Uluslararası Para Fonu (IMF) ile anlaşmaya kesin gözüyle bakan piyasalarda dün yükseliş hız kesti. Euro bölgesinde gayrisafi yurtiçi hasılanın geçen yılın 4’üncü çeyreğinde beklentilerin üzerinde yüzde 1.6 daraldı. Krize yönelik endişenin artmasıyla birlikte yurtdışı borsalarda da kayıplar gündeme geldi. İçeride de IMF’le anlaşmasının süresine yönelik oluşan tedirginlik İMKB’ye satış getirdi. İMKB Ulusal 100 Endeksi gün sonunda yüzde 1.02 değer kaybederek 26.377 puandan kapanış yaptı. Önceki gün 1.55 TL’ye kadar gerileyen dolar ise dün bankalararası piyasada güne yükselişle başladı. 1.61 TL’yi aşan dolar bugün valörlüde 1.61 TL’nin altına indi. Dolar serbest piyasada 1.6100 TL’den kapanış yaptı.
HÜRRİYET 08.04.2009
3 yıllık program, 10 milyar TL’lik KOBİ borcunu erteleyecek
Ekonomi yönetimi, 3 yıllık yeni ekonomik program için kolları sıvadı. 2009 yılı hedeflerini de revize edecek programla ekonomiyi canlandıracak yeni tedbirler de uygulamaya konulacak.
Bu uygulamalar arasında, kredi garanti fonu ile de Kobi’lerin (küçük ve orta boy işletmeler) işletmelerin en az 10 milyar liralık sorunlu kredisi yeniden yapılandırılması da yer alıyor. Ayrıca şirket birleşmelerine vergi teşviği gelecek.
Anlaşmanın dayanağı
Edinilen bilgiye göre, Hazine, Maliye ve Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bürokratlarının teknik çalışmaları sürdürdükleri yeni ekonomik program, AB ile Katılım Öncesi Programın temelini oluşturacak. Program, IMF ile yapılacak olası bir anlaşmanın dayanağı da olacak.
Revizyon yapılacak
Bu çerçevede 2009 yılının temel büyüklükleri revize edilirken, 2012’ye kadar olan süreçle ilgili makro ekonomik hedefler de tek tek belirlenecek. Yerel seçimlerin ardından hızlandırılan program çalışmaları bu ay içinde tamamlanarak, hükümetin önüne konulacak.
Sorunlu krediye çözüm
Yapılan hazırlıklar sonucunda, Kredi Garanti Fonu da, kısa süre içinde uygulamaya konulacak. Hazine’nin 1 milyar lira garanti desteği sağlayacağı Fon ile küçük ve orta boy ölçekli işletmelerin kredileri yeniden yapılandırılacak. Yeniden yapılandırmada, “İşletmenin işini sürdürebilir nitelikte olması” koşulu aranacak.
Ödemesiz dönem
Bir ekonomi bürokratının verdiği bilgiye göre, Hazine’nin 1 milyar liralık garanti desteği ile en az 10 milyar liralık sorunlu kredinin yeniden yapılanmasının sağlanacak. Yeniden yapılanmada, işletmelere belli süre ödemesiz dönem tanınacak.
Teşvik kararnamesi
Yeni teşvik sistemi de yürürlüğe konulacak. Bölgesel, sektörel ve proje bazlı teşviki içeren yeni Teşvik Kararnamesi’nin de, bir ay içinde açıklanması öngörülüyor.
Birleşmeye muafiyet
Bu arada krizin olumsuz etkilerinin azaltılmasına dönük önlemler çerçevesinde zor durumdaki şirketlerin birleşmelerine dönük teşvik mekanizmaları devreye sokulacak. Tanınan sürede birleşen şirketlerin gelirleri, 1 ya da 2 yıl süreyle vergiden muaf olacak.
Harcama çeki hayal oldu
Ekonomİyİ canlandırmak için ücretlilere bir defaya mahsus getirileceği belirtilen harcama çeki ise düşünce aşamasında kaldı. Bir maliye yetkilisi “Ücretlilere 200-300 lira harcama çeki verilmesinin, ekonomiye çok kısıtlı bir etkisi olabilecek. Bu sosyal adalet açısından sorun yaratır. Vergi veya harçları belirli bir süre için düşürmek, çok daha büyük bir talep artışı ve ekonomik canlanma yaratıyor” dedi.
HÜRRİYET 08.04.2009
Cihan Kamer’e santral lisansı
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, AKP hükümetine yakınlığı ile bilinen işadamı Cihan Kamer’in ortağı olduğu Beyobası Enerji Üretim A.Ş.’ye, hidro elektrik santrali üretim lisansı verildiğini açıkladı
Güler, Kamer’in, Kamer Grubu tüzel kişiliği adı altında Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’na (EPDK) herhangi bir üretim lisansı için başvurmadığını söyledi. Güler, lisans başvurusunda bulunan tüzel kişiliklerde, Kamer’in yüzde 4 paya sahip olduğu Beyobası Enerji Üretim A.Ş’nin, Aydın’da kurmayı planladığı Sırma Hidro Elektrik Santralı ile Yuvarlakçay HES için müracaatı olduğunu kaydetti.
MİLLİYET 08.04.2009
Toksik varlık korkuttu, dolar 1.61
IMF’yle görüşmelere yeniden başlanacağı açıklamasıyla 1.55 liraya kadar gerileyen dolar, yurtdışı piyasalardaki kaygılarla tekrar 1.61 lira seviyelerine çıktı
9 Mart’ta tarihi seviyesi olan 1.8250 TL’ye kadar yükselen dolar, hem yurtdışı piyasalardaki hem de içerideki iyimser beklentilerle düşüş eğilimine girmişti. Ancak, IMF’nin ABD’deki bankalar ve sigorta şirketlerinde bulunan toksik varlıkların (finans kurumlarındaki batık varlıklar kastediliyor) büyüklüğünün 4 trilyon dolara çıkabileceğini açıklayacağı haberiyle piyasalarda moraller bozuldu. Avrupa borsaları yüzde 1’i aşan oranda değer kaybederken ABD borsası da yüzde 2 düşüşle açıldı. İMKB’de yüzde 1 değer kaybıyla 26 bin 377 puandan kapandı.
İhtiyacından fazla borçlandı
Bu arada, Hazine dün düzenlediği 22 ay vadeli ve 5 yıl vadeli tahvil ihalelerinde net 6 milyar 891.8 milyon liralık satış yaptı. Önceki günkü TÜFE ihalesinde de beklentilerin 3 katı oranında satış yapan Hazine, böylece nisan itfasından fazla borçlandı. Hazine, nisanda 7.8 milyar liralık itfasına karşın piyasadan 11.2 milyar lira borçlandı.
Hazine, mayıs ayındaki yaklaşık 15 milyar liralık yüklü itfası öncesinde önemli miktarda borçlanmış oldu. İhalelerin de etkisiyle bono faizi de yüzde 13.41’e geriledi.
KRİZ GÜNLÜĞÜ
4 ülke vergi cennetleri kara listesinden çıkarıldı
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) 4 ülkeyi vergi cennetleri kara listesinden çıkardı. OECD Başkanı Angel Gurria, Filipinler, Uruguay, Kosta Rika ve Malezya’nın uluslararası yetkililerle işbirliği yapmayı kabul etmelerinden sonra OECD’nin kara listesinden çıkarıldıklarını söyledi.
G-20 liderleri geçen hafta Londra’daki G-20 zirvesinde OECD’nin listesini temel alarak vergi cenneti olarak bilinen ülkelere karşı yaptırım uygulanmasını kararlaştırmıştı.
Avrupa son çeyrekte yüzde 1.4 küçüldü
AB ve ortak para kullanan 16 ülkenin dahil olduğu Euro Bölgesi’nde geçen yılın son çeyreğinde yüzde 1.3 olarak açıklanan küçülme rakamı, yüzde 1.4’e revize edildi. 2008’in tamamında ise Euro Bölgesi yüzde 0.8 ve AB’de binde yüzde 0.9 büyüdü.
Son çeyrekte büyüyen AB üyeleri ise yüzde 3.5’le Bulgaristan, yüzde 3.1’le Polonya, yüzde 2.9’la Slovakya ve Kıbrıs Rum kesimi, yüzde 2.4’le Yunanistan, yüzde 0.7’yle Çek Cumhuriyeti ve yüzde 0.6’yla Avusturya oldu.
Rus oligarklar Cannes sahillerini terk ediyor
Küresel krizden etklenen Rus oligarklar, özellikle Fransa’nın Cannes sahillerindeki emlaklarını düşük fiyattan satıyor. Rus RBC Daily gazetesi, Rus milyarderlerin Fransa sahillerindeki emlaklarını düşük fiyattan sattığını belirterek, “Cannes sahillerinde en basit villanın metrekaresi 3-7 bin euro arasında değişirken, lüks villaların metrekaresi 10-25 bin euro’ya ulaşmakta” denildi.
Gazete, krizden dolayı 10 milyar dolar kaybeden İngiliz Chelsea futbol kulübünün sahibi Roman Abramoviç’in de villasını satmaya çalıştığını yazdı.
IMF: Zehirli varlıklar 4 trilyon dolara çıkabilir
Bankalar ve sigorta şirketlerinde bulunan, kredi piyasasının çalışmasını önleyen toksik varlıkların toplam büyüklüğü 4 trilyon dolara çıkabilir.
İngiliz Times gazetesi, IMF’nin 21 Nisan’da ABD’de 3.1 trilyon dolarlık toksik varlık olduğunu açıklayacağını yazdı. Gazete, Avrupa ve Asya’daki toksik varlıkların büyüklüğünün 900 milyar dolar olduğunu ifade etti. Öte yandan, analist Meredith Whitney, banka bilançolarının ilk çeyrekte iyileşebileceğini ancak, sektörün krizden çıkmasının zaman alacağını söyledi.
MİLLİYET 08.04.2009
Chevrolet otoları ‘gaz’ladı satışlarını yüzde 35 artırdı
Chevrolet Türkiye Satış Direktörü Aydın, “Satılan otolarda LPG’li payı yüzde 70′e ulaştı” dedi..
Chevrolet krize rağmen hedef büyüttü. Chevrolet, otomotiv pazarında yaşanan daralmaya rağmen bu yılın ilk çeyreğinde pazar payını yüzde 35 artırdı. 2007′de yüzde 0.78 olan pazar payını 2008′de yüzde 1.03′e çıkaran şirketin bu yılın ilk çeyreğindeki pazar payı yüzde 1.39′a yükseldi. Chevrolet ikinci çeyrekte yüzde 1.50 pazar payı hedefliyor. Chevrolet Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Murat Aydın, Chevrolet’in bu yıl 5 bin 500 adet satış hedeflediğini belirterek, Chevrolet’in büyümesinde Captiva’nın önemine işaret etti. Aydın, Captiva’nın kendi sınıfında yüzde 8.5 pazar payı elde ettiğini, Chevrolet satışlarının yüzde 40′ını da bu modelin oluşturduğunu kaydetti. Bu yılki satışlarının yüzde 65′inin ÖTV indiriminin uygulandığı aylarda yapılacağını söyleyen Aydın, Nisan ve Mayıs’ta, 800 adet Cruze satmayı hedeflediklerini belirtti. Aydın, yıl sonuna kadar 2 bin adet Cruze satışı tahmini yaptı. Chevrolet satışlarının önemli kısmını LPG’li otoların oluşturduğunu kaydeden Aydın, Chevrolet’in kamuoyunu LPG konusunda bilinçlendirdiğini anlattı. Aydın, “Şu anda her 100 Chevrolet’ten 70′i LPG oldu” dedi. Chevrolet Türkiye Genel Müdürü Özcan Keklik de Cruze’nin de orta sedan sınıfında önemli bir model olacağını dile getirdi.
SABAH 08.04.2009
Yerli, yabancı tahvile üşüştü
Hazine son yılların en başarılı ihalelerini Nisan’da yaptı. Yerli ve yabancı bankaların yoğun ilgisi ile Hazine 11.2 milyar TL borçlanırken, 41.3 milyar TL’lik rekor talep geldi..
Hazine borçlanmakta zorluk çekmiyor. 2007′den bu yana en parlak ihalelerini Nisan’da yapan Hazine, son 3 günde 11.2 milyar TL borçlandı. Hazine’nin düzenlediği 3 ihaleye rekor düzeyde, toplam 41.3 milyar TL teklif geldi. Dün düzenlenen yeni gösterge tahvil ihalesine yabancı ve yerlilerden yoğun talep gelirken, değişken faizli tahvil ihalesine yerli bankalar damgasını vurdu.
İHALELERE REKOR TALEP
Hazine’nin dün düzenlediği 22 ay vadeli yeni gösterge tahvil ihalesinde bileşik faiz yüzde 13.35, değişken faizli tahvil ihalesinde dönem faizi yüzde 3.64 oldu. Yeni gösterge tahvil ihalesinde, ROT dahil (Rekabetçi Olmayan Teklif) toplam 19.3 milyar TL teklif gelirken, 2.8 milyar TL’lik satış yapıldı. Basit faiz yüzde 14.8, bileşik faiz ise yüzde 13.35 oldu. Değişken faizli tahvil ihalesine ise ROT dahil 11.7 milyar TL teklif geldi. Hazine bu teklifin yalnızca 4.1 milyar TL’sini karşıladı.
‘YABANCILAR GERİ DÖNDÜ’
Eurobank Hazineden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mutlu Akpara, IMF anlaşmasına yönelik artan umutların tahvillere ilgiyi artırdığını belirtti. Akpara, “Yerli bankalar, tahvillere yoğun talep göstermeye devam ediyor. Ancak uzun zamandır piyasayı izleyen yabancılar da geri döndü. O nedenle tahvillere artan talepte yabancıların etkisi büyük oldu” dedi. Bono piyasasının eski güzel günlerine kavuştuğunu vurgulayan Akpara, piyasa faiz oranlarının daha da gerilemesini bekliyor. “İhalelere gelen talep ikincil piyasada da hissedildi. İşlem hacmi oldukça iyiydi” diyen Akpara, “Faiz oranlarının gevşemesinin devamını bekliyorum. Faizlerin yüzde 13′ün altına gerilemesi için gerekli ortam oluştu” dedi.
SABAH 08.04.2009
YKB sendikasyon için yetki verdi
Yapı Kredi Bankası Yönetim Kurulu, maksimum 500 milyon dolar tutarında 1 yıl vadeli sendikasyon kredisi için, genel müdürlüğe yetki verdi. Yapı Kredi Bankası’ndan İMKB’ye gönderilen yazıya göre, banka yönetim kurulunun dünkü kararı ile, uluslararası bankalardan euro ve ABD doları olmak üzere 2 ayrı kredi diliminden oluşan, toplam tutarı minimum 350 milyon ABD doları, maksimum 500 milyon ABD doları olacak şekilde 1 yıl vadeli sendikasyon kredisi alınmasına ilişkin olarak kredi sözleşmesi imzalanmasına karar verildi.
SABAH 08.04.2009
Haber Turu
3G’de BTK’nın onayı bekleniyor
ÜÇÜNCÜ nesil (3G) mobil haberleşme sistemi ihalesinde en yüksek teklifi veren işletmecilerle parafe edilen imtiyaz sözleşmesi taslaklarının, Danıştay İdari İşler Kurulu’nda ele alınarak, nihai kararın oluşturulduğu belirtildi. İmtiyaz sözleşmelerinin önümüzdeki hafta Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu’nda (BTK) onaylanması, izleyen hafta da şirketlerle imzalanması bekleniyor. BTK’nın 28 Kasım’da gerçekleştirdiği ihalede, A tipi lisans 358 milyon euro+KDV’ye Turkcell’e B tipi lisans 250 milyon euro+KDV’ye Vodafone’a C tipi lisans da 214 milyon euro+KDV’ye Türk Telekom iştiraki Avea’ya verilmişti.
“Doğalgaza Mayıs’ta indirim yapabiliriz”
ENERJİ ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, döviz fiyatlarında belirgin oynamalar olmaması halinde doğalgaza Mayıs ayında indirim yapabileceklerini açıkladı. Meclis Genel Kurulu’nda soruları yanıtlayan Güler, doğalgaza yüzde 22.5 civarında zam yaptıklarını, ancak yüzde 17′lik indirimin matrah bakımından söz konusu zam oranına eşit olduğunu söyledi. Güler “Doğalgazda tekrar Mayıs ayında indirim düşünüyoruz. Ancak dolarda büyük değişiklik olmazsa…” dedi. Güler, elektrik fiyatlarındaki indirimlerin petroldeki düşüşe paralel olarak devam edeceğini kaydetti. ANKARA
Lehman’ın yerine 6 firma teklif verdi
ÖZELLEŞTİRME İdaresi Başkanlığı’nın (ÖİB), elektrik üretim özelleştirmesinde strateji alanında danışmanlık hizmeti almak için davetiye yoluyla açtığı ihale için toplam altı teklif alındı. İhaleye The Boston Consulting Group, Deloitte Danışmanlık, Bain and Company, ARGE Danışmanlık, Çelebi Stratejik Danışmanlık-Hidro Dizayn Consulting ile McKinsey& Company olmak üzere altı grup teklif verdi. Geçen yıl açılan ihaleyi Lehman Brothers liderliğindeki McKinsey Coşar Avukatlık Bürosu’ndan oluşan konsorsiyum kazanmıştı. İflas eden ABD’li yatırım bankası Lehman Brothers ile ilgili ortaya çıkan durumdan dolayı danışmanlık ihalesi iptal edilmişti.
“Türkiye IMF’den 32 milyar $ borç alabilecek”
TÜRK Eximbank Genel Müdür Yardımcısı Osman Arslan, ekonomik krizin halen dibinin görülmediğini belirterek, Türkiye’nin anlaşma yapacağı IMF’den minimum 20, maksimum da 32 milyar dolar borç alabileceğini söyledi. Antalya Organize Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (OSİAD) toplantısında konuşan Aslan “İhracatın Finansmanı ve Türk Eximbank” konusunda bilgi verdi. Dünya Bankası’nın tarihinde ilk defa kısa vadeli ticaret finansmanına girdiğine dikkat çeken Aslan “Dünya Bankası’nın 51 milyar dolarlık bu fonundan bizim bankacılık sektörüne 500 milyon ile 1 milyar dolar arasında bir finansman gelecektir” dedi.
Vakıfbank’tan Polis Haftası kredisi
VAKIFBANK, Polis Haftası’na özel hazırladığı kampanya ile emekli veya çalışan tüm emniyet mensuplarına kullandırılacak konut, otomobil ve ihtiyaç kredisinde faiz indirimi yaptı. 10 Nisan’a kadar devam edecek kampanya ile emniyet personeli, yüzde 1.58 faiz ile 20 bin TL’ye kadar Taksitli İhtiyaç Kredisi, yüzde 1.53 faizle fatura bedelinin yüzde 80′ine kadar sıfır kilometre otomobil kredisi, yüzde 1.63 faizle ikinci el otomobil kredisi alabilecek. Yüzde 1.38 faizli konut kredisine başvurabilecek.
SABAH 08.04.2009
Polonya’da da Uzan
Uzanlar adına Türkiye’ye 4.7 milyar dolar tahkim davası açan Polonyalı Nowa Huta’nın hisselerine devlet tarafından el konuyor. Gerekçe ise dolandırıcılık.
UZAN Grubu’nun paravan şirketler aracılığı ile açtığı 40 milyar dolarlık tahkim davalarına karşılık, Polonyalı Nowa Huta’dan geldi. Uzan Grubu adına devlete karşı 4.7 milyar dolarlık tahkim davası açan Polonya merkezli çimento şirketi Nowa Huta ‘hisselerde yapılan dolandırıcılık’ iddiasıyla Polonya devleti tarafından el konulma aşamasına geldi. Polonya devletinin, Uzan Grubu’nun Polonya’daki tüm varlıklarını el koyma kararı aldığı bildirildi. Rumeli Holding’in patronu Kemal Uzan yaklaşık 1 ay önce Polonya’da bulunan çimento şirketleri tarafından Türkiye aleyhine açılan 4.7 milyar dolarlık tahkim davasından çekilmek istediğini Türk taraflara iletmişti. Çekilmenin nedeninin hisselerdeki sahtecilik konusundan kaynakladığı belirtiliyor.
DAVA ALEYHLERİNE
TÜRKİYE ise Kemal Uzan’ın bu talebine karşı çıkarak, tahkim davası için hakem atanmasını talep etti. Ancak Kemal Uzan’ın bu girişiminden şüphelenen Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) geçtiğimiz ay Polonya’ya bir ekip göndererek, olayın incelenmesi talimatı verdi. Polonya’da yapılan incelemede, Polonya’da Uzanlar’ın özelleştirme ihalesinden aldığı Nowa Huta adlı çimento şirketi ile ilgili yapılan dava sürecinin tamamlandığı ve şirket hisselerinde Uzanların ‘dolandırıcılık yaptığı’ gerekçesiyle şirketlere el konulma aşamasına gelindiği tespit edildi. Yapılan incelemede, Uzan Ailesi’nin, Türkiye’deki şirketlerine el konulmasının ardından ‘Türkiye’den mal kaçırmak’ için Polonya’daki şirketlerin hisselerini çalışanlara devrettiği belirlendi. Bu aşamadan sonra dava açıldı. Açılan davanın da Uzan Ailesi’nin aleyhine sonuçlandığı kaydedildi.
EL KOYMAYI KARMAŞIK YAPI GECİKTİRDİ
DAVA sonucunun ardından da, Uzanlar’a ait Polonya’daki şirketlere el konulmasına yönelik karar alındığı belirtildi. Polonya’daki çimento fabrikaları, Rumeli Holding’in iştirakleri arasında yer alıyor. TMSF, İmarbank operasyonu kapsamında Uzan Grubu’nun mallarına el konulmasının ardından, Polonya’daki şirketlere de el konulması için hukuki mücadele başlatmıştı. Ancak, şirket hisselerinde çok fazla el değiştirme olması ve hisselerdeki karmaşık yapı nedeniyle, Polonya’daki şirketlere el konulamamıştı. Genç Parti Lideri Cem Uzan da, TMSF ile yaptığı görüşmelerde ‘Bütün mallarınıza el konuldu. Tahkim için tutulan avukatların ücretini nasıl ödüyorsunuz’ sorusuna, Polonya’daki çimento fabrikalarını işaret ederek, bu ülkeden elde ettiği gelirlerle ‘tahkim davalarını finanse ettiğini’ açıklamıştı.
Diğer davaları etkileyebilir
ŞİRKET hisselerine el konması kararının Uzan Grubu’nun açtığı tahkim davalarını etkilemesi bekleniyor. Grup, başta ÇEAŞ ve Kepez şirketleri olmak üzere, el konulan tüm şirketler için toplam 40 milyar dolarlık tahkim davası açmıştı. Bunun 10.1 milyar dolarını ÇEAŞ ve Kepez ile ilgili davalar, 4.7 milyar dolarını da çimento fabrikaları ile ilgili davalar oluşturuyor.
STAR 08.04.2009
İş Bankası’ndan sermaye artırımı
İş Bankası bedelsiz temettüden 323 milyon 53 bin TL’lik hisse senedi ihracı için Sermaye Piyasası Kurulu’na (SPK) başvurdu.
İş Bankası Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nun (BDDK) kar dağıtmayın önerisine uyarak 323 milyon 53 bin TL’lik hisse senedi ihracı için SPK’dan onay istedi. Ostim Endüstriyel Yatırımlar ve İşletme A.Ş’de bedelsiz iç kaynaklardan 3 milyon TL’lik hisse senedi ihracı için SPK’ya başvurdu.
Yeni Gimat İşyerleri İşletmeleri A.Ş’de 15 milyon 360 bin TL’si çıkarılmış sermayeden karşılanmak üzere sermaye tavanını 53 milyon 760 bin TL’ye çıkarmak için SPK’dan onay istedi.
Garanti Bankası Garantili Şemsiye Fonu 1 milyar TL’lik, Garanti Bankası Koruma Amaçlı Şemsiye Fonu da 1 milyar TL’lik Yatırım Fonu Katılma Belgesi Payı ihracı için SPK’ya başvurdu.
SPK VESTEL’İN SERMAYE ARTIRIMINI ONAYLADI
SPK, Deva Holding A.Ş’nin bedelli nakit artırımından 96 milyon TL’lik hisse senedi ihracını ve Vestel Elektronik Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin bedelli nakit artırımından 160 milyon TL’lik hisse senedi ihracını kayda aldı. SPK, Oyak Yatırım Menkul Değerler A.Ş Trend Takibi Serbest Yatırım Fonu’nun 15 milyon TL’lik yatırım fonu payı ihracını onayladı. Ayrıca, Beypi Beypazarı Tarımsal Üretim Pazarlama Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin 67 milyon 308 bin TL’si çıkarılmış sermayeden karşılanmak üzere kayıtlı sermaye tavanını yükseltme başvurusu kayda alındı.
STAR 08.04.2009
Doğalgaza indirim mayısta
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, doğalgazda mayıs ayında indirim yapmayı düşündüklerini söyledi. TBMM Genel Kurulunda, sözlü soruları cevaplayan Güler, “Doğalgazda tekrar mayıs ayında indirim düşünüyoruz. Ancak dolarda büyük değişiklik olmazsa… Ama bugün itibariyle müsait gözüküyor” dedi. Güler, Türkiye’nin, Avrupa’da doğalgazı konutlarda en ucuz kullanan ülke olduğunu kaydetti.
TÜRKİYE 08.04.2009
Çimentaş iştirak hissesini sattı
Çimentaş, İtalya’da kurulu bulunan iştiraki Alfacem S.R.L’deki payının satışının tamamlandığını duyurdu. Çimentaş’tan yapılan açıklamada, daha önce yapılan özel durun açıklaması ile şirketin İtalya’da kurulu bulunan Alfacem S.R.L şirketinde anılan şirketin sermayesinin yüzde 99,9′una denk gelen 1 milyon avro nominal değerli iştirak payının 85 milyon avro bedelle Cementir Holding bünyesinde yer alan bir İtalyan şirketi olan Cementir Delta S.P.A firmasına satılmasına karar verildiğinin kamuya duyurulduğu belirtildi.
YENİ ŞAFAK 08.04.2009
Çin malı motosikletin vergisi gemide artınca iflasa sürüklendi
Motosiklet sektöründe yerli üretimi desteklemek amacıyla mevzuatta değişiklik yapılması yurtdışından ithal ürün getiren firmaları zor durumda bıraktı. Türkiye genelinde 400 bayisiyle hizmet veren Aydın Nazilli merkezli Osmanlı Motor’un sahibi Feyzi Gülbaş, motosiklet ithalatında teminat şartı getiren değişikliğin geriye işletilmesi yüzünden işini kaybetti.
Borç batağına saplanan Gülbaş, icralık oldu. İşini, evi de dahil bütün mal varlığını kaybeden Gülbaş, Nazilli’yi terk etmek zorunda kaldı.
Feyzi Gülbaş’ın işini kaybetmesine sebep olan mevzuat değişikliği 2006 Ağustos ayında çıkarıldı. Bakanlar Kurulu kararıyla motosiklet ithalatında 200 gün süreli, ürün büyüklüğüne göre 300 ile 433 dolar arası geçici teminat şartı getirildi. Feyzi Gülbaş’ın söz konusu değişiklikten 58 gün önce İzmir Limanı’na getirdiği bin 344 adet motosiklet de bu yasaya takıldı. Gülbaş, garanti belgeleri olmadığından yurda sokulmalarına izin verilmeyen motosikletlerin gerekli belgelerini almak için yetkili mercilere başvurdu. Ancak bürokratik işlemler uzun sürünce Osmanlı Motor’a mevzuat değişikliğinden 23 gün sonra belge verilebildi. Motosikletleri Çin’e iade etmeyi düşünen Gülbaş, Dış Ticaret Müsteşarlığı’na, “Bizim motosikletler değişiklikten önce limana geldi. Yasayı geri işletmeyin.” talebinde bulundu. Yetkililerden yasanın limana gelen motorları kapsayamayacağı sözünü alan Gülbaş, uzun bir süre geçmesine rağmen yasada beklediği esneklik olmayınca 200 gün süreli toplam 425 bin TL tutan teminatı yatırmak zorunda kaldı. Motosikletler için limanda kaldıkları süre boyunca 194 bin dolar ardiye ve demuraj kirası ödeyen Gülbaş, tanesini bin 205 dolara mal ettiği motosikletleri üçte biri fiyatına satmak zorunda kaldı. Zararına satış da Gülbaş’ın zor durumdan kurtulmasına yardımcı olmadı. Bankalardan çektiği kredileri ödemekte zorlanan Gülbaş evini, dükkanlarını ve arsalarını kaybetti. Gülbaş, memleketi Nazilli’yi terk etmek zorunda kaldı. Yaşadıkları sıkıntı yüzünden eşi hastalanırken iki çocuğu da okulu bırakmak zorunda kaldı. Gülbaş, sosyal güvencesi olmadığı için eşini tedavi ettiremiyor. Gülbaş’ın bankalara, kredi kartlarına, SSK’ya, Bağ-Kur’a ve bayilerine 1 milyon dolar borcu bulunuyor. Ticaretine normal seyirde devam ederken çıkarılan teminat yasasının hayatını altüst ettiğini belirten Feyzi Gülbaş, “Motosiklet ticareti yaparken haksızlığa uğradım. Yetkililerden hakkımın iadesini istiyorum.” diyor.
ZAMAN 08.04.2009
Migros’un günlük cirosu 13.9 milyon TL
·
Koç Holding’in, BC Partners’ın kontrolündeki Moonlight’a sattığı Migros’un net kârı, 2008 yılında 2007′ye göre yüzde 52,7 oranında azalarak 261 milyon 479 bin liraya düştü. Migros, Rusya’daki iştiraki Ramenka’nın Enka’ya satışınından elde ettiği 380 milyon lira tutarındaki iştirak satış gelirinin etkisiyle 2007′de 552.8 milyon lira net kâr elde etmişti. Bu gelirin dikkate alınmaması durumunda şirket 2008′de net kârını yüzde 51 arttırdı. Migros’un toplam satış geliri yüzde 5,8 oranında artarak 5 milyar 73 milyon liraya çıkarken, şirketin 2008′de günlük ortalama cirosu 13.9 milyon liraya ulaştı. Migros’un 2007′de 953 olan mağaza sayısı 1191′e çıkarken, satış alanı ise 603 bin 769 metrekareden 697 bin 565 metrekareye yükseldi. Şirketin toplam personel sayısı 13 bin 659′dan 15 bin 348′e çıktı. 2008′de 238 mağaza açan Migros yaklaşık 1700 kişiye de istihdam sağladı. Brüt kârını yüzde 9,3 oranında artırarak 1 milyar 306 milyon liraya çıkaran Migros’un, faaliyet kârı ise 296.1 milyon lira olarak gerçekleşti.
Moonlight ile birleşecek
Aktif büyüklüğü 2 milyar 896 milyon lira, özkaynakları 1 milyar 624 milyon lira olan Migros’un toplam borcu ise 1 milyar 271 milyon lira seviyesinde bulunuyor. Migros’un 1 milyar 649 milyon lira olan dönen varlıklarının 1.1 milyar lirasını nakit ve nakit benzeri varlıklar oluşturuyor. Migros’un yüzde 50,8 hissesini Koç Holding’den 1 milyar 922 milyon liraya satın alan Moonlight, maliyeti 1 milyar 148 milyon liraya ulaşan borsadaki alımlarla payını yüzde 81,6′ya çıkarmıştı. Moonlight borsadaki ortaklara yaptığı ve maliyeti 633 milyon liraya ulaşan çağrı ile şirketteki payıhı yüzde 98′e çıkardı. Migros’un Moonlight’a maliyeti 3.7 milyar lira oldu. Sermaye Piyasası Kurulu, Moonlight ile Migros’un birleşmesine izin verdi.
2008′DE MİGROS(Bin TL)
20072008Değ.(%)
Satış4.793.3595.073.7465,8
Brüt kâr1.194.8981.306.7569,3
Faaliyet kârı611.554296.147-51,5
Net kâr552.875261.479-52,7
Aktif2.829.7252.896.2562,3
Özkaynak1.469.3331.624.38410,5
Mağaza953119124,9
Satış alanı(m2)603.769697.56515,5
Personel13.65915.34812,3
REFERANS 08.04.2009
17 şirketin muhasebesini 4 kişinin tuttuğu ÇBS’de bilanço yetişmedi
·
ÇBS Holding’e ait toplam 17 şirketin muhasebesi 4 kişilik departmana kalınca, ÇBS Boya’da 2008 bilançosu yetişmedi. Şirket, 10 Nisan’da açıklaması gereken bilanço için ay sonuna kadar süre istedi.
Global krizin yansımalarını üretim kısarak ve eleman çıkararak ekarte etmeye çalışan 66 yıllık ÇBS Boya, çalışan sayısındaki azalma nedeniyle bilanço açıklayamıyor. Mart sonuna kadar cuma günleri üretimi durduran ve bu süreçte çalışanları ücretsiz izinli sayılan ÇBS Boya, 10 Nisan’da açıklaması gereken 2008 bilançosu için ay sonuna kadar süre istedi. Şirket, ek süre talebine neden olarak ise ekonomik krizle birlikte muhasebe kadrosundaki personel azalmasını gerekçe gösterdi. Hali hazırda 4 personelden oluşan ÇBS Boya muhasebe departmanı, ayrıca gruba ait 16 şirketin daha muhasebesinden sorumlu. Ayrıca geçen yılın aralık ayı ile bu ayın ocak ayında muhasebe departmanında çalışan iki personelin kendi isteğiyle işten ayrılması da geriye kalan 4 personelin iş yükünün artmasına neden oldu.
Yılsonu işlemleri gecikti
ÇBS Boya’dan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na (İMKB) yapılan açıklamada ise kriz nedeniyle muhasebe kadrosunda personel azalması yaşandığı belirtildi. Açıklamada, “Dünyada ve ülkemizde yaşanmakta olan ekonomik krizle birlikte muhasebe kadrosundaki personel azalması nedeniyle 2008 yılının işemleri gecikmeli olarak kapandı” denildi. 31 Aralık 2008 tarıhli mali tablolarının bağımsız denetimden geçirilerek halka açıklanması için belirlenen son tarih olan 10 Nisan’a kadar bitirilemeyeceği belirtilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Mali tablolarımızın ve bağımsız denetim raporunun halka açıklanmasında 30 Nisan’a kadar tarafımıza ek süre verilmesi için Sermaye Piyasası Kurulu’na başvuruda bulunulmustur.”
Üretimden 9 kişi çıkarttı
ÇBS Boya, küresel krizle ilgili geçen yıldan bu yana önlemler alıyor. Şirket geçen yılın kasım ayında olumsuz ekonomik koşullar ve mevsimsellik nedeniyle boya talebininin azaldığını belirterek, üretim kadrosundan 9 personeli işten çıkarmıştı. Şirket 7 Ocak’ta da boya sektöründe oluşan daralma nedeniyle 2 gün süre ile üretime ara vermiş, personel de bu süre içerisinde izinli sayılmıştı. ÇBS Boya, yine ocak ayında otomotiv sektöründe oluşan daralma nedeniyle mart ayının sonuna kadar her hafta cuma günleri üretime ara verilmesine karar vermişti.
Bundan 66 yıl önce İstanbul Haliç’te bir nalbur dükkanı olarak kurulan ÇBS Boya bugün Kocaeli’deki fabrikasında boya, vernik, reçine, polimerizasyon, kondanzasyon mamulleri ile kimyevi maddeler imalatı yapıyor. Eylül 2008 itibariyle 41 personelin çalıştığı ÇBS Boya’nın yüzde 47,6’sı halka açık durumda. Şirketin sermayesinin yüzde 52,3′ü ÇBS Holding’e ait. Geçen yılın ocak-eylül döneminde satış gelirlerini yüzde 4,7 artırarak 25 milyon TL’ye çıkaran ÇBS Boya’nın geçen yılın aynı döneminde 3.5 milyon TL olan kârı ise 8.8 milyon TL’lik zarara dönmüştü. 31.9 milyon TL’lik aktif toplamı bulunan şirketin 19.6 milyon TL’lik ödenmiş sermayesi bulunuyor.
İlk 9 ayda ÇBS (TL)
Dönen Varlıklar18.243.610
Duran Varlıklar13.719.088
Aktif Toplamı31.962.698
Ödenmiş Sermaye19.693.050
Satış Gelirleri25.094.716
Faaliyet Kârı (247.198)
Dönem Kârı(8.817.636)
REFERANS 08.04.2009
Hazır betonda fabrikaların yüzde 40′ı kapanabilir
Türkiye’de yaklaşık 75 milyon metreküp üretim kapasitesi bulunan hazır beton sektörü, ekonomik kriz ve inşaat sektöründeki durgunluk nedeniyle sıkıntılı günler yaşıyor. Nakit akışında ciddi sorunlar yaşayan beton firmaları, çeklerin vade sürelerinin uzamasından ve karşılıksız çeklerin artmasından da şikâyetçi.
Bu yılın ilk 3 ayında sektörde satışların yüzde 40 azaldığına dikkat çeken Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB) Genel Sekreteri Ferruh Karakule, sektörün 25 bin kişilik istihdamında da geçen yıla oranla yüzde 20 azalma olduğunu kaydetti. Önümüzdeki dönemlerde kötü gidişatın devam edeceğini öngören Karakule, “Geçen yıl Türkiye genelinde 850 civarında beton fabrikası vardı. Bunların yüzde 10′u kapandı. Kriz devam ettiği sürece kapanmaların yüzde 50′yi bulacağını, istihdamın da yarı yarıya düşeceğini tahmin ediyoruz. Önümüzde çok belirsiz bir dönem var” dedi.
İstanbul dışındaki bölgelerde özel ve kamu inşaatlarının durduğuna dikkat çeken Karakule, buna rağmen sektördeki girdilerin sürekli arttığını vurguladı. Karakule, sektörde zararına satışların yapıldığının altını çizdi.
Hazır beton sektöründeki betonların en az yüzde 30′unun da standart dışı olduğunu ifade eden Karakule, kalitesiz betonların sektörde yoğun olarak kullanıldığını dile getirdi.
Nakit sıkıntısı en büyük sorun
Geçen yıla oranla satışlarda azalma yaşadıklarını kaydeden Özdemir Hazır Beton Tesis Müdürü Serhat Demir, nakit sıkıntısı da yaşadıklarını söyledi. Geçen yılın aynı döneminde 25 bin metreküplük üretim yaptıklarını dile getiren Demir, “Şimdi üretim miktarımız 15 bin metreküpe düştü. Hem işlerimiz azaldı hem de çekle çalıştığımız için tahsilat yapmakta zorluk çekiyoruz. Geçen yıl ayda en fazla 10 çek ödenmezken, bu yıl sayı 50′yi buldu” diye konuştu.
As Ado Hazır Beton Genel Müdürü Ümit Yaşar Odabaşıoğlu da satışlarda yüzde 20 azalma olduğunu ifade etti. Nakit sıkıntısının en büyük sorunları olduğunun altını çizen Odabaşıoğlu, “Çeklerde vade süreleri geçen yıllara oranla çok uzadı. Normalde ortalama 60 gün vadeli çeklerle çalışırken bugün 120 güne kadar bekliyoruz” dedi.
Satışlarda yüzde 70 azalma yaşadıklarını vurgulayan Betoçim Genel Müdürü Mehmet Eksik ise son 7 aydır zararına satış yaptıklarını belirterek “Son 7 aydır 1 milyona yakın zararımız var. Ödeme yapabilecek güçlü firmalar bulup çalışmayı yeğliyoruz ancak sektör güç durumda” diye konuştu.
Seçimkondular küçük firmalara yaradı
Yerel seçim öncesi kaçak yapılaşmanın olduğu yoğun bölgelerde bazı küçük ölçekli beton firmalarının seçimkondulara ciddi oranlarda beton döktüklerine dikkat çeken Nuh Beton Yatırım Planlama Müdürü Erdem Tandırlı, seçimlerin bu firmalara yaradığını belirterek, çok yüksek fiyatlardan beton satıldığını kaydetti. Ekonomik krizden fiyatlar anlamında etkilendiklerini kaydeden Tandırlı, geçen yıla oranla fiyatlarda yüzde 10′luk düşüş olduğunu anlattı.
ATM’lerin ortak paylaşımı ‘komisyon’ engeline takıldı
Bankalararası Kart Merkezi (BKM) nezdinde uzun süredir yürütülen banka ATM’lerini ortak kullanıma açma projesi ‘komisyon’ engeline takıldı. Bankacılık sektöründe operasyonel maliyetleri düşürmek ve verimliliği artırmak amacıyla Ortak Nokta ve Altın Nokta’ya üye 24 bankanın yaklaşık 16 bin ATM’sinin ortak kullanıma açılması planlanıyordu. Ancak Altın Nokta’daki üye bankaların yüksek komisyon isteği nedeniyle birleşmede pürüz çıktığı konuşuluyor. Türk bankacılık sektöründe halen kullanımda olan 21 bin 970 adet ATM (otomatik vezne makinesi) bulunuyor. ATM pazarında 3 bin 375 adet ATM ile Türkiye İş Bankası liderliği elinde bulunduruyor.
Ziraat Bankası da yaklaşık 2 bin 279 adet ile pazarın en büyükleri arasında. Bankacılık sektöründe maliyetleri düşürmek amacıyla uzun süredir gündemde olan bu projeye başlangıçta İş Bankası ve Ziraat Bankası’nın da katılması bekleniyordu. Ancak her iki banka bugüne kadar yaptıkları yatırımların büyüklüğünü dikkate alarak ortak kullanıma yanaşmamıştı.
KOMİSYON ENGELİ
Bankacılık çevrelerinden edindiğimiz bilgilere göre, Altın Nokta ile 19 bankanın üye olduğu Ortak Nokta henüz komisyon oranlarında anlaşamadı. Altın Nokta daha yüksek komisyon oranları talep ederken, Ortak Nokta’daki bankalar ise daha düşük komisyon oranlarından yana tavır koydu. Bankaların kendi aralarındaki işlemlerde aldıkları komisyon oranları Ortak Nokta’da işlem başına yüzde 1 artı 0.60 cent, Altın Nokta’da ise yüzde 0.8 artı 0.40 cent.
Özinal: Analiz Aşamasındayız
BankalararasI Kart Merkezi (BKM) Genel Müdürü Sertaç Özinal, Ortak Nokta ile Altın Nokta’nın birleştirilmesine ilişkin çalışmaların henüz tamamlanmadığını belirterek şunları söyledi: Henüz analiz aşamasındayız. Bankalar nezdinde analizler devam ediyor. Banka ATM’lerinin ortak paylaşımına ilişkin çalışmalar devam ettiği için şimdilik sonuca ilişkin bir şey söylemek mümkün değil.
Hangi banka hangi noktada?
l Altın Nokta: Akbank, Fortis, Garanti Bankası, Yapı Kredi, Vakıflar Bankası
l Ortak Nokta: 1998 Mart ayında 16 bankanın katılımcıları bir araya gelerek, ATM’lerini hem kredi kartları hem de banka kartları için ortak kullanma kararı aldı. Şu anda üye sayısı 19′a ulaştı. Üye bankalar: Abank, Albaraka, Anadolubank, Bank Asya, Citibank, Denizbank, Eurobank Tekfen, HSBC, Finansbank, Halkbank, ING Bank, Kuveyt Türk, Millennium Bank, Şekerbank, T Bank, TEB, Tekstilbank, Turkish Bank, Türkiye Finans Katılım Bankası.
Tüketiciler, istedikleri ATM’den para çekecek
Bankalar Birliği’nin daha önce yayınlanan raporuna göre, ATM paylaşımının getireceği avantajlar şöyle sıralanmıştı:
l Müşteriye, tabana yayılmış geniş bir coğrafyada hizmet verilebilecek..
l ATM’lerin paylaşımı ile müşterinin para çekme olanağı artırıldığı için cebinde daha az, bankasında daha çok para bulundurmayı tercih edecek.
l Servis ağı büyük olan bankalar ek komisyon geliri elde edebilecek.
l Bankalar kendi şubelerinin olmadığı lokasyonlarda diğer bankaların ATM’lerini kullanarak kart ve ürün pazarlayabilecek.
ATM ağında liderlik İş Bankası’nda
Banka ATM
adı sayısı
İş Bankası 3375
Garanti 2581
Yapı Kredi 2381
Akbank 2318
Ziraat 2279
Vakıfbank 2163
Finansbank 1206
HSBC 1063
Halk Bankası 984
ING Bank 841
TEB 576
Denizbank 526
Fortis Bank 362
Asya Katılım 272
AKŞAM 07.04.2009
Düzelme 2010′un ilk yarısında başlar
ULUSLARARASI Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn, G-20 liderlerinin Londra zirvesinde taahhüt ettiği 1.1 trilyon dolar tutarındaki fonların bir bölümünün birkaç hafta içinde kullanılmak için hazır olabileceğini belirtti. IMF Başkanı, ABD’nin IMF’ye verdiği destekten büyük memnuniyet duyduklarını da sözlerine ekledi. Fransız Le Figaro gazetesine konuşan Strauss-Kahn şunları söyledi: ABD’deki yeni yönetimin, dış politikada, tek taraflı değil, artık çok taraflı bir politika yaklaşımı izlediğini söyleyerek tebrik ediyorum. ‘Strauss-Kahn’, krizin ne zaman biteceği” yolundaki soruya da, ‘Bunun ilk belirtileri ABD’de görülecek. ABD’deki ev fiyatlarının durumu da bunun ilk göstergesi. Dünya ekonomisinin 2010 yılının ilk döneminde düzelmesini bekliyoruz’ cevabını verdi. Başbakan Erdoğan G-20 zirvesinde Strauss-Kahn’la bir araya gelerek ara verilen görüşmelerin devam etmesine karar vermişti. Devlet Bakanı Mehmet Şimşek de yakın zamanda Ankara’ya davet edilecek IMF’yle 36 ay vadeli bir kredi anlaşmasını öngördüğünü söyledi.
AKŞAM 07.04.2009
Krizde İMKB’yi 2 haftada 1 milyon TL silkelemişler
İMKB’ye düzenlenen silkeleme operasyonunda gözaltına alınan Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk ve spekülatör Bekir Sani Karayel’in borsa üzerinde yapılan işlemler sayesinde 2 hafta içinde toplam 1 milyon TL kazandığı iddia edildi. İkilinin bazı ünlüler için de oynadığı ortaya çıktı
Polis, İMKB’ye düzenlenen operasyon sırasında yakalanan manipülatörlerin adreslerinde yaptığı araştırmada kendi aralarında protokol imzalayarak birbirlerinin hisse senetlerine müdahale etmediklerini ortaya çıkardı. Aynı manipülatörler hedefine aldıkları bir hisse senedi üzerinde ortak anlaşma yaparak hisse senedinin değerini artırmak için ortak çalıştıkları, bunu da protokole döktükleri ve aralarında centilmenlik anlaşması yaptıkları da belgelendi. Manipülatörlerin bazı ünlü kişilerin adına hisse senedi takip ettikleri, kriz nedeniyle bu senetlerin değer kaybettiği de belirlendi. Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk ile spekülatör Bekir Sani Karayel’in borsa üzerinde yapılan işlemler sayesinde 15 gün içinde 1 milyon TL kazandıkları iddia edildi. Kazanılan bu parayı Karayel ile birlikte bankaya giden Öztürk tahsil etti. Yapılan işlemler fiziki takip sonucu kayıt altına alındı.
SABAHA KADAR İFADE
Spekülatörlerden Kenan Ak, Murat Aksoy, Bekir Sani Karayel ve Mehmet Akdere’nin imzaladığı protokol dışında centilmenlik anlaşması yaptıkları kaydedildi. İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube ekipleri borsa üzerinden manipülasyon yaparak haksız kazanç sağlayan ve 14 kişinin halen arandığı operasyonda sorguları tamamlanan 27 kişi adliyeye sevk edildi. Aralarında Metro Turizm’in sahibi Galip Öztürk, spekülatörlerden Bekir Sani Karayel, Kenan Ak, Murat Aksoy ve Mehmet Akdere’nin de aralarında bulunduğu 27 kişi sabah saatlerine kadar süren ifadelerinin ardından adliyeye gönderildi.
Zararı cepten ödedi
Borsada yasaklı olmalarına rağmen hisse senetleri değeri üzerinde oyunlar oynayan spekülatörlerden Bekir Sani Karayel’in bazı ünlü kişiler adına da borsada işlem yaptığı kaydedildi. Ünlü kişilerin Karayel’in tavsiyeleri üzerine oynadıkları hisse senedinden zarar ettikleri ve bu zararı da Karayel’in cebinden ödediği kaydedildi. Ünlü kişilerin zararları karşısında Karayel’i polise şikayet etme tehdinde bulunduğu Karayel’in de bu durum karşısında şikayetçi olmamaları için cebinden para verdiği öne sürüldü.
AKŞAM 07.04.2009
TEB’den ilk Mobil ATM
Türk Ekonomi Bankası (TEB), Türkiye’nin ilk mobil ATM’sini hizmete sundu. TEB ve Ortak Nokta üyesi banka müşterileri, turistik bölgelerde, konser ve festival gibi ATM’ye erişemeyecekleri yerlerde TEB Mobil ATM’den rahatlıkla TL veya döviz çekebilecek, bankacılık işlemlerini gerçekleştirebilecek. TEB Bireysel ve İşletme Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Cemal Kişmir, kredi kartı kullanımının yaygınlaşmasına ve hemen her yerde kullanılabilmesine rağmen müşterilerin nakit ihtiyacının asla kaybolmadığını belirterek,’Özellikle tatil yörelerinde, maç ve konser gibi önemli etkinliklerde nakit para bulundurmanız gerekebiliyor. Fakat bu mekanlarda herhangi bir şube veya ATM bulmanız çok zor. Çözüm olarak TEB Mobil ATM’yi geliştirdik’ dedi.
AKŞAM 07.04.2009
Zapsu, ’Drugstore For You’ya geçiyor, eczacı çileden çıkıyor
Türk Eczacıları Birliği (TEB) Başkanı Erdoğan Çolak, Cüneyt Zapsu’nun abisi Aziz Zapsu’nun sahibi olduğu bilinen “For You” isimli mağazalarda “Drugstore For You çok yakında geliyor” ifadelerini içeren ilanlar asıldığını belirtti.
Yurt dışında vitamin ve diğer destekleyici ürünlerin satıldığı mağazalar olarak bilinen Drugstore’ların yasaya aykırı olduğuna işaret eden TEB Başkanı Çolak, “İlaç eczane dışında satılamaz. İlaç aşırı dozda ya da yanlış kullanıldığında bir zehirdir” dedi.
Çolak, İstanbul’un bütün ilçelerinde Cüneyt Zapsu’nun sahibi olduğu bilinen “For You” isimli mağazalarda “Drugstore For You çok yakında geliyor” ifadelerini içeren ilanlar asıldığını hatırlattı. Aynı biçimde, “Drugstore Pharmaceuticals Cosmetics İlaç Kişisel Bakım ve Sağlık Ürünleri” isimli şirketin de, internet üzerinden her türlü ilaç ve ilaç hammaddesi pazarlamak üzere, İstanbul Ticaret Odası’na kayıt yaptırdığının tespit edildiğini söyleyen Çolak, “Mevzuatımız gereği ilaçların eczaneler dışında satışının gerçekleştirilmesi mümkün bulunmamakla birlikte, suçtur. Eczacıların dışında kimse eczane açamaz ve işletemez. Diğer yandan, hekimin reçetelemediği ve eczacı danışmanlığında kullanılmayan ürünler, insan sağlığı açısından son derece tehlikeli olabilmektedir” dedi.
İlaç ticari ürün değil
İLACIN aşırı dozda ya da yanlış kullanıldığında bir zehir olduğunu söyleyen TEB Başkanı Erdoğan Çolak, şunları söyledi: “Vitaminler, beslenme destek ürünleri gibi ilaç dışı ürünlerin hangi ilaç ve yiyeceklerle etkileşime girdiği konusu ise, eczacıların sahip olduğu bir uzmanlık bilgisidir. Özellikle, internet üzerinden satılan ilaç ve ilaç dışı ürünlerin güvenliği konusu son derece tartışmalıdır. Halk sağlığını tehdit eden bu iki şirketin bu alandaki faaliyetlerinin bir an önce durdurulması için yetkilileri göreve çağırıyor, halkımızı kendi sağlıklarını korumaları açısından, eczane dışında ilaç ve diğer ürünleri almamaları, ilaç ve benzeri ürünleri sadece eczanelerden ve eczacı danışmanlığında almaları konusunda uyarıyoruz. İlaç ticari bir ürün değil. Eczacı, ilacı ticarileştirenlere gereken yanıtı hızla verecektir.”
HÜRRİYET 07.04.2009
Otogazda 6-14 kuruş indirim
OTOGAZ olarak kullanılan likit petrol gazın (LPG) litre fiyatında 6-14 kuruş arasında indirime gidildi. Rafineri çıkış fiyatlarında yapılan indirimlerin ardından, bazı firmalar otogaz satış fiyatlarını yeniden ayarladı. Buna göre, İstanbul’daki dağıtım istasyonlarında otogazda 12-13 kuruş indirime gidildi. İstanbul’da Petrol Ofisinde litre fiyatı daha önce 1.72 lira olan otogaz 1.59 liraya satılırken, Opet istasyonlarında otogazın fiyatı 1.71 liradan 1.59 liraya, BP’de ise 1.72 liradan 1.59 liraya indi. Ankara’da otogaz fiyatlarında 6-8 kuruş arasında indirim yapıldı.
HÜRRİYET 07.04.2009
Telekom, sendika ile yeni ücrette anlaştı
TÜRK Telekom ile Haber-İş Sendikası arasında yürütülmekte olan 8’inci Dönem İşletme Toplu İş Sözleşmesi görüşmeleri, anlaşma ile sonuçlandı. Türk Telekom’dan yapılan açıklamada, yeni toplu iş sözleşmesinin, 1 Mart 2009 ile 28 Şubat 2011 tarihleri arasında iki yıl süreyle geçerli olacağı bildirildi. Açıklamada, sözleşme kapsamında, sendika üyesi işçilerin ücretlerine, ilk altı aylık dönem için yüzde 3, ikinci altı aylık dönem için yüzde 3.5, üçüncü altı aylık dönem için yüzde 2.5 ve dördüncü altı aylık dönem için yüzde 2.5 oranlarında zam yapılması konusunda mutabakata varıldığı belirtildi.
HÜRRİYET 07.04.2009
Çalık Grubu’ndan ipotek açıklaması
ÇALIK Holding, Sabah-ATV’nin satın alınma sürecinde kullanılan 750 milyon dolarlık kredinin karşılığında 1 milyar 250 milyon dolarlık işletmenin tamamı ve Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Çalık’ın şahsi kefaletinin bankalara teminat olarak verildiğini vurguladı. Çalık Holding’den yapılan açıklamada, eksik teminat verilmesi veya değerlerin fazla gösterilmesi bir yana, bu kredi için verilebilecek tüm teminatların fazlasıyla verildiği belirtilerek, şöyle denildi: “Ticari iktisadi bütünlüğünün TMSF tarafından belirlenen değeri 1 milyar 100 milyon dolarken, bu tutara 150 milyon dolar işletme sermayesi ilave edilmiş, yatırımın diğer hissedarlar tarafından aktarılan 500 milyon dolarlık özkaynakla birlikte 1 milyar 250 bin dolarlık işletmenin tamamın ve buna ilave olarak Yönetim Kurulu Başkanımız Ahmet Çalık’ın şahsi kefaleti bankalara teminat olarak verilmiştir.”
HÜRRİYET 07.04.2009
Faik Açıkalın, YKB genel müdürü oldu
Doğan Gazetecilik CEO’su Açıkalın, YKB Genel Müdürlüğü’ne getirildi. Mevcut Genel Müdür Tayfun Bayazıt, Yönetim Kurulu Başkanı oldu
Doğan Gazetecilik İcra Kurulu Başkanı (CEO) Faik Açıkalın, Türkiye’nin en büyük özel sektör bankalarından Yapı Kredi Bankası’nın (YKB) genel müdürlüğü görevine getirildi. Bankanın mevcut genel müdürü Tayfun Bayazıt, YKB Yönetim Kurulu Başkanlığı’na atandı. Böylece Koç Holding’e ait finans devinin iki en önemli pozisyonunu iki genç yönetici paylaşmış olacak.
Yapı Kredi’nin 3 Nisan 2009’da yapılan olağan genel kurul toplantısı sonrası dün gerçekleştirilen yönetim kurulunda Tayfun Bayazıt, Yönetim Kurulu Başkanlığı’na seçildi.
Bayazıt’tan boşalan Murahhas Aza ve Genel Müdürlük görevine, gerekli izinler alındıktan sonra, en geç 1 Mayıs itibarıyla H. Faik Açıkalın getirilecek. Genel Müdürlük görevine bu süre içinde halen genel müdür vekili olarak görev yapan Alessandro M. Decio vekâlet edecek. Bayazıt, bankanın hâkim ortağı banka holding şirketi konumundaki Koç Finansal Hizmetler AŞ’nin icra başkanlığı görevini de sürdürecek.
‘Örnek başarılara imza attık’
Açıkalın, yeni görevi dolayısıyla Doğan Gazetecilik çalışanlarına dün bir mesajla veda etti. Açıkalın, “Sevgili arkadaşlarım” diye başladığı mesajında şöyle dedi:
“Aranıza katıldığım 2007 yılından bu yana gururla ve onurla sürdürdüğüm Doğan Gazetecilik İcra Kurulu Başkanlığı görevimden, finans sektöründe yeni bir sorumluluk üstlenmek üzere, 1 Mayıs 2009 itibariyle ayrılıyorum. Dünyada ve ülkemizde hem siyasi hem de ekonomik alanda çok hareketli ve çalkantılı günlerin yaşandığı son dönemde, Doğan Gazetecilik olarak gerek duruşumuz, gerekse iş sonuçlarımızla örnek gösterilebilecek bir başarıya imza attık.
‘Alkışı hakediyor’
İçtenlikle inanıyorum ki, tutkulu, özverili ve heyecanını hiç yitirmeyen örnek bir takım olarak, Doğan Gazetecilik ailesinin ortaya koyduğu performans, çok büyük bir alkışı hakediyor.
Doğan Gazetecilik’te elde ettiğimiz tüm başarılar için, kesintisiz ilgi, anlayış ve desteklerinden dolayı, başta Sayın Aydın Doğan ve Hanzade Doğan Boyner olmak üzere, İcra Kurulu üyelerine ve genel yayın yönetmeni arkadaşlarıma, özellikle de kuruma geldiğim ilk günden itibaren beni bir aile üyesi gibi kabul ederek gösterdiğiniz sıcak ilgi, dostluk ve desteğiniz için siz değerli Doğan Gazetecilik çalışanlarına özellikle teşekkür ederim.”
Finansa dönüş yaptı
Faik Açıkalın (46) ODTÜ İşletme Fakültesi mezunu. Bankacılık kariyerine 1987 yılında İnterbank’ta başladı. Daha sonra çeşitli bankalarda yöneticilik yaptı. 1998-2007 tarihleri arasında Dışbank (daha sonra Fortis tarafından satın alındı) şube yöneticiliği, genel müdür yardımcılığı, Genel Müdürlük ve yönetim kurulu üyeliği görevlerini üslendi. 2007 Ekim’den bu yana Doğan Gazetecilik CEO’luğunu (İcra Kurulu Başkanı) yürüten Açıkalın, Yapı Kredi Genel Müdürlüğü göreviyle birlikte yeniden finans alanına dönmüş oldu.
Hanzade Doğan Boyner teşekkür etti
Doğan Gazetecilik Yönetim Kurulu Başkan Vekili Hanzade Doğan Boyner de Açıkalın’ın yeni görevini duyurduğu açıklamasında şunları kaydetti:
“Sayın Açıkalın, finansal hizmetler sektöründe önemli bir pozisyonu üstlenmek üzere aramızdan ayrılıyor. Kendisi, aramıza katıldığı günden itibaren sergilediği yönetsel becerisi, hızlı adaptasyon yeteneği, iletişim kurma ve takım oyununa yatkınlığı ve sonuç odaklı iş anlayışı ile kurum ve markalarımıza önemli katkılarda bulundu. Kendisine yeni görevinde başarılar diliyor, hizmetleri dolayısıyla teşekkür ediyorum.”
Bayazıt, YKB yönetim kurulu Başkanı oldu
Tayfun Bayazıt, yeni dönemde Yapı Kredi Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın yanı sıra Koç Finansal Hizmetler AŞ İcra Kurulu Başkanlığı görevlerini yürütecek.
MİLLİYET 07.04.2009
KRİZ GÜNLÜĞÜ
IMF: 1.1 trilyon dolarlık fon yakında kullanılır
Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Dominique Strauss-Kahn, G-20 liderlerinin Londra zirvesinde taahhüt ettiği 1.1 trilyon dolar tutarındaki fonların bir bölümünün birkaç hafta içinde kullanılmak için hazır olabileceğini belirtti.
Le Figaro gazetesine konuşan IMF Başkanı, ABD’nin IMF’ye verdiği destekten büyük memnuniyet duyduklarını kaydetti. Strauss-Kahn, ABD’deki ev fiyatlarının yakında en düşük seviyesine inebileceğini sözlerine ekledi. IMF Başkanı, ekonominin 2010 yılının ilk döneminde düzelmesinin beklendiğini belirtti.
‘Banka yöneticilerine görevi bırak baskısı’
ABD yönetimi, hükümet yardımına ihtiyaç duyan bankaların yöneticilerini görevden ayrılmaya zorlamayı düşünüyor. ABD Hazine Bakanı Timothy Geithner, yardım alan kuruluşlarda bu değişiklikleri yaptıklarını ifade etti.
Geithner, Citibank gibi büyük bankaların yöneticilerinin, işleri konusunda kaygılanıp kaygılanmaması konusunda, bu tür yeniden yapılandırmadan sakınmayacaklarını söyledi.
Japonya’da yeni teşvik paketi
Japonya, 75 milyar euro’luk yeni teşvik paketi açıkladı. Japonya Maliye Bakanı Kaoru Yosano, yeni teşvik paketi miktarının gayri safi yurtiçi hasılanın en az yüzde 2’si kadar olacağını söyledi.
Önlem paketi, enerji, sağlık, sosyal yardım, çevre teknolojileri, kültür, moda, turizm, işçilere ve küçük işletmelere yardım, bölgesel ekonomileri desteklemeyi kapsıyor. Peket, cuma günü nihai şeklini alacak.
GM, iflas konusundaki tutumunu yumuşattı
General Motors’un (GM) yeni CEO’su Fritz Henderson, iflas konusundaki tutumunu yumuşatarak, “Eğer gerekiyorsa, bunu yapacağız” dedi. Henderson, yeniden yapılanma sürecinde hâlâ iflas korumasından kaçınmayı tercih ettiklerini belirtti.
Henderson, “İflasa gitmek zorunda kalsak bile, şirket burada olacak” diye konuştu.
ABD yönetimi, geçen ay, General Motors (GM) ve Chrysler’ın yeniden yapılanma planlarını reddetmişti. ABD Başkanı Obama, GM’nin yaşayabilmek için sundukları ilk planlarının çok başarılı olamayacağını ifade etmişti.
Putin, hükümetin programını savundu
Rusya Başbakanı Vladimir Putin, hükümetin krize karşı aldığı önlemleri savunarak, 3 trilyon rublelik (90 milyar dolar) önlem paketinin ülkenin bu krizden çıkmasını sağlayacağını söyledi. Putin, “Sorunlar bizden dolayı ortaya çıkmadı. Rus ekonomisindeki durum küresel eğilimlerden farklı değil” dedi.
Rusya’nın 1.7 trilyon dolarlık ekonomisi krizle küçülmeye başlamış, işsizlik oranı yarım milyondan fazla kişinin işini kaybetmesiyle son 5 yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştı. Devlet Başkanı Dimitriy Medvedev, hükümeti krize karşı önlemlerde yavaş kalmakla suçlamıştı.
MİLLİYET 07.04.2009
Bankaların % 12 ile toplayıp 25′le para satması insafsızlık
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yüzde 12′yle mevduat toplayan bankaların yüzde 25′le kredi verdiğine dikkat çekerek “Her sektör zarar ederken bankalar kâr patlaması yaptı, şikâyetçiyiz” diye konuştu..
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu bankalara hükümete önemli uyarılarda bulundu. Bankaların mevduatı yüzde 12-12.5′ten topladığını kredileri ise yüzde 25′lerden verdiğini belirten Hisarcıklıoğlu, “Her sektör zarar ederken bankacılık sektörü kar patlaması yaşıyor. Bu insafsızlık. Üstelik bize yüzde 25′lerle kredi vermeyen bankalar kamuya yüzde 14′lerle borç veriyor” dedi. Hisarcıklıoğlu’nun değerlendirmeleri özetle şöyle:
* ŞİKÂYETÇİYİZ: Bankalardan ‘reel sektöre kredi vermiyor’ diye şikayetçiyiz. 30 Eylül 2008-30 Mart 2009 arasında yurt içi TL kredi hacminde daralma 14 milyar lira. Yani bankacılık sektörü bize verdiği kredilerde 14 milyar TL azalma yaptı. Niye biliyor musunuz? Devlete borç verebilmek için. Bakın menkul değerler portföyünde yani bono almada… Tam 31 milyar TL artış var. Çünkü paraya ihtiyacı olan daha güvenilir bir yer var. Bankacılar da bizden kestiler oraya vermeye başladılar. Bize de insafsızca yükleniyor.
* KÂR PATLAMASI YAPTILAR: Dikkatinizi çekmek istiyorum, her sektör kaybederken bankacılık kar patlaması yaşıyor. Bunun altında yatan neden şöyle özetlenebilir: ‘Mevduatınıza bankada ne faiz veriyorlar yüzde 12- 12.5… Kredi almaya gittiğimde ne faiz uyguluyorlar? En sağlama 20, verilebilecek kişiye de 25. İki kat fark var. Böyle bir şey olmaz bu insafsızlık. 12.5 ile mevduat toplayacak, 25 ile de kredi verecek. Bu kabul edilemez. Biz ağlarken birilerinin gülmesi mümkün değil.
* BORÇLANMA AZALTILMALI: Bankalar mevduatı yüzde 14′le devlete satıyor. Aslında bankacı olarak ‘bonoda kar yok, yüzde 25′le sana vermeyim demeli. Ama onlar işi sağlam görüp devlete borç veriyor. Onun için devlet borçlanma ihtiyacını azaltmalı.
SABAH 07.04.2009
Steve Ballmer inovasyon merkezi açacak
Ballmer 4. kez Türkiye’ye gelerek inovasyon merkezi açacak..
5 yıl önce Türkiye’ye öğretmenleri eğitim kampanyası için gelen Microsoft CEO’su Steve Ballmer 21 Nisan’da inovasyon merkezi açılışı için tekrar geliyor. Daha önce hem Ankara’da hem de İzmir ve Manisa’da temaslarda bulunan Ballmer yeni inavasyon merkezinin açılışını yapacak. Öğretmenlerin eğitilmesi ve Milli Eğitim Bakanlığı ile anlaşma için gelen Ballmer büyüyen pazarlara 3 veya 4 yılda bir uğruyor. Geçtiğimiz yıllarda emekliye ayrıldığını söyleyen Bill Gates de Türkiye’yi ziyaret etmişti. Türkiye, eğitim, sağlık ve iletişimde bilgisayar kullanımının artması nedeniyle teknoloji devlerinin iştahını kabartıyor.
SABAH 07.04.2009
Analist Mike Mayo, 9 Mart rallisinin büyüsünü bozdu
Borsalar, bilanço odaklı haftaya satışla başladı. 9 Mart’ta başta ABD borsalarında başlayan yükseliş trendi dün darbe aldı. Güne yükselişle başlayan borsalar, ABD bankacılık sektörüne yönelik endişelerle düşüşe geçti. Calyon Yatırımın analistlerinden Mike Mayo’nun müşterilerine banka hisselerinde satışı tavsiye etmesi panik satışlar getirdi. Avrupa borsalarında kayıplar yüzde 1′i geçerken, ABD borsaları güne yüzde 2 kayıpla başladı. İMKB100 endeksi dünü yüzde 0.07 yükselişle kapatsa da, yılbaşından bu yan gösterdiği performans birçok gelişmekte olan ülke borsasının gerisinden kaldı.
SABAH 07.04.2009
Tekel Ambalaj Fabrikası’na 2 teklif
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB), Tekel’e ait İstanbul Ambalaj Fabrikası’nın özelleştirme ihalesinde iki teklif aldığını belirtti. ÖİB’den yapılan açıklamada, “İstanbul Ambalaj Fabrikası’nın, ambalaj üretim işiyle ilgili varlıkların özelleştirme ihalesine katılmak üzere Sicpa Assan Ürün Güvenirliği Sanayi ve Ticaret AŞ ile Asaş Ambalaj Baskı Sanayi ve Ticaret AŞ olmak üzere iki teklif alındı” denildi. ÖİB, son teklif verme tarihi 3 Nisan’a uzatmıştı.
SABAH 07.04.2009
Merkez Menkul Değerler kapatıldı
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), daha önce faaliyetlerini geçici olarak durdurduğu Merkez Menkul Değerler’in faaliyetlerini tamamen durdurdu. SPK’dan yapılan açıklamada, Merkez Menkul Değerler A.Ş.’nin faaliyetinin sürekli olarak durdurulmasına ve yetki belgelerinin iptaline karar verildiği belirtildi. Ankaralı Merkez Menkul Değerler tedrici olarak tasfiye edilecek. Merkez Menkul’e SPK geçen yıl da yüklü miktarda ceza vermişti. SPK daha önce mali durumu zayıflayan Merkez Menkul’ün faaliyetlerini geçici olarak durdurmuş ve şirket yönetiminden gerekli tedbirleri alması istenmişti. Geçen sürede şirket gerekli şartları yerine getirmeyince SPK faaliyetlerini durdurarak, tüm yetki belgelerini iptal etti. Sadece aracı kurumlar için uygulanan tedrici tasfiye yöntemi ile Merkez Menkul’ün tüm varlıkları önce nakde çevrilecek. Ardından şirketin Sermaye Piyasası işlemleri nedeniyle alacaklı olanların alacaklarının ödenmesi sağlanacak.
SABAH 07.04.2009
Avea, 3N için üç şirketle anlaştı
Avea Üst Yöneticisi (CEO) Cüneyt Türktan, Avea’nın görüntülü konuşmaya da olanak sağlayacak 3′üncü nesil (3N) konusunda, hizmet altyapısını sağlamak üzere Ericsson, Huawei ve ZTE şirketleri ile anlaştıklarını açıkladı. Türktan, anlaşmaya ilişkin, ”Avea olarak 3N teknolojisinin başlamasıyla hem altyapımızla hem sunacağımız yenilikçi ürün ve hizmetlerle fark yaratacağız” açıklamasını yaptı. Türktan, Marmara ve Ege’de Ericsson, Orta Anadolu ve Akdeniz’de Huawei, Doğu, Güneydoğu ve Kuzey bölgelerinde ise ZTE ile anlaşıldığını belirtti.
SABAH 07.04.2009
Kayseri’nin vergi rekortmeni Boydak
Kayseri 2008 gelir vergisi rekortmenleri açıklandı. Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Boydak, tahakkuk eden 1 milyon 65 bin TL gelir vergisi ile Kayseri’nin vergi rekortmeni oldu. Kayseri Vergi Dairesi Başkanı Niyazi Özkök, Boydak’ı pastırma sucuk üreticisi Nazmi İmamoğlu 978 bin TL ile ikinci, Hacı Boydak ise 922 bin 888 TL ile üçüncü sırada yer aldı. İlk 10′da Boydak ailesinden 6 isim kendine yer buldu.
SABAH 07.04.2009
Doğalgaz % 15-20 ucuzluyor
Takvim’in daha önce duyurduğu doğalgaz indirimi kesinleşti. BOTAŞ Genel Müdürü Saltuk Düzyol, 1 Mayıs itibarıyla doğalgaz fiyatlarında ‘güzel bir indirimin’ kesinleştiğini söyledi. “İndirim 2 haneli olacak” diyen Düzyol, kesin oranın döviz kuruna bağlı olduğunu kaydetti. Düzyol, “İndirim yüzde 15-20 aralığında mı olacak?” sorusuna ise “Evet” yanıtını verdi.
TAKVİM 07.04.2009
Poşet çayın rahatlığını sevdik yılda 3milyar adet tükettik
Dünyada en çok çay içilen ülkelerin başında gelen Türkiye son yıllarda poşet çayı keşfetti. Kolaylık getiren poşet çaydan yılda 3 milyar adet tüketiyoruz
Gıda sektöründe paketli ürünler hızla yaygınlaşıyor. Hazır paketli ürünler, çay sektöründe de öne çıkmaya başladı. Dünyada en çok çay içilen ülkelerin başında gelen Türkiye’de, poşet çaya olan ilgi her geçen gün büyüyor. 2005′ten bu yana demlik poşet çay sektörü yüzde 19 büyürken; bardak poşet çay sektörü ise yüzde 14 büyüme gösterdi. Uygun fiyatları ve pratik kullanımı ile tüketicinin ilgisini çeken poşet çaylardan yılda yaklaşık 3 milyar adet tüketiyoruz. Poşet çaylarda israf olmuyor, hemen kullanıma hazır halde bulunması tüketicinin ilgisini çekiyor. Bardak poşetin yanı sıra demlik çeşitlerinin de olması, poşet çayların satışını yükseltiyor.
Yatırımlar artıyor
Pazarın giderek büyümesi, poşet çay sektöründe yatırım yapan firmaların sayısını artırıyor. Türkiye’de birçok çay firması geleneksel paket çayın yanında poşet çay da üretiyor. Poşet çayda liderliği Lipton alırken; onu Doğuş Çay ve Doğadan takip ediyor. Poşet çayların önemli bir bölümünü de siyah çayın yanında bitki çayları oluşturuyor. Özellikle meyve ve bitki çaylarına karşı artan bir talep söz konusu.
Vazgeçilmez içeceğimiz
* Güne çay içerek başlayan Türk insanı, çayı sadece 1 öğünde değil, her öğünde içiyor.
* Türkiye’de kişi başına 2.8 kg (günde 4 fincan) çay tüketiliyor.
* Dünyada en çok çay içilen ülke olan Türkiye’de çay pazarının büyüklüğü 2008′de 1 milyar TL’yi aştı.
* Yıllık çay tüketimi 190 bin ton seviyelerinde bulunuyor. Türkiye’de geleneksel çayın pazar payı yüzde 82.9 düzeyinde hesaplanırken; poşet çayların payı yaklaşık yüzde 17.
* Ayrıca günde 3 fincan çayın kalp krizi riskini % 11 azaltığına ilişkin araştırmalar var.
Lipton sektör lideri
* Lipton: Bardak poşet çayda yüzde 48, demlik poşet çayda yüzde 57.5 pazar payına sahip.
* Doğuş Çay: Toplam satışlarının yüzde 93′ü dökme çay, yüzde 4′ü demlik poşet, yüzde 2.3′ü süzen poşet ve yüzde 0.7’si bitki-meyve kategorisinde. Yılda 360 milyon adet poşet çay satıyor.
Yeni sezon yine cıvıl cıvıl
Sezona bahar ve yaz mevsiminin canlı renkleriyle giren Tiffany, yine cıvıl cıvıl. Tiffany’nin yeni koleksiyonunda, yeşiller, morlar, kırmızılar ve maviler tüm renk tonlarıyla yine karşımızda. Siyah ve beyaz da her dönem olduğu gibi yine koleksiyonda yerini alıyor. Erkek koleksiyonunda pantolon, kapri ve şortlarda ağırlıklı olarak gri, toprak ve haki renkler bulunuyor. Tişörtlerde renkler çeşitlilik kazanırken, mayo-şortlarda canlı renk ve desenler hakim. Tiffany, 2009 yaz sezonunda rengarenk gömlekler, Leman karakterlerinin yer aldığı ‘t-funny’ serisi tişörtler, askılı bluzlar, desenli mayo-şortlar, cıvıl cıvıl çiçekli yazlık elbiseler, bileklere kadar uzanan maksi elbiseler, pantolonlar ve kaprilerle yaza damgasını vurmayı hedefliyor. Tiffany, erkek modellerinde de kargo kapriler, rengarenk tişört ve gömlekler, mayo-şortlar ve eşofmanlarıyla iddialı.
Pırlanta altının 3 farklı rengi ile buluştu
Pırlanta denildiğinde akla ilk gelen tasarımlardan biri olan tamtur yüzükler yeni bir boyut kazandı. Zen Diamond bu vazgeçilmez klasiğe modern bir yorum getirdi. Pırlanta altının 3 farklı rengi ile buluşturuldu ve özel bir yüzük tasarlandı. Tasarımda, pembe altın ile romantizmi, beyaz altın ile masumiyeti, sarı altın ile zarafeti simgeleyen 3 tamtur yüzük birlikte kullanılıyor.
Bakkal amca modern hale gelip büyüyor
Metro Toptancı Market, müşteri portföyünün yaklaşık 3′te 1′ini oluşturan bakkallara, ‘Bakkal Düzenleme Projesi’ ile işlerini geliştirmeleri için destek oluyor. Proje çerçevesinde, 1999′dan bu yana 2 bin 200′e yakın bakkal yeniden düzenlendi. Metro Toptancı Market Genel Müdürü Hakan Ergin, başvuru olması halinde bakkallara eğitim verdiklerini, ürün yerleştirme ve bakkal düzeni gibi konularda bilgilendirdiklerini söyledi. Proje çerçevesinde, bakkallara tanzim, teşhir, stok yönetimi, hijyen gibi konularda rehberlik edildiğini anlatan Ergin,1999-2000 yılları arasında 2 bin bakkalın ziyaret edilerek, düzenlendiğini kaydetti.
Birebir ziyaret
2008′de projeye yeniden hız verildiğini belirten Ergin, Kasım 2008′de ISTESOB ile işbirliği çerçevesinde ‘Esnafım Konferansı’nın düzenlendiğini, burada bakkallara bilgi verildiğini ifade etti. Konferansa katılan bakkallardan 150 adet düzenleme talebi geldiğini kaydeden Ergin, talep üzerine uzmanların birebir ziyaretlerde bulunduğunu, imkanların analiz edildiğini söyledi.
Gününüz kolay geçsin
Sony Ericsson, yeni telefonu G705′le günlük hayatınızı kolaylaştırmayı hedefliyor. Kayar kapaklı tasarıma sahip telefona entegre GPS, uydu bağlantısıyla konumunuzu çok hızlı belirler. Bu sayede, çektiğiniz fotoğrafları harita üzerinde de görüntüleyebilirsiniz. Dahili 3.2 megapiksel dijital kamera ile istediğiniz anı rahatça yakalayabilirsiniz. Hediye edilen 3 aylık ücretsiz Wayfinder navigasyon paketiyle de artık kaybolmak yok.
Şimdi bahçe keyfi zamanı
Praktiker, ısınmaya başlayan havalarla birlikte çay, kahve sohbetlerini bahçeye taşımak isteyenler için bahçe mobilyalarında geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. Kendi tarzını doğaya yansıtmak isteyenler için Praktiker’in sunduğu bahçe mobilyaları arasında rattan setler, tik ve okaliptüs ağacından yapılmış masa ile sandalyeler dikkat çekiyor. Bahçe mobilyalarında özel fiyatlar ve ödeme seçenekleri bulunuyor.
TAKVİM 07.04.2009
Peugeot’nun fırsatlar konvoyu 32 ili gezecek
Peugeot’nun bütün ürün gamının yer aldığı modeller ülkemizde ilk defa gerçekleştirilen “Peugeot Fırsatlar Konvoyu” ile Türkiye’yi dolaşacak. 10 Nisan’da yola çıkarak 32 ilin gezileceği organizasyon, 7 Haziran’a kadar sürecek. Katılımcılar Peugeot markasının hem binek hem de hafif ticari araç ürün gamında bulunan bütün araçlar ile tanışma ve bu araçları test etme imkânı elde edecek.
İKİ KAT FAZLA ARAÇ SATILDI
Etkinliğin tanıtım toplantısında konuşan Peugeot Genel Müdürü Jean-Pierre Vieux, Peugeot’nun Türkiye’de pazar payını geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.6 oranında artırarak, 6.2’ye yükselttiklerini ifade etti. Vieux, Türkiye’de mart ayında satışların geçen yılın aynı ayına oranla yüzde 3 artış göstererek 55 bin 110 adet olarak gerçekleştiğini belirtti. Yılın ilk iki ayında pazarın yüzde 40 daraldığının altını çizen Vieux, ÖTV indiriminin olumlu sonuçlarının mart ayında pazarda kendisini hissettirdiğini ve firmaların beklentilerinin iki katı daha fazla araç sattığını söyledi. Test sürüşüne katılanlar arasında yapılacak çekiliş ile 1 kişi Peugeot 407 kazanma şansı yakalayacak.
‘Daha uzaklara gideceğiz’‘Daha uzaklara gideceğiz’
Peugeot olarak geçtiğimiz mart ayında 3 bin 400 adetlik bir satış yaptıklarını ifade eden Peugeot Genel Müdürü Jean-Pierre Vieux, geçen yılın aynı ayına kıyasla satışlarının yüzde 70 oranında arttığını söyledi. Peugeot’nun pazar payını yükseltmek konusunda ilerlediğini bildiren Jean-Pierre Vieux, “Fırsatlar Konvoyu” ile daha uzaklara gitmek istediklerini belirtti.
TÜRKİYE 07.04.2009
T-Bank 25 şube açacak
T-Bank Genel Müdür Yardımcısı Doruk Parman, geçen yıl küçük ve orta boy işletmelere (KOBİ) 200 milyon dolar civarında destek verdiklerini, bu yıl bu rakamı yüzde 50 artırmayı planladıklarını söyledi. Parman, kendilerine KOBİ’leri hedef olarak belirlediklerini, KOBİ’lerin banka hacminin yüzde 30’una ulaştığını da ifade ederek, “Yola çıktığımızda şube sayısı hedefimiz 50’ydi. Şimdi 25’e ulaştık. Yıl sonuna kadar 25 tane daha şube açmayı planlıyoruz. Açacağımız şubelerde doğru personeli bulmak ve doğru insanlarla, en iyi hizmeti vermek için çalışıyoruz” dedi.
TÜRKİYE 07.04.2009
Tesco’dan giyim atağı
Tesco Kipa raflarında kıyafeti artıracak, 50 milyon $ kazanacak
Gıda ve temel tüketim ürünlerini satın almak için her hafta bir milyondan fazla tüketicinin girdiği Tesco Kipa, hipermarketlerine gelen müşteri sayısının yüzde 20’sini tekstil reyonuna çekecek. Tesco Kipa On the Road ve Bradford gibi kendi markalarının da bulunduğu tekstil ürünleriyle 50 milyon dolar ciro hedefliyor.
Tekstil sektörü ’indirim ve kampanyalar’la alışverişteki durgunluğu aşmaya ve internet gibi düşük maliyetli satış kanalı arayışlarına girerken hipermarketler de bu alanda önemli bir alan haline geldi. Son olarak Tesco Kipa da ’tekstil’ sektöründe iddialı bir satış kanalı olmaya hazırlanıyor. Hipermarket devinin gıda ve temel tüketim ürünlerinin yanı sıra yeni tekstil koleksiyonları da mağazalarında yerini aldı.
Tekstil reyonunda kendi markaları “On The Road” ve “Bradford”un yanı sıra Reebok, Slazenger, Twigy, Nelson, Lufian markalarına ait ürünleri satışa sunan Tesco Kipa, bu yıl tekstilde 50 milyon dolar ciro hedefliyor ve marketlerine gelen müşteri sayısının en az yüzde 20’sini bu reyona çekmeyi hedefliyor.
Tesco Kipa’nın 33 hipermarketinden her hafta bir milyondan fazla tüketici alışveriş yaparken bu tüketicilerin 100 bini giyim ihtiyaçlarını Kipa’nın tekstil reyonlarından karşılıyor. Bu rakamı ikiye katlayarak hipermarketlerine giren müşteri sayısının en az yüzde 20’sini tekstil reyonuna çekmeyi hedeflediklerini belirten Tesco Kipa Tekstil ve Ayakkabı Direktörü Ruhsar Yeniay, 2009 yılında sadece tekstilden 50 milyon dolar ciro elde edeceklerini açıkladı.
Geniş koleksiyon
“Yeni kreasyonlar ve yenilenen reyonlarla tekstilde atağa geçtik. Gıda ve temel tüketimdeki iddiamızı tekstile de taşıyoruz. Tüketicilerimiz günlük giyim, iç giyim ve ayakkabı ihtiyaçlarını modern dizaynlar ve uygun fiyatlarla hipermarketlerimizden temin edebilecekler” diyen Yeniay, Tesco Kipa’nın kendi markası olan “On the Road” ve “Bradford” markalarıyla fiyat ve kreasyonda iddialı olduklarını ifade etti.
Tesco Kipa’nın en büyük önceliğinin tüketicilere kaliteyi en uygun fiyatla vermek olduğunu vurgulayan Ruhsar Yeniay, “Kipa’nın giyim markaları ”On the Road“ ve ”Bradford“ markalarımızda özel olarak tasarlanan baskılı ve düz, koton ve koton-lycra tişört ve body kreasyonlarımızın fiyatları 5.90 TL’den başlıyor. Bahar ve yaz aylarında tüketicilerin özellikle baskılı, siyah ve beyaz düz koton ağırlıklı tişört kullandığını tespit ederek, tişört koleksiyonumuzu en tutulan modelleri ekleyerek, genişlettik” diye konuştu.
Organik ürünler
Yeniay, “Çevreye olan sorumluluğumuzu tekstil ürünlerimizin üretiminde de göstermeyi hedefledik. Önümüzdeki dönemde, tekstil ürünlerimizde organik ürün çeşitlerini de raflarımıza taşıyoruz. Tesco Kipa tekstil yatırımlarına devam edecek” açıklamasını yaptı.
VATAN 06.04.2009
ÖTV indirimi en çok Opel’e yaradı
Otomotiv sektörü ÖTV ile Mart ayında rahat bir nefes aldı
Son aylarda satışların bıçak gibi kesildiği otomotiv sektörü ÖTV ile Mart ayında rahat bir nefes aldı. Ocak ve Şubat ayında toplam 41 bin 348 araç satılırken Mart ayında bu rakam her iki ayı da sollayarak 55 bin 111’e ulaştı. 16 Mart’ta yürürlülüğe giren ve yüzde 19 varan ÖTV indirimi Opel’e yaradı. Şubat ayında sadece 877 Opel marka araç satılırken Mart ayında bu rakam yüzde 266 artarak 3 bin 211’e ulaştı. Artış anlamında Opel’i yüzde 258 ile Japon devi Toyota, yüzde 257 ile İtalyan Fiat, yüzde 224 ile Citroen takip etti.
En fazla satış gerçekleştiren marka ise Şubat ayında da ilk sırada yer alan Ford oldu. Şubat ayında 3 bin 201 adet Ford marka araç satılırken, Mart’ta bu rakam yüzde 102 artarak 6 bin 490 adede yükseldi. Fiat, Şubat’ta bin 787 adetlik satış yaparken, geçtiğimiz ay bu rakam 6 bin 391’e, Renault ise 2 bin 343 adetten 6 bin 250’ye yükseldi.
Lüks segmente de yaradı
Otomotivdeki ÖTV bereketi lüks araç segmentine de yaradı. Ocak ve Şubat’ta birçok lüks lüks otomobil markası hiç satış yapamazken ÖTV ile Mart’ta satışlarını artırdı. Yılın ilk 2 ayında Bentley, Ferrari ve Maserati satışı gerçekleştirilmezken, Mart ayında 2 adet Bentley, 1 adet Ferrari, 2 adet de Maserati satıldı. Yılın ilk iki ayında 12 adetlik Porsche satılırken sadece Mart’ta 19 adetlik satış gerçekleştirildi.
En yüksek satışı Ford yaptı
Marka adı Şubat Mart Değ.(%)
Ford 3.201 6.490 102,75
Fiat 1.787 6.391 257,64
Renault 2.343 6.250 166,75
Hyundai 3.051 5.549 81,87
VW 1.677 4.707 180,68
Toyota 1.127 4.036 258,12
Peugeot 1.447 3.414 135,94
Opel 877 3.211 266,13
Honda 807 2.175 169,52
Citroen 532 1.728 224,81
Mitsubishi 535 905 69,16
Nissan 408 903 121,32
Dacia 305 903 196,07
Mercedes-Benz 414 865 108,94
Chevrolet 308 832 170,13
VATAN 06.04.2009
Mercedes’ten sonra Opel’i de Araplar alıyor
Arap yatırımcılar şimdi de Opel’e göz dikti
Otomotivde lüksün sembolü Mercedes markasının üreticisi Daimler’in direksiyonuna geçen Arap yatırımcılar şimdi de Opel’e göz dikti. Almanya Başbakanı Merkel’in de “devlet ile birlikte bir yatırımcıyla sorunları çözeriz” dediği Opel için Daimler’i alan Abu Dabi Kraliyet Ailesi devreye giriyor.
Petrol zengini Araplar’ın krizde yeni sevdası otomotiv sektörü oldu. Geçtiğimiz ay dünyanın ikinci büyük lüks otomotiv üreticisi Daimler’in yüzde 9.1’ini satın alan Abu Dabi Kraliyet Ailesi, şimdi de gözünü zor durumdaki Alman markası Opel’e dikti. Almanya’nın en önemli gazetelerinden The Westdeutsche Allgemeine Zeitung gazetesinde yer alan habere göre Birleşik Arap Emirlikleri Kraliyet Ailesi’nin üyesi Şeyh Hamdan geçtiğimiz hafta Almanya Kuzey Ren-Westfalya Eyaleti Başbakanı Jeurfen Ruettfers ile toplantı yaptı. Şeyh Hamdan, burada Opel için görüşmelerde bulunduğunu ve tesisleri gezdiğini söyledi. Şeyh Hamdan gazeteye verdiği demeçte gezinin olumlu geçtiğini, henüz kesin bir karar verilmese de pozitif düşündüklerini belirtti.
Merkel sinyal vermişti
Almanya Başbakanı Angela Merkel de geçtiğimiz günlerde Opel yetkilileriyle görüşmüş ve yaşanan süreç için çözüm yolunun bulunacağını kaydetmişti. Başbakan Merkel, “Şirketin geleceğiyle ilgili sağlam bir tasarıya ihtiyacımız var. Opel için devlet desteğinin yanında şirkete inanan bir yatırımcı bulmamız lazım” diye konuşmuştu.
Aston Martin’den de hisse aldılar, City adına araç üretecekler
- Mart ayında Mercedes’in üreticisi Daimler’in yüzde 9.1’ini de satın alan Abu Dabi Kraliyet Ailesi’ne bağlı Aabar Investment şirketi bunun için 2.67 milyar dolar ödemişti. Yüzde 84’ü borsaya açık olan Daimler’de yüzde 6.9 hissesi bulunan Kuveyt Emirliği ile birlikte Araplar, en büyük iki hissedar konumuna yükselmiş oldu.
- Abu Dabili bir diğer kamu şirketi Mubadala, İtalyan lüks otomotiv markası Ferrari’nin yüzde 5’ini, Hollandalı otomotivci Spyker Cars’ın yüzde 17’sini elinde bulunduruyor.
- 2007 yılında da Investment Dar ve Adeem Investment Co. şirketlerinin de aralarında bulunduğu 3 Kuveytli yatırımcı James Bond filmlerinin simgesi haline gelen ve Ford bünyesinde bulunan Aston Martin’in çoğunluk hissesini 848 milyon dolara satın almıştı.
- İngiliz futbol ligi takımlarından Manchester City’yi alan Abu Dabi yönetimine bağlı yatırım fonu daha önce de City adında özel bir araç üreteceğini de açıklamıştı.
VATAN 07.04.2009
‘Dap Yapı Kriz bizi az etkiler yatırıma devam’
DAP Yapı ile 35 yaşında 9. büyük projeye imza atan Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, Dubai’deki yelken oteli andıran Dragos Royal Towers’i krize rağmen yükseltmeye başladı
YILMAZ YILDIZ
DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, dünyada krizden en az etkilenecek ülkelerden birinin Türkiye olacağını belirterek, yatırımların durdurulmaması gerektiğini söyledi. 35 yaşında olmasına rağmen bugüne kadar 9 büyük konut projesine imza atan Yılmaz, Türkiye’deki konut sektörünün dünya geneline oranla önünün çok açık olduğunu belirtti. DAP Yapı’nın 40-50 sene sonra da mimari değerini koruyacak projeler üretiğini vurgulan Yılmaz, kısa süreli duraklamalar olsa bile uzun vadede, konut alanlara kazandıracak projelerin üretildiğini savundu. Konutun değerini yer ve konseptin belirlediğini ifade eden Yılmaz, açılımı Doğru Alanda Projeler olan DAP Yapı’nın Çekmeköy’deki 5 proje ile bölgeyi marka yapan firmalardan biri olduğunu ifade etti.
BURJ EL-ARAB’I KARTAL’A GETİRDİ
Dragos’ta yapımına başladıkları Royal Towers’ın çok farklı bir proje olduğuna değinen Yılmaz, şöyle konuştu: “Binalar suyun içerisinde yükseliyor. Cam köprülerden lobilere giriyorsunuz. Sizi reception karşılıyor. Ondan sonra dairelerinize çıkıyorsunuz. Sosyal aktivitesi bol bir site. Konsepti çok farklı. Dubai’deki yelken otel Burj El-Arab’ı andırıyor.”
Hükümetin KDV indiriminin genele yayılması gerektiğini belirten Yılmaz, “Sektörün sıkıntılardan biri KDV iadeleri. Biz istiyoruz ki paramız 3 yıl bekletilmesin” dedi.
Sektörü stoklar zorluyor
Konut sektörünün krizden beklenenin üzerinde etkilenmesini, 2004-2005 yıllarında farklı sektörlerden gelip, gereğinden çok ve bilinçsiz bir şekilde konut üreten insanlara bağlayan Yılmaz, “Bilinçsizce yapılan konutlar elde kaldı. Stok fazlalığı yüzbinler mertebesinde. Tabii bunlar zaman içerisinde satılacaktır. O firmalar şimdi ciddi şekilde sorun yaşıyor” dedi. Sektörün kriz kelimesinin ‘k’sinden bile etkildiğine dikkat çeken Yılmaz, insanların kendini sıkıntıya sokacak bir pozisyonda borçlanmaktan uzak durmaya çalıştığını dile getirdi.
1 milyon TL’lik konutlar futbolcuların gözdesi
Dragos’taki Royal Towers projesinde 88-270 metrekare arasında dairelerin fiyatları da 400 bin TL ile 1 milyon 600 bin TL arasında değişiyor. DAP Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Ziya Yılmaz, fiyatları yer, konum ve proje konseptininin belirlediğini kaydederek, “Dragos’ta üretirseniz 4 bin 500 -6 bin TL arasında satarsınız, Çekmeköy’de üretirseniz 2-3 bin TL arasında satarsınız. Ne yaparsanız yapın, isterseniz altınla kaplayın. Fiyat budur” dedi.
Royal Towers’ta tamamen A grubuna hitap ettiklerini hatırlatan Yılmaz, projeyi tercih edenleri ise şöyle sıraladı: “Bağdat Caddesi civarında oturan, sahilden kopmak istemeyen, gelir seviyesi üst düzey olan insanlar tercih ediyor. Profesyonel yöneticiler de var, işadamları ve sanayiciler de var. Fakat daha çok futbolcular tercih ediyor. Fenerbahçeli, Beşiktaşlı, Galatasaraylı birçok futbolcuya Royal Towers’tan daire verdik.”
YENİ ŞAFAK 07.04.2009
KDV indirimi Modoko’da yüzleri güldürdü
Modoko Yönetim Kurulu Başkanı Etem Özçelik, “KDV indirimi işe yaradı, iki haftada müşterimiz yüzde 35 arttı” dedi
Hükümetin devreye soktuğu 5. ekonomik paket kapsamında mobilyada KDV oranlarının yüzde 8′e inmesiyle, 350 mağazayla hizmet veren mobilya’nın başkenti Modoko’da yüzler gülmeye başladı. İstanbul’da üretilen yıllık 80 bin konutun mobilya ihtiyacının büyük bölümü karşılayan Modoko’da KDV düzenlemesi sonrası aylık 50 bin olan müşteri sayısı yüzde 35 arttı.
SERMAYEMİZDEN YİYORDUK
Modoko Yönetim Kurulu Başkanı Etem Özçelik, “Biz bilek gücüyle, kürekleri çekerek, sermayemizden yiyerek gemimizi yüzdürüyorduk. Düzenleme yelkenlerimizi şişirmek için rüzgar olmuştur. Ayrıca mobilya sektörünün bir bakıma sezonu denilebilecek yaz dönemin gelmesiyle de makinelerimiz çalışmaya başlayacak ve sektörümüz tam yol ileri diyecektir” dedi. Özçelik İndirimin üreticilerin ellerindeki 1,5 milyar TL’ye ulaşan stoklarını eritmesine yardımcı olduğunu, kampanyalara rağmen yüzde 35′e varan talep daralmasıyla zor bir dönemden geçen sektöre nefes aldırdığını belirtti.
Kalıcı olması gerekiyor
Özçelik 3 aylık bir süre için yapılan indirimin devamının gelmesi ve kalıcı olması gerektiğini de ifade etti. Özçelik, “KDV uygulaması sonrası aylık ortalama 50 bin olan Modoko’ya mobilya almak için gelen müşteri sayımızda yüzde 35 oranında artış tespit ettik. Bunun ileriki günlerde satışlara yansımasını bekliyoruz” dedi. Özçelik, krizin başlangıcından bu yana Modoko’da münferit bir kaç olay dışında, mağaza kapatan işyeri olmadığını da söyledi.
YENİ ŞAFAK 07.04.2009
Bellona’dan yatak teknolojisinde yenilik
Ev modasının öncüsü Bellona, yatak teknolojisinde “Thermocool” ile yeni bir döneme daha imza atıyor. Bellona’nın yeni ThermoCool teknolojisi uykuda 4 mevsim boyunca bedeni ideal ısıda tutarak uyku kalitesini maksimum boyuta taşıyor. Sıcağa ve soğuğa meydan okuyan Thermocool’da kullanılan akıllı kumaş sayesinde uyurken terleme ve üşüme tarihe karışıyor. Günümüzde yoğun tempo, stres, yorgunluk kaliteli ve kesintisiz uykuyu sekteye uğratıyor. İnsan sağlığı açısından bozulan uyku düzenini sağlamak veya uykusuzluğu minimum düzeye indirgemenin önemini sürekli vurguluyor. Dört mevsimi bir yatakta birleştiren, ideal vucut ısısını koruyamaya yardımcı ThermoCool teknolojili kumaş sayesinde yatağı ters-düz etmeden kullanılabilme ve kolayca temizlenebilme özelliğine sahip. ThermoCool özelliği sayesinde yatak kumaşı; mükemmel nem transferi ve termal yalıtım özelliği ile kumaştaki yüksek ısı değişimlerini azalıyor.
YENİ ŞAFAK 07.04.2009
Coca Cola’nın kârı 2008′de düştü
Coca Cola İçecek’in 2008 yılında konsolide net kârı, önceki yıla göre yüzde 47 düşerek 81,37 milyon liraya geriledi.
Şirket, 2007 yılını 153,7 milyon lira konsolide net kâr ile tamamlamıştı. İMKB’ye açıkladığı konsolide bilançosuna göre şirketin toplam satış gelirleri ise 2008 yılında, önceki yıla göre yüzde 17,25 artarak 2,26 milyar liraya yükseldi.
ZAMAN 07.04.2009
Fitch, Arçelik’in notunu düşürdü
Arçelik’nin notu “BB” düzeyine çekildi
Fitch Ratings, Arçelik’nin notunu “BB” düzeyine çekti.
Arçelik A.Ş’nin Borsaya gönderdiği yazıda, Fitch Ratings’in, dünya genelindeki makro ekonomik görünümün, negatif yönde gelişme göstereceğini tahmin ederek, başta ABD ve Avrupa bölgesi olmak üzere pek çok ülke için büyüme oranı beklentisini düşürdüğü ve buna bağlı olarak da şirketin negatif görünümde, kredi notunu “BB”ye çektiği belirtildi.
DÜNYA 07.04.2009
Türkiye’nin 2008 yılı çimento üretimi 51,4 milyon ton
Rekor verilere göre üretilen çimentonun, 10 milyon 584 bin 662 tonluk bölümü ise ihraç edildi
Çimento sektörün üretiminde altın dönemini yaşıyor.
Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliğinin 2 ay gecikmeli olarak açıklanan üretim rakamlarına göre, Türkiye’nin 2008 yılı toplam çimento üretimi 51 milyon 431 bin 889 ton olarak gerçekleşti.
Verilere göre üretilen çimentonun, 10 milyon 584 bin 662 tonluk bölümü ise ihraç edildi. Son 15 yılın en yüksek üretiminin gerçekleştirildiği çimentoda, üretimin bu yıl da aynı düzeyde gerçekleşmesi hedeflenirken Türkiye’nin 2007 yılı çimento üretimi ise 69 milyon 255 bin 880 ton olmuştu. 2007 yılında üretimin 6 milyon 619 bin 842 tonluk bölümü ihraç edilmişti.
Bölge üretimleri
2008 yılı gerçekleşmelerine göre en fazla üretim bir önceki yıllarda olduğu gibi yine Marmara bölgesindeki fabrikalardan elde edildi. 14 milyon 615 bin 638 ton üretimin gerçekleştirildiği bu bölgeyi, 8 milyon 521 bin 903 tonla İç Anadolu Bölgesi, 8 milyon 404 bin 451 tonla Akdeniz, 5 milyon 925 bin 621 tonla da Güneydoğu Anadolu Bölgesi fabrikaları izledi.
Aynı süre içinde Ege Bölgesindeki fabrikalardan 5 milyon 731 bin 892 ton, Karadeniz bölgesindeki fabrikalardan 5 milyon 788 bin 989 ton ve son olarak da Doğu Anadolu Bölgesi çimento fabrikalarından ise 2 milyon 447 bin 258 ton çimento üretildi.
DÜNYA 05.04.2009
Arkas vergide birinciliği bırakmıyor
·
İzmir’in, 2008 yılı yıllık Gelir Vergisi beyannamelerine göre en çok vergiye tabi gelir beyan eden mükellefleri ve vergi gelirleri belli oldu. İzmir’de Gelir Vergisi tahakkuk tutarlarına göre geçen yılın birincisi Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas yine liste başı olurken, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da, kira gelirlerine göre en çok vergi tahakkuk edilen mükellefler arasında 11′inci sırada yer aldı. 2008 yılında alınan beyanname sayısı, 2007′ye göre yüzde 5,87 artarak 174 bin 124′e yükselirken, beyan edilen vergiye tabi toplam gelir matrahı da yüzde 17.92′lik artışla 1 milyar 798 milyon 662 bin TL’ye yükseldi. Öte yandan, 2007 yılına göre, 2008′de kira gelirleri beyanında yüzde 17,2′lik bir artış kaydedildi. Beyannamelerin 56 bin 660 adedi sadece gayrimenkul sermaye iradına ilişkin olarak verilirken, 117 bin 464 tanesi diğer kazanç unsurlarını içeren beyannamelerden oluştu.
İzmir Vergi Dairesi Başkanı Mustafa Bulut, Gelir Vergisi beyanname sayısında 2007 yılına oranla yüzde 5.87′lik bir artış kaydedildiğini belirterek, mükelleflerin gelirlerinin de geçen seneye göre yüzde 18 oranında yükseldiğini aktardı.
Kira gelirleri arttı
2008 yılında kira gelirini beyan eden mükellef sayısında da bir artış yaşandığını söyleyen Bulut, “Bize 56 bin 660 mükellefimiz, kira geliri temin ettiğini bildirdi. Yani 2007 yılına göre, 2008′de kira gelirleri beyanında yüzde 17,2′lik bir artış kaydedildi. Bu artışta kira gelirlerinin bankalar aracılığıyla ödenmesi uygulamasının getirilmesinin önemli bir payının olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca Vergi Dairesi Başkanlığı olarak İzmir’in kira haritasını çıkarttık. İzmir’de 4 bin ayrı noktada yoklama memurlarımız araştırma yaptılar. Tüm bu etmenler, mükelleflerimizin daha duyarlı davranmasına neden oldu” diye konuştu.
Çerçioğlu 2′nciliğe çıktı
2008 yılı Gelir Vergisi tahakkuk tutarlarına göre hazırlanan en yüksek vergi ödeyen ilk 100 listesinde Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın ardından ikinci sırada yer alan Jantsa Yönetim Kurulu Başkanı Şefik Çerçioğlu, 2007 döneminde 32. sırada bulunuyordu.
Pehlivanoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Hanif Pehlivanoğlu da 2007 yılında 36. sırada yer alırken, 2008′de 9. sıraya yükseldi. Çerçioğlu ve Pehlivanoğlu’nun aksine 2007 yılında 4. sırada yer alan ODEN İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Nail Özkardeş, 2008′de 5. sıraya gerilerken, Hayırsever İşadamlarından Recep Salih İşgören de 2. sıradan 8. sıraya düştü.
Kira gelirlerine göre en yüksek vergi ödeyen mükellefler arasında ikinci sırada yer alan Mimar Hilal Arslan Yıldırım ise, 2007 yılında 2. sırada bulunuyordu. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise 2007 yılında 3. sırada yer alırken, 2008 yılında 11. sıraya geriledi.
REFERANS 07.04.2009
BTM’nin hedefi yeni pazarlar
Su ve ısı yalıtım sektörünün önde gelen firmalarından BTM AŞ, küresel krizin ekonomide yarattığı daralmayı, ihracatta yeni pazarlarla aşacak. BTM Genel Müdürü Cem Baki Sinal, İran, Irak ve Kuzey Afrika ülkelerini hedef olarak belirlediklerini söyledi. Sinal, “Bu dönemde katma değer yaratan enstrümanlarımızı öne çıkardık. Bunun yanında İran pazarını değerlendiriyoruz. İran, Türkiye için bulunmaz bir fırsat. Özellikle sektörün lideri olduğumuz shingle ihtiyacı olan bir ülke ve biz de bu bilinçle ihracatımızı İran başta olmak üzere; Irak ve Kuzey Afrika ülkelerinde geliştireceğiz” dedi.
REFERANS 07.04.2009
Tarih tekerrüden ibaret midir? Başbakan , 1989 seçimlerini andıran ve tıpkı Özal’ın düştüğü yanlışı tekrarla ideolojik tartışmalarla seçimleri genel seçim havasına sokmayı başardı. Tayyip Erdoğan, seçim süresince yaşanan siyasi gerginliklerde ülkenin başbakanı olduğunu pek az hatırlayarak meydanları dolaşmaya devam etti. 30 Mart sabahı ise tüm gazeteciler ve siyasetçiler kendilerini birden bire aynı soru üzerinde yoğunlaşırken buldular: Seçim sonuçlarını nasıl yorumlamak gerek? Kendi adıma 29 Mart’ın sonuçlarından çıkarımlarım şöyle:
1. Türkiye’de yedi senelik AKP iktidarına rağmen merkez sağın oyları CHP ve MHP’ye kayacak kadar belirsizlik içine düşmüş durumda. AKP halen merkez sağ oyları için güvenli bir liman olamamış görünmektedir. Nitekim Merkez Sağ ın en güçlü olduğu şehir ve beldelerde CHP’li adayların galibiyetleri sağ partileri bir kez daha düşünmeye sevk etmeli. İki örnek verecek olursak İlhami Ortekin ve Hüseyin Aksu’nun da sağda yarışa girmiş olması Aydın’da süpriz bir şekilde CHP’li Özlem Çerçioğlu’nun başkanlığı almasına vesile olmuştur. Kaldıki son seçime göre CHP’nin oy oranı sadece yüzde bir artmış görünüyor. Bir diğer örnekte Denizli’den verebiliriz. Yıllarca DYP’nin kalesi olarak bilinen bu şehrimizde AKP siyasi bir aktör olarak yarışa girdiğinden beri sürekli güç kazanmaktadır. Öyleki son yerel seçimde Zeybekçi en yakın rakibinin iki misli oy olarak yarışı göğüslemiştir. Ancak şaşırtıcı sonuç ilçelerde alınmış görünüyor. Denizli’nin merkez ilçe hariç on sekiz ilçesinin sadece sekizini AKP alabilmişken diğer ilçelerde CHP, MHP ve bir tane de DSP’li adayın seçimi kazandığını görüyoruz. Yıllarca her seçimden merkez sağın güçlenerek çıktığı bu ilimizde ki sonuç oldukça manidardır. AKP’nin merkez sağın oyları için güvenli bir liman olamayışı ve bu kesimdeki seçmenin dünya görüşünü karşılayacak bir siyasi parti olmayışı CHP-MHP arasında gidip gelmelerine bile neden olabilmektedir. Buna rağmen İç Anadolu ve Karadeniz’de kısmen daha muhafazakar bölgelerde seçimleri önde bitirse de bunu AKP’nin politikalarının doğruluğuna değil muhalefetin söylem ve seçim süreci yönetimlerinin kötülüğüne bağlamak daha doğru olur.
2. 29 Mart yerel seçimleri her ne kadar genel seçim havasında geçmiş olsa bile belli illerde oyları parti liderlerinden çok başkan adayları belirleyebilmiştir. Bunun en güzel örneği Şanlıurfalı Ahmet Eşref Fakı baba’dır. Seçmenin görüşünü dikkate almadan merkezden bir aday ile yarışa girilmesi ve bazı vekillerin ceket polemiği , yerine aday gösterilen Mehmet Oymak’ın daha seçimin başında zaten bir sıfır yenik başlamasına neden olmuştu. Seçimde SP’nin destekleri üzerine Nisan ayı içinde bu partiye geçme ihtimali olan Fakıbaba ve Urfalılar demokrasi hayatımıza güzel bir ders vermişlerdir diyebiliriz. Adayların ağırlık kazanması veya doğru adayın aday gösterilmesi elbette her zaman seçimi kazandırmıyor. Mansur Yavaş, Kemal Kılıçdaroğlu, Volkan Canalioğlu ve Sağbri Uğur ilk akla gelen isimlerden. Sabri Uğur seçimlere AKP’nin Balıkesir Belediye Başkanı olarak girerken Volkan Canalioğlu CHP Trabzon Belediye Başkanı olarak giriyordu. İkisi de seçimleri kaybederken biri Balıkesir’de CHP’ye diğeri ise AKP’ye kaybediyordu. İkisi de hem Balıkesir hem de Trabzon için yıllarca hizmet etmiş ve seçimde de aday gösterilecek en doğru adaylarken kaybetmiş olmaları seçmende farklı algıların da ön plana çıktığını gösteriyor şüphesiz. İstanbul’da CHP İl Başkanı Gürsel Tekin ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptıkları, bazı şeylerin de CHP’de değiştirilebileceğinin kanıtı diyebiliriz. Mansur Yavaş’da Kemal Kılıçdaroğlu gibi geçirdiği başarılı seçim yarışmasından sonra partisinde daha üst makamlar için göz kırpmış bulunmaktadır.
3. Doğu Anadolu’da bir kaç il dışında Doğu ve Güney Doğu Anadolu seçimleri sadece iki parti arasında geçmiş görünüyor. Bir yanda DTP lilerin her fırsatta oy avcılığı için Kürt kimliğini kullandığı ve seçim yatırımları için açılımlar yapmakla suçladığı AKP diğer yandan Başbakan’ın her fırsatta tek devlet tek millet söylemini kabul etmedikleri ve terör örgütüne gereken mesafede durmamakla suçladığı DTP. Yerel seçimlerde DTP’nin en yakın rakibi AKP’ye bile bir çok ilde fark atması, elindeki belediyeleri hükümetin açılımlarına rağmen koruması il genel meclisi seçimleri sonuçlarını ancak görmezden gelirsek bir zafer olarak algılayabiliriz. Zira Diyarbakır’da hem il genel meclisi hem de belediye seçimlerinde AKP oyunu korurken DTP ‘nin oyları yüzde altmış beşten yüzde otuz dokuza düşmüş. Buradaki seçmen algısını hem DTP’nin hem de AKP’nin iyi algılaması gerekmektedir. DTP il genel meclisi seçimlerine bakarsak gerçekten beklediği zafere ulaşmış mıdır? Halen yüzde otuz bir gibi ciddi bir seçmen kitlesi DTP dışında siyasi aktörlere güvenmeyi tercih etmektedir.
4. Kıyı kesimlerinde CHP’nin, Doğu ve Güney doğu Anadolu’da DTP’nin, Orta Anadolu ve Karadeniz’de AKP ve MHP’nin hakimiyeti Türkiye’de kutuplu bir seçmen davranışının oluştuğunu gösteriyor. Bu kutupları da görülüyorki önce etnik kimlik daha sonra siyasi ideolojiler ve lider taraftarlığı izliyor. Bu son derece ürkütücü bir tablodur. Bugün biliyoruz ki Van, Tunceli veya Siirt illeri dışında bu illerde yaşayandan daha çok Siirtli, Tuncelili, Vanlı vatandaşımız vardır. Muhalefet dahil AKP’de bu vatandaşlarımızdan oy alabilmektedir. Ancak bu insanlarımızın çoğunun halen aile bağları olan bu illerde seçmen davranışları etnik kimlik üzerine kurulı bir siyasi anlayışa kaymaktadır. Bu illerde daha homojen bir siyasi yapı olmasını istiyorsak mutlaka CHP, DSP ve hatta MHP’nin de artık bu illerde varlık gösteriyor olması gerekmektedir.
5. Ekonomik krizin ise seçimlerde çok da etkili olduğunu zannetmiyorum. Ekonomik krizi ilk vuran İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Bursa gibi sanayinin yoğun olduğu illerde iktidar yara alsa da gücünü korumayı başarabilmiştir.
Ekonomik krizin derinleşmesi ve iktidar partisinin kendi içinde yapacağı muhtemel hesaplaşmalarda gücünü kaybetmeye başlaması erken seçim havasını geri getirecektir. Bu süreç yaşansın ya da yaşanmasın muhalefetin de kendi adına gerekli dersleri çıkarması ve aksiyon alması gerekmektedir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da da var olan bir CHP, İstanbul ‘un dar gelirli nüfusunun yaşadığı bölgelerde güçlenen CHP ve MHP ile Türk siyaseti tüm ülkenin iktidarı ile muhalefeti ile çok renkli bir siyasi yapıya bürünmesini sağlayacaktır. Aksi takdirde sadece şehirlerin varoşlarında değil aynı zamanda ülkenin belli kesimlerinde tek partili sistem ile halkın farklı iktidar seçeneklerini görmesi mümkün olmayacaktır.
Ertürk Demirel
Rahmi Koç Ankara’da vergi rekortmeni oldu
KOÇ Holding Onursal Başkanı Rahmi Koç, 51 milyon 484 bin liralık vergi matrahı ile Ankara’nın gelir vergisi rekortmeni oldu. Geçen yıl vergi rekortmenleri sıralamasında ikinci sırada yer alan Koç için 18 milyon 14 bin lira vergi tahakkuk ettirildi. Vural Erbilgin de 10 milyon 990.5 bin liralık iştirak geliri ile gelir vergisinde ikinci sırada yer aldı. Geçen yıl 68. sırada yer alan Erbilgin için bu yıl 3 milyon 841.3 bin liralık vergi tahakkuku hesaplandı. Üçüncü sıradaki mükellef ise isminin açıklanmasını istemezken, bu mükellef için 7 milyon 298.9 bin liralık vergi matrahı üzerinden 2 milyon 549.3 bin liralık tahakkuk gerçekleştirildi.
AKŞAM 31.03.2009
Obama GM’e para vermedi borsalar çöktü
ABD Yönetimi, General Motors (GM) ve Chrysler’ın yeniden yapılanma planlarını reddetti… Başkan Barack Obama ve eski bankacı Steve Rattner başkanlığındaki Otomotiv Komisyonu, her iki şirketin sunduğu yeniden yapılanma planının ilave finansman talebi için yeterli olmadığını açıkladı. GM, borçlarından tamamıyla kurtulabilmesi için ise 30 milyar dolarlık kaynak arıyordu. ABD Yönetimi, her iki şirketin daha rekabetçi bir şekilde yapılanmalarını isterken Chrysler’a, Fiat ile birleşme görüşmelerini 30 gün içinde tamamlaması halinde, 6 milyar dolar verebileceğini bildirdi. Beyaz Saray, GM firmasına da, iki aylık faaliyetlerini karşılayabilmesi ve bu süre içinde yeniden yapılanabilmesi için bir miktar kaynak sağlayacak. ABD Yönetimi, şirketlere, iflas altında yeniden yapılandırmaya gitmek zorunda kalabilecekleri uyarısında da bulundu. GM’in iflasla baş başa kalması dünya piyasalarını çökertti. Avrupa borsalarında yüzde 3 ila 5 arası düşüşler yaşandı. Sermaye piyasaları yeniden dip arayışında.
AKŞAM 31.03.2009
ESAS Holding, Air Berlin’e ortak oldu
ESAS Holding, İsviçre bankası UBS ile Air Berlin hisselerinin yüzde 15.3′lük kısmını satın almak üzere sözleşme imzaladı. Bu imzayla ESAS Holding 124 uçağı ile kıta Avrupası’nın beşinci büyük, Almanya’nın ikinci büyük havayolu şirketi olan Air Berlin’e ortak olacak. Bir çok kez satın alma ve birleşmelere sıcak baktıklarını açıkladıklarını hatırlatan Ali Sabancı şöyle konuştu: ‘Türkiye’de de olması gereken konsolidasyon Avrupa’da ve dünyanın bir çok yerinde yaşanıyor. Dünya genelinde havayolu firmaları maliyetlerini azaltmak ve ağlarını genişletmek için çok yoğun bir şekilde birleşmeler yapmaya başladı. 2009 Türkiye için de belli ki zor geçecek ve sadece ciddi yönetilen kurumlar ayakta kalabilecek. ESAS Holding olarak Türkiye ötesine bakıyoruz. Yapacağımız yatırımın AB ülkeleri arasında olmasına dikkat ediyoruz. AB içindeki Almanya’nın ana ülke konumu yanında Air Berlin’in gücü, yönetim kadrosu bizlere cesaret verdi’
AKŞAM 31.03.2009
TAV krize rağmen 2008′i karla kapattı
TAV Havalimanları Holding, ekonomik krize rağmen 31 Aralık 2008 tarihinde sona eren dönemde 8.9 milyon TL net kar açıkladı. TAV ayrıca faaliyetlerinden 226 milyon euro nakit yaratarak, şirketin kuruluşundan bu yana en yüksek seviye ulaştı. TAV İcra Kurulu Başkanı M. Sani Şener ‘TAV Havalimanları Holding 2008 yılında organik ve inorganik büyümesine devam ederek operasyonel ve finansal olarak ciddi büyüme rakamları yakalamıştır. Toplam ciroda bir önceki yıla oranla yüzde 25, operasyonel karlılıkta ise yüzde 129′luk artış gerçekleştirilmiştir. Portföyümüze yeni kattığımız işlerde de yatırımlarımız tüm hızıyla devam etmektedir’ açıklamasını yaptı. Şener şöyle devam etti: Geçtiğimiz yıl TAV’ın işlettiği havalimanlarını kullanan yolcu sayısı yüzde 4 artarak 36 milyona ulaştı. Amiral gemimiz olan İstanbul Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali’ni kullanan yolcu sayısı da yüzde 8 oranında artış sergiledi. ‘
AKŞAM 31.03.2009
Teliasonera alım için Turkcell ortakları ile görüşüyor
TURKCELL İletişim’in en büyük ortağı İskandinav telekom operatörü Teliasonera’nın CEO’su Lars Nyberg, Turkcell’in diğer büyük ortakları Altimo ve Çukurova ile açık diyalog içinde olduklarını söyledi. Şirketinin hissedarlar toplantısında yaptığı konuşmada Nyberg, Avrasya’daki varlıklarını artırma niyetinde olduklarını ve bazı satın almalar gerçekleştirebileceklerine dikkat çekerek, “Amacımız bu yılki harcamalarımızı geçen yılki seviyesinde tutmak” dedi. Nyberg ayrıca, gelecek yıl dördüncü nesil şebekelere ilişkin ticari ürünlerini pazara süren ilk operatörlerden biri olmayı hedeflediklerini de sözlerine ekledi. Rus yatırımcı Alfa’nın iştiraki Altimo, Norveçli ortağı Telenor ile ihtilaf yüzünden ABD’de birmahkemenin kararı üzerine hisse satarak Turkcell’deki payını yüzde 5’in altına indirmişti.
HÜRRİYET 31.03.2009
Fannie ve Freddie’ye yeni roller biçildi
AMERİKALI kural koyucular ABD’de ödenmemiş mortgage kredilerinin yarısını elinde bulunduran ve batması halinde ekonomiyi de çökerteceğine inanılan Fannie Mae ve Freddie Mac için yeni bir yol çizdi. Plan kapsamında Fannie ve Freddie bundan sonra küçük mortgage bankalarını fonlayarak destek olacak. Analistlere göre, iki dev için biçilen bu rol nedeniyle Fannie ve Freddie bundan sonra hissedarlarına kár getirecek birer şirket olarak değil, devletin krizi temizlemesini sağlayacak bürokratik kurumlar gibi çalışacak. ABD’de mortgage şirketlerinin büyük çoğunluğunu ailelerin kurduğu küçük kuruluşlar oluşturuyor.
HÜRRİYET 31.03.2009
TTNet uçan internetle Avrupa ikincisi olacak
TTNet kablosuz internet erişim nokta sayısını yıl sonuna kadar 6 bine çıkararak Deutche Telekom’dan sonra en çok erişim noktasına sahip servis sağlayıcı olacak..
Kablosuz internet erişim noktalarına ‘uçan internet’ adını veren TTNet, erişim noktası sayısını 2009 yılı sonuna kadar 6 bine çıkarmayı hedefliyor. Yaklaşık 5 milyon 700 bin ADSL abonesine sahip Türkiye’nin en büyük genişbant internet erişim sağlayıcı şirketi TTNet, Avrupa’nın sayılı kablosuz internet erişim noktası (WiFi) sayısını 6 bine çıkararak abonelerine fazladan katma değer sunmayı hedefliyor.
YURTDIŞINA DA İNTERNET
TTNet Genel Müdürü Tahsin Yılmaz erişim noktalarında Avrupa ve uluslararası dolaşım şirketleriyle masaya oturmadan önce ellerini güçlendirmeye çalıştıklarını söyledi. Yılmaz: “Tüm dünyada bu hizmeti veren iPass ve Boingo şirketleriyle anlaşarak WiFi servislerini Türkiye dışına da taşıyacağız. Ancak anlaşmadan önce elimizin kuvvetli olması için yatırımlara devam ediyoruz. Yani sadece evlerde değil, evin dışına çıktıklarında da hızlı internet bağlantısını kullanmaya devam etmelerini arzu ediyoruz” dedi. Sadece erişim sunan şirket olmamak için yatırımlara devam ettiklerini ifade eden Yılmaz, yüzde 10′luk katma değerli servis hedefi ile çalıştıklarını vurguladı. Yılmaz “Sosyal hayata nasıl katkı sağlarız. Temel erişim dışında işlerimizi artırıyoruz, güvenlik, müzik, eğitim ve evin dışına çıkarıyoruz. Bu servislerin bir kısmını paralı bir kısmını da hizmetin içine ekliyoruz” dedi. Tahsin Yılmaz 1.5-2 milyon arasında kurumsal kullanıcıları olduğunu, yeni yapılan sitelere hızlı internet bağlantısı taşıdıklarını belirtti. Yılmaz, geçtiğimiz yıl yüzde 60′larda olan marka bilinirlik oranının bu yıl yüzde 83 civarına geldiğini kaydetti.
‘KRİZ KULLANIMI ARTIRDI’
2008 yılının son 3 ayında başlayan küresel ekonomik krizin etkilerini değerlendiren Yılmaz, “Kriz dönemlerinde sokakta eğlenme harcaması kısılıyor. İnsanlar evlerine kapanıyor. İnternet trafiğinde son çeyrek yüzde 20 artış var. İnsanlar internet üzerinden daha fazla şey takip ediyor. İş arayan, eğlenmek isteyen daha fazla internet kullanıyor” şeklinde konuştu.
SABAH 31.03.2009
Turkcell’den rekor temettü dağıtımı:1.1 milyar TL
Turkcell dönem kârının yüzde 50’sine karşılık gelen toplam 1.1 milyar TL’nin nakit temettü olarak dağıtılmasının 8 Mayıs’ta yapılacak genel kurul toplantısında teklif edilmesine karar verdi..
Turkcell, 2008 bilançosuna ilişkin 1.1 milyar liralık kârın, nominal değerde 1 adet hisse başına 0.4992 TL olarak nakit dağıtılmasını genel kurula teklif edeceğini açıkladı. Dağıtıma konu olacak tutarın, 2008 yılı net dağıtılabilir dönem kârının yüzde 50’sine tekabül ettiği belirtildi. Nakit dağıtım sonucunda kalan dağıtılabilir kâr olan 2.1 milyar liranın olağanüstü yedek olarak şirket bünyesinde bırakılmasına karar verildiği ifade edildi. Genrel Kurul toplantısının 8 Mayıs’ta yapılacağı Turkcell’de temettü ödemelerine 18 Mayıs itibarıyla başlanacak.
SABAH 31.03.2009
Borsa koridoru
- Boyner Armada magazasini kapatti
Boyner Büyük Mağazacılık Armada Alışveriş Merkezi’ndeki Boyner mağazasının beklenen verimliliği sergileyememesi nedeniyle faaliyetine son verildiğini duyurdu.
- OMV, MOL’deki payini Ruslar’a satti
Petrol Ofisi’ninana ortaklarından Avusturya merkezli OMV Macar enerji şirketi MOL’deki yüzde 21.2 oranındaki hissesini, Rus Surgutneftegas’a 1.4 milyar euroya sattı.
- Fitch, Dogan’i negatif izlemeye aldi
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Doğan Yayın Holding’i ve Hürriyet Gazetecilik’i vergi cezası nedeniyle negatif izlemeye aldığını açıkladı.
SABAH 31.03.2009
20 liralık kamu alacakları silinecek
Maliye Bakanlığı, 10 liraya kadar olan vergi ve 20 liraya kadar olan diğer amme alacaklarının tahsilinden vazgeçti. Buna göre, Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergi alacaklarından, 10 lirayı aşmayan alacaklar silinecek. Diğer amme alacaklarında, tahsilinden vazgeçilen tutardaki limit de 20 lira olacak.
TAKVİM 31.03.2009
Perakende ödüllerinde Teknosa finale kaldı
Teknoloji perakendecisi Teknosa, Dünya Perakende Ödülleri Yarışmasında finale kaldı. Sekiz ayrı kategoride düzenlenen yarışmaya, dünyanın farklı ülkelerinden yüzlerce perakendeci katılırken, ödül kazananlar ise 7 Mayıs 2009 tarihinde Barselona’da düzenlenecek törende açıklanacak.
TÜRKİYE 31.03.2009
Hangar Ayakkabı Bakırköy’de
Yüzde yüz Türk malı sloganıyla İstanbul’da ve Türkiye’de hızla mağaza açan Hangar Ayakkabı, Bakırköy’de de yeni bir mağaza açtı. Mağazanın açılışıyla birlikte erkek, kösele, hakiki deri ayakkabıyı 29.90 TL’ye satmaya başladıklarını söyleyen Hangar Ayakkabı Genel Müdürü Alparslan Selçuk, “Kriz var diyorlar ama nerdeyse her hafta bir mağaza açıyoruz. Bakırköy’deki mağazada 50 kişiye istihdam sağladık. Krizi ancak böyle yenebiliriz” dedi. Şişli’de günde 1500 çift ayakkabı sattıklarını belirten Selçuk, “Bakırköy’de hedef ayda 75 bin çift” diye konuştu.
TÜRKİYE 31.03.2009
Vatan Bilgisayar kuru sabitledi
Vatan Bilgisayar, bilgisayar ürünlerindeki KDV indirimini, müşterilerine çok özel bir kampanya ile birleştirerek sunuyor. Devletin sunduğu, KDV’de yüzde 10 indirim uygulamasına, Vatan Bilgisayar “Dolar’da Sabit Kur” fırsatını ekledi. Kampanya ile 1 Nisan tarihine kadar Vatan Bilgisayar mağazalarından alışveriş yapan tüm Worldcard sahipleri, 5 Worldtaksitte yüzde 10 KDV indirimi ve 1.45 TL’den sabitlenen dolar kurundan faydala-nabilecek.
YENİ ŞAFAK 31.03.2009
İspanya’ da 16 yıl sonra bir bankaya el kondu
İspanya Ekonomi Bakanı Pedro Solbes, İspanya Merkez Bankası’nın, yerel mevduat bankası Caja Castilla La Mancha’ya el koyarak 9 milyar Euro’luk borcuna devret garantisi vereceğini bildirdi. İspanyol bankacılık sisteminin muazzam derecede sağlam bir yapıya sahip olduğunu belirten Solbes, Caja Castilla La Mancha’nın kreditörlerine ve müşterilerine karşı tüm yükümlülüklerini yerine getireceği konusunda güvence verdi. İspanya hükümeti, daha önce likidite sorunu yaşayan bankalara 100 milyar Euro’ya varan garanti sağlayacağını açıklamıştı.
YENİ ŞAFAK 31.03.2009
Özelleştirme ile bin 151 kişi istihdam edilecek
Özelleştirme Sosyal Destek Projesi kapsamında bu yıla ilişkin toplam bin 151 kişinin daha iş gücü piyasasına katılacağı bildirildi
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Özelleştirme Sosyal Destek Projesi (ÖSDP) II kapsamında bin 151 kişinin daha istihdam edilmesinin planlandığını bildirdi. Çelik, MHP Hatay Milletvekili Turan Çirkin’in, Türkiye İş Kurumu’nun (İŞKUR) mesleki eğitim kurslarına ilişkin soru önergesini yanıtladı. İŞKUR’un, 2002-2008 yılları arasında “Aktif İşgücü Programları” kapsamında düzenlediği 4 bin 714 kurstan toplam 104 bin 856 kişinin yararlandığını belirten Çelik, aynı dönemde kurumca gerçekleştirilen istihdam garantili bin 962 kursta toplam 52 bin 873 kursiyere eğitim verildiğini, bunlardan 30 bin 524′ünün bir işe yerleştirildiğini kaydetti. Çelik, Özelleştirme Sosyal Destek Projesi (ÖSDP) II kapsamında yürütülen 109 projenin tamamlandığını, ancak projelerin sonuç raporlarının beklendiğini ifade ederek, bu projede eğitim gören 2 bin 77 kişiden, bin 151′inin daha istihdam edilmesinin planlandığını bildirdi.
YENİ ŞAFAK 31.03.2009
Küçük ilaç şirketleri de Türkiye’ye gelecek, pazarda birkaç yerli kalır
Türk ilaç pazarı, dünya devlerinin iştahını kabartıyor. Halen dünyanın en büyük 13. ilaç pazarı olan Türkiye, bu hızla giderse 2020 yılında ilk ona girecek.
12,5 milyar TL’ye ulaşan bu pazardan pay kapmak isteyen pek çok yabancı şirket, son dönemde satın alma veya birleşme gibi yollarla Türkiye’de yatırıma imza attı. Uluslararası ilaç devlerinin ardından daha küçük boyutlu yabancı şirketlerin de gelmek için fırsat kolladığı belirtiliyor. Bu da sektördeki hareketliliğin devam edeceği anlamına geliyor. Türkiye’de halen irili ufaklı 43 adet ilaç üretim tesisi bulunuyor. Bunlardan 14′ü yabancı sermayeli şirketlere ait.
Alanında ülkenin en büyük dördüncü firması olan Bilim İlaç’ın Genel Müdürü Dr. Erhan Baş, sektörün durumu ve yeni yatırımlar hakkında bilgi verdi. Genel Müdür Baş, Türkiye’nin ilaçta Rusya, Hindistan ve Çin ile birlikte dünyada en hızlı büyüyen pazarlar arasında yer aldığını söyledi. Avrupa pazarının artık doyma noktasında olduğunu belirten Baş, bu sebeple uluslararası ilaç şirketlerinin Türkiye gibi ülkelerde büyümek istediğini aktardı. İlaç devleri son yıllarda en büyük 20 yerli ilaç şirketinden 14′ünü satın aldı. İbrahim Ethem İtalyan Menarini’ye, Yeni İlaç bir başka İtalyan şirketi Recordati’ye, İlsan İltaş Alman Hexal’e, Fako ise Actavis Grubu’na satıldı. Sektörün en önemli oyuncularından Eczacıbaşı İlaç’ın yüzde 75′ini de Çek Zentiva aldı.
Erhan Baş, çok büyük şirketlerin yanında daha küçük ilaç şirketlerinin de birer birer Türkiye’ye gelmeye başlayacağını düşünüyor. Böylece satın almaların daha da hızlanacağını ifade eden Baş, “Yerli şirketlerin sayısı hızla azalacak. Birkaç firma kalacak. Bunlardan biri de biz olacağız ve liderliğe oynayacağız.” dedi. Kendilerine de pek çok satın alma ve ortaklık teklifi geldiğini, ancak yüzde 100 yerli sermayeli olarak kalmaya kararlı olduklarını bildirdi. Baş, hisse satmak yerine daha küçük firmaları alarak büyüyebileceklerini bildirdi. Bilim İlaç, Çerkezköy’den sonra ikinci fabrikasını da Gebze’ye kurdu. 120 milyon Euro’ya mal olan tesiste yılda 250 milyon kutu ilaç üretilecek. Buradan Amerika ve Avrupa ülkelerine ihracat yapılacak. 2006 yılında Ulusal Kalite Ödülü’ne layık görülen şirket, Avrupa Kalite Ödülü için de başvurdu. Erhan Baş, “Avrupa’da henüz bu ödülü alabilen ilaç şirketi yok. Bunu ilk biz başarmak istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Bilim İlaç, son dönemde yaptığı 15 milyon dolarlık yatırımla Türkiye’nin ilaçta en büyük Ar-Ge laboratuvarına sahip oldu. 4 bin 500 metrekarelik merkezde 110 bilim adamı çalışıyor. Şirket, bu yıl yeni ilaçların geliştirilmesi için 14 milyon dolar harcayacak. “Pazarda rekabet için Ar-Ge’den başka çareniz yok.” diyen Genel Müdür Baş, patenti biten orijinal ilaçların eşdeğerini ilk olarak piyasaya sunabilmek için çalıştıklarını kaydetti. Uzun vadede ise biyoteknoloji ilaçları ve nanoteknolojide uzmanlaşmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Kriz depresyonu tetikliyor
Dünyayı sarsan ekonomik kriz, insanların ruh sağlığını da bozmaya başladı. Bilim İlaç Genel Müdürü Erhan Baş, son dönemde depresyon ilaçlarının satışının artmaya başladığını söyledi. Kriz sebebiyle yüksek tahsilli kişilerin bile işini kaybettiğini belirten Baş, “Araştırmalar, 2001 krizinde de toplumda depresyon sıklığının arttığını göstermişti. Şimdi de benzer bir durum yaşanıyor.” diye konuştu. Türkiye’de en çok antibiyotik grubu ilaçlar kullanılıyor. Bunu sırasıyla kalp-damar, romatizma ve depresyon ilaçlarının da içinde bulunduğu sinir sistemi ilaçları takip ediyor. Kanser ilaçlarının tüketimi de son yıllarda hızla artıyor.
RAKAMLARLA BİLİM İLAÇ
İç pazar cirosu: 443 milyon dolar
İhracat cirosu: 22 milyon dolar
Pazardaki yeri*: Türkiye 4.sü
Çalışan sayısı: 1.800
Ruhsatlı ilacı: 178 adet
(*) 2008 ciro bazında
ZAMAN 31.03.2009
Derviş, Brookings Institution’ın başkan yardımcısı oldu
BM Kalkınma Programı (UNDP) başkanlığı görevi geçen haftalarda sona eren Kemal Derviş, dünden itibaren Washington’ın önemli düşünce kuruluşlarından Brookings Institution’ın Başkan Yardımcılığı ve küresel ekonomi ile kalkınma programından sorumlu direktörlük görevine getirildi.
Brookings Institution Başkanı Strobe Talbott açıklamasında, Derviş’in, ABD Başkanı Barack Obama’nın uluslararası işlerden sorumlu hazine bakan yardımcılığına aday gösterdiği Lael Brainard’ın yerine bu göreve getirildiğini bildirdi. Talbott, Derviş düzeyindeki bir akademisyen ve devlet adamının Brookings’e katılmasının büyük bir kazanç olduğunu belirtti. Kemal Derviş de açıklamasında, küresel ekonomik krizin sürdüğü mevcut ortamda yeni görevi için Brookings’e katılmaktan memnuniyet duyduğunu kaydetti. Brookings’in açıklamasına göre, Derviş, bu düşünce kuruluşundaki pozisyonunun yanı sıra Sabancı Üniversitesi’nde yeni başladığı görevini de sürdürecek.
ZAMAN 31.03.2009
Makine üreticisine KDV indirimi morali
Otomotiv ve beyaz eşya piyasasını canlandıran bu indirimle birlikte fabrikalarda izne gönderilen personel geri çağrıldı.
Üretimdeki canlanma İstanbul’da bugün başlayacak 12. Uluslararası Metal İşleme ve Teknolojileri Fuarı’na (TATEF) da ilgiyi artırdı. Fuarı organize eden İstanbul Fuarcılık Genel Müdürü Barış Can Erol, hem katılımcı firma hem de ziyaretçi bakımından yüzde 10′luk bir artış beklediklerini söyledi. 2009′un sonunda talebin canlanmasını bekleyen firmaların siparişleri şimdiden vermesi gerektiğini belirten Erol, “Bugün sipariş verilince 6 ay sonra teslim ediliyor. Şimdi sipariş verenler kriz bittiğinde üretime başlar.” diye konuştu. Türkiye, makine sektöründe Avrupa’nın önde gelen ülkeleri arasında yer alıyor. Avrupa Takım Tezgâhları İmalatçıları Birliği (CECIMO) verilerine göre, dünyada makine sektörü 53,3 milyar dolarlık üretim yapıyor. CECIMO, 24,3 milyar dolarını gerçekleştiriyor. Birlik arasında Türkiye üçüncü sırada. Barış Can Erol, yurtdışından gelecek ziyaretçi sayısında büyük artış olduğunu, Avrupa, Balkanlar, Ortadoğu ve Rusya’dan alım gruplarının TATEF’i ziyaret edeceği bilgisini verdi. Erol’a göre fuarların kriz ortamlarından çıkış reçetesi olduğunun farkına varan firmalar, fuara katılmakta geciken diğer meslektaşlarına oranla büyük avantajlara sahip olacak.
12. Uluslararası Metal İşleme ve Teknolojileri Fuarı TATEF 2009, 31 Mart-5 Nisan tarihleri arasında CNR Expo’da gerçekleşecek. TATEF, ana destekçisi Takım Tezgâhları İşadamları Dayanışma Derneği (TİAD) ve KOSGEB ve Makine İmalatçıları Birliği (MİB) işbirliğiyle düzenleniyor. Alanında Türkiye’nin en büyük, dünyanın 3. büyük endüstriyel fuarı olan TATEF’e yerli ve yabancı toplam 400 firma katılıyor. 40 bin kişinin ziyaret etmesi beklenen fuar, 5 salonda ve 50 bin metrekarelik alanda düzenleniyor. Sektörün öncü ülkelerinden Almanya, İspanya ve Tayvan’ın geniş bir ürün yelpazesiyle katıldığı fuara, Çin, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa, İngiltere, Çek Cumhuriyeti, Kore, Danimarka, Polonya, Hindistan ve Yunanistan’dan da katılımlar olacak. Geçen yıl fuara 375 bin kişi katılmıştı.
ZAMAN 31.03.2009
Sanyo ürünlerini C5 Mobile satacak
Japonya’nın elektronik devi Sanyo’nun Türkiye distribütörü, C5 Mobile oldu.
Sanyo ürünleri artık C5 Mobile satışa sunacak. C5 Mobile Genel Müdürü Süha Çolakoğlu, “Türkiye’de iyi bilinen Sanyo markasını tüketicilerimizle buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz.” dedi. Sanyo Türkiye Genel Müdürü Gökhan Gökmen ise kamera, fotoğraf makinesi ve dijital çerçevede büyümeyi hedeflediklerini ifade etti.
ZAMAN 31.03.2009
Opel’e geçici devletleştirme önerisi
Almanya Dışişleri Bakanı Opel’in iflası halinde 130 bin kişinin işsiz kalacağına dikkat çekti
Almanya Dışişleri Bakanı Frank-Walter Steinmeier, ekonomik kriz nedeniyle büyük zarara uğrayan Opel otomobil şirketinin kurtarılması amacıyla, devletin şirket hisselerine geçici süreyle iştirak etmesini önerdi.
Steinmeier, Opel’in kurtarılması amacıyla kendi hazırladığı bir tasarıda, şirketin iflas etmesinin devlete maliyetinin çok daha fazla olacağına dikkatİ çekerek, böyle bir durumda sadece Almanya’da 130 bin kişinin işsiz kalacağını, bu insanların devletten alacakları işsizlik ve sosyal sigorta parasının ilk yıl için yaklaşık 2,5 milyar avro olacağını, buna diğer bazı tazminat ve emeklilik paralarının da ekleneceğini belirtti.
Opel’in kurtarılması için ayrıca bir çalışma grubu oluşturulmasını da öneren Steinmeier, bakanlık yetkililerinden ve otomobil sektörü uzmanlarından oluşmasını önerdiği çalışma grubunun, 2 ay içinde şirketin geleceğine yönelik bir kurtarma planı hazırlamasını istedi.
Öte yandan, Bochum kentindeki Opel işletmesinde bulunan işçi temsilciliği, hükümetin şirkete hızlı bir şekilde yardım etmesini istedi.
İşçi temsilcisi Rainer Einenkel, Başbakan Angela Merkel ile Ekonomi Bakanı Karl-Theodor zu Guttenberg’in bu konuda çok fazla tereddüt ettiklerini savunarak, işletmeye en kısa zamanda 2,6 milyar avroluk devlet yardımı yapılmasını talep etti.
Opel Denetleme Kurulu raporunun Alman hükümetine sunulduğunu ifade eden Einenkel, Avrupa’da hiçbir Opel işletmesinin kapanacağını sanmadığını sözlerine ekledi.
DÜNYA 31.03.2009
Danimarkalı ISS, 2 bin kişiye istihdam sağlayacak
ISS’in Türkiye’deki ekibi, 2009 yılı itibariyle 22 bin kişiye ulaşırken, yıl sonuna dek 2 bin kişiye daha istihdam sağlanması hedefleniyor
Danimarka merkezli tesis yönetim firması ISS, bu yıl Türkiye’de 2 bin kişiye istihdam sağlayacak.
ISS Türkiye’den yapılan açıklamaya göre, bugün itibariyle 3 bin 500′ün üzerinde kurumsal müşterisine 4 bini aşkın noktada tesis yönetim hizmetleri sunan ISS, catering, temizlik, çamaşırhane yönetimi, güvenlik, bakım, haşere kontrol ve ilaçlama, ofis destek, teknik bakım, çağrı merkezi gibi alanlarda dünya standartlarının üzerinde çalışmalar gerçekleştiriyor.
ISS’in Türkiye’deki ekibi, 2009 yılı itibariyle 22 bin kişiye ulaşırken, yıl sonuna dek 2 bin kişiye daha istihdam sağlanması hedefleniyor.
DÜNYA 31.03.2009
Turkcell, Milli Piyango ihalesine girecek
Turkcell, iştiraki Turktell Bilişim Servisleri A.Ş vasıtasıyla tamamına dolaylı olarak iştirak ettiği Şans Oyunları Yatırım Holding A.Ş’nin tek başına veya diğer tüzel kişi/kişiler ile birlikte ortak girişim grubu kurarak şans oyunları ihalesine teklif vereceğini duyurdu.
Turkcell İletişim Hizmetleri A.Ş’den İMKB’ye gönderilen yazıda, şirket yönetim kurulunun, 27 Mart 2009 tarihli toplantısında, Milli Piyango İdaresi Genel Müdürlüğü’ne ait olan şans oyunlarının lisans verilmesi suretiyle özelleştirme ihalesine, yüzde 100 oranındaki iştiraki Turktell Bilişim Servisleri A.Ş vasıtasıyla, tamamına dolaylı olarak iştirak ettiği Şans Oyunları Yatırım Holding A.Ş’nin tek başına veya diğer tüzel kişi/kişilerle birlikte ortak girişim grubu kurmak vasıtasıyla katılarak teklif vermesini kararlaştırdığı belirtildi.
Yazıda, ilgili prosedürlerin sürdürülmesi için şirket yönetiminin yetkilendirildiği kaydedildi.
DÜNYA 31.03.2009
Kırsal kalkınma için 30 tarım makinesine hibe desteği
·
Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı çerçevesinde hibe destek verilecek tarımsal makine ve ekipmanlarının kapsamı genişletildi. Daha önce 17 olan hibe desteği verilen tarımsal makine ekipman sayısı, 30′a çıkarıldı. Güneş kolektörü, zeytin, pamuk, pancar, patates söküm ve hasat ile taş toplama makineleri de destekleme kapsamına dahil edildi. Kabul edilen proje başvurularında, mal alım tutarının yüzde 50’si hibe yoluyla desteklenecek. Hibeye esas tutar, gerçek kişiler için mal başına 50 bin lira, tüzel kişiler için mal başına 100 bin lirayı geçemeyecek.
REFERANS 31.03.2009
Eurodeniz’in sermayesi 1.3 milyon dolara çıktı
·
Denizbank’ın yüzde 99,8 oranında iştirak ettiği Kıbrıs’ta kurulu Eurodeniz Off Shore Bank’ın ünvanı “Eurodeniz International Banking Unit” olarak değiştirilirken, 500 bin dolar olan sermayesi de 1.3 milyon dolara çıktı. Öte yandan, Denizbank’ın Denizbank AG’de yüzde 99,99 olan payı yüzde 64′e geriledi. Denizbank’tan dün borsaya yapılan açıklamada, Denizbank AG’nin 17.8 milyon euro olan sermayesinin Deniz Finansal Kiralama’nın verdiği 9.9 milyon euroluk sermaye benzeri kredi ile 27.8 milyon euroya yükseldiği belirtildi. Sermaye artışı sonrası Deniz Finansal Kiralama’nın Denizbank AG’deki payı yüzde 35,93′e çıkarken, Denizbank’ın payı ise yüzde 64,06′ya indi.
REFERANS 31.03.2009
Erbosan’ın kârı yüzde 78 azaldı
·
Erbosan Erciyas Boru Sanayii’nin 2007 yılında 10 milyon 226 bin lira olan net kârı, 2008′de yüzde 77,7 oranında azalarak 2 milyon 277 bin liraya geriledi. Erbosan’ın toplam satış gelirleri yüzde 16,1′lik artışla 106 milyon 559 bin liraya çıkarken, brüt kârı yüzde 100 artarak 4 milyon 636 bin lira oldu. Faaliyet zararı 2 milyon 87 bin lira olan şirketin finansal gelirleri 8.7 milyon liradan 32.1 milyon liraya çıkarken, finansal giderleri ise 4.6 milyon liradan 28.3 milyon liraya yükseldi. Erbosan’ın kur farkı giderleri yüzde 547 oranında artarak 27.4 milyon liraya fırladı.
REFERANS 31.03.2009
Brisa’dan hisse başına 3 TL temettü
Sabancı Holding’in Japon Bridgestone Corporation ile eşit payla ortak olduğu oto lastik üreticisi Brisa, 2008 yılına ilişkin karından, 1 nominal değerli hisse başına, brüt 3.6 TL, net 3.06 lira nakit kâr payı (temettü) dağıtacak. Brisa tarafından İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na dün yapılan açıklamada, temettü ödemelerine 15 Mayıs’tan itibaren başlanacağı kaydedildi. Açıklamada hissedarlara 26 milyon 970 bin lira, intifa senedi sahiplerine 1 milyon 979 bin lira, yönetim kurulu üyelerine ise 135 bin lira temettü ödeneceği vurgulandı. Brisa 2008′de 115 bin lira tutarında bağış yaptı.
REFERANS 31.03.2009
Tüpraş’tan 4 yılda 2 milyar dolar temettü
Yüksek kur farkı giderleri nedeniyle geçen yılın son çeyreğinde 710.2 milyon TL zarar eden ve 2008 kârı, 2007′ye göre yüzde 66,7 oranında azalarak 432.2 milyon liraya gerileyen Tüpraş, bu yıl da temettü (kâr payı) dağıtacak. Tüpraş’ta 27 Mart 2009 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında yasal kayıtlara göre 423.5 milyon TL tutarında dağıtılacak kâr oluştuğu kaydedildi. Açıklamada 7.9 milyon lirası cari yıl istisna kazançlarından, 378.2 milyon lirası cari yıl istisna olmayan kazançlarından, 193.3 milyon lirası da tertip ihtiyatlardan olmak üzere, hissedarlara toplam 579 milyon 470 bin lira temettü dağıtılmasına karar verildiği bildirildi. Buna göre şirket hisse başına 2,314 TL brüt, 1,971 TL net nakit temettü dağıtacak. Temettü dağıtımına 1 Nisan’da başlanacak. Tüpraş’ın dağıtacağı temettü dolar bazında yaklaşık 350 milyon dolar olacak. Tüpraş 2005 yılından bu yana geçen 4 yılda toplam 1 milyar 987 milyon dolar, TL bazında ise 2 milyar 772 milyon lira temettü dağıttı.
3 yılda 1.7 milyar dolar dağıttı
1999 yılından bu yana 5.1 milyar TL net kâr elde eden Tüpraş’ın bu süre içinde dağıttağı temettü ise 4 milyar 349 milyon TL (3 milyar 353 milyon dolar) olarak gerçekleşti. Tüpraş, Koç Holding bünyesine geçtiği son üç yılda ise 2 milyar 552 milyon lira net kâr elde ederken, dağıttığı temettü 2 milyar 258 milyon liraya (1.7 milyar dolara) ulaştı.
Son sermaye artırımını 2001 yılında gerçekleştiren Tüpraş’ın yüzde 51′i Enerji Yatırımları A.Ş.’ye ait bulunuyor. Enerji Yatırımları’nın ise yüzde 75′i Koç Holding’e, yüzde 20’si Aygaz’a, yüzde 3′ü Opet’e, yüzde 2’si ise Shell’e ait. Tüpraş’ın halka açıklık oranı yüzde 49 seviyesinde bulunuyor. Koç Holding’in Tüpraş’tan son üç yılda elde ettiği temettü yaklaşık 850 milyon dolara ulaştı. Koç Holding Tüpraş’ın yüzde 49 hissesini 4 milyar 140 milyon dolara satın almıştı. Geçen yılın dokuz aylık döneminde net kârı 1 milyar 142 milyon lira olan Tüpraş, son üç ayda oluşan 871 milyon lira tutarındaki kur farkı giderinin etkisiyle yılın tamamında 432.2 milyon lira kâr elde edebildi.
Hilton’un yeni markası Denizen, İstanbul’a geliyor
Hilton markaları ailesine yeni global yaşam tarzı markası olan Denizen Hotels’i ekleyen Hilton Oteller Zinciri, “Denizen”in açılacağı ilk dünya şehirleri arasına Las Vegas, New York, Washington, Abu Dabi ve Londra ile birlikte İstanbul’u da aldı. Dünyadaki modern gezginlerin taleplerine cevap veren ve kelime olarak “dünya vatandaşı” anlamına gelen “Denizen”, Hilton Grubu’nun yeni iddialı markası oldu. Denizen Hotels, Hilton oteller zincirinin lüks&yaşam tarzı markalarından oluşan portföyündeki Waldorf Astoria, Waldorf Astoria Collection ve Conrad Hotels&Resorts isimleri arasında yer alacak. Denizen Hotels, hem kurumsal konukları hem de tatil gezginlerini hedef alarak, konukların konaklama ve eğlence anlayışlarını yeniden tanımlıyor.
Ayrıcalıklı tasarım uygun fiyata
Konuyla ilgili bir açıklama yapan Hilton Oteller Zinciri Yönetim Kurulu Başkanı Christopher J. Nassetta, Denizen Hotels’i markalar portföyüne katmaktan son derece mutlu olduklarını belirterek şunları söyledi: “Zorlu bir makro-ekonomik ortamda faaliyet göstermeye devam ederken, Denizen Hotels’i marka portföyüne ekleyerek uzun vadeli büyüme planlarımıza yatırım yapmaya devam ettiğimizi ortaya koyuyoruz. Pek çok kültür ve nesilden iş ve eğlenme amaçlı gezginleri kendine çekecek yaşam tarzı markası olan ve günümüzün duyarlılıklarına hitap edecek otantikliği bünyesinde barındıran Denizen Hotels, uygun fiyatlarına rağmen ayrıcalıklı tasarımı ve hizmetiyle öne çıkacak.”
Hilton Oteller Zinciri Lüks&Yaşam Tarzı Markaları Küresel Başkanı Ross Klein ise “Bu yeni markayı en iyi otel deneyimlerini isteyen ve hak eden konuklarımıza saygımızı hem duygusal hem de işlevsel boyutta göstermek amacıyla yarattık. Ayrıca dünya denizcilerini otellerimizde ağırlamaktan mutluluk duyacağız” dedi.
REFERANS 31.03.2009
FATİH YEĞENOĞLU
OBAMA’NIN ‘HAYIR’I TEDİRGİNLİĞİ ARTIRDI: DOW -%3, DOLAR KURU 1,7
31 Mart 2009 Salı -1
Belirttiğimiz risklerin ilk günden realize olduğu global piyasalarda oldukça moralsiz bir seyir yaşandı. Dow Jones’un 7500’ün altına sarktığı günde kayıplar %3 civarında oluştu. Otomobil devi GM’i kurtarmaya niyetli olmadığını gösteren Obama’nın Chrysler ile birleşme gerçekleştirmemeleri durumunda GM için iflasın kaçınılmaz olduğunu ortaya koyması piyasalarda yaşanan gerilimde etkili olan unsurdu. Yine İspanya’nın krizin başladığı dönemden beri ilk banka kurtarma operasyonunu yapması, Avrupa’da yeni banka batma haberleri gelebileceği beklentileri olumsuz görünümü destekleyen unsur oldu. Buna bağlı olarak oldukça sert bir hareket yapan global borsalarda tedirgin havanın ilk dakikalarda etkili olmasını ise Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararı öncesinde oluşan tedirgin ortama bağlıyoruz. Nitekim, merkez bankalarını yeni faiz indirimlerine zorlamaya çalışan piyasalar daha önceden olduğu gibi yine hafta başında olumsuz bir görünüm ortaya koydu. Bu olumsuz tablonun bugün de devam etmesi beklenmelidir. Şirketlere yönelik, özellikle de bankalara yönelik endişelerin etkili olmasını beklediğimiz global borsalarda satışların güçlendiği gözlenebilir. Paritede ise resesyon döneminin klasik seyri etkili olurken, dolar değer kazandı.
IMKB’de dün dışarıda beklediğimiz tedirginlik etkili oldu. Türkiye’deki yerel seçimlerin piyasaların istediği bir görünümde sonuçlanmasına karşın dışarıda Avrupa Merkez Bankası’nın kararı öncesinde oluşan gerilim moralleri bozdu. Nitekim, merkez bankalarını yeni faiz indirimlerine zorlamaya çalışan piyasalar daha önceden olduğu gibi yine hafta başında olumsuz bir görünüm ortaya koydu. Bunun bir sonucu olarak açılışta 25000 desteğini deneyen IMKB, İspanya’nın krizin başladığı dönemden beri ilk banka kurtarma operasyonunu yapması, Avrupa’da yeni banka batma haberleri gelebileceği beklentileri ile bu noktanın altını gördü. 24800’e kadar gerileyen borsada kapanış 25000’in üstünde gerçekleşti. IMKB kapanışı sonrasında ise Obama’nın açıklamaları izlendi. Otomobil devi GM’i kurtarmaya niyetli olmadığını gösteren Obama’nın Chrysler ile birleşme gerçekleştirmemeleri durumunda GM için iflasın kaçınılmaz olduğunu ortaya koyması sonrasında Dow’un 7500 desteğini denemesi, IMKB’nin bugün 24500’e sarkmasına neden olabilecektir. Olası tepki alımlarında ise 25300 direnç konumundadır.
Tahminlerimiz doğrultusunda yukarı yönlü seyreden faizlerde dün görülen en yüksek seviye %14,5 oldu. Türkiye’den gelecek olan enflasyon ve Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararı öncesinde yaşanan bu yükseliş eğilimi bugün de devam edebilir.
USD/TL – Avrupa’da Bankacılık Endişesi TL’yi Vurdu, 1,71 Denendi
Dolar kurunda dün günün saatleri itibari ile beklediğimiz yükseliş hareketi yaşandı. Bu hareketin ilk nedeni olarak Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararı öncesinde oluşan tedirgin ortamı görüyoruz. Nitekim, merkez bankalarını yeni faiz indirimlerine zorlamaya çalışan piyasalar daha önceden olduğu gibi yine hafta başında olumsuz bir görünüm ortaya koydu. Buna bağlı olarak 1,7’yi aşan dolar kurunda alımları Avrupa’daki bankacılık sektörüne yönelik endişeler tetikledi. İspanya’nın krizin başladığı dönemden beri ilk banka kurtarma operasyonunu yapması, Avrupa’da yeni banka batma haberleri gelebileceği beklentileri olumsuz görünümü destekleyen unsur oldu. Buna bağlı olarak dolar kuru 1,71 seviyesini test etti. ABD seansında ise olumsuz haberler Obama’dan geldi. Otomobil devi GM’i kurtarmaya niyetli olmadığını gösteren Obama’nın Chrysler ile birleşme gerçekleştirmemeleri durumunda GM için iflasın kaçınılmaz olduğunu ortaya koyması dolar kurunda ABD seansında beklentinin aksi bir görünüm oluşturdu. ABD seansını 1,6950’ye yakın bir noktadan yapan dolar kurunda bugün çıkış hareketi devam edebilir. Dolar kurunda ilk hedef olarak 1,7250 durmaktadır. Olası gevşemelerde ise destek noktası olarak 1,68 takip edilmelidir.
EURUSD – Piyasada Tedirginlik Arttı: -0,76
ABD otomobil ve finans sektörüne yönelik endişelerin artmasına bağlı olarak doların euro karşısında güç kazandığını ve paritede satış baskısının güçlendiğini gözlemledik. Özellikle, General Motors şirketinin iflas edeceği beklentileri piyasada tedirginliği artırırken 1,3750 seviyesinden başlayan düzeltme hareketi gücünü koruyor. Gün içinde 1,3113-1,3298 seviyeleri arasında hareket gözlenen paritede dolar euro karşısında yaklaşık %0,76 oranında değer kazandı. Bugün, Almanya işsizlik oranının yanı sıra Euro Bölgesi tahmini TÜFE rakamı ve ABD tüketici güven endeksi piyasada etkili olacaktır. Teknik olarak günlük göstergelerinde bekle sinyallerinin devam etmesine rağmen haftalık göstergelerinde al sinyallerinin oluştuğunu gözlemliyoruz. Göstergelerdeki sinyallerinin birbirini desteklememesine bağlı olarak piyasada temkinli seyrin korunması beklenmelidir. İşlem hacminin günlük bazda bir önceki haftanın son işlem gününe göre düşük kaldığı ve paritedeki düşüşü desteklemediğini gözlemliyoruz. Hem piyasaya katılımın zayıf olması hem de sinyallerin düşüşü desteklememesi nedeniyle paritedeki satışlara temkinli yaklaşılmalıdır. 20’li hareketli ortalamasının geçtiği 1,3090 seviyesine yaklaşıldıkça tepki alımlarına bağlı olarak satış baskısının zayıflaması beklenmelidir. Bugün yine gün için destek direnç seviyeleri yakından takip edilmeli ve bu seviyelere göre kısa vadeli pozisyon alınmalıdır. Gün içinde ise 1,2950 ve 1,3070 seviyeleri destek noktası olarak belirirken olası yükselişlerde 1,3310 ve 1,3425 direnç seviyeleri yakından takip edilmelidir.
GBPUSD – Konut Rakamları Düşüşe Engel Olamadı
ABD otomobil ve finans sektörüne yönelik yaşan tedirginlik piyasada satış baskısının etkili olmasında belirleyici oldu. Nitekim, İngiltere konut kredisi rakamlarındaki olumlu artışa rağmen sterlindeki satışların gücünü koruduğunu gözlemledik. Gün içinde 1,4112-1,4298 seviyeleri arasında hareket gözlenen paritede sterlin dolar karşısında yaklaşık %0,49 oranında değer kaybetti. Bugün, ABD tüketici güven endeksi piyasada etkili olacaktır. Teknik olarak, günlük ve haftalık göstergelerinde bekle sinyallerinin oluştuğunu gözlemliyoruz. Göstergelerdeki sinyallerin birbirini desteklemesine bağlı olarak piyasada temkinli seyrin korunması beklenmelidir. İşlem hacminin ise günlük bazda bir önceki haftanın son gününe göre düşük kaldığı ve satışları desteklemediğini gözlemledik. Hem piyasaya katılımın zayıf olması hem de sinyallerin düşüşü desteklememesi nedeniyle paritedeki satışlara temkinli yaklaşılmalıdır. 20’li hareketli ortalamasının geçtiği 1,42 desteğine yaklaşıldıkça tepki alımlarına bağlı yükseliş gözlenebilir. Bugün yine gün için destek direnç seviyeleri yakından takip edilmeli ve seviyelere göre kısa vadeli pozisyon alınmalıdır. Gün içinde ise 1,3915 ve 1,4120 seviyeleri destek noktaları olarak belirirken olası yükselişlerde 1,4380 ve 1,4590 seviyeleri direnç olarak belirmektedir.
USD/JPY – Beklediğimiz Sert Düşüş Yaşandı
Dün gün içinde hafta için verdiğimiz hedef seviyelere yaklaşan USD/JPY 95,96 seviyesini gördü. Bu hafta için beklediğimiz faiz kararı tedirginliğinin etkili olduğu piyasalarda USD/JPY’deki aşağı hareketi yaratan Avrupa Merkez Bankası’ydı. Nitekim, merkez bankalarını yeni faiz indirimlerine zorlamaya çalışan piyasalar daha önceden olduğu gibi yine hafta başında olumsuz bir görünüm ortaya koydu. Bunun sonucunda yaşanan aşağı hareketi, İspanya’nın krizin başladığı dönemden beri ilk banka kurtarma operasyonunu yapması, Avrupa’da yeni banka batma haberleri gelebileceği beklentileri beklentisi güçlendirdi. Yine otomobil devi GM’i kurtarmaya niyetli olmadığını gösteren Obama’nın Chrysler ile birleşme gerçekleştirmemeleri durumunda GM için iflasın kaçınılmaz olduğunu ortaya koyması nedeniyle gerileyen USD/JPY’de daha sonrasında ise düzeltme hareketi ile birlikte 97 seviyesi aşıldı. Paritedeki bu aşağı hareketin bugün devam edebileceğini düşünüyoruz. Bugün için Euro Bölgesi’nden gelecek olan enflasyon ve ABD’nin tüketici güveni rakamlarının yakından takip edilmesi gerektiğini düşündüğümüz paritede 95 destek, 98,3 ise direnç noktası olarak durmaktadır.
ALTIN – 20’li BHO Satışlarla Birlikte Kırıldı
ABD piyasalarından gelen haberlere bağlı olarak doların diğer para birimlerine göre değer kazanması altında satış baskısını güçlendirdi. Nitekim, euro/dolar paritesindeki düşüşe bağlı olarak altının da gerilediğini gözlemledik. Gün içinde 908,85- 932,35 ons/dolar seviyeleri arasında hareket gözlenen piyasada altın fiyatları %0,67 oranında değer kaybetti. Bugün, ABD tüketici güven endeksi piyasada etkili olacaktır. Teknik olarak, günlük göstergelerinde sat, haftalık göstergelerinde ise bekle sinyallerinin devam ettiğini gözlemliyoruz. Göstergelerdeki sinyallerin birbirini desteklememesine bağlı olarak piyasada temkinli seyrin korunması beklenmelidir. İşlem hacminin ise günlük bazda bir önceki haftanın son işlem gününe göre düşük kaldığı ve satışları desteklemediğini gözlemledik. Hem piyasaya katılımın düşük olması hem de sinyallerin satışı kısa vadede desteklemesi nedeniyle altın fiyatlarındaki satışlara temkinli yaklaşılmalıdır. Ancak, 926,75 ons/dolar seviyesinden geçen 20’li hareketli ortalamasının altında kaldığı sürece kısa vadeli satış baskısının güçlenmesi beklenmelidir. Buna bağlı olarak bugün yine gün için destek direnç seviyeleri yakından takip edilmeli ve seviyelere göre kısa vadeli pozisyon alınmalıdır. Gün içinde ise 889,25 ve 904,70 ons/dolar seviyeleri destek noktaları olarak belirirken olası yükselişlerde 929,05 ve 944,50 ons/dolar direnç seviyeleri yakından takip edilmelidir.
PETROL – İlk Hedefe Ulaşıldı
Petrolde tahminimizden hızlı bir düşüş yaşandı. İlk hedef seviye olarak belirttiğimiz 48 dolara doğru %7’lik bir gerileme kaydeden petroldeki bu gevşeme eğiliminin bugün devam ettiği görülebilecektir. Nitekim dün gelen haberler de bu görünümü destekledi. İspanya’nın krizin başladığı dönemden beri ilk banka kurtarma operasyonunu yapması, Avrupa’da yeni banka batma haberleri gelebileceği beklentilerinin yanı sıra otomobil devi GM’i kurtarmaya niyetli olmadığını gösteren Obama’nın Chrysler ile birleşme gerçekleştirmemeleri durumunda GM için iflasın kaçınılmaz olduğunu ortaya koyması piyasada yaşanan resesyon endişelerinin temelini oluşturdu. Yine haftaya girerken bahsettiğimiz üzere Avrupa Merkez Bankası’nın faiz kararına yönelik endişeler piyasalar etkisi gösterdi. Nitekim, merkez bankalarını yeni faiz indirimlerine zorlamaya çalışan piyasalar daha önceden olduğu gibi yine hafta başında olumsuz bir görünüm ortaya koydu. Zaman zaman tepki alımları yaşansa da petroldeki bu gerileme eğiliminin 45 dolar düzeyine kadar devam edebileceğini düşünüyoruz. Olası çıkışlarda ise 52,5 dolar seviyesi direnç olarak durmaktadır.
Dünyanın ekonomisi
Dünya bu hafta Londra’da yapılacak olan G20 Zirvesi’ne kilitlendi. Herkes zirveden krizin derinleşmesini engelleyecek formüller beklerken, bu uzlaşının çıkmaması halinde felaket senaryoları konuşuluyor. IMF zirve öncesi gerilimi dindirmek için darboğaz içindeki ülkelere kredi vermenin koşullarını kolaylaştırdı. Tüm bunların etkilerini hafta içinde göreceğiz.
GÖZLER LONDRA’DA
GEÇEN haftalarda da dikkat çektiğimiz gibi, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu dünyanın en büyük 20 ekonomisinin liderleri 2 Nisan’da İngiltere’de yapılacak olan G20 Zirvesi’nde buluşacak. Liderlerin gündeminde küresel kriz, gelişmekte olan ekonomilerin dünya ekonomisiyle daha fazla entegre olması, krizden çıkış için daha güçlü yardım planları, korumacılığa karşı alınması gereken önlemler ve IMF’de gerçekleştirilmesi düşünülen reform var. Pek çok ülkenin umutla beklediği zirvenin sonuçsuz kalması halinde küresel ekonominin çökeceği ve dünyanın 1930′ların Büyük Depresyonu’nun gerisine gitmekten kurtarabilecek son şans olduğu iddia ediliyor. Zirve öncesi ABD’nin aldığı ekonomik önlemlerin AB Dönem Başkanı Çek Başbakanı tarafından sert bir dille eleştirilmesi dikkat çekti. Çek Başbakanı Mirek Topolanek, ABD’nin büyük teşvik planları ve korumacı önlemler ile 1930′lardaki hataları tekrar ettiğini ve bunun da ‘cehenneme giden yol’ olduğunu söyledi. ABD bu açıklamalar karşısında sakin kalmayı tercih etti.
G20 ÖNCESİ BÜYÜK GERİLİM
EKONOMİ uzmanları umutlarını bu zirveye bağlarken, G20 öncesi Avrupa’nın öfkeli toplumları sokağa döküldü. Londra’daki binlerce kişiyi buluşturan gösterilerde ‘Kapitalizm işlemiyor. Başka bir dünya mümkün’ diye pankart atan göstericiler, Berlin’de kapitalizmin sembolik tabutunu kaldırıp, cenaze töreni düzenlediler. Tüm bunlar bir süredir ‘toplumsal ayaklanma’ uyarıları yapan uluslararası kuruluşların haklı olduğunu düşündürdü. Öyle görünüyor ki, kapitalizmin çok ciddi bir şekilde yeniden yapılandırılmaması halinde kaybettiği prestijini geri kazanması pek de mümkün değil. G20′nin bir sonraki toplantısına Türkiye’nin ev sahipliği yapması bekleniyor,
ÇİN DE ‘YENİ PARA’ DEDİ
AVRUPA’DA G20 gerilimi yaşanırken, Rusya-Çin zirve öncesi adeta ortak bir cephe oluşturmuş izlenimi veriyor. Rusya’nın geçen hafta yaptığı yeni rezerv para yaratılması önerisinin ardından, bu hafta da benzer bir çağrı Çin tarafından yapıldı. Çin’in Merkez Bankası Başkanı Zhou Xiaochuan’ın, bankanın sitesinde yayınlanan makalesinde, IMF’ye, dolar dışında yeni bir para biriminin, uluslar- arası rezerv para olarak kullanılması çağrısında bulunuldu. Çin, dolar yerine, Özel Çekme Hakkı (SDR) olarak da bilinen ve IMF’nin ülkelere borç verirken kullandığı değerin, yeni ortak para birimi olmasını önerdi. Bir ulusun para biriminin, uluslararası standart olarak kabul edilmesinin, dünyadaki bütün ülkeleri o ülkenin para birimine bağımlı hale getirdiği belirtilen makalede, o ülkenin parasıyla ilgili sorunları düzeltmek için alacağı tedbirlerin, diğer ülkelere olumsuz maliyetleri olabileceğine dikkat çekildi. Bu konunun G20 gündemine getirilmesine kesin gözüyle bakılıyor.
IMF’DEN KOLAY KREDİ
KRİZ süresince katı kuralları nedeniyle eleştiri oklarına hedef olan Uluslararası Para Fonu IMF, üye ülkelerin içinde bulundukları darboğazı aşabilmeleri için kredi verme koşullarını değiştirme kararı aldı. Kredi koşulları basitleştirilecek olan fon, kredi kaynaklarına erişim hakkını da genişletecek. Belli kriterlere uyan ülkelerin büyük miktarlarda kredi alabilmelerinin önü açılırken, kredi ödeme süreleri de 5 yıla kadar çıkabilecek. IMF yetkilileri yoksul ülkelere yardım sağlama çabaları çerçevesinde bu adımı attıklarını söyleseler de, ekonomistler bu programın daha çok orta halli ve zengin ülkeler için tasarlandığı görüşünde.
KRİZ, SİHİRBAZ SOROS’A YARADI
DÜNYAYI kasıp kavuran küresel kriz, para sihirbazı George Soros’a yaradı. Alpha Dergisi 2008 yılının en fazla kar edenler listesinde George Soros 1.1 milyar dolar ile 4′üncü sırada yer aldı. Krizin gelişini öngören Soros krize karşı kendisinin yönetimindeki Quantum Investment Fund’u yapılandırarak 2008 yılında yüksek riskli yatırım fonlarının (hedge fon) ortalama yüzde 18 değer kaybettiği bir ortamda kar etmeyi başardı. Soros “krizi son derece iyi geçirdiğini” söyledi.
Geçtiğimiz haftadan notlar:
Japonya’da ihracat şubat ayına göre bir önceki yıla göre yüzde 49 oranında azaldı.
Dünya Ticaret Örgütü, 2009 yılında küresel ticarette yüzde 9 daralma yaşanacağını açıkladı.
ABD’de devlet yardımlarıyla batmaktan kurtulan sigorta şirketinin ‘American International Group’ (AIG)’de en büyük ikramiyeleri alan 20 yöneticiden 15′i aldıkları paraları iade etti. AIG’nin yöneticilerine nakit olarak ödediği 165 milyon dolarlık ikramiyeden sadece ABD vatandaşlarına ödenen 80 milyon doları geri alınabilecek durumda.
Uluslararası Para Fonu, Romanya’ya 27 milyar dolarında acil kredi verileceğini açıkladı Romanya, Macaristan ve Letonya’dan sonra Uluslararası Para Fonu’nun acil kredi sağladığı üçüncü Avrupa Birliği ülkesi oldu.
AKŞAM 30.03.2009
Pegasus, Almanya’nın ikinci büyük havayolu Air Berlin’in yüzde 15’ini alıyor
Almanya’nın ikinci büyük havayolu şirketi Air Berlin, Esas Holding’in şirkette azınlık hisselerini almayı planladığını açıkladı.
Haber Ajansı AP’de yer alan haberde, “Merkezi İstanbul’da bulunan ve Pegasus’a sahip olan Esas, Air Berlin’de yüzde 15.3 oranında hisse alacak” denildi. Anlaşmanın, Almanya’nın Rekabet Kurulu’nun onayını beklediği belirtildi. Air Berlin, satılacak olan yüzde 15.3’lük hissenin bedelini açıklamadı. Air Berlin, anlaşma tamamlandığında Esas’ın yönetim kurulunda, yönetimde görev almayan yönetim kurulu üyesiyle temsil edileceğini bildirdi. Air Berlin, geçen hafta ise Alman seyahat acentesi TUI Travel’a şirketin hisselerinin yüde 19.9’unu satmıştı.
Türkiye ikincisi
1990’da kurulan Pegasus, 2005’ yılında Esas Holding tarafından satın alınmıştı. Esas Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, geçtiğimiz günlerde Berlin’de düzenlediği basın toplantısında 2005 ile 2008 yılları arasında Pegasus’un yüzde 43 oranında büyüdüğünü belirtti. Türkiye’de THY’den sonra yüzde 16 pazar payı oranıyla ikinci sırada yer aldıklarına ve günümüzde Türkiye’de 16 merkeze uçtuklarına dikkat çeken Sabancı, ’’2015 yılına kadar toplam 1.8 milyar dolar tutarında 20 adet uçak alacağız’’ dedi. Pegasus Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Kayseri ve Lefkoşa’dan İstanbul aktarmalı olarak Almanya’da 9 noktaya uçuyor. Haftada 49 olan sefer sayısının 19’u Antalya ve Almanya, 30 sefer de Türkiye’deki diğer merkezlerle Almanya arasında yapılıyor. Pegasus, Almanya ile Türkiye arasındaki seferleri bu yıl 1 Temmuz’dan itibaren yaklaşık yüzde 50 oranında artırmayı hedefliyor. Almanya’ya 2008’de 400 binin üzerinde yolcu taşıdıklarını, uçuş sayısının da 3 bin 200 olduğunu belirten Pegasus yetkilileri 2007’ye göre bunun yaklaşık yüzde 30’luk bir artış olduğunu söyledi. Pegasus Avrupa’da ayrıca Londra-Stansted, Viyana, Amsterdam, Eindhoven, Kopenhag ve Zürih havaalanlarına da uçuyor.
Pegasus AB’li havayolu arıyordu
ESAS Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı, yabancı bir havayolu şirketi almak konusundaki isteklerini yaklaşık 2 yıldır dile getiriyor. Sabancı, 2 yıl önce basına yaptığı bir açıklamada, alacakları ya da ortak olacakları şirketin Avrupa Birliği’ne ait olmasına dikkat edeceklerini anlatmıştı.
HÜRRİYET 30.03.2009
Kriz, Türk denimi için fırsata dönüştü
Global ekonomik kriz, Türk jean ve denim üreticilerine fırsat kapısı açtı.Avrupalı büyük denim firmaları, kriz yüzünden stok maliyetleri artınca üretim siparişlerini Çin’den Türkiye’ye kaydırdı.
Türkiye Denim Sanayici ve İşadamları Derneği (DENİMDER) Başkanı Nedim Özbek, dünyada krizin başlamasıyla birlikte Avrupa’daki büyük denim firmalarının ve mağaza zincirinin daha önce Çin’e yaptırdıkları üretimlerini durdurduklarını belirtti. Özbek şunları söyledi: “Avrupa’daki büyük denim firmaları Çin, Bangladeş, Pakistan gibi ülkelere artık üretim yaptırmak istemiyorlar. Siparişler, Türkiye’ye kaydı. En fazla üç hafta içinde teslimat yapabiliyoruz. Türkiye’de çoğu firma kriz dolayısıyla kapanmaya başlamış, küçülmüştü. Dönüşler ile hazirandan sonra kapasiteler tekrar eski haline gelecektir. Türk denim üreticileri kar elde etmemelerine rağmen, müşteriyi kaçırmamak ve işçi çıkarmamak adına üretime devam ediyorlar. Hükümet sektöre yönelik teşvikler hazırlamalı.”
HÜRRİYET 27.03.2009
Borlu gübre üretimi başlıyor
TÜRKİYE’ye madencilik sektöründe yeni bir ihracat kapısı daha açılıyor. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğüne ait, yapım çalışmaları büyük ölçüde tamamlanan Bandırma borlu gübre üretim tesisleri, mayıs ayında deneme üretimine başlayacak. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürü Orhan Yılmaz, borlu gübre üretim tesislerinin sadece ihracata yönelik üretim yapacağını, tesislerin tam kapasitede üretime alınmasının ise 2010 yılında olacağını söyledi. Tamamen Türk mühendis, işçileri ve Eti Maden İşletmeleri prosesinde gerçekleştirilen tesisler için yaklaşık 3 milyon dolar harcama yapıldığını belirten Yılmaz, tesislerden yılda 8 milyon dolarlık borlu gübre ihracatının planlandığını kaydetti. Borlu gübrenin en önemli alıcıları arasında, ABD, Çin ve Avrupa ülkelerinin olduğunu ifade eden Yılmaz, ilk etap da ihracatın bu ülkelere yapılmasının planlandığını sözlerine ekledi.
HÜRRİYET 30.03.2009
TUSAŞ’ın ’arı’sı gün sayıyor
TÜRK savunma sanayinin öncü kuruluşlarından TAI-TUSAŞ tesislerinde modernize edilecek ilk T-38 (arı) programı kapsamındaki ilk uçak, bu yıl uçuşa hazır hale getirilecek. Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığının envanterinde bulunan T-38 uçaklarının modernizasyonuyla ilgili Temmuz 2007 tarihinde Savunma Sanayii Müsteşarlığı ile TAI-TUSAŞ arasında imzalanan sözleşme uyarınca, söz konusu uçaklara 13 adet yeni sistem takılacak. Uçakların modernizasyon projesiyle, TUSAŞ tesislerinde modern aviyonik ve alt sistemleriyle donatılacak. Modernizasyonla uçakların kullanım ömürleri 21’nci yüzyılın ortalarına kadar uzatılmış olacak. Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM) ile imzalanan sözleşme, 55 uçağın modernizasyonunu kapsayacak. Bunlardan 5 adedi TUSAŞ tesislerinde modernize edilecek ve ilk iki uçak prototip olacak. 50 uçağın modernizasyonu ise Hava Kuvvetleri Komutanlığının 1’nci HİBM Komutanlığının Eskişehir’deki tesislerinde gerekleştirilecek.
HÜRRİYET 30.03.2009
G-20 toplanmadan sonucu sızdı şapkadan tavşan çıkmayacak
İngiltere Başbakanı Brown’ın uluslararası diplomasi turunun ardından ev sahipliği yapacağı G-20 zirvesinin sonuç bildirgesi basına sızdı, tartışmalar büyüdü, zirve çıkmaza girmiş gibi görünüyor..
2 Nisan’da İngiltere’nin başkenti Londra’da yapılacak G-20 zirvesi için geri sayım sürerken, Kasım ayında yapılan zirvede olduğu gibi bu toplantıdan da çok önemli bir kararın çıkmayacağı beklentisi giderek güçleniyor. Küresel ekonomik krizle mücadele konusundaki tartışmalar ise giderek alevleniyor. Zirveye ev sahipliği yapacak olan İngiltere’nin Başbakanı Gordon Brown’un dünya liderlerine yapacağı 2 trilyon dolarlık mali teşvik önerisinin Alman basınına sızdırılması gerilimi iyice artırdı. İngiliz basını bunun zirveyi sabotaj girişimi olabileceğini yazdı.
19 MİLYON KİŞİYE İŞ
Sunday Times gazetesi liderler tarafından imzalanarak kamuoyuna açıklanacak sonuç bildirgesinin Alman der Spiegel dergisi tarafından sızdırıldığı öne sürdü. Der Spiegel’in haberinde G-20 liderlerinin imzasıyla açıklanacak sonuç bildirgesinde, üzerinde daha önce uzlaşılmış 2 trilyon dolarlık teşvik paketinin uygulamaya konulması kararının yer aldığı iddia edildi. Bildirgede, 2 trilyon dolarlık teşvik paketinin büyümeyi yüzde 2 oranında artırmasının ve bütün dünyada 19 milyon kişiye iş sağlamasının beklendiği kaydedildi. Bildirge taslağında İngiltere’nin 2010 için bir küresel büyüme hedefi konulması isteğinin de yer aldığı da kaydedildi.
BERLİN’DEN YALANLAMA
Sunday Times, haberin sızmasından da Alman hükümetini sorumlu tuttu. Gazete ”bilinçli sabotaj” olarak nitelediği gelişmenin işaretlerinin Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Brown’a göre mali teşviğe karşı daha ihtiyatlı olan yaklaşımından da hissedildiğini savundu. Federal Almanya Basın Dairesi belgenin Spiegel’e hükümet yetkililerince bilinçli olarak verildiği iddialarını yalanladı. Geçtiğimiz hafta düzenlenen zirvede Almanya ve Fransa başta olmak üzere AB liderleri yeni bir teşvik paketi hazırlanması önerisine karşı çıkmıştı. Harcama planının basına sızmasının ardından, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “Kimse bana ne kadar para harcayacağımı söyleyemez” dediği ileri sürüldü. İspanyol yetkililer de şu anda harcamalarda keskin bir yükseliş planlamıyor. İngiltere Başbakanlık sözcüsü ise, Der Spiegel’in yayımladığı sonuç bildirgesinin “artık geçerli olmayan rakamları içeren eski bir doküman” olduğunu savundu. Sözcü 2 trilyon dolar rakamının IMF tarafından kullanılan bir tahmin olduğunu ileri sürdü.
SABAH 30.03.2009
Hüsnü Özyeğin kurumsal bankacılık için gün sayıyor
Rekabet anlaşması gereği imzaladığı üç yıllık bankacılık yasağı 2009 Ağustos’unda dolacak olan Hüsnü Özyeğin Türkiye’de bu kez kurumsal bankacılığı hedefliyor..
Forbes dergisinin “En Zengin 100 Türk” listesinin bu yıl ki bir numarası Hüsnü Özyeğin, Finansbank’ın satışı nedeniyle, rekabet anlaşması gereği devam eden bankacılık yasağının sona ermesi için gün sayıyor ancak Özyeğin’in kafasında bu kez çok şubeli bireysel bankacılık yok.
PAZAR DOYMUŞ
Türkiye’de bu alanın doyduğunu savunan Özyeğin bir milyonun üzerinde kredi kartı olmayan bir bankanın kar etme şansı kalmadığını, faizlerin düşmesiyle karlı rakamın, üç - dört yıl içinde iki milyon kredi kartına kadar çıkacağını öngörüyor. Özyeğin’in Türkiye’de bankacılık yapmak için hedefinde üç - dört şubeli, kurumsal bankacılıkla başlamak var. Satın almak isteyebileceği bir kurumsal banka bulunmadığını belirten Özyeğin operasyonların tümünü belki de Hollanda merkezli Credit Europe Group (CEG) üzerinden yapabileceklerini ifade ediyor. Finansbank’ı 2006 yılında 2.7 milyar dolara Yunanlılara satan Hüsnü Özyeğin, CEG geçen yıl yüzde 45 büyüterek toplam aktiflerini 20 milyar dolara yaklaştırdı. Özyeğin, bu grubun şu an “Finansbank’la Denizbank arasında bir büyüklüğe” geldiğini ifade ediyor. CEG, Çin’de faaliyet gösteriyor; Almanya ile Belçika’da da şubeleri var.
SABAH 30.03.2009
Dört sektörün beklediği KDV indirimi yürürlükte
Bazı Mallara Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespiti ile Mal ve Hizmetlere Uygulanacak Katma Değer Vergisi Oranlarının Tespitine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Bakanlar Kurulu Kararı, dün resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi. 25 Mart’tan itibaren geçerli olacak düzenlemeyle, inşaat sektöründe talebin canlandırılmasına ve stokların eritilmesine yönelik bina ve bağımsız bölüm şeklindeki iş yerlerinin satışından alınan KDV, 3 ay süreyle yüzde 8′e, mobilya sektöründe ev ve ofis mobilyalarından alınan yüzde 18 KDV, yüzde 8′e, bilgisayar, bilişim ve büro makinelerinden alınan yüzde 18 KDV oranı da yüzde 8′e indirildi. Öte yandan konut sektöründe de tap harcı indirimi yürürlüğe girdi. Buna göre konut, iş yeri ve diğer gayrimenkullerin satışında alıcı ve satıcının her birinde ayrı ayrı binde 15 olarak alınan tapu harcı, 3 ay süreyle binde 5′e indirildi.
SABAH 30.03.2009
Avrupalı denimci Çin’den Türkiye’ye kayıyor
Global ekonomik kriz, Türk denim (jean) üreticilerine fırsat kapısı açtı. Avrupalı büyük denim firmaları, kriz yüzünden stok maliyetleri artınca üretim siparişlerini Çin’den Türkiye’ye kaydırdı. Türkiye Denim Sanayici ve İşadamları Derneği (DENİMDER) Başkanı Nedim Özbek: “4 milyar dolar olan denim ihracatımız 2009 yılında en az yüzde 10-15 artar. 6 aydan sonra kapasiteler eski haline gelecektir” dedi.
SABAH 30.03.2009
Benzin ve motorine zam geldi
Benzinin perakende satış fiyatı 4 kuruş, motorinin perakende satış fiyatı ise 5 kuruş artırıldı. Dünden itibaren belli başlı akaryakıt dağıtım şirketleri, 95 oktan kurşunsuz benzinin litre fiyatını Ankara’da 2.97 liradan 3.01 liraya, İstanbul’da ise 2.98 liradan 3.02 liraya çıkardılar. Motorinin litre fiyatı da 2.48-2.51 liradan, 2.53-2.56 liraya çıktı. Akaryakıt ürünlerinin perakende satış fiyatları, şirketlere, il ve ilçelere göre ufak farklılıklar gösteriyor.
Bir haftada 10 bin otomobil satıldı lüksler stokta kaldı
ODD Başkanı Aybar, bir haftada 10 bin araç satıldığını söyledi. 1600 cc’ye kadar binek otoda stokun eridiğini kaydeden Aybar ‘Ticari ve lükste stok hálá var’ dedi.
OTOMOTİVDE özel tüketim vergisi (ÖTV) indiriminin yürürlüğe girdiği 16 Mart tarihinden itibaren talep patlamasıyla birlikte birçok otomobilin tükenmesi, stok konusunda eleştiri oklarının sektöre dönmesine neden oldu. Motor hacmi 1600 cc’ye kadar olan birçok model yetkili satıcılarda yok satarken, alınan siparişlerde bir-iki ay sonraya gün verilmeye başlandı. Bu gelişme sonrasında piyasada stok konusunda kafalar karıştı, müşteri şikayetleri arttı, ellerinde 130 bin civarında stok olduğu ifade edilen otomotivcilerin ‘aslında fazla stok tutmadığı’ yönünde suçlamalar ortaya çıktı. Peki gerçekten stoklar tükendi mi? Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Başkanı ve Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, piyasada sektöre yönelik eleştirilere yanıt verdi. ‘Stokların erimesi diye bir durum söz konusu değil’ diyen Aybar, şu açıklamayı yaptı: ‘Stokta 100 araç var diyelim, bunun 10 tanesine büyük ilgi var. 10 aracı satıyorsunuz, ancak talep yine bu 10 araç için geliyor. 90 araç hálá alıcı bekliyor. Talep daha çok 1600 cc’ye kadar otomobillerde yoğunlaştığı için bu motorizasyonun stoku erimiş oluyor, ticari ve lüks otomobil stoku hálá mevcut.’
TALEP UYUŞMAZLIĞI VAR
UYGULAMANIN başladığı 16 Mart 2009 haftası 10 bin araç satıldığını kaydeden Aybar ‘Bazen model, bazense renk tercihi belli araçlar üzerine talebi arttırabiliyor. Ortada arz talep uyuşmazlığı var, stokların tükenmişliği yok. 10 bin araç satmakla stoklar erimez’ diye konuştu. ÖTV indiriminin açıklandığı günden itibaren sektörde canlılık yaşanmaya başladığına dikkat çeken Aybar, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Henüz mart sona ermediği için, 16 Mart haftasının satış rakamını verebiliriz ki bu da 10 bin 816 adettir. Bu rakamın yüzde 22’si, (2 bin 427 adet) hafif ticari, yüzde 78’i ise (8 bin 389 adet) binek otomobil satışıdır.’ Otomotivciler, bu ay toplam pazarı 50 bin civarında bekliyor. ÖTV indirimi öncesi beklenti 25 bin düzeyindeydi.
Zam oranları tamamen kura bağlı
TALEP alan model ve renkteki araçların imalatına başladıkların kaydeden Aybar, şunları söyledi: ‘Eğer bu araçlar Türkiye’de imal ediliyorsa 1-1.5 ayda müşteriye teslim edebiliyoruz. Yurtdışında yapılıyorsa bu süre 3 ayı bulabiliyor. Bir başka sıkıntı da şu: Stokta bekleyen ithal aracı sattınız. Bu araç Ekim 2008’den beri stokta bekliyor. Aynı aracı sipariş ettiğinizde fiyat aynı olmayacak çünkü Ekim 2008’de Euro/TL kuru 1.80’lerde, dolar/TL kuru ise 1.20’lerdeydi. Şimdi Euro 2.25, dolar 1.70 TL. Biz de aynı aracı kur farkı nedeniyle daha pahalıya getirteceğiz. Zam oranı tamamen kura bağlı. Stoklarda hálá müşterilerin beğenisini bekleyen araçlar var.’
KAMPANYA HATTI
Doğuş Otomotiv-Volkswagen Binek Araç’ın kampanyasında Polo 1.4 80 hp Trendline 4 kapı 23 bin 200 TL’den, Touran Function 1.6 102 hp 36 bin 750 TL’den ve Trendline donanım seviyesindeki Passat 1.6 102 hp de 39 bin 850.-TL’den başlayan kampanyalı anahtar teslim fiyatlarla satışa sunuluyor. Euro karşılığı satılan modeller için de 1 Euro 2.19 TL’da sabit tutuldu. Touareg R5 TDI Premium yüzde 12 oranında indirimle 78 bin Euro kampanyalı anahtar teslim fiyatıyla satışa sunuluyor. Volkswagen Tiguan 2.0 TDI 140 hp Sport&Style modeli yüzde 16’ya varan indirimli fiyatıyla 34 bin 650 Euro’dan satılıyor.
Suzuki, Grand Vitara 5 kapılı benzinli modellerinde, ÖTV indirimiyle beraber tüketicilere bir ay sürecek kampanya ve takas desteği ile 7 bin 600 TL’ye varan indirim imkanı sundu. Bu indirimlerle Grand Vitara’nın yenilenen versiyonu 58 bin 500 TL’den başlayan fiyatlarla satılıyor.
Ibiza Sport Coupe 1.2 lt 70 hp’yi 23 bin 900 TL, Ibiza 1.2 lt 70 hp’yi 24 bin 450 TL, Leon 1.6 lt 102 hp’yi 32 bin 250 TL, Altea XL 1.4 lt TSI 125 hp’yi 39 bin 600 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunan Seat, kredi kullanarak araç almak isteyenlere de seçenek sunuyor. Seat, anahtar teslim liste fiyatları ile geçerli olmak üzere kredi imkanı sağlanıyor.
Tofaş, bin işciden850’sini geri çağırdı
ÖTV indirimiyle birlikte başlayan canlanma istihdama da olumlu yansıyor. Otomotiv fabrikalarında geçtiğimiz aylarda küresel kriz nedeniyle işsiz kalan işçiler geri çağrılmaya başlandı. İşçilerini geri çağıran firmalardan biri de Türkiye’nin en büyük otomotiv üreticilerinden biri olan Tofaş oldu. Tofaş CEO’su Ali Pandır, krizde yollarını ayırmak zorunda kaldıkları işçileri geri çağırdıklarını belirterek, bin işçiden 850’sinin geri döndüğünü söyledi. İhracatta da hareketlenme yaşadıklarını ifade eden Pandır, kendileri için ihracattaki düşüşün durduğuna dikkat çekti.
Fiat Albea Sole’de yeni versiyon: Premio
ALBEA Sole modelinin daha zengin donanımı daha makul fiyata sunan ‘Premio’ donanımlı versiyonu, Fiat showroom’larında yerini aldı. 1.4 litre benzinli 77 HP ve 1.3 litre Multijet 70 HP’lik iki farklı motor seçeneğiyle 20 bin 240 TL’den satışa sunulan Fiat Albea Sole Premio, 515 litrelik bagaj hacmiyle dikkat çekiyor. 2007’de satışa çıkan Albea Sole’nin Premio versiyonunda, ABS, MP3 çalarlı müzik sistemi, klima, ön sis farı, elektrikli yan aynalar, gövde rengi kapı kolları ve aynalar, yükseklik ayarlı sürücü koltuğu standart.
STAR 30.03.2009
Elektrik fiyatı yüzde 1.58 ucuzladı
Elektrik fiyatlarında yüzde 1.58-1.89 oranında indirim yapıldı. 1 Nisan’dan itibaren geçerli olacak yeni indirimlerde konutta kullanılan elektrik fiyatında yüzde 1.58, sanayide de yüzde 1.66 indirime gidildi.
ENERJİ Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK), elektrik fiyatlarında abone gruplarına göre yüzde 1.58-1.89 oranlarında indirim sağlayan kararı, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Kurul’un 19 Mart’ta yapılan toplantısında alınan ve Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanan karara göre, 20 elektrik dağıtım şirketinin perakende elektrik satış tarifelerinde, 1 Nisan’dan geçerli olmak üzere indirim yapıldı. Şirketlerinin sattıkları sanayi elektriğinin fiyatında yüzde 1.66, konutlarda kullanılan elektriğin fiyatında ise yüzde 1.58 oranında indirime gidildi. Buna göre ‘dağıtım şirketlerinden enerji alan sistem kullanıcıları’nın, fon ve vergiler hariç olmak üzere, tek terimli tarifelerde, orta gerilim sanayi elektriğinin kilovatsaat fiyatı 17.13 kuruştan 16.85 kuruşa, mesken elektrik fiyatı da 19.80 kuruştan 19.48 kuruşa geriledi. Aynı kapsamda, ticarethane elektrik fiyatı da yüzde 1.63 oranında azalışla 23.13 kuruştan 22.75 kuruşa düştü. Düşüş, doğrudan dağıtım şirketinden enerji alan iletim sistemi kullanıcısı tüketicilere ise yüzde 1.89 oranında yansıyacak.
OCAKTA YÜZDE 1.18 ARTMIŞTI
DAĞITIM şirketlerinin elektrik satış fiyatları ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında dörder aylık periyotlar halinde EÜAŞ, portföy üretim grupları, TETAŞ ve PMUM maliyetleri dikkate alınarak belirleniyor. En son 1 Ocak 2009’da perakende elektrik tarifelerinde, elektriğin kilovat saat ücreti konutlarda yüzde 1.18 oranında artırılırken, sanayide yüzde 0.45 oranında ucuzlatılmıştı. Maliye Bakanı Unakıtan da ‘1 Nisan’dan itibaren halkım elektiriği biraz daha ucuz kallanacak’ dedi. AA
Yeni tarife 1 Nisan’dan itibaren geçerli olacak
Grup İndirim Fiyatı
oranı (Kr/kWh)
Sanayi 1.66 16.852
Konut 1.58 19.489
Ticarethane 1.63 22.755
STAR 29.03.2009
Türkiye dünyanın 8. ihracatçısı oldu
Türkiye, dünyanın 8’inci otomotiv ihracatçısı oldu. Japonya’nın öncü olduğu otomotiv sektörü ihracatında, Türkiye’nin otomotiv sektöründeki yükselişinin hızlı bir şekilde devam ettiği belirtilen Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Raporuna göre; bu sürecin devam etmesi halinde Japonya, Avrupa Birliği, ABD, Güney Kore ve Çin’den sonra dünyanın 6. büyük otomotiv ihracatçısı konumuna gelecek. Raporda Türkiye’nin, dünyanın en çok ithalat yapan 20. ülkesi olduğu belirtildi. Rapora göre Türkiye, 2008 yılı verilerine göre, 202 milyar dolarlık ithalat hacmiyle, dünyanın en çok ithalat yapan 20. ülkesi konumunda bulunuyor. Türkiye’nin, dünya ticaret hacmindeki, 16.5 trilyon dolarlık ithalat içindeki payı yüzde 1.2 oranında bulunuyor. Toplam dünya ticaretindeki payı artan bir trend içinde yüzde 1 düzeyini bulan Türkiye, toplam ihracatta ise ilk 20 içinde yer almıyor.
TÜRKİYE 30.03.2009
Sarar krizde ‘kadın’la büyüyor
Sarar Kadın Bölümü Başkanı Gözde Sarar: Markadaki payımız yüzde 20’ye ulaştı
Sarar’da kadın giyim ürünlerinin payının giderek arttığını söyleyen Sarar Kadın Bölümü Başkanı Gözde Sarar, “Markadaki payımız yüzde 20’ye ulaştı. Özellikle organik ürünlere yoğun ilgi geliyor. Bu yıl 15 mağaza açacağız” dedi.
YILLARIN erkek giyim markası Sarar’da hem kadınların hem de organik ürünlerin payı artıyor. 5 yıl önce Sarar Giyim altında kadınlara özel kurdukları Sarar Kadın’ın yoğun ilgi gördüğünü söyleyen Sarar Kadın Bölüm Başkanı Gözde Sarar, “5 yılda 45 mağaza açtık. 60 yıllık Sarar Giyim’deki payımızı 5 yılda sıfırdan yüzde 20’ye kadar çıkardık. Eşleriyle mağazalarımıza gelen müşterilerimizin ısrarıyla kurduğumuz Sarar Kadın, kriz dinlemeyecek ve büyümesini sürdürecek” dedi. Bu yıl zincire 15 mağazayı daha ekleyeceklerini söyleyen Sarar, “Ortalama 3 haftada bir mağaza açacağız. Bizim şu anda tek hedefimiz Sarar Giyim’deki payımızı artırmak” diye konuştu.
Son birkaç yılda ağırlığını daha fazla hissettiren küresel ısınma ve iklim değişikliğine yönelik Sarar Kadın’da yüzde 100 doğal ürünler ile ilgili yeni bir çalışmaya başladıklarını aktaran Sarar, “Ağustos 2008’de organik hazır giyim alanında üretime başladık. Önce iş hayatına yönelik kıyafetlerle girdik ve ardından gece kıyafetlerini vitrine koyduk. Diğer markaların aksine fiyat konusunda gelirden çok, sosyal bilinç bizim için önemli. Bu nedenle organik ve normal kıyafetlerimizde fiyat farkı yaratmadık. Yoğun ilgi var. Ayrıca şimdi de geceliklerimiz piyasada” dedi.
4 kıyafetten 1’i organik
Kadınların küresel ısınma sorununa erkeklerden daha çok ilgi gösterdiğini anlatan Sarar, şunları söyledi: “7 ayda toplam satışlarımız içerisinde organik ürünlerin payı yüzde 25’e kadar varmış durumda. Alınan her 4 kıyafetten 1’i organik ürünler. Organik ürünlerimiz artık sadece iş kadınlarından değil her çevreden ilgi görüyor.”
Tahran ve New York’a aynı koleksiyon gidiyor
SARAR Kadın’ın yurtdışında da büyümeyi sürdüreceğini söyleyen ve şu anda Rusya, ABD, Ürdün, KKTC ve İran’da mağazalarının bulunduğunu belirten Sarar Kadın Bölüm Başkanı Gözde Sarar, şöyle konuştu: “Ortadoğu’daki kadınlar giyinmeyi Batılılar kadar seviyor. Hatta daha çok seviyor da diyebilirim. Sunduğumuz koleksiyonlarda bir değişim yok. İran’daki, müşterimize de, New York’taki müşterimize de aynı koleksiyonu sunuyoruz.”
VATAN 28.03.2009
ING Bank, Allianz poliçelerini satacak
Allianz, dağıtım kanallarını güçlendirme ve yaygınlaştırmaya yönelik programı kapsamında ING Bank ile bankasürans anlaşması imzaladı. Anlaşma çerçevesinde Allianz Sigorta’nın poliçeleri ING Bank’ın Türkiye’deki 361 ve KKTC’deki 5 şubesinde satışa sunuldu. ING Bank ile yapılan bankasürans ortaklığını değerlendiren Allianz Satış ve Pazarlama Direktörü Arif Aytekin şunları ifade etti: “ING Bank ile yaptığımız anlaşma şirketimizin bankasürans alanındaki etkinliğinin artmasına yönelik önemli bir hamle. ING Bank şubelerinden satışa sunulan Allianz poliçelerini, Bankacılık ürünleri ile birleştirilerek yeni projeler oluşturmayı hedeflemekteyiz. Uluslararası iki finans markasını bir araya getiren bu iş ortaklığının her iki taraf için de olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyorum.’
İKİ BÜYÜK MARKA GÜÇLERİNİ BİRLEŞTİRDİ
ING Bank Bireysel Bankacılık Pazarlama Genel Müdür yardımcısı Cem Muratoğlu ise konuya dair yaptığı açıklamada dünya finans sektörünün iki büyük markası olan ING Bank ve Allianz’ın güçlerini birleştirdiğine dikkat çekti. Muratoğlu açıklamasında Allianz’ın 1.200′ü aşkın acentesiyle Türkiye’nin en güçlü ve yaygın acente ağına sahip sigorta şirketlerinden biri olduğunu belirtti. Muratoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “ING Bank olarak, şeffaflık, dürüstlük ve güven ilkesi çerçevesinde yapmış olduğumuz bankacılık ve sigortacılık hizmetlerini, ING Grubu’nun tecrübesi ile birleştirip, müşterilerimize hizmet sunmayı sürdüreceğiz. Allianz ile iş ortaklığımız her iki taraf için olumlu sonuçlar yaratmakla birlikte, her zaman olduğu gibi Bankamız öncelikleri içinde yer alan müşteri memnuniyetini sigortacılık alanında da artırarak yolumuza hızlı bir şekilde devam edeceğiz”. Allianz Sigorta’nın poliçeleri Mart ayı itibariyle ING Bank’ın tüm şubelerinde satışa sunuluyor ve ING Bank müşterilerine, sigortacılık konusunda da profesyonel hizmet veriliyor.
YENİ ŞAFAK 30.03.2009
Güvence Hesabı yaraları sarıyor
Sigorta sektörü, Güvence Hesabı ile trafik ve bazı iş kazalarında mağdur olanlara da el uzatıyor. Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği bünyesindeki Güvence Hesabı, kapsamında bulunan zorunlu sigortaların sağladığı teminatlara ilişkin bedeni zararların tedavi masraflarını karşılıyor ve kaza sonrasında sakat kalma halinde sakatlık tazminatı, ölüm halinde ise ölenin desteğinden yoksun kalanlara destekten yoksun kalma tazminatı ödüyor. Güvence Hesabı son 5 yılda 8.273 kişiye toplam 56,8 Milyon TL tazminat ödemesi yaptı. 1 Ağustos 2008′de kişi başına 125.000 TL’ye yükseltilmiş olan teminat limiti, 1 Ocak 2009′dan itibarense 150.000 TL olarak uygulanmaya başladı. Toplam teminat ise araç yolcu kapasitesine, işyerleri içinse cirosuna göre artış gösteriyor.
YENİ ŞAFAK 30.03.2009
Rusya’ da Binlerce banka iflası bekleniyor
Rusya’da bankacılık sektörünün yaşadığı büyük sıkıntı uzun süredir kapılı kapılar ardında tartışıldıktan sonra, artık ‘yaklaşan tehlike’ kamuoyu önünde de açıkça ifade edilmeye başlandı. Rusya Finans Bakanı Aleksy Kudrin’in krizde “ikinci dalga”yı finans sektöründe beklediğini açıklamasından sonra, ülkenin en büyük özel bankası Alfa Bank’ın patronu Pyotr Aven, çok tartışılacak önemli açıklamalarla tehlikeye işaret etti. Aven, “Alfa dahil 20-30 büyük banka devlet desteği alabilir. Sanırım bu yıl sonuna kadar yüzlerce banka bu piyasadan silinecek” dedi. Ayrıca Rusya Başbakanı Vladimir Putin, “Yakında 550-560 bin kişi daha işini kaybedecek” itirafında bulundu. Sendika temsilcilerini kabul eden Putin, işsizlikle mücadele için federal bütçeden 43.7 milyar dolar ayrıldığını söyledi.
YENİ ŞAFAK 30.03.2009
Sözleşmeli çalışan, ücretli doğum izni kullanabilecek
Kamuda görev yapan sözleşmeli bayan çalışanların doğum izni mağduriyeti gideriliyor.
Artık sözleşmeli çalışan kadınlar, doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra da sekiz hafta olmak üzere toplam on altı hafta süre ile ücretli doğum izni alabilecek. Doğum izni sebebiyle Sosyal Güvenlik Kurumu’nca ödenen geçici iş göremezlik ödeneği, ilgilinin ücretinden düşülecek. Sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilişkin esaslarda değişiklik yapılmasına dair Bakanlar Kurulu Kararı Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlandı. Yeni düzenleme ile sözleşmeli personele askerlik dönüşü yeniden işe alınma hakkı da getirildi. Doğum ve askerlik sebebiyle hizmet sözleşmesi feshedilen sözleşmeli personelin pozisyonu saklı tutulacak ve istekleri halinde bu personel ayrıldığı kurumunda yeniden hizmete alınabilecek. Ancak yeniden hizmete alınacak personelin, sözleşmesinin feshi sebebiyle iş sonu tazminatı almamış olması, doğum sebebiyle hizmet sözleşmesini feshedenlerin, doğum izninin bitiminden itibaren en geç bir yıl, askerlik sebebiyle hizmet sözleşmesi feshedilenlerin ise terhis tarihinden itibaren en geç 30 gün içinde yeniden istihdam edilmek üzere ayrıldığı kurumuna yazılı talepte bulunması gerekecek. Yeniden istihdam edilecek personel ile yapılacak sözleşme eski sözleşmenin devamı niteliğinde olacak. Hizmet sözleşmelerini kendi istekleri ile feshedenler, fesih tarihinden itibaren bir yıl geçmedikçe ayrıldıkları kurumların sözleşmeli personel pozisyonlarına yeniden atanamayacak.
ZAMAN 30.03.2009
HP yatırımda Türkiye’yi seçti, karara Amerikan büyükelçisi bile inanamadı
Dünyanın krizle boğuştuğu, büyük finans kuruluşlarının iflaslarını açıkladığı bir dönemde gelen yatırım haberleri dikkatleri Türkiye’ye çevirdi.
Merkezi ABD’de bulunan teknoloji devi Hewlett-Packard (HP)’ın, Tekirdağ Çorlu’da bilgisayar üretim fabrikası kuracağını açıklaması Amerikalıları bile şaşırttı. Haberin duyulması üzerine telefona sarılan Amerikan Büyükelçisi James Jeffrey, HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar’ı arayarak, “Bu doğru mu?” diye sordu. Urçar, arayanların ABD büyükelçisi ile sınırlı olmadığını, çokuluslu birçok firma yetkilisinin “Nasıl ikna ettiniz?” şeklinde sorularıyla karşılaştığını anlatıyor. Yaklaşık 60 milyon dolara mal olacak tesiste 2 bin kişi istihdam edilecek.
Türkiye’de 20. yılını kutlayan HP’nin yeni kuracağı fabrika için Türkiye ve Makedonya arasında mücadele yaşanmıştı. Birkaç kez yatırım konusu gündeme gelmiş, fakat Gümrük Birliği mevzuatı ve vergi avantajı olmadığı gerekçesiyle karar askıya alınmıştı. Ancak Türk tüketicisinin bilgisayara olan merakı ve kişisel PC kullanımının artması üzerine HP’nin karar vericileri yatırım kararını tekrar gözden geçirdi. Gözler bu kez gelişmekte olan ülkeler arasından Makedonya’ya çevrildi. Başbakanlık Kalkınma Ajansı Başkanı Alparslan Korkmaz ile Devlet Bakanı Nazım Ekren’in katkılarıyla Amerikalı yöneticiler ikna edildi.
Yatırımın mimarlarından HP Türkiye Genel Müdürü Serdar Urçar, fabrikanın en önemli partnerinin dünyanın en büyük ‘markasız bilgisayar’ üreticisi Çin menşeli Foxconn olduğunu belirtiyor. Üretimi birlikte gerçekleştireceklerini vurgulayan Urçar, Çorlu’da kurulacak fabrikada yılda 200 bin bilgisayar üretimi planlandığını kaydediyor. 60 milyon dolarlık tesiste 2 bin kişi istihdam edilecek. Üretimin 2010′un ilk çeyreğine yetiştirilmesi için sıkı bir çalışma yürütülüyor. Türkiye’deki ilk yüksek teknolojik yatırım özelliği taşıyan fabrikadaki bilgisayarların yüzde 87’si ihraç edilecek. Sadece yüzde 13′lük bir kısım iç pazarda satışa sunulacak.
Geçen yılı 28 milyar dolar ciroyla kapatan HP, artan rekabete ve krize rağmen büyümeyi sürdürüyor. Baskı görüntüleme alanında gelişme devam ederken, donanım kısmında biraz daralma yaşandığını belirten Genel Müdür Serdar Urçar, ancak 2009′un ilk çeyreğinin zor geçtiğini söylüyor. Urçar, pazarın gidişini görmek gerektiğini, gelecek açısından değerlendirme yapmak için erken olduğunu kaydediyor. Şirket, yılın ikinci yarısında hareketlilik bekliyor. Krizin hızlı bir çıkışı olacağına inanan Urçar, krizi atlatmak için mümkün olduğunca tüketiciyle bire bir görüşmeler yaptıklarını anlatıyor.
‘Sıkıntılardan kurtulmanın yolu, krizi unutmamaktır’ sloganıyla yola devam ettiklerini ifade eden Urçar, bunu bir örnekle açıklıyor: “Daha çok ringde gezeceğiz ve daha az dayak yemenin yolunu bulmak lazım. Boks maçı gibi. Rakip üzerimize gelirken biz sürekli kapanıp dayak yersek olmaz. Ringde daha çok dans edeceğiz. Pazar kuruyup yok olmuyor. Küçülse bile ciddi bir pazardan bahsediyoruz.”
Ar-Ge merkezini de ülkemize getirmeye kesin kararlıyız
Dünyadaki krize rağmen Türkiye’de işlerin iyi gitmesi firmanın tepe yöneticilerinin daha sık gelip gitmesine yol açtı. Genel Müdür Serdar Urçar, “İşte o zaman potansiyeli gördüler. Zor bir dönemde güzel bir adımı gerçekleştirdik.” değerlendirmesini yapıyor. Urçar, fabrikayı ilk yatırım olarak nitelendiriyor. Arkasından ekosistemi, katma değerli servisler merkezi ve araştırma-geliştirme merkezinin getirilmesi planlanıyor. Böylece Türkiye’nin teknoloji yatırım üssü haline geleceğini vurgulayan Urçar, şöyle konuşuyor: “Çok önemli bir adım atıldı bunu değerlendirmek istiyoruz. Operasyonel ve lojistik merkezini İstanbul’a çekmeye çalışıyoruz.” Urçar, fabrika kararının başka yatırımları tetikleme gayretinde. HP’nin bir Doğu Avrupa ülkesine girdiğini ifade eden Urçar, başlangıçta 60 kişiyi çalıştırmaya başladıklarını, daha sonra bu rakamın 7 bine ulaştığını kaydediyor. Serdar Urçar, çok uluslu firmaların yöneticilerine ülkenin iyi tanıtılması gerektiğini vurgulayarak, “Onlardan talep gelmesine bakılmadan adım adım onları Türkiye yanlısı hale getirmek lazım. Nasıl birtakım yenilikler yapabiliriz, ona bakıyoruz.” diyor.
ZAMAN 30.03.2009
Rekabet başlıyor, ucuz doğalgaz önce ’sanayi’ye uğrayacak
Özel şirketlerin pazara girmesiyle doğalgazda beklenen ucuzlama, sanayi kuruluşlarından başlayacak. Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ’den (BOTAŞ) kontrat devralan 4 şirket, son imzaları atarak gaz ithalatına başlıyor.
İmzaların atılmasıyla yıllık 2,5 milyar metreküp miktar ile en fazla kontrat devralan Enerco Enerji ile 500 milyon metreküp kontrat devralan Avrasya Gaz AŞ 1 Nisan itibarıyla satışa başlayacak. Daha önce de Shell Gaz 250 milyon metreküp, Bosphorus Gaz 750 milyon metreküple pazara girmişti. Özel şirketler ilk planda fiyatlandırma için BOTAŞ’ı izleyecek. Müşteri seçiminde BOTAŞ’tan daha ucuz fiyatla sanayi müşterilerine ağırlık verecek.
Türkiye yıllık 35-37 milyar metreküp doğalgaz tüketiyor. Tüketimin yaklaşık yüzde 50’si enerji sektöründe gerçekleşirken yüzde 25′i sanayide, yüzde 20 civarı ise konutlarda tüketiliyor. Geri kalan yüzde 5′lik bölüm ise diğer sektörlerle ihracata veriliyor. BOTAŞ’tan sonra pazarın ikinci büyük oyuncusu Enerco Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Baltacı, öncelikle müşteri olarak sanayi sektörüne yönelecekleri bilgisini veriyor. Pazarın üçüncü büyük oyuncusu Bosphorus Gaz da toptan satışlara ağırlık verecek. Şirketin CEO (üst yönetici) Metin Şen, özel sektörün satış rakamlarıyla BOTAŞ’ın satış rakamlarına bakıldığında kendilerinin sanayi gibi fazla tüketimi olan müşterilere yoğunlaşmalarının normal olduğunu söylüyor. Her iki yönetici de fiyat konusunda aynı görüşte birleşiyor: İlk planda, gaz fiyatlarında en büyük oyuncu olarak BOTAŞ belirleyici olmaya devam eder. Rekabet ilk başta sanayide yaşanır ve sınırlı olur. Abone ve diğer tüketim alanlarında ise rekabet, BOTAŞ’ın pazar payının azalmasıyla artar.
ZAMAN 30.03.2009
İhracatçı KOBİ’lere 1 milyar dolar destek verilecek
Kredi paketinde kullanılacak kredi faizinin üçte birini KOBİ’ler, üçte ikisini ise KOSGEB karşılayacak
Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB), Başkan Yardımcısı Salih Tuna Şahin, ihracatçı KOBİ’lere verilecek kredi destek programıyla oluşturulması planlanan kredi hacminin 1 milyar dolar olduğunu söyledi.
Şahin, Yozgat Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı tarafından düzenlenen, Küçük ve Orta ölçekli Sanayi işletmecilerine yönelik bilgilendirme toplantısına katıldı. Bu yıl uygulanan Kredi Faiz Destekleri ve İhracat Kredisi Destek Programı hakkında katılımcılara bilgi veren Şahin, “İhracatçı KOBİ’lerimize verilecek kredi desteği programı ile oluşturulması planlanan kredi hacmi 1 milyar dolardır. Kredi paketinde kullanılacak kredi faizinin üçte birini KOBİ’ler, üçte ikisini ise KOSGEB karşılayacaktır” diye konuştu.
Söz konusu destek programının, döviz bazlı kredi faizlerinin yüzde 10′ları aştığı bir dönemde 6 ay için yüzde 1.18 gibi çok düşük bir faiz oranıyla uygulanacağını belirten Şahin, kredi destek başvurularının 2 mart 2009 pazartesi günü mesai saati itibariyle başladığını hatırlattı.
Şahin, kredi üst limitinin, işletme başına 200 bin dolar olduğunu da belirtti.
Yozgat İl Kültür Müdürlüğü salonundaki toplantıya, Yozgat Valisi Amir Çiçek ile Ticaret ve Sanayi Odası üyeleri de katıldı.
DÜNYA 30.03.2009
Acıbadem, International’ın yüzde 40′ını daha aldı
Acıbadem’in hastanedeki payı yüzde 90′a yükseldi
Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş, bağlı ortaklığı International Hospital Istanbul A.Ş’nin yüzde 40 hissesini daha satın alarak ortaklık içindeki payını yüzde 90′a yükselttiğini duyurdu.
Acıbadem Sağlık’tan İMKB’ye yapılan açıklamada, İstanbul Yeşilköy’de faaliyet gösteren bağlı ortaklık International Hospital İstanbul A.Ş’nin ortağı olan Hospimed Health Cooporation’a ait hisselerin devralınmasına ilişkin açıklamaların 13 Ekim 2008 ve 17 Aralık 2008 tarihlerinde kamuya duyurulduğu hatırlatıldı.
Açıklamada, şöyle denildi:
”Rekabet Kurumunun işleme onay vermesini müteakip International Hospital İstanbul A.Ş sermayesinin yüzde 40′ını temsil eden ve Hospimed Health Coorparation’a ait 399.998 adet hisse 32.436.750 dolar bedel karşılığında şirketimizce devralınmıştır. Ayrıca sermayenin yüzde 9,99′unu oluşturan 99,990 adet hisse üzerinde 2012 yılı sonuna kadar geçerli olacak bir satınalma opsiyonu bulunmaktadır. Şirketimiz, 2012 yılı sonuna kadar herhangi bir anda opsiyona konu olan hisseleri 15 milyon dolar bedel karşılığında satın alabilecektir. Toplam 32 milyon 436 bin 750 dolar bedelin 4 milyon 436 bin 750 dolarlık kısmı ödenmiştir.”
Şirketle hisseleri devralınan şirket ve/veya kişiler arasında herhangi bir yönetim ve/veya sermaye ilişkisi bulunmadığı vurgulanan açıklamada, şirketin devir öncesi ve devir sonrası ortaklık yapısına da yer verildi.
DÜNYA 27.03.2009
Botaş’ın istediği teminat OSB’leri sıkıntıya soktu
·
BOTAŞ’ın organize sanayi bölgelerine (OSB) uyguladığı fiyat indirimini kaldırmasının ardından bir de yeni anlaşmalar için teminat mektubu istemesi, OSB yönetimlerini çileden çıkardı. OSB’lere milyonlarca liralık teminat vermeleri için tanınan süre ise 1 ay sonra doluyor.
BOTAŞ’ın ekonomik krizin ortasında yerine getirilemeyecek talepler ileri sürdüğünü ifade eden Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu (OSBÜK) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Yılmaz, “BOTAŞ’ın tavrını anlamak mümkün değil. İskontoda hiçbir şekilde taviz vermedi. BOTAŞ, tabiri caizse, en sadık, en yağlı müşterilerini kaybetti” dedi. BOTAŞ Genel Müdürü Hüseyin Saltuk Düzyol ise “basiretli bir tacir” gibi davranmak zorunda olduklarını belirtti.
Halen Türkiye’deki 256 OSB’den 47’sinde doğalgaz kullanılırken, birçoğunda da altyapı çalışmaları sürüyor. Yıllık 4.3 milyar metreküp gaz tüketen ve bunun için sanayicilerin olanaklarıyla milyonlarca dolarlık yatırım yapan OSB’ler, 2008 sonuna kadar BOTAŞ’ın uyguladığı iskontolarla işletme giderlerini karşılıyordu. BOTAŞ önce yüzde 3 olan indirim oranını yüzde 1′e çekti. Ardından OSB’lere uygulanan fiyat indirimi uygulamasını ocak ayından itibaren tamamen kaldırdı. BOTAŞ’ın son olarak kriz gerekçesi ile 2009 için yapılacak anlaşmalarda alacaklarına karşılık teminat mektubu istemesi, OSB’ler için bardağı taşıran son damla oldu. OSB’ler şimdi BOTAŞ’ın her OSB’den kullandıkları iki aylık gaz bedeli ile KDV tutarı karşılığında istediği teminat mektubu sorununu, Enerco ve Bosphorus gibi şirketlerle anlaşarak aşmaya çalışıyor.
Kriz zamanı böyle talep olmaz
BOTAŞ’ın tutumunu eleştiren OSBÜK Başkanı Mahmut Yılmaz, söz konusu kararın “uygulanamaz” olduğunu savundu. OSB’lerden tüketimine göre 5 ila 100 milyon dolarlık limit içi kesin teminat mektubu istendiğine dikkat çeken Yılmaz, ekonomik krizde böyle bir talebin yerine getirilemeyeceğini söyledi. Özellikle gaz tüketimi yüksek olan bölgelerin istenilen teminatı vermesinin mümkün olmadığını öne süren Yılmaz, BOTAŞ’ın 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren teminat isteyeceğini, aksi halde gazı keseceğini duyurduğunu hatırlattı.
OSB’lerin, ekonomik kriz nedeniyle bankalardan teminat mektubu almakta zorlandıkları gerekçesi ile yaptıkları itiraz sonucunda gaz kesim tarihinin 30 Nisan 2009′a ertelendiğini hatırlatan Yılmaz, “Serbest tüketici limitini aşan 34 bölgemiz var. Bunlar yıllık 15 milyon metreküpün üzerinde tüketime sahip. Bu bölgelerden büyük limitli gaz alan bölgeler çok zorlanır. Örneğin Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nin 160 milyon TL teminat vermesi gerekiyor. Özellikle bu kriz ortamında teminat mektubu almak çok zor. Bu kararın uygulanacağını sanmıyorum” dedi.
BOTAŞ Genel Müdürü Hüseyin Saltuk Düzyol ise, OSB’lerin eleştirilerinde haksız olduğunu dile getirdi. Müşterileri ve tedarikçi ülkelere karşı yükümlülüklerini yerine getirebilmek için, basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduklarını vurgulayan Düzyol, bu çerçevede alacaklarını teminat altına almak istemelerinin doğal olduğunu savundu.
Gaz dağıtım şirketi kuracağız, BOTAŞ’a talibiz
Geleceğe yönelik olarak, sanayiciye daha iyi ve daha ucuz gaz temini konusunda çalışmalarının sürdüğünü kaydeden Mahmut Yılmaz, “2008′de BOTAŞ’ın yüzde 80′inin özelleţmesi gerekirdi. Ancak yüzde 20’si özelleţti. Bu özelleţtirmelerde OSB’ler olarak yer almak istiyoruz” dedi. Bu amaçla bir gaz dağıtım şirketi kurmak üzere çalışmalara başladıklarını ifade eden Yılmaz, “Hazırlıklarımızı tamamladıktan sonra EPDK’ya baţvuracađýz. Bu ţirket aracýlýđýyla ya kontrat devri verilmesini ya da ithal gaz için lisans almak istiyoruz” diye konuţtu.
REFERANS 30.03.2009
Makinede vergi indirimi, daralmayı yüzde 25 azaltır
·
İhracatta yüzde 25, iç pazarda yüzde 40 daralan makina sektörü 5. önlem paketinde açıklanan KDV indirimiyle rahat bir soluk aldı. İndirim sayesinde sektöründeki daralmanın yüzde 25 azalması bekleniyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 5. önlem paketinde, makina sektöründe KDV oranının yüzde 18′den yüzde 8′e düşürüleceğini açıklamasının ardından, dün karar Resmi Gazete’de yayınlandı. Karara göre, makina sektöründe yüzde 18 olan KDV oranı yüzde 8′e düşürüldü.
Yaklaşık 20 bin işletmenin faaliyet gösterdiği makine sektörünü umutlandıran indirimin sektörü hareketlendireceğini vurgulayan Orta Anadolu İhracatçılar Birliği (OAİB) Başkanı Adnan Dalgakıran, ayrıca Kredi Garanti Fonu’nun büyük bir süratle hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Makine sektörünün canlanmasının diğer sektörlere bağlı olduğunu anlatan Dalgakıran, şu anda makinesi eskiyen ya da yatırım yapma gücü olan firmalar için KDV’nin inmesinin mali bir avantaj getireceğini, bu nedenle sektörde kıpırdanmanın başlayacağını söyledi.
Dalgakıran, “Ancak sektöre diğer destek Kredi Garanti Fonu’nun hayata geçirilmesiyle sağlanır. Çünkü finansal borcu harcı olmayan işletmeler kapasitelerini düşürerek kriz sonrasına hazırlanacaklar. Ama işlerin geliştiğini görüp de sürekli yatırım yapan ve borçları olan firmalar var. Borcu olan işletmelerin bu dönemi hasarsız atlatmaları gerekiyor. Dolayısıyla sektöre kredi akışı sağlanması için Kredi Garanti Fonu hayata geçirilmeli” dedi.
İstediklerimizin yüzde 75′ini aldık
İndirimin sektörde olumlu bir hava yarattığını kaydeden Türkiye İş Makineleri Distribütörleri ve İmalatçıları Birliği (İMDER) Genel Sekreteri Faruk Aksoy da, indirim sayesinde daralmanın yüzde 25 azalacağını belirtti. Ankara’da hükümet yetkilileriyle cuma günü görüştüklerini ve isteklerinin yüzde 75′ini aldıklarını vurgulayan Aksoy, “İndirim hem kamu hem özel sektörün yatırım maliyetlerini düşürecek. Sektörde psikolojik etkisi de çok olumlu. Çalışmalarımız devam ediyor. Kısa, orta ve uzun vadeli strateji eylem planı hazırlıyoruz. Nisan ayında tamamlanacağını düşünüyoruz. Burada sektörle ilgili ciddi yapısal değişikliler var. Kriz bir fırsat, başka zamanlarda yapılmayan değişiklikleri yapmayı istiyoruz” diye konuştu.
Makinedeki KDV’yi büyük yatırımcının değil, daha ziyade KOBİ’lerin ödediğine dikkat çeken Makine İmalatçıları Birliği Koordinatörü Arslan Sanır ise, bu nedenle KDV indiriminin özellikle KOBİ’lerin yatırımlarını kolaylaştıracağını anlattı. “Zaten büyük yatırımcılar teşvik belgesi aldığı takdirde KDV ödemiyor. Burada yüzde 18′i ödeyen daha çok mali imkanları sınırlı olan, teşvik belgesine bağlanacak kadar büyük yatırım yapmayan KOBİ’ler” diyen Sanır, indirim sayesinde stokların eriyeceğini dile getirdi.
Krizi iki inek çıkardı
ABD’nin Texas eyaletinde yasayan George adında bir çiftçi vardır. Küçük bir evi ve iki de inegi vardır
George’un. Bir gün John adında bir baska çiftçi George’a der ki “_ki ineginden birini bana ödünç verir
misin? Onu 100 dolara satacagım. Sana 10 dolar da teminat vereyim. _negi satınca da geri kalanını
öderim.”
George, bir inegini John’a verir ve 10 doları alır. “Bu inek isi iyi gidiyor. Kendime bir inek daha alayım”
diye düsünür George. Yan komsusuna gider ve 100 dolara ineklerinden birini almak istedigini söyler.
Komsusu kabul eder. George, John’dan aldıgı 10 doları verir ve geri kalan 90 dolar için de bankadan
kredi çeker.
Gurur duyar kendisiyle George. Su anda iki inegi vardır, bir de John’a ödünç verdigi bir baska inegi.
Yani 300 dolar varlıgı 100 dolar da borcu bulunmaktadır George’un.
Ama bir anda ülkede yasayanların üçte ikisi vejeteryan olmaya karar verir. _nek fiyatları 100 dolardan
70 dolara iner.
George için hâlâ durum çok vahim degildir. Çünkü elinde toplam degeri 140 dolar eden iki inek vardır.
Bir de John’a ödünç verdigi diger bir inek. George söyle düsünür: “Elimdeki ineklerin degeri yaklasık
200 dolar. Borcum ise hâlâ 100 dolar. Çok sıkısırsam inekleri satarım, borcumun tamamını rahatlıkla
kapatırım.”
George inekleri satma konusunda pek istekli degildir. Çünkü hayvan piyasasında fiyatlar sürekli
degismektedir. Ayrıca elbet bir gün birileri yeniden et yemek isteyecektir.
Son telefon Merkez’e
Ama birilerinin et yemeye baslaması bir yana ülkenin geri kalanı da “biz de vejeteryan olacagız” der.
George için isler hiç de iyi gitmemeye baslar. Kimse et yememektedir. Köpek maması yapmak
isteyenler George’un ineklerine talip olurlar ve inek basına 2 dolar önerirler. Fiyatların gerilemesinin
ardından John, 2 dolara bir inek alır. George’a gider ve der ki: “Senden aldıgım inegi geri veriyorum.
Sana verdigim 10 doları geri verir misin?”
George, “Elimde 3 inek var ve toplam degeri sadece 6 dolar” diye hesap yaparken telefon çalar:
“Bankadan arıyorum. 90 dolar olan borcunuzu kapatmanız gerekiyor.”
Bu noktadan sonra yapacak bir seyi kalmayan George, Merkez Bankası’nı arar ve yardım ister.
Türkiye Ekonomisi’nin liberal bir ekonomiye geçtiği seksenli yıllardan bu yana yaşadığı krizleri incelersek yedi temel sebebe ayırabiliriz:
1. Ekonominin ağırlıklı olarak ihracata dayalı bir yapıya dönüşmesi,
2. Bölgesel kalkınma planlarının ihmal edilmesi,
3. Yüksek kamu borçları,
4. Yanlış para politikaları,
5. Kayıt dışı ekonominin önüne geçilememesi,
6. Yolsuzlukla mücadelede atıl kalınması,
7. Finans piyasalarını düzenlemede geç kalınması.
Yaşadığımız son ekonomik krize kadar, elbette Türkiye Ekonomisi’nin makro ve mikro ekonomik kabiliyeti artarken her krizin ardından hayata geçirilen yapısal ve mali düzenlemeler ile krizlere direnci de arttı. Ancak 2008 yılı son çeyreği ile birlikte gördük ki, ne ekonomik birimlerimiz ne de ekonominin yöneticileri daha büyük ekonomik krizlerin üstesinden gelmekte yeterli kalıyor. Oysa Cumhuriyet’in temellerini atan sosyal ve ekonomik dinamiklerimiz çok daha fazlasını yapacak güçte.
Ancak çözüm önerileri sadece yaşadığımız son kriz ile sınırlı olmamalı. Aksine sıkça dile getirilen ve geniş halk kitleleri tarafından dahi bilinen ekonomik zayıflıklarımız uzun vadede yeni krizleri yaratmayacak şekilde çözümlenmeye çalışılmalı. Öncelikle alınacak önlemleri şu dört amaca hizmet etmeli:
1. Firmaların mali yapısının güçlendirilmesi: Firmaların mali yapılarının güçlendirilmesi iki olumlu sonucu yaratacaktır. Birincisi şirketlerin ticari faaliyetlerine devam edebilmesi için mali rahatlık sağlayacaktır. İkincisi ise bankaların kredi verirken özellikle dikkat ettiği bilanço yapıları ve firma kredi dereceleri olumlu yönde düzelerek ticari hayatımıza bankalardan daha fazla fonun aktarılmasını sağlayacaktır.
2. Bireysel kredilerin yapılandırılması: Kredi kartı sınırında olan veya tüketim kredileri artan vatandaşların kredi borçları yapılandırılarak daralan tüketim tekrar hızlandırılacaktır.
3. Devletin yeni yatırımları gerçekleştirmesi veya desteklemesi: Son altı ayda Türkiye mali piyasalarından yüksek miktarda fon dışarı çıktığı gibi sermaye biriktiren firmalarımız da mevcut tasarruflarını krizle birlikte artan finansal ve ticari borçlarını kapatarak eritmişler hatta krize likid girebilmek için ve finansal belirsizlikten kaçınmak için yatırımlarını dahi ertelemişlerdir. Bu sebeple devletin yeni KİT ler yaratması veya yarım kalmış yatırımların bitirilebilmesi için ucuz kredi olanakları sağlaması gerekmektedir.
4. Teşviklerin sağlanması: Devletin yurtiçi yatırımları ve yurtdışından gelebilecek doğrudan yatırımları çekebilmek için yeni teşvik paketleri hazırlamalıdır.
İşsizliği azaltacak ve mali krizin yaralarını saracak önlem paketleri yukarıda belirtilen dört amaca hizmet etmeli. Bunları gerçekleştirebilmek için devletin gerçekleştirmesi gereken önlem paketlerini ise şöyle sıralayayabiliriz:
Merkez Bankası Swap Anlaşmaları: Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası, krizin en başından beri yapması gerektiği ve halen yapılması bile düşünülmeyen swap anlaşmalarını gerçekleştirmeli. Ticaretimizin yoğun olduğu ABD, Avrupa, İngiltere ve Japonya merkez bankaları ile swap anlaşmaları yapılarak hem TCMB’nin hem de ticari firmaların kur riski azaltılmalı.
Sabit Kur Rejimine Geçilmeli: Bugün hem yurt dışında hem de yurt içinde mali krizin ardından yaşanan bir güven krizinin içine girilmiştir. Mali piyasalarda güven bunalımı o kadar derindir ki en sonunda tüm mali aktörler krize dayanak olarak yine krizin çıkış noktası olan dolara dayanmak zorunda kalmışlardır. Şüphesiz bunda hem AB hem de Japonya’nın krizde aktif rol oynayamamaları sebep olmuştur. Türkiye’de ise hem ithalatçı hem de ihracatçı için en büyük soru işareti dolar ve avro kurlarının yıl sonunda ne olacağıdır. Bir yıl süre ile dolar ve avro kurlarının sabitlenmesi piyasalardaki güvensizliği kırmakta büyük bir rol oynayacaktır.
Barter Sistemi’nin Yayınlaştırılması: Ticaret Kanunu’na tabî olan Barter Sistemi’nin yaygınlaştırılması mevcut stokların eritilmesini sağlayacak ve krize stok fazlası ile yakalanan firmaları rahatlatacaktır.
Uzun Vadeli Borçlanma Faiz Oranlarının Düşürülmesi: Geldiğimiz noktada yatırımların önündeki en büyük engellerden biri mali güvensizlik ise ikincisi de yeni yatırımların yaratacağı maliyetlerdir. Bunun için yatırım yapacak firmaların maliyetlerini azaltabilmek ve finansal piyasalarda güveni tedarik edebilmek için Merkez Bankası tarafından uzun vadeli borçlanma faiz oranları düşürülmelidir.
Merkez Bankası Munzamları ile Fon Oluşturulması: Merkez Bankası bankaların mevduatları üzerinden aldığı munzamları üç ay süre ile erteleyip bu paranın bilançosu olumlu olan ticari firmaların kısa vadeli kredilerinin bir kısmına 1 yıl geri ödemesiz 3 yıl vadeli kredilerle kapatılmasını sağlayabilir.
Türkiye Yatırım Ortaklığı: Türkiye’de ticaretin ve sanayinin içinde yer alan firmaların birikimlerinin azalması yeni yatırımların önündeki en büyük engel olarak görünmektedir. Ayrıca firmalar üzerindeki kısa vadeli borç yükü de ekonomide yeni kaynaklar yaratılmasını engellemektedir. Bunun için devletin kendi kaynaklarını kullanarak kuracağı bir yatırım ortaklığı şirketi ile yatırımların devamını sağlayabilir. Bunun için yine bankalardan aldığı munzamlarda TL ve USD de ikişier puanlık bir kısmının bu fona aktarılması ile 3-4 mia dolarlık bir fon oluşturulabilir. Kurulacak bu yatırım ortaklığı firması öncelikle şu yatırımları gerçekleştirmelidir:
1. Devam eden veya fizibilitesi yapılmış projelere uzun vadeli kredilerle destek olmak,
2. Yüksek sayıda istihdam sağlayan firmaların kısa vadeli borçlarının uzun vadeye yayılması için fon ayırmak,
3. Ülkemizde yeni bir demiryolu atağı başlatarak kurulacak yeni demiryolu hatları ile ticari malların navlun bedellerinin düşürülmesini sağlamak, yerli lokomatif ve vagon fabrikaları ve ray üretimi ile demir-çelik ve alüminyum sektörünü canlandırmak, yolcu taşımacılığı ile sosyal ve kültürel bağların güçlenmesini sağlamak,
4. Türkiye Yatırım Ortaklığı’nın sağlayacağı fonlarla Tarım Kredi Kooperatifleri’ni köylümüzün tarım mamüllerini satışında tek yetkili kılarak mahsüllerin aracı şirketlere ucuza gitmesini önlemek ve sağlanan fonlarla tarımda verimi arttırmak.
5. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da TOKİ ile birlikte kentsel dönüşüm projelerinin yaratılıp ödemelerin mortgage sistemi yerine kooperatif aidatları şeklinde gerçekleştirilmesi,
6. Türkiye’de piyasaları daralan madencilik, hayvancılık, tarım ve tekstil sektörlerinde kısa zamanda yeni KİTler yaratılarak hisseleri başta tedarikçiler olmak üzere halka devredilmeli.
Tüm bu önlem paketlerinin haricinde devletimiz Finans-Perakende-İnşaat sektörlerini dış ticarette etkin bir şekilde kullanarak gelişen piyasalarda yeni ticaret alanları yaratmalı. Kuzey Afrika, Balkanlar, Rusya, Kafkasya, Ortadoğu gibi bölgelerde TOKİ’nin de desteği ile perakende firmalarımıza yeni ticaret alanları inşaa edilmeli ve özellikle bu bölgelerde Türk Bankacılık sisteminin yerleşmesi destek olunmalıdır. Böylece ihracatımızda yurtdışında kendi talebimizi yaratmış oluruz.
Ertürk Demirel
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bor ve trona madenleriyle ilgilik, “Dünyada stratejik öneme sahip bu çok önemli iki maden rezervimizle hep övündük, sürekli konuştuk ama bunları mamül hale ya da yarı mamül hale getirmede maalesef el ovuşturduk. Şimdi bu madeni etkin bir şekilde çıkarmak, katma değer oluşturacak şekilde yeni ürünlere dönüştürmek gerekiyor” dedi.Başbakan Erdoğan, Beypazarı’nda ETİ Soda A.Ş Soda Külü Üretim Tesisleri açılış törenine katıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, bugün özel sektör ve devlet işbirliği ile çok değerli, müstesna bir eserin Türkiye’ye kazandırıldığını söyledi. ETİ Soda ve Soda Külü Üretim Tesisleri’nin sabit sermaye yatırımının 290 milyon dolar olduğunu kaydeden Erdoğan, “dev bir tesis” olarak niteliği bu tesisi Türkiye’ye kazandırmaları sebebiyle Ciner Grubu’na ve ETİ Soda A.Ş’ye teşekkür etti.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Yıllık getirisi üzerindeki rakamlarla konuşmayacağım. Fakat 1500 kişiye burada dolaylı, dolaysız istihdam sağlanması, bizim için bu bölüm çok anlamlı. Bu yönden çok önemsiyorum. İhracatımız yönünden önemsiyorum ve şu topraklarımızın altında neler var, bunların yeryüzüne çıkartılması noktasında önemsiyorum. Türkiye, yıllar yılı bor madeni rezervinde hep dünya birincisidir. Trona madeni konusunda dünyada ikinci sırada yer alıyor. Dünyada stratejik öneme sahip bu çok önemli iki maden rezervimizle hep övündük, sürekli konuştuk ama bunları mamul hale ya da yarı mamul hale getirmede maalesef el ovuşturduk. Şimdi bu madeni etkin bir şekilde çıkarmak, katma değer oluşturacak şekilde yeni ürünlere dönüştürmek gerekiyor.
Teknolojiye yapacağınız yatırımlarla, araştırma-geliştirme çalışmaları ile bu madene olan talebi arttırmak da bir o kadar önem arz ediyor. İşte burada, şimdi o başarılıyor. Onun için, burada bulanan trona madeni son teknoloji ile gün yüzüne çıkıyor, soda külü üretiyoruz. Soda külü, endüstrinin çeşitli alanlarında, özellikle de cam ve metalurji sanayisinde kullanılan kıymetli bir ürün. Hükümet olarak, yarım kalmış, ihmal edilmiş birçok projeyi hayat geçirirken, Ciner Grubu ile de ETİ Soda’yı bu noktada birleştirmeyi kendimiz için faydalı gördük ve hamdolsun bugün burada bu eser meydana çıktı.”
“GELDİĞİMİZ YER, MADENCİLİĞİMİZ AÇISINDAN ÇOK AMA ÇOK ÖNEMLİ”
AK Parti hükümetinin, Türk insanının hasretle beklediği yol, hastane, baraj ve okul gibi eserleri süratle tamamladığını anlatan Başbakan Erdoğan, trona projesinin de Türkiye’deki birçok proje gibi çok eski bir geçmişi olduğunu dile getirdi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
“Bu proje, 20 yıldır konuşuldu. Uzun yıllar hiçbir ilerleme kaydedilmedi. Enerjinin, madenlerin milletimin geleceğine yönelik olarak çok büyük faydaları vardır ama bunlar görülmedi. Hayati önemi vardır ama görülmedi. İşte sahip olduğumuz bu potansiyel, hakkıyla değerlendirilmediği içindir ki hep gerilerde kaldık. Onun için 29 senede milli gelir bu ülkede 230 milyar dolarda takıldı kaldı. 6.5 senede bunun üzerine 520 milyar dolar ilave ettik. Eğer bu rakam şu anda 750 milyar dolara çıktıysa bu anlayışla çıktı, bu girişimci ruhla çıktı. Bunu hayata geçirmek suretiyle çıktı. Bundan sonra bu, artarak devam edecek.
Buradaki madenin bir çözelti olarak az önce örneğini gördüm, adeta sıvılaştırılmış halini gördüm. Su gördüm. Onun daha sonra toz haline getirilmesi nelerin yapılabileceğini, taştan nereye gelebileceğini göstermesi bakımından çok önemli. Ancak bunu bugüne kadar düşünmediler. Şimdi ise bu gerçekleştirildi. Tartışmalarla vakit geçirmenin anlamı yok, lafla vakit geçirmenin anlamı yok. Onun için de iş, iş, iş diyoruz. Üretim, üretim, üretim diyoruz. İşte yapılan bu. Bahane üretmedik, mazeretlere sığınmadık. Harekete geçtik, teknik ve finansal sorunları aştık, 2004 yılında konuya el attık, ‘bu tesis Türkiye’yi bir adım ileriye taşıyacak’ dedik. Tesisin temeli atıldı. Yıllarca bir ilerleme görülmeyen tesisi, bu tarihten sonra hızla tamamladık. İşte bugün de hizmete açıyoruz. Şüphesiz bugün geldiğimiz yer, madenciliğimiz açısından çok ama çok önemli. Burada ülkemizi bor sektöründe dünya liderliğine taşıyan ETİ Maden işletmelerimizin de hakkını teslim etmek gerekiyor.”
“DOĞAL ZENGİNLİKLER SON YILLARA KADAR HEP ATIL KALDI”
ETİ Soda A.Ş’nin Beypazarı trona projesini başarıyla yürüttüğünü vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Türkiye’nin on yıllar boyunca yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle övündüğünü ancak bu zenginliklerin son yıllara kadar hep atıl kaldığını” ifade etti.
Erdoğan; “madenlerin, akarsuların, rüzgarın, güneşin, tabii güzellikler ve kültürel değerleri Türkiye’nin refahı için harekete geçirme noktasında önceki hükümetlerin son derece isteksiz davrandığını” kaydederek, “Ama şimdi artık bu dönem geride kaldı. Hapsine birden sarılıyoruz, hepsini birden hayata geçiriyoruz. Geçirmek zorundayız. Ülkemizin geleceği için, milletimizin geleceği için, gelecek nesillere böyle bir Türkiye bırakmak için bunu yapmak zorundayız” dedi.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Az önce duyduk, 250 milyon dolar buradan ihracat olacak. Bakınız, 6.5 sene önce 36 milyar dolardı ihracat. 2008 sonu itibariyle 132 milyar dolar oldu. İşte bu 250 milyon dolarlar da buna ilave olarak, inşallah hedef 2023′te 500 milyar dolar ihracata Türkiye’nin ulaşmasıdır. Bunu başaracağız. 2023′te hedefimiz Türkiye’yi dünyanın ilk 10 sırası içerisine ekonomide sokabilmek. Bunun için çalışacağız. 6.5 sene önce dünyanın 26. büyük ekonomisiydik ama şu anda 17. büyük ekonomisiyiz. Avrupa’da 6. büyük ekonomiyiz. Buralara geldik. Ama yeterli değil, daha iyi noktaya geleceğiz.”
“ALTYAPIYI OLUŞTURMADAN ESER KAZANMAK MÜMKÜN DEĞİL”
Başbakan Erdoğan, bütün bu ve benzeri gelişmelerin Türkiye’nin büyüdüğünü, geliştiğini, küresel bir güç haline dönüştüğünü gösterdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“79 senede Türkiye’deki duble yol 6 bin kilometre ama 6.5 senede yaptığımız duble yol 9 bin 468 kilometre. Bunun içinde otoyollar var, otobanlar var. Eğer bugün Ankara’dan Eskişehir’e 1 saat 20 dakikada hızlı trenle gidiyorsak, iktidarımızın neleri, nasıl yapmak istediğini ortaya koyuyor. Temelini attık, hamdolsun açılışını da yaptık. Türkiye bugünleri gördü. 253 kilometre hızla Ankara’dan Eskişehir’e hızlı trenimizle ulaştık. Bugünleri gördük. Daha ileri gideceğiz.
Aynı şekilde Ankara-Beypazarı arasında duble yol çalışmaları var. Fazla bir şey kalmadı, yaklaşık 20 kilometre civarında bir çalışmamız var. Onları da süratle bitireceğiz. Böylece Beypazarı’ndan çıkacak olan bütün ürünlerimiz, her alanda Ankara’ya, ülkemizin diğer illerine TIR’larla çok daha rahat ulaşacak. Vatandaşım bu duble yollardan çok daha rahat ulaşacak. Bunlar da hamdolsun gerçekleşiyor, bitiyor, fazla bir şey kalmadı. Bunları da süratle bitireceğiz. Tam kapasiteye geçince günlük 700 ton soda külü taşınacak. Bunun için yol gerekli. Bu yolları da işte bu iktidar yapıyor. Altyapıyı oluşturmadıktan sonra bu tür eserleri kazanmak mümkün değil. Onun için önce altyapı ve ardından da bu eserler zaten geliyor.”
Başbakan Erdoğan, soda külü üretim tesisinin hayırlı olmasını dileyerek, konuşmasını, “Gerek Ciner Grubu’nu, gerek ETİ Maden İşletmelerimizin yöneticilerine huzurlarınızda çok çok teşekkür ediyorum. Daha nice başarılı yatırımlarda sizlerle bir arada olmanın mutluluğunu yaşamak istiyoruz” diyerek tamamladı.
Konuşmalarında ardından, Ciner Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Ciner, platformda elinde trona madeni, Başbakan Erdoğan da elinde porselen bir vazoda soda külü ile basına birlikte görüntü verdi.
Başbakan Erdoğan, daha sonra, Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, Rusya Enerji Bakanı Sergey Şmatko ve ETİ Soda A.Ş yetkilileri ile kurdeleyi kesti. Erdoğan ve beraberindekiler, tesisi gezerek, yetkililerden bilgi aldı.
Motorlu taşıtlarda ÖTV indirimiyle birlikte, showroom trafiğinde yüzde 30-40 artış oldu. Ekimden itibaren kriz yüz ünden alımını erteleyenler, yeni fiyatları fırsat olarak değerlendirmek için ya telefonla ya da bayilere gelerek fiyat öğreniyor. Pazartesi satışları da şimdiden otomotivin yüzünü güldürüyor. Ford ve Isuzu’da üretim yeniden başladı
Dün Resmi Gazete’de yayınlanarak, yürürlüğe giren motorlu taşıtlardaki ÖTV indirimi, sektöre nefes aldırdı. Hafta sonunda başlayan showroom trafiğindeki artış dün de devam etti. Firmaların hemen yeni fiyatlarını açıklamaları ve kampanyalarını ÖTV indirimlerinin üzerine eklemeleri, showroom trafiğini önceki haftalara göre iki-üç kat artırdı.
Artışın hafta sonunda başladığını belirten otomotiv şirketlerinin yöneticileri, ‘Bayilere gelen müşteri sayısı en az % 30 arttı’ görüşünü dile getiriyorlar. ÖTV indiriminin 3 aylık bir dönemi kapsaması nedeniyle nisan ayına kadar hareketlenecek otomobil satışlarının mayıs sonuna kadar sakinleşeceği, haziranın ilk 15 günü fırsatı kaçırmak istemeyen tüketicilerin ilgisiyle yeniden canlanacağı öngörülüyor.
Otomotivciler, 3 bin liranın üzerinde düşen fiyatların alım için çok önemli fırsatlar yarattığını belirterek, ‘bu fırsatı kaçırmayın’ diyorlar. ÖTV 1600 cc’den küçük motorlu araçlarda %18′e, 1600-2000 cc araçlarda % 54′e, 2000 cc üzeri araçlarda %80′e ticari araçlarda % 1′e indi.
İndirim sektöre nefes aldırdı
- İbrahim Aybar Otomotiv Distribütörleri Derneği Başkanı: Aybar, düzenlemeyi kimsenin memnuniyetsizlikle karşılamayacağını düşündüğünü ifade ederek, bunun sektöre bir nefes sağladığını söyledi. Her markanın farklı olmakla birlikte sektörün yaklaşık 120 bin stokla yeni programa girdiğini bildiren İbrahim Aybar, kararın, tüketici için önemli bir fırsat olduğunu dile getirerek şunları söyledi: ‘Tüketici alım yaptığı sürece, stokların eritilmesinden sonra üretim başlayacak. Umarım bu tetikleme yılın sonuna kadar belli bir ivmeyi korur. Bu süreçte üretim, satış ve kamu maliyesi hepsi kazanç içinde olacaktır” dedi.
Şimdi görevin kendilerinde olduğuna dikkati çeken Aybar, ‘Ortaya bir imkan çıktı. Bunu müşterilerimize, kendi üretim tesislerimize, çalışanlarımıza en iyi şekilde yansıtmanın formüllerini bulmak ve uygulamak durumundayız’ dedi.
Hareketlilik hemen hissedildi
- Ali Bilaloğlu Doğuş Otomotiv CEO: ÖTV indiriminin stokların eritilmesi açısından sektöre olumlu katkı sağlayacağına inandığını belirten Bilaloğlu, ‘Hareketlilik kendini hemen hissettirdi. Geçen hafta pazar gününe göre showroom’larımızda ziyaretçi sayısı yüzde yüze yakın, telefon sayısı yüzde yüzden fazla, bağlantı sayısı ise neredeyse yüzde 200 arttı. Kaporalı araç sayısı da cumaya göre % 80 arttı.’
Bankalardan destek gelmeli
- Jean Pierre Vieux Peugeot Genel Müdürü: Yapılan düzenlemenin çok olumlu bir gelişme olduğunu söyleyen Vieux, bunun stokların eritilmesine katkı sağlayacağına dikkat çekerek, şunları söyledi: ‘Kredi ihtiyacının doğacağı bu ortamda bankaların bu hareketi izleyeceklerini umuyorum. Biz de ÖTV indirimine ek kampanyalarımızı sürdürüyoruz. 407′yi ayda 407 TL taksitle satıyoruz’
ÖTV indi, KDV’yi FIAT üstlendi
- Okan Baş Fiat İş Birim Direktörü: Fiat bayilerine gelen sayısında yüzde artış olduğunu açıklayan Baş, ÖTV’yi devletin karşılamasıyla Fiat olarak KDV bizdeni başlattıklarını söyledi. Bu da 8 bin 600 TL’yi aşan indirimler demek. Fiorino’nun 16.550 TL’den başlıyor. Grande Punto 1.4 Actice 25 binden 21.700 TL’ye, Bravo 1.4 Active fiyatı ise 30.090′dan 26.720 TL’ye indi.’
İlk 15 gün talep çok olur
- Vedat Uygun Doğuş Otomotiv VW Binek Genel Müdürü: ÖTV düzenlemesinin gerçekleşeceği haberinin çıkmasıyla hafta sonundan itibaren showroom trafiğinin yüzde 30-40 arttığını belirten Uygun, ‘Ertelenmiş talep hafta sonundan itibaren showroomlara gelmeye başladı. İlk 15 gün yani mart sonuna kadar satışlarda canlılık yaşanır. Nisan ve mayıs aylarında durgunlaşan satışların, son 15 güne denk gelen haziran başından itibaren yeniden canlanmasını bekliyorum. İkinci canlanmayı fırsatı kaçırmayayım talebi oluşturacak’ dedi. VW bayilerinde pazartesi günü itibarıyla 250 civarında ön satış gerçekleşti.
İlgi otomobile yöneldi
- Aykut Özüner Fort Otomotiv Genel Müdür Yardımcısı: ÖTV indiriminin belli olmasıyla birlikte, showroomlara yönelik hem telefon hem de gelen sayısının iki katına çıktığına değinen Özüner, ‘Açıklama ile birlikte günlük showroom trafiği 350 civarına yükseldi. Bu sayının önümüzdeki günlerde 250 adetler civarına inerek devam etmesini bekliyoruz. Gecikmiş talep ilk günlerde bayilere yığılır. Devam eden günlerde, alımların da etkisiyle düşüş görülür. Talep esas olarak ÖTV indirimin en belirgin olduğu 1600 cc’den küçük motorlu otomobillere yönelik görülüyor’ dedi.
Showroom trafiği satışa dönüşecek
- Bora Koçak Mazda Türkiye Genel Müdürü: ÖTV düzenlemesi ile birlikte pazartesi günü showroomlarının yoğun bir telefon trafiği yaşadığını belirten Koçak, kurulan bağlantıların hızla satışa döndüğünü belirterek, şunları söyledi: ‘3 aylık dönem perakende pazarının yüzde 70 büyüyeceği bir dönem olacak. Artan showroom trafiğinde yapılan bağlantılar yarından itibaren satışa dönmeye başlayacak. Zaten vergi daireleri de yarın işlem yapmaya başlıyor.’
Müşteriler fiyatları karşılaştırıyor
- Mahmut Kadirbeyoğlu YüceautoSkoda Genel Müdürü: ÖTV indiriminin açıklanmasıyla showwroma ilginin başladığını belirten Kadirbeyoğlu, ’showroom’larımızı ziyaret ederek bilgi alanların sayısında 5-6 kat artış oldu. Şu anda müşteriler fiyatları karşılaştırıyorlar. Kafalarındaki belirsizlikleri netleştirmeye çalışıyorlar. Satışların yarın başlayacak olmasıyla birlikte büyük bir talep olacağına inanıyoruz. Oran vermek gerekirse pazar günü showroom ziyaretçimiz önceki hafta sonlarına göre yüzde 100′ün üzerinde artış görüldü.’ dedi.
2. elde 2007-2008 modeller etkilenir
KURUMSAL ikinci el otomotiv pazarının yeni oyuncularından İkinci elotomobilim.com’un kurucusu Sami Nacaroğlu, ÖTV düzenlemesinin yeni araç bayilerine akın başlattığını ama bunun 2. el pazarını bitirmedğini belirterek şunları söyledi: ‘Şu anda müşterinin kafası karışık. Fırsat arayışında. İlk 15 gün pazar çok hareketli geçecek. ÖTV indirimi 2007-2008 model 2. el araç fiyatlarını etkileyecek. Daha eski model fiyatlarının etkilenmesini beklemiyorum. Dün 2.el noktalarına gelen sayısı önceki döneme göre fazla değişmedi.
Bayilere gelen sayısı arttı
TOPLAM 19 satış noktasıyla Türkiye genelinde otomotiv bayilik hizmeti veren Arkas Otomotiv Genel Müdürü Önder Cider, motorlu araçlarda ÖTV’nin indirilmesinin satışları pozitif etkilediğini söyledi.
Cider, ‘15 Mart’a kadar sattığımız araç kadar pazartesi günü müşterimizle satış bağlantısı yaptık. Bir bayimiz 15 günde 20 araç satmıştı. Son üç günde bir bayimizden 30 aracın bağlantısını yaptık. Kampanyalar devam ederse toplam pazarda satışlar yüzde 60-70 oranıda artış gösterir’ dedi.
AKŞAM 17.03.2009
Resmi işsiz sayısı 3 milyon 274 bin
Ardı ardına açıklanan ekonomi paketleri işsizliğe tedbir olmadı. İşsizlik aralık döneminde rekor seviyeye ulaşarak yüzde 13.6′ya yükseldi. Türkiye genelindeki toplam işsiz sayısı üç milyon barajını aştı. Bir önceki yılın aynı dönemine göre 838 bin kişinin işsiz kalması ekonomimizin vardığı noktayı gösterdi
Ekonomik krizin etkisiyle istihdamda yaşanan yavaşlama aralık döneminde rekor seviyeye ulaştı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, işsizlik oranı aralık döneminde yüzde 13.6′ya yükselerek tüm zamanların en yüksek düzeyini gördü. Türkiye genelinde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 838 bin kişi artarak 3 milyon 274 bin kişiye yükseldi. (Bu da günde 2.289 kişinin işsiz kalması demek.) İşsizlik en son 2004′ün ilk çeyreğinde bugüne kadarki en yüksek seviye olan yüzde 12.4′e çıkmıştı. İşsizlik oranı kasımda yüzde 12.3 düzeyindeydi. Kasıma göre bir ayda işsiz sayısı 279 bin kişi arttı. İşsizlik oranı geçen yılın aynı döneminde ise yüzde 10.6′ydı.
4 GENÇTEN 1′İ İŞSİZ
Türkiye’de kentsel yerlerde işsizlik oranı 3.2 puanlık artışla yüzde 15.4, kırsalda 2.6 puanlık artışla yüzde 10.7 oldu. Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 20.6′dan yüzde 25.7′ye çıktı. Verilere göre Türkiye’de her 4 gençten biri şu an çalışmıyor.
Tarım dışı işsizlik de arttı
TÜRKİYE’de tarım dışı işsizlik oranı geçen yılın aynı dönemine göre 4.3 puanlık artışla yüzde 17.3′e yükseldi. Bu oran erkeklerde geçen yılın aynı dönemine göre 4.2 puanlık artışla yüzde 16.3, kadınlarda ise 4.1 puanlık artışla yüzde 20.9 oldu. 2009 Aralık döneminde istihdam edilenlerin sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 293 bin kişi artış göstererek, 20 milyon 736 bin kişiye yükseldi. Bu dönemde tarım sektöründe çalışan kişi sayısı 202 bin kişi, tarım dışı sektörlerde çalışan kişi sayısı ise 91 bin kişi artış gösterdi.
Kayıtdışılık oranı % 43.2
YAPTIĞI işten ötürü herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı olmadan çalışanların oranı, önceki yılın aynı dönemine göre 0.2 puanlık azalışla yüzde 43.2 olarak gerçekleşti. Bu dönemde, geçen yılın aynı dönemine göre tarım sektöründe sosyal güvenlikten yoksun çalışanların oranı yüzde 85.4′ten yüzde 85.2′ye, tarım dışı sektörlerde yüzde 30.1′den yüzde 29.4′e düştü. Aralık döneminde, Türkiye genelinde işgücüne katılma oranı, geçen yılın aynı dönemine göre 1.5 puanlık artışla yüzde 47.7 olarak gerçekleşti. Erkeklerde işgücüne katılma oranı geçen yılın aynı dönemine göre 1.1 puanlık artışla yüzde 71.3, kadınlarda ise 2 puanlık artışla yüzde 24.6 oldu. Kentsel yerlerde işgücüne katılma oranı 1.6 puanlık artışla yüzde 46, kırsal yerlerde ise 1.7 puanlık artışla yüzde 50.9 seviyesinde gerçekleşti.
2.3 milyon kişinin iş umudu yok
UMUTSUZLAR olarak bilinen, iş aramayıp, çalışmaya hazır olanların sayısı 548 bin kişi artarak 2 milyon 298 bine çıktı. Bu grup içinde yer alan, iş bulma ümidi olmayanların sayısı 166 bin kişi artarak 817 bine yükseldi. Umutsuzların 991 bini erkek, 1 milyon 307 bini kadınlardan oluştu. Aralık döneminde Türkiye’de kurumsal olmayan sivil nüfus bir önceki yılın aynı dönemine göre 759 bin kişilik bir artış ile 70 milyon 5 bin kişiye ulaştı.
Eyvah % 15′e çıkabilir!
İŞSİZLİĞİN giderek artan temposunu yorumlayan uzmanlar ise rekor denilen yüzde 13.6′lık oranın yüzde 15′lere kadar çıkacağı görüşünde.
n Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Doçent Dr. Erhan Aslanoğlu: İşsizliğin mevsimsel olarak yüksek olduğu ocak ikinci dönem ve şubat aylarına ilişkin veriler bu rakama dahil değil. Bu yüzden işsizlik oranı ne yazık ki önümüzdeki aylarda yüzde 15 seviyelerine kadar çıkabilecek.
Fortis Ekonomisti
Erkin Işık: Tarım dışı işsizlik oranının yüzde 17.3′e çıkması oldukça çarpıcı. Ekonomideki yavaşlamanın istihdam piyasasına bu kadar erken yansıması beni şaşırttı. Şu anda bulunduğumuzdan daha da olumsuz bir noktaya varacağız.
TEB Başekonomisti
Selim Çakır: Hükümetin bütçedeki 2009 büyüme öngörüsü yüzde 4, piyasanın beklentisi ise yüzde 3 daralma yönünde. Büyümeye ilişkin fasit dairedeki unsurlarından birinin işsizlik olduğu düşünülürse tüketimdeki daralmanın yanı sıra bu işsizlik rakamlarını görenlerin geleceğe yönelik artan endişeleri bile tüketimlerini ertelemesi için sebep olabilir ve ekonomideki toparlanmayıcı geciktirebilir.
İşsizliği 3 aşamada çözeceğiz
DEVLET Bakanı Mehmet Şimşek, işsizlik oranındaki artış ile ilgili olarak, ‘işsizlik ne bugünün sorunu ne de hemen çözülecek bir sorundur. Ama bizim bu sorunu çözmekiçin 3 aşamalı planımız var” dedi. Diyarbakır’da bulunan Şimşek planını şöyle açıkladı:
1- Bizim eğitime daha fazla kaynak aktarmamız lazım. Hükümetimiz eğitime en fazla kaynak ayıran hükümet olmuştur. Uzun dönemli bir proje, eğitimde hem kaliteyi artırmamız hem de eğitime daha fazla imkan ayırmamız lazım. Hükümetimiz son 6 yılda bunu çok iyi şekilde de yapıyor.”
2- Bölgede GAP’ın tamamlanmasıyla çok ciddi istihdam imkanları oluşacak. Çünkü bu proje çok kapsamlı projedir. Bu işin içerisinde ulaştırma, eğitim, turizm, kültürel ve diğer boyutları var. Eğer bu proje tamamlanırsa ki; biz 2012 yılında tamamlamayı planlıyoruz. 3 milyon kişiye istihdam imkanı doğacak.
3- Hazine’nin İşsizlik Fonu’na yaptığı ödemelerin yüzde 30′unu İŞKUR’a veriyoruz. Biz de; ‘İŞKUR gitsin tüm illerdeki organize sanayi bölgesi ve ticaret odalarına hangi nitelikte eleman açığı varsa onları belirlesin ve o yönde kurslar açalım, ondan sonra gençlerimize bu kurslarımıza devam edin. Onlara cep harçlığı verelim ve sosyal güvenlik primlerini ödeyelim’ dedik. Bu kısa dönemli çözümdür.
AKŞAM 17.03.2009
THY’den krize karşı charter uçuşlara teşvik
Türk Hava Yolları (THY), kriz için önlem aldı. Türkiye’ye turist taşıyan tur operatörlerini ve seyahat acentalarını dünyayı sarsan ekonomik krize karşı korumayı amaçlayan bir plan uygulamaya koydu. Türkiye’ye daha ucuz
uçak bileti ile gelmek isteyen turistlerin tercihi olan charter (dolmuş uçak) uçuşlarına yönelik teşvik primi uygulamasını başlattı. THY, charter (dolmuş uçak) uçuşları için tur operatörleri ve seyahat acentalarına teşvik primi verecek. Toplam cirosu en az 250 bin euro olan işletmeler yüzde 2.75, cirosu 10 milyon euro ve üzeri olanlar ise yüzde 5 teşvik primi alacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı, krizi önleme programında tur operatörleri ve seyahat acentalarının teşvik primi ile desteklenmesi kararını almıştı.
Ölü sezonda turist yağacak. 2009 yılı için geçerli olacak teşvik primi hesaplaması yapılırken haziran, temmuz, ağustos ve eylül ayları haricinde icra edilen seferleri cirosu 1.20 katsayısı ile çarpılarak teşvik hesabına dahil edilecek. THY’nin hayata geçireceği teşvik primi uygulaması en az 250 bin euro ciro üzerindeki skalaya göre yapılacak. Bu düzenlemeler ile hem tur operatörleri ve seyahat acentaları desteklenecek hem de ölü sezonda ve ekonomik kriz ortamında Türkiye’ye turist akışı sağlanacak.
AKŞAM 17.03.2009
Doğan’ın, Star ve Kanal D’si kabul edilmedi haciz gelebilir
Doğan Yayın Holding (DYH), Maliye’den gelen 923 milyon TL’lik vergi borcuna karşı gerekli yasal teminatı süresi içinde gösteremedi. Doğan Grubu’nun geçerli bir teminat bulamaması halinde varlıklarına haciz gelebilir. DYH önceki gün teminat olarak hisse senedi teminat göstermişti. Yasa gereği amme alacaklarına teminat olarak hisse senedi kabul edilmiyor. Doğan Grubu’nun gayrimenkul, nakit, Hazine bonosu ya da teminat mektubu sunması gerekiyor. DYH, teminatının geçerli bulunmamasını doğruladı ve bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle: Halkalı Vergi Dairesi Müdürlüğü, şirketimiz tarafından teminat olarak gösterilen ve yukarıda adı geçen hisse senetlerinin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü hakkında Kanun’un 10′uncu maddesi çerçevesinde teminat olarak kabulünün uygun görülmediğini, gayrimenkullerin ise teminat olarak kabul edilmesinin mümkün olmakla birlikte konuya ilişkin çalışmaların halen devam ettiğini, şirketimize yazılı olarak bildirmiştir. Bu çerçevede, teminat olarak gösterdiğimiz söz konusu DTV Haber Görsel Yayıncılık A.Ş (Kanal D) hisse senetleri ile Işıl Televizyon Yayıncılık A.Ş (Star TV) hisse senetleri Halkalı Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden geri alınmaktadır…’
AKŞAM 17.03.2009
Turkcell, 3G’ye Samsung’la hazırlanıyor
Turkcell, 3G teknolojisine uygun Samsung L700 cep telefonunu, Samsung’la yaptığı anlaşma sonucunda yepyeni bir kampanyayla satışa sunuyor. Samsung L700 alanlar; 269 TL’yi Bonus’a özel peşin fiyatına 8 taksitle ödeme kolaylığına sahip olacak ayrıca hediye dakika, kontör ve ücretsiz internet paketi kazanacaklar. Radyo ve 2MP kamerası olan 3G uyumlu Samsung L700 cep telefonu, Mobil TV ve görüntülü görüşmeyi de destekliyor. Turkcell müşterileri Samsung L700 ile yılın ortasında hayata geçmesi beklenen 3G teknolojisine bugünden hazır olacaklar. Kampanya dahilinde 3G uyumlu Samsung L700 telefon satın alanlar, ‘SM’ yazıp boşluk bırakarak, satın aldıkları telefonun kutusundan çıkan şifreyi 2430′a gönderdiğinde, birbirinden cazip hediyeler de kazanacaklar. Turkcell, faturalı hat sahibi müşterilerine 1 ay boyunca kullanmaları için 1000 dakika, Turkell Hazır Kart’lı müşterilerine ise 1 ay boyunca her 150 ve üstü kontör yüklemelerinde 1 hafta boyunca kullanmak üzere 1000 kontör hediye edecek.
AKŞAM 17.03.2009
Citi’den sonra Barclays de 2009’a kárlı başladı
İNGİLTERE’nin üçüncü büyük bankası Barclays, 2009 yılına güçlü bir başlangıç yaptığını ve ocak-şubat aylarını kárlı kapattığını açıkladı.
Böylece Barclays, 2009’un ilk iki ayında kár eden bankalar kervanına katıldı. Geçen hafta Citigroup, Bank of America ve JPMorgan Chase benzer açıklamalarda bulunmuştu. Bankacılık sektöründe gelen iyileşme haberlerine ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke’nin “Resesyon, muhtemelen bu yıl son bulacak ve 2010 iyileşme yılı olacak” açıklaması da eklenince, dünya borsalarında 5 gündür süren olumlu hava devam etti.
HÜRRİYET 17.03.2009
Tariş İplik, üretimi 6 aylığına durdurdu
TARİŞ Pamuk Birliği’nin 1975 yılında kurduğu İplik ve Dokuma Fabrikası, önce tekstil sektörünün girdiği darboğaz, ardından küresel krizin etkileri nedeniyle 6 ay boyunca üretimini durdurma kararı aldı.
Bazı işçiler de, kredi kartı, tüketici kredisi borçlarını kapatmak için yasal haklarını alarak iş akidlerinin feshi için sendikaya başvurdu. Tariş Pamuk Birliği’nin 34 yıl önce Balkanlar’ın en büyük tesisi olarak kurduğu Tariş İplik ve Dokuma Fabrikası, 2009 Mart ayı başı itibariyle üretimini durdurdu. Toplam 600 işçinin son modern makinelerle çalıştığı dev tesis üretimin durmasıyla sezsizliğe büründü.
HÜRRİYET 17.03.2009
70 mağaza açmaya 135 milyon TL yatıracak yeni şirket de alacak
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, “Carrefoursa’nın parası var. Performansı iyi, büyüyor. Bu yıl 135 milyon TL’lik yatırımla 70 yeni mağaza açılacak. Planlarımız içinde inorganik büyüme de var” dedi.
SABANCI Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, iki rakamlı büyüme hedefleyen Carrefoursa’nın bu yıl 135 milyon liralık yeni yatırımla, 70 yeni mağaza açacağını söyledi. 1993 yılında açılan İçerenköy Carrefour mağazasını yenilenmesi dolayısıyla ziyaret eden Güler Sabancı, “Carrefour Merter’i zamanında sattı, parası var. Performansı iyi gidiyor, memnunuz, büyümeye devam ediyor” dedi. Carrefoursa’nın bu yıl iki rakamlı büyüyeceğine işaret eden Güler Sabancı, büyümenin organik mi, yoksa satın alma ile mi olacağına ilişkin bir soru üzerine, “İkisi de var. Carrefoursa gerek organik, gerek inorganik büyümeye devam ediyor. Yakınlarda da sizlere bir şeyler açıklayacaklar diye düşünüyorum” diye konuştu.
Yeni modeli ihraç edecek
Güler Sabancı, yenilenen İçerenköy Carrefoursa’yı Sabancı Holding CEO’su Ahmet Dördüncü, Perakende Grup Başkanı Haluk Dinçer, İnsan Kaynakları Grup Başkanı Mehmet Göçmen ve Carrefoursa Genel Müdürü Guillaume Vicaire ile birlikte gezdi. İçerenköy’ün Carrefoursa’nın ilk mağazası olduğunu hatırlatan Sabancı, müşteriyi dinleyip yeni bir model oluşturduklarını, bu modelin Carrefour tarafından da beğenildiğini söyledi. Sabancı, “Carrefoursa, Carrefour için de yeni bir modelin know-how’ını yarattı. Carrefour tarafından da bu model beğenildi” dedi. Sabancı, Carrefour ile ortaklığın başarılı bir şekilde gittiğini, stratejide ve hedeflerde beraber olduklarını söyledi.
Sabancı Holding Perakende Grup Başkanı Haluk Dinçer, “Mağazalardaki ucuzluğun satışlara nasıl yansıdığı ve geçen yılın ilk iki ayına göre bir değişiklik olup olmadığı” yönündeki sorular üzerine, aynı mağazalardaki satışların geçen yılın aynı dönemine göre aşağı yukarı aynı seviyelerde gittiğini söyledi. Bu yıl perakende işlerinin büyüdüğünü söyleyen Güler Sabancı, “Gerek Teknosa’da, gerekse Carrefoursa’da işler büyüyor. Carrefoursa bu yıl 135 milyon liralık yeni yatırım yapacak. Geçen hafta, bir haftada 7 süpermarket açtılar. Bu yıl 70 süpermarket bütçelendi. 7 süpermarketi bir haftada açmış olmaları, arkadaşlarımın bu yılki bütçelerini gerçekleştireceklerine dair bize çok büyük güven verdi” diye konuştu.
En ucuz iddiası
Carrefoursa’nın ’en ucuz’ iddiası olduğunu hatırlatan Güler Sabancı, “Carrefour, daha ucuzunu bulana aradaki farkın 10 katını veriyor. Kriz için mağazada özel bir reyon oluşturulduğunu, bu bölümdeki ürünler 1, 2, 3, 5 ve 10 liraya satılıyor” dedi.
Paket doğru yolda atılan adım oldu
GÜLER Sabancı, yeni açıklanan ekonomik paketin doğru yolda atılmış bir adım olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Arkadaşlarla değerlendirmesini yapacağız. Ama görünüyor ki piyasalara direkt etkisi olacak. Doğru yolda atılmış bir adımdır. Zaten bugüne kadar birçok önlem alındı. Bu şekilde, toplu bir şekilde sunulması, bizim, iş dünyasının ve piyasaların beklediği bir şey. Dünyadan gelen ve hepimizi etkileyen derin bir krizin içindeyiz. Hepimiz güven duyacağız, hepimiz daha çok alışveriş yapar hale geleceğiz. Bu da sürekli bu yolda ve aynı yönde tedbirler almamızı gerektirecek.”
HÜRRİYET 17.03.2009
AIG, devletten 180 milyar dolar alıp 120 milyar dolar dağıttı
ABD hükümetinden toplamda aldığı 180 milyar dolarlık yardımla 4 kez kurtarılan sigorta devi AIG (American International Group), müşterileriyle yaptığı anlaşmalardan doğan yükümlülükleri nedeniyle 120 milyar dolarlık ödeme yaptığını açıkladı.
Yüzde 80’i devletin olan AIG’nin başta CDS (Credit Default Swap-Kredi Temerrüt Takası) sözleşmelerinden doğan yükümlülüklerinin ne kadar olduğu uzun süredir merak ediliyordu. AIG tarafından yapılan açıklamada, sigorta şirketinin 16 Eylül 2008-31 Aralık 2008 tarihleri arasında başta bankalar ve belediyeler olmak üzere ticari ortaklarına toplamda 120 milyar dolarlık ödeme gerçekleştirdiği belirtildi.
Karmaşık türevler
AIG, bu ödemeleri geliştirdiği karmaşık analizlere dayanan türev ürünler nedeniyle yapmak zorunda kaldı. AIG’nin Finansal Ürünler Birimi’nin mortgage varlıkları üzerinden aldığı sigorta riski sonucunda Eylül-Arılık 2008 döneminde 52 milyar dolarlık bir kaynak iş ortaklarına aktarıldı. AIG’nin menkul kıymetlere dayalı kredi işinden ise bankalar ile aracı kurumlara 43.7 milyar dolar ödendi. ABD Merkez Bankası’ndan (FED) sağlanan kaynağın 24 milyar dolarlık kısmı ise AIG tarafından sigortalanan mortgage kaynaklı menkul kıymetlerin satın alınması için kullanıldı.
AIG, tarafından yapılan ödemelerden aslan payını ise büyük yatırım bankaları aldı. Ödeme listenini tepesinde 12.9 milyar dolarla Goldman Sachs yer alırken, Fransız Societe Generale ise 11.9 milyan dolarla ikinci sıraya yerleşti. Alman Deutsche Bank 11.8 milyar dolarla üçüncü olurken, İngiliz yatırım bankası Barclays ise 8.5 milyar dolarla dördüncü sırada kendine yer buldu. ABD’li Merrill Lynch’e 6.8 milyar dolar, Bank of America’yada 5.2 milyar dolar ödeme yapıldı.
AIG’den en fazla para alanlar
BankaTutar (Milyar dolar)
Goldman Sachs12.9
Societe Generale11.9
Deutsche Bank11.8
Barclays PLC8.5
Merrill Lynch6.8
Bank of America5.2
UBS AG5.0
BNP Paribas4.9
HSBC Holdings3.5
Dresdner2.6
HÜRRİYET 17.03.2009
Pervari’de 600 milyon dolarlık ABD destekli enerji yatırımı
Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı tarafından şubat ayı başında ön duyurusu gerçekleşen ikinci büyük yatırımın, Pervari A.Ş.’nin hayata geçireceği Siirt Pervari Barajı ve HES (hidro elektrik santralı) projesi olduğu açıklandı.
Türk NTF ve SU-YAPI ile ABD’li ortakları MPR konsorsiyumunun oluşturduğu Pervari’nin yapacağı 600 milyon dolarlık yatırımın 1200 kişiye istihdam sağlayacağı duyuruldu. Yatırım Ajansı ve Pervari’nin ortaklaşa yaptığı açıklamada, Siirt Pervari Barajı ve HES projesinin inşaat süresinin 60 ay olarak planlandığı ve temelinin 1998 yılında atılan Türk-ABD iş birliği protokolüne dayandığı belirtildi. Projenin planlanması ise EİE (Elektrik İşleri Etüt İdaresi) tarafından 1980’lerde yapılmış. Açıklamada, projenin DSİ tarafından planlanan Pervari Barajı’nın üzerinde bulunduğu Botan Çayı-Müküs Deresi’ndeki Pervari Regülatörü’nün de önünü açacak olması ve Türkiye’nini hidroelektrik kapasitesinin değerlendirilmesi açısından son derece önem taşıdığı kaydedildi. Entegre olarak çalışacak bu iki projenin üreteceği toplam enerjinin yaklaşık 1700 GWh (gigavatsaat) olacağı, bu oranın Atatürk Barajı’nın ürettiği enerjinin yaklaşık yüzde 20’sine tekabül ettiği, kurulu güç olarak ise Türkiye’deki mevcut kurulu gücün yüzde 1.5’ine denk geldiği de belirtildi.
HÜRRİYET 17.03.2009
Özel sektörün dış borcu ocakta 135.2 milyar dolara indi
Türkiye’nin en önemli kırılganlıklarından biri olan özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcu ocak sonu itibariyle 135 milyar 255 milyon dolara indi
Sözkonusu tutarın 39 milyar 667 milyon doları finansal, 95 milyar 588 milyon doları da finansal olmayan borçları kapsadı.
2002 yılında 29.1 milyar dolar olan sektörün yurtdışı borcu 2008’e kadar hızlı bir yükseliş trendi sergiledi. Eylül 2008’de 145 milyar dolara çıkan borç, aralık ayında 139.5 milyar dolar oldu.
Özel sektör borcunu, küresel krizin borç bulma imkânlarını daraltması gibi etkenlerin yanı sıra doların yükselişi de etkiliyor.
En çok borç İngiltere’ye
Özel sektörün yurtdışından sağladığı uzun vadeli kredi borcunun ülkeler bazında dağılımı ise şöyle:
“İngiltere’ye 27 milyar 795 milyon dolar (yüzde 20.6), Bahreyn’e 17 milyar 941 milyon dolar (yüzde 13.3), Almanya’ya 14 milyar 184 milyon dolar (yüzde 10.5), Malta’ya 13 milyar 355 milyon dolar (yüzde 9.9), ABD’ye 12 milyar 370 milyon dolar (yüzde 9.1) ve Lüksemburg’a 11 milyar 82 milyon dolar (yüzde 8.2).”
Bu arada, Türkiye’de ocak sonu itibariyle bankalar hariç özel sektörün yurtdışından sağladığı kısa vadeli kredi borcu 2 milyar 204 milyon dolar oldu. Bunun 652 milyon doları bankacılık dışı finansal kuruluşların kısa vadeli kredi borcuyken, 1 milyar 552 milyon doları da finansal olmayan kuruluşların borcundan oluştu.
Bankalar hariç özel sektörün yurtdışından sağladığı kısa vadeli kredi borcu 2007 yılı sonu itibariyle 1 milyar 495 milyon dolar, 2008 yılı sonu itibariyle ise 1 milyar 875 milyon dolar düzeyindeydi.
MİLLİYET 17.03.2009
Ford Otosan üretime başladı
Ford Otomotiv Sanayi AŞ (OTOSAN) Kocaeli fabrikasında üretime gece yarısı vardiyasıyla yeniden başlandı. Talep düşüşü dikkate alınarak Ford Otosan Kocaeli Fabrikası’nda 6 bin 400 işçi 26 Şubat 2009′da ücretli izne çıkarılarak, üretime ara verilmişti. Türk Metal Sendikası Gölcük Şube Başkanı Yücel Yücel, üretime sık ara verilmesinin işçi çıkarılacağı endişesini artırdığını kaydetti. Yücel, 10 gün sonra yeniden üretime ara verebileceğini öğrendiklerini söyledi.
SABAH 17.03.2009
Anadolu Isuzu’da 2 aylık mola bitti
Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde kurulu Anadolu Isuzu Otomotiv Sanayi ve Ticaret AŞ’de üretime, 2 ay aranın ardından sabah vardiyasıyla dün yeniden başlandı. Birleşik Metal-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu fabrikada işyeri temsilcisi Erol Kalender, sözkonusu dönemde işverenin kısa çalışma ödeneğinden faydalanmak için İşkur’a başvurduğunu, ancak kısa çalışma ödeneğinden yararlanma konusunda kararın henüz açıklanmadığını bildirdi.
SABAH 17.03.2009
Süzer: Bazı sektörlerden çekilebiliriz
İnşaat, turizm, enerji ve finans alanlarında faaliyet gösteren Süzer Grubu Genel Müdürü Serhan Süzer, ilk yarıda performansını tatmin edici bulmadıkları sektörlerden çıkabileceklerini ve mevcut 12 şirketten oluşan iştirak portföyünün 4 veya 5′e inebileceğini söyledi. Ana işleri inşaata yöneleceklerini kaydeden Süzer, İstanbul’da 150-200 milyon dolar yatırım değeri olan gayrimenkul projesini planlama aşamasında olduklarını, inşaata ise en geç 2010′un ilk çeyreğinde başlayabileceklerini belirtti. Süzer, satın alma için takip ettikleri inşaat şirketleri olduğunu bildirdi.
SABAH 17.03.2009
Tüketici Güven endeksi arttı
Türkiye İstatistik Kurumu ile Merkez Bankası tarafından her ay düzenlenen ve tüketicilerin harcama, davranış ve beklentilerinin değerlendirildiği Tüketici Güven Endeksi açıklandı. Buna göre, güven endeksi şubat ayında bir önceki aya göre yüzde 3.42 oranında artarak 74.01 oldu. Endeksin alt kalemlerinden satın alma gücü endeksi 62.72’den 63.34’e yükseldi, gelecek dönem satın alma gücü endeksi ise 70.39‘dan 71.04’e çıktı. Gelecek dönem iş bulma imkanları endeksi 64.92’den 65.20’ye, dayanıklı tüketim malı satın almak için uygunluğu endeksi ise 95.89’dan, 105.08’e yükseldi.
TÜRKİYE 17.03.2009
TMO küçük çiftçinin ürününü almayacak
TMO, bu sezondan itibaren AB kriterleri kapsamında 3 tonun altındaki ürünü almayacak. Uygulamanın küçük çiftçilerin ezilmesine neden olacağını belirten TZOB Başkanı Bayraktar, “Önce sektörün alt yapı sorunları çözülmeli” dedi
Türkiye’nin AB’nin Ortak Tarım Politikası’na (OTP) ve Ortak Piyasa Düzeni’ne (OPD) uyumu çerçevesinde, Toprak Mahsulleri Ofisi, hububat alımında AB kriterlerini uygulamaya başlayacak. Yönetmelikle, alınacak hububatın kalitesine ilişkin kriterler belirlendi. Ofis artık, tüccar ve şirketlerden de hububat alabilecek. Alımlarda, asgari limit uygulanacak. Kriterlerin, 2017′den itibaren AB’ye tam uyumlu olması öngörülüyor. Tüccar ve şirketlerden yapılacak alımlarda asgari alım miktarı makarnalık buğdayda 10, diğer hububatta 80 ton olarak belirlendi.
KÜÇÜK ÇİFTÇİ DAHA ÇOK EZİLİR
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, TMO’ya ürün getiren çiftçilerin yüzde 70′inin 20 tona kadar üretim yaptığını belirterek, “TMO’nun küçük çiftçiyi koruyucu durumda olması, çiftçinin nakit ihtiyacından dolayı ürünü bir an önce satmak zorunda kalması gibi sebepler bu günkü durumda TMO’yu sektörün ayrılmaz bir parçası yapmaktadır. Ülkemizdeki tarımsal işletmelerin yüzde 35′i 20 da’ın altında araziye sahiptir. Bu işletmelerin toplam işlenen alan içindeki payı ise yüzde 5,3′dür. Türkiye ortalama verim 230 Kg/da’dır. 3 ton’luk üretim için gerekli arazi büyüklüğü yaklaşık 15 da’dır. Bu yönetmeliğin buğday çiftçisine ve üretimine olumsuz yansımaması için sektörün alt yapı sorunlarının bir an önce çözülmesi gerekmektedir. Aksi halde bu yönetmelikler küçük çiftçinin daha fazla ezilmesine zemin hazırlamaktadır” şeklinde konuştu.
Kriterler ürünlerin kalitesini artıracak
Toprak Mahsülleri Ofisi’nin Avrupa Birliği kriterlerini uygulamaya koymasıyla üretim kalitesinin artacağını ifade eden Adana Çiftçiler Birliği Genel Sekreteri Oana Çorat, üretim koşullarının çok daha ağırlaştığını ve daha hassas bir TMO’nun olacağını söyledi. Çiftçilerin kriterler çerçevesinde getirilecek 3 ton sınırlamasından çok fazla etkilenmeyeceğini söyleyen Oana Çorat konuyla ilgili şunları söyledi: ‘3 ton kotası mısır ürününde 2-3 dönüme, buğdayda ise 5 dönüm araziye tekabül ediyor. Zaten bu uygulamadan önce de çiftçiler ürünlerini kamyona doldurup Toprak Mahsülleri Ofisi’ne getirmiyorlardı. Yine aracı kurumlarla çalışıyorlardı. Bu yüzden çiftçilerin bu uygulamadan çok fazla etkileneceğini düşünmüyorum. Bu kriterlere öyle ya da böyle uymamız gerekiyordu. Böylelikle üretilen ürünlerin kalitesi artacak.’
Hemen uygulanmaya başlanması çiftçiler için sıkıntı doğurur
TMO’nun hububat alımlarında AB kriterlerini uygulayacak olmasını olumlu olarak değerlendiren Türkiye Ziraatçılar Derneği (TZD) Başkanı İbrahim Yetkin, TMO’nun piyasadaki düzenleyici rolünü hiçbir zaman kaybetmemesi gerektiğini vurgulayarak, “Kriterler seçilecek pilot bölgeler yoluyla uygulanmaya konulmalı. Uygulama, bu bölgelerdeki başarı oranına göre Türkiye geneline yayılmalı. Çünkü binlerce üretici ve ekili alan var. Türkiye’nin genelinde uygulanması halinde sancılı bir dönem olabilir. Ayrıca bu karar çiftçilerin topraklarını birleştirmesi amaçlanarak alınmış olabilir. 3 tonun altında ürünü olan çiftçi ürününü üreticiler birliği veya kooperatifler aracılığıyla TMO’ya satabilecek. Bu konuda kesinleşmiş bir şey yok. İkili yapılar belirlenmeli” dedi.
Kalitesi önemli
Hububatın, sağlıklı ve pazarlanabilir kalitede olması gerekiyor. Kriterlere uymayan ürünün fiyatında kusur oranına göre indirim yapılacak.
YENİ ŞAFAK 17.03.2009
MOL mağazalarındaki stok indirimle eriyecek
MOL Mağazacılık İcra Kurulu Başkanı Özdemir, tarihi fiyatlarla stoklarını eriteceklerini belirterek, “7 liraya pantalon, 20 liraya takım elbise satacağız” dedi.
MOL Mağazacılık AŞ İcra Kurulu Başkanı Oktay Özdemir, MOL outletlerde tarihi fiyatlarla ellerindeki stokları eriteceklerini belirterek, 7 liraya pantolon, 1,5 liraya tişört, 20 liraya takım elbise satacaklarını söyledi. Özdemir, Türkiye’de üretim yapan tekstil ve hazır giyim firmalarının tek başına ürettikleri ürünlerin çok pahalı ve maliyetli olduğunu, firmaların bir araya gelip güç birliği yapmasıyla ise çok daha uygun fiyatlarla satış yapabileceğine dikkati çekti. Özdemir, 10 Nisan’da 10 MOL mağazasının aynı anda açılacağını, mayısın ilk haftasında yurt dışında 10 MOL mağazasının daha faaliyete geçeceğini söyledi.
10 MAĞAZA AYNI ANDA
Oktay Özdemir, “İlk mağazalarımız İstanbul, Ankara ve Antalya’da açılacak. Tüketicinin karşısına, ‘aile paketi’ dediğimiz ürün gruplarıyla çıkacağız. İçinde ceket, gömlek, ayakkabı, pantolon gibi ürünlerin bulunduğu paketler çok uygun fiyatlarla alınabilecek. Ayrıca MOL outletlerde tarihi fiyatlarla elimizdeki stokları eriteceğiz. 7 liraya pantolon, 1,5 liraya tişört, 20 liraya takım elbise satacağız. İlk outlet mağazamızı Esenler’de açıyoruz” dedi.
YENİ ŞAFAK 17.03.2009
İstikbal’den yüzde 50 bahar indirimi
İstikbal, yeni kampanyası ile ilkbahar sezonuna damgasını vurdu. İstikbal farklı ürün gruplarında sunduğu yüzde 50′ye varan indirimleri, 2 ay ödeme ertelemeli taksit avantajları ile ilkbaharda evlerde bahar havası estirecek. 1 Mart -30 Nisan tarihleri arasında iki ay süreyle geçerli olan kampanya ile İstikbal evlerde dekorasyon modasını kaçırılmayacak fiyatlarla estirecek. İstikbal yeni kampanyasında modern koltuk takımlarından emniyetli bazalara, yemek ve yatak odası takımlarından kanepelere, ergonomik ve sağlıklı yataklardan genç odası takımlarına kadar birbirinden şık ve kullanışlı birçok ürünü yüzde 50′ye varan indirimler ile sunuyor.
YENİ ŞAFAK 17.03.2009
Botaş, KKTC’ye boru hattı döşeyecek
Türkiye’nin doğalgaz ithalatının tamamına yakınını gerçekleştiren kamu şirketi Botaş, önemli projelere imza atmaya hazırlanıyor.
Türkiye’den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’ne doğalgaz boru hattı kurma çalışmalarını yürüten şirket, ayrıca İstanbul’a hidroelektrik santrali kurulması için çalışmalarını hızlandırdı.
Enerji Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre, Botaş, Kıbrıs’ın doğalgaz ve su ihtiyacını karşılamak için planlanan boru hattı inşaatıyla ilgili etüt çalışmasını tamamladı. Devlet Su İşleri (DSİ) ile birlikte geliştirilen projenin doğalgaz ayağını Botaş gerçekleştirdi. Yunanistan doğalgaz boru hattından sonra, Botaş’ın ikinci ihraç boru hattı olacak Kıbrıs Doğalgaz Boru Hattı için güzergah Silifke (Türkiye)-Karpaz (KKTC) olarak belirlendi. Kıbrıs’a istenilen basınç ve teslimatta gaz verilebilmesi için deniz geçişinde 18 inç çift boru hattı, Türkiye tarafından ise mevcut veya yapımı devam eden hatlardan deniz geçişine kadar 24 inçlik kara boru hattı yapılacak. Projeyle ilgili tamamlanan etüt çalışması Enerji Bakanlığı’na sunuldu. Projeyle ilgili nihai kararı bakanlık verecek.
Sıvılaştırılmış doğalgaz tesisinde hidroelektrik santrali
Botaş’ın bir diğer çalışması rüzgârdan sonra sudan da elektrik üretimi. Şirket elektriği, İstanbul Marmara Ereğli’deki tesislerinde LNG’yi (sıvılaştırılmış doğalgaz) gaz haline getirmek için kullandığı deniz suyundan üretecek. LNG’nin gazlaştırılmasında kullanılan su 16,5 metre yükseklikten ve saniyede 2,9 metreküp debi ile denize boşaltılıyor. Artan enerji maliyetlerini azaltmak için arayışa giren Botaş, suyun denize deşarj noktasında hidroelektrik santrali kurulmasına karar verdi. Bu yıl içinde tamamlanması hedeflenen santral 450 kW (kilovat) gücünde olacak. Botaş, daha önce de aynı bölgede rüzgar santrali kurmak için Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK)’ndan Kasım 2008′de 10 MW (megavat) gücünde lisans almıştı.
ZAMAN 17.03.2009
Faizde 1 puanlık düşüş bekleniyor
Ekonomistler, Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun mart ayında, gecelik borçlanma faiz oranını tarihin en düşük seviyesi olan mevcut yüzde 11,50′den 100 baz puan daha indirmesini bekliyor.
Banka son 4 toplantısında “İktisadi faaliyetteki yavaşlama”ya vurgu yaparak toplam 525 baz puan indirim gerçekleştirdi. Para Politikası Kurulu, mart ayı için faiz değişikliği kararını 19 Mart günü saat 19.00′dan itibaren açıklayacak.
ZAMAN 17.03.2009
Eximbank’tan makinacılara 150 milyon $ kredi
Kılıçoğlu, kredinin kontrollü olacağını ve harcama belgesi karşılığında kullandırılacağını bildirdi
Türk Eximbank, Dünya Bankası aracılığıyla, makine ihracatçısına kullandırılmak üzere 150 milyon dolar tutarında uzun vadeli kredi sağladı.
Kredinin imza töreninde konuşan Türk Eximbank Genel Müdürü Ahmet Kılıçoğlu, Türk ekonomisinin dünyadaki talep daralmasından etkilendiğini ifade ederek, dünya ekonomisinin iyileşme sinyallerinden olumlu anlamda ilk etkilenecek ülkelerden birinin de Türkiye olacağını söyledi.
Kılıçoğlu, Eximbank olarak bu yıl 12,9 milyar dolarlık toplam finansman hedefleri bulunduğunu, bunun da geçen yıla oranla yüzde 37′lik artışa tekabül ettiğini bildirdi. Dünya Bankası’ndan sağladıkları 300 milyon dolarlık kredinin 150 milyon dolarlık kısmını makine sektörüne tahsis ettiklerini, burada hem orta vadeli işletme hem de uzun vadeli yatırım kredisi imkanı bulunduğunu dile getiren Kılıçoğlu, “300 milyon dolarlık kredi mart ortası itibariyle hem gemi hem de makine imalat sektörüne 150′şer milyon dolar olarak kullandırılacak” dedi.
Kredinin kontrollü olacağını ve harcama belgesi karşılığında kullandırılacağını bildiren Kılıçoğlu, işletme kredisinin 4 yıl, yatırım kredisinin ise 6 yıl vadeli olduğunu, projeye göre 18-24 ay geri ödemesiz dönem bulunduğunu kaydetti.
“Faydalı olduğu görülürse kredi miktarının artırılması mümkün olacak” diyen Kılıçoğlu, Eximbank’ın, geçen yıl 250 milyon euro sendikasyon kredisi aldığını ve vadenin bu ay sonunda dolduğunu, nisan ayı başında bu kredi anlaşmasını tamamlayarak, kaynağın yüzde 80′ini yerine koymayı ümit ettiklerini dile getirdi.
Kılıçoğlu, kredinin faiz oranıyla ilgili bir soru üzerine, “Piyasa bozucu faiz oranı ile bunu kullandırmamak gerekli. Bir yıllık döviz kredisi olarak düşünüyoruz. Bu da libor artı 3,75. Bunun altına inme şansımız yok” şeklinde konuştu.
Kredinin üst limitinin firma başına 20 milyon dolar olduğunu belirten Kılıçoğlu, Avrupa Yatırım Bankası’ndan da 200 milyon euroluk kredi bulunduğunu, bunun makine imalat sanayi, lojistik ve turizm sektörü için kullandırılacağını, bununla ilgili süreci sonuçlandırmaya çalıştıklarını anlattı.
DÜNYA 17.03.2009
Türkiye’de 6 bin 500 ton altın var”
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürü Üzer, gömülü madenlerin bulunması için hem sığ hem derin sondaj yapılması gerektiğini belirtti
Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürü Mehmet Üzer, Türkiye’de 6 bin 500 ton altın bulunduğunu, bunun 700 tonunun özel sektör ve MTA’nın çalışmalarıyla işletilebilir hale geldiğini ifade ederek, “Türkiye’nin altın potansiyelinin büyük kısmı henüz yerin altında gömülü olarak duruyor. Altınlarımızı mutlaka yerin altından çıkarıp ekonomiye kazandırmamız lazım” dedi.
Gazetecilerin Türkiye’nin altın potansiyeline ilişkin sorularını yanıtlayan Üzer, teorik olarak Türkiye’de 6 bin 500 ton altın olduğunu, bunun 700 tonunu özel sektör ve MTA’nın çalışmalarıyla işletilebilir hale geldiğini söyledi.
Türkiye’nin altın potansiyelinin büyük kısmının henüz yerin altında gömülü olarak durduğunu belirten Üzer, bunun için ciddi bir risk sermayesi gerektiğini, devletin de MTA vasıtasıyla bu riskin bir kısmını üstlendiğini anlattı.
MTA Genel Müdürü Üzer, Türkiye’ye yılda 250 tona yakın altın girdiğini, bunun için de 6-7 milyar dolar civarında bir para ödendiğini, ancak yıllık sadece 11 ton altın üretildiğini ifade ederek, şöyle konuştu:
”Altınlarımızı mutlaka yerin altından çıkarıp ekonomiye kazandırmamız lazım. Sadece altın değil, diğer madenlerimiz için de böyle. Ülkemizin gömülü madenlerinin önemli bir kısmının yerin altında durduğunu, bugüne kadar yapılan madenciliğin derin olmayan sondajlarla yönetilen bir madencilik olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’de ikinci etap madencilik 5-6 senedir başladı. Gömülü madenlerin bulunması için hem sığ hem derin sondaj yapmamız lazım. Yani yerin altını da üç boyutlu işletilir hale getirmemiz lazım.”
Türkiye’nin maden varlığının ekonomiye kazandırılmasında özel sektörün de önemli bir yeri olduğunu ifade eden Üzer, “Ülkemizin madenlerinin ortaya çıkarılması sadece MTA’nın aramasıyla mümkün değil, özel sektörün de yatırım yapması lazım” dedi. Üzer, MTA’nın gelecek yıllarda sadece alt yapıya hizmet üretmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
DÜNYA 17.03.2009
Vadeli çek yasalaştı
Türk Ticaret Yasası’nın “kıymetli evrak” başlıklı üçüncü kitabının “kambiyo senetleri” faslı içinde ayrı bir kısım olarak yer alan “çek” mevcut yasal tanımlamaya göre “kayıtsız ve şartsız muayyen (belli) bir bedelin ödenmesi için havaleyi içerir.” Bu bağlamda Türkiye’de ödenecek çeklerde muhatap olarak ancak bir banka gösterilir. (Madde: 694)
Çeklerin keşidesi ve şekli (madde: 692-699), devri (madde: 700-705), ödeme ve ödemeden imtina (kaçınma) (madde: 706-723) ile konuya ilişkin diğer hükümler, (madde: 724-730), kanunlar ihtilafı, (madde: 731-743), Türk Ticaret Yasası içinde yer almaktadır.
Çek kullanımı hakkındaki esaslar, çek hamillerinin korunmasına dair önlemler ve bu bağlamda uygulanması öngörülen cezalar ise “Çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması hakkındaki” 3167 sayılı yasanın konusunu oluşturmaktadır.
“Çek gerçekte bir tediye (ödeme) aracıdır. Çekin ödeme dışında bir nedenle keşide edildiğinin ispatı bunu iddia edene düşer ve tanıkla kanıtlanamaz.”
Son yıllarda çekin mevcut yasal düzenlemeler hilafına vadeli olarak düzenlenmesinin giderek yaygınlaşması, bu bağlamda çekin keşide tarihinden önce bankalara ibrazı iş âleminde güvensizliğe neden olmuştur.
Buna bağlı olarak “Bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki” 5838 sayılı yasa ile ülkemizde çek kullanımının ve düzenlenmesini etkileyen iki önemli değişiklik yapılmış olup, bu değişikliklerle bundan böyle çekler vadeli olarak kullanılabilir hale getirilmiş, düzenlenen çeklerin talimatla ödenmesinin durdurulmasına hukuken son verilmiştir. Şöyle ki;
* 5838 sayılı yasanın 18′inci maddesi ile “Çekle ödemelerin düzenlenmesi ve çek hamillerinin korunması hakkındaki” yasaya eklenen geçici 2′nci maddeye göre “31.12.2009 tarihine kadar, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce çekin ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersizdir.”
Yukarıya aynen alınan yasa maddesi gereği olarak 28 Şubat 2009 tarihi ile 31.12.2009 tarihi arasında vadeli olarak düzenlenmiş olan çeklerin üzerinde yer alan keşide tarihleri (vadelerinden) önce ibrazı halinde bankalar tarafından bu çekler için işlem yapılamayacak, yani ödenmeyecek veya takas odasında işlem görmeyecektir.
Sözü edilen yasa maddesinin gerekçesine göre “belirli bir süreyle çekin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ödenmek için muhatap bankaya ibrazı geçersiz kabul edilerek ekonomik sıkıntılarla çeklerin zamanında ödenmemesi sonucunda ticari hayatta karşılaşılan sorunlara ve mağduriyetlere çözüm üretilmesi amaçlanmıştır.”
* 5838 sayılı yasanın 32′nci maddesi Türk Ticaret Yasası’nın 711′inci maddesinin üçüncü fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.
Sözü edilen yasa maddesine göre “Keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğunu iddia ederek” muhatabı çeki ödemekten men edebiliyordu. Bu durum çoğu kez uygulamada çek hamillerinin mağdur olmasına neden olduğundan uygulamada son zamanlarda ortaya çıkan yakınmalar her geçen gün artmaya başlaması dolayısıyla bu maddenin yürürlükten kaldırılması fikri giderek ağırlık kazanmıştır. Buna dayalı olarak sözü edilen madde 28.02.2009 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmış bulunmaktadır.
Uygulamada yürürlükten kaldırılan yasa maddesinin yarattığı boşluğun doldurulmasına yönelik hiçbir yasal düzenlemenin yapılmamış olmasından kaynaklanacak sorunların nasıl giderileceği konusunda ortaya çıkan duraksamalar yeni bir sorun kaynağı haline dönüşebilecek niteliktedir.
Çünkü; çeki keşide edenin iradesi dışında elinden çıkan, daha doğrusu çalınan veya zayi edilen çeklerin iptali için oldukça etkili olan geçmiş yasa maddesinin yürürlükten kaldırılması ile birlikte, bundan böyle çek hamilinin bu gibi hallerde başvuracağı ödemeyi durdurma yetkisinin kaldırılmasından kaynaklanan boşluğun nasıl doldurulacağı konusu şimdilik sorun olarak karşımıza çıkacaktır.
Oysa çekini kaybeden veya çeki çalışanların hukukunu koruyan yeni bir düzenlemenin yapılmaması halinde bu sorunun daha da büyümesi beklenmektedir.
Gerçekte geçmişte çekin keşidecisinin elinden rızası hilafında çıkması halinde keşidecinin ödeme yasağı koyması yasal bir hak niteliğinde olduğundan bankaya yapacağı bildirimle sözü edilen çekin tahsilatını durdurmak suretiyle muhtemel bir zarardan kurtulmuş oluyordu.
Şimdi bundan böyle çeki düzenleyen kişinin sözü edilen çeki zayi etmesi veya idaresi dışında elinden çıkması halinde böyle bir olanaktan yani ödememe talimatını verme olanağından yoksun bırakılmıştır.
5838 sayılı yasanın gerekçesinde konuya ilişkin olarak bu hükmün Cenevre Birlik Anlaşması’nın yer almadığı görüşünden bahis edilmektedir. Buna karşın sözü edilen maddenin İsviçre Borçlar Yasası’ndan alındığı vurgulanarak, İsviçre’de bu maddenin tartışma yarattığı üzerinde durulmaktadır.
Sonuç olarak ülkemizde yanlış anlamaların doğmasına neden olan ve çekin niteliği ile bağdaşmadığı ifade edilen Türk Ticaret Yasası’nın 711′inci maddesinin üçüncü fıkrası bundan böyle yürürlükten kaldırılmış ancak çıkması muhtemel sorunlara yönelik düzenleme yapılmamıştır.
REFERANS 17.03.2009
BSH Ev Aletleri’nin kârı yüzde 20 azaldı
Ana markaları Bosch ve Siemens, özel markası Gaggenau ve yerel markası Profilo ile Türkiye beyaz eşya sektöründe yüzde 25′lik pazar payına sahip olan BSH Ev Aletleri’nin, 2007 yılında 89 milyon 779 bin lira olan net kârı, 2008′de yüzde 20 azalarak 71 milyon 461 bin liraya geriledi. Şirketin son çeyrekteki net kârı ise, üçüncü çeyreğe göre yüzde 83′lük düşüşle 5.8 milyon liraya düştü. BSH 2007′nin son çeyreğinde de 35.6 milyon lira net kâr elde etmişti. Küresel krizin etkisiyle talepte yaşanan daralma ve kurdaki hızlı çıkışın BSH Ev Aletleri’nin kârındaki düşüşte etkili oldu. BSH Ev Aletleri’nin toplam satış gelirleri yüzde 10′luk artışla 2 milyar 7 milyon liraya çıkarken, yurtiçi satışları yüzde 3, yurtdışı satışları ise yüzde 20 arttı. BSH Ev Aletleri’nin brüt kârı yüzde 17′lik artışla 551 milyon liraya ulaştı.
Kambiyo zararı yüzde 232 arttı
Şirketin pazarlama, satış ve dağıtım giderleri yüzde 12′lik artışla 274.3 milyon liraya, genel yönetim giderleri ise yüzde 88′lik artışla 153.8 milyon liraya ulaştı. Genel yönetim giderleri içerisinde yer alan danışmanlık ve lisans giderlerinin 13.1 milyon liradan 86.1 milyon liraya çıktı. Faaliyet kârı 150.9 milyon liradan 149 milyon liraya inen BSH Ev Aletleri’nin yüzde yüzde 72′lik artışla 116 milyon liraya ulaşan finansal gelirlerinin 55.7 milyon lirasını kambiyo kârı oluşturdu. Şirketin finansal giderleri 104.8 milyon liradan 175.5 milyon liraya çıkarken, kambiyo zararı, döviz açık pozisyonunun etkisiyle, yüzde 232 oranında artarak 77.3 milyon liraya yükseldi.
Dünyanın üçüncü büyük beyaz eşya üretici olan ve 14 markasıyla, dünyanın dört bir yanında toplam 43 fabrikada üretim yapan BSH Grubu’nun en büyük üretim merkezi Çerkezköy’de bulunuyor. Buzdolabı, fırın, çamaşır makinesi ve bulaşık makinesi üreten dört fabrikasında toplam 3.5 milyon birimin üzerinde kapasiteyle üretim yapan BSH Ev Aletleri, ürünlerinin yarıdan fazlasını Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Afrika gibi dünya pazarlarına ihraç ediyor.
2008′DE BSH EV ALETLERİ (Bin TL)
20072008Değ. (%)
Satış1.814.9292.007.01510,5
İhracat656.939791.35620,4
Yurtiçi satış1.203.1851.239.9143,0
Brüt kâr471.115551.07716,9
Faaliyet kârı150.970149.041-1,2
Finansal gelir67.584116.55672,4
Finansal gider104.827175.47767,3
Net kâr89.77971.461-20,4
Aktif1.232.5811.345.4669,1
REFERANS 17.03.2009
Aksigorta’dan 2007′de 52 milyon TL net kâr
Aksigorta’nın, 2008 yılsonu prim üretimi, 2007 yılsonuna göre yüzde 4,5′luk artışla 829 milyon TL’ye ulaşırken, net kârı da 52 milyon TL olarak gerçekleşti.
Yasal düzenlemeler çerçevesinde 2008 yılı itibariyle uygulamaya konan yeni yönetmeliklerin etkisiyle artan sigortacılık karşılıklarının, operasyonel kârlılığı aşağı çektiğini belirten Aksigorta Genel Müdürü Ragıp Yergin, “Güçlü bilanço yapımızın katkısıyla elde ettiğimiz yüksek mali gelirlerle 52 milyon TL’ik net kâr rakamına ulaştık. Önümüzdeki dönemde de güçlü sermaye yapımız ve müşteri odaklı hizmet anlayışımız doğrultusunda sürdürülebilir karlı büyümemizi devam ettireceğiz” dedi. Aksigorta ayrıca, dördüncü kez Türkiye’nin en güvenilir markalarının tüketicilerin verdiği oylarla belirlendiği “Tüketici Kalite Ödülü”nün de sahibi oldu.
Bugün 7 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!
Sayfa hakkında
Burda sayfan hakkındaki bilgileri yazabilirsin, başka sayfalarını yazabilirsin ya da benzeri işler ;-)